A. Bayar: "Parlamento 'konuşan heyet' demektir"

[KorsanhabeR]

Atılgan Bayar'ın köşe yazısı...

Meslektaşlar arasında birisi pot kırdığı zaman düzeltmesi, uyarısı gizli yapılır. Ama pot o kadar büyüdü, o kadar yayıldı ki, mecburen Mehmet Tezkan'ı açıkça uyaracağım.
Türk demokrasisinin geldiği noktayı idrak edemeyen meslektaşımız, 'siyasetçiler az konuşunca ülke rahatlıyor' buyurmuş... Siyasetçileri 'az konuşmaya' davet etmiş...
Oysa siyasetçiler konuşur. Konuşmalıdır. Ve mümkün olduğunca fazla konuşmalıdır.
Parlamento kelimesi bile Fransızca 'parler' sözcüğünden gelir; 'konuşan heyet' demektir.
Ve siyasetin temel görevi de, her konuyu halkın önünde konuşmaktan başka bir şey değildir.
İktidar konuşur, muhalefet iktidarın konuşmadığı, atladığı, sakladığı şeyleri konuşur.
İnsanlar konuşa konuşa anlaşır, siyaset konuşa konuşa yapılır.
Kim ne derse desin, Türkiye'de 'parlamenter' siyaset en o lgun dönemlerinden birini yaşıyor.
İktidar konuşuyor; muhalefet onun boşluklarını dolduruyor, es geçtiklerini sorguluyor.
Siyasetin konuşmasından, kavgasından, sertleşmesinden çekinecek bir şey yok.
Ama 'siyasetçiler az konuşsun' demek, 'az demokrasi,' demektir.
'İktidar konuşmasın, muhalefet konuşmasın... Ama ben, her gün istediğimi yazayım' demek; siyasetin rolünü de medyada üstleneyim demektir. Bu Tezkan'ın ve destekçilerinin ütopyası olabilir. Ama bunun demokrasiyle, hele parlamenter demokrasi ile hiç mi hiç alakası yok. Bu yüzden başa dönüyorum...
Siyaset konuşmak demektir, demokrasi konuşarak kurulur, özellikle 'parlamanter demokrasi' konuşmanın ta kendisidir. Tayyip Erdoğan'ın açılımları... Çıkışları... Elzemdir...
Farkında değil misin, Deniz Baykal'ın itirazları bile, 'daha çok konuşalım , baş başa değil Parlamento'da açık açık konuşalım, bu açılımın bütün ayrıntılarını anlatın' çağrısı üzerine kurulu...
Devlet Bahçeli'nin öfkesi bile vazgeçilmezdir...
Siyaset susarsa, bugünün dünyasında yalnızca medyanın konuştuğu bir vasat ile karşı karşıya kalırız.
Bu yüzden, parlamanter demokraside; 'siyasete sus, medyaya konuş' diyemeyiz.
Herkese, 'daha fazla konuşun' diyebiliriz.
Aksi takdirde; halkın oy vermediği odakların medya üzerinden yapmaya çalıştığı 'gündem mühendisliği'ne, risk almadan ülke yönetme arzusuna teslim oluruz.
Ben buna razı değilim. Lütfen daha fazla konuşun Tayyip Bey, lütfen daha fazla konuşun Deniz Bey, lütfen daha fazla konuşun Devlet Bey... Daha fazla konuşun lütfen sayın bakanlar ve milletvekilleri...
Parlamento'yu ve demokrasiyi savunmak; konuşmak demektir. ...