1001Design
330i ///M3 Design
Arkın Allen, nam-ı diğer Mercan Dede, 'Nar' ile başladığı anasır-ı erbaa dörtlemesinin üçüncü albümü 'Nefes'i yayınladığında, geriye kalan 'Toprak'ın son çalışması olacağını söylemişti.
Ancak Toprak yerine bambaşka bir albümle çıkageldi sanatçı; 800. doğum yılının bitmesine sayılı günler kala Mevlânâ'ya ithaf ettiği '800' albümüyle... Mercan Dede, 800'de müzikseverleri dünyanın farklı coğrafyalarında dolaştırıyor ve onlara aşkın buralardaki yansımalarını gösteriyor. İsviçreli Mich Gerber, İranlı Ziya Tabassian, Hintli Shankar Das, Çinli Shen-Qi ve Türkiye'den Göksel Baktagir, Yurdal Tokcan gibi birçok müzisyen bu seyahatte Mercan Dede'ye yoldaşlık yapmış. Her sanatçı, kendi coğrafyasının aşkına sözcü olmuş sazıyla. Yolculuğun sürpriz konukları ise Ceza ve Yıldız Tilbe.
Mercan Dede'nin 800'le çıkagelmesi müzikseverleri şaşırttı. Yurtdışı dönüşünde ayağının tozuyla görüştüğümüz sanatçı, aslında 'Toprak' albümünün hazırlıklarına başladığını, hatta birkaç eser de yaptığını; fakat bunların içine sinmediğini söylüyor. "Müzikte ısrarlı olduğum tek konu var; samimiyet. Toprak'ta iki üç güzel parça çıktı; ama olması gereken duygusu yoktu. Anladım ki, ya ben Toprak'a hazır değilim ya da Toprak bana." diyor. Bunun üzerine çok değer verdiği Mevlânâ'ya 800. doğum yıldönümünde bir hediyesi olsun diye bu albümü hazırlamış. İçerik ve yapılış tarzıyla diğer albümlerden farklı olmasını istemiş. "En çok zaman ve enerji harcadığım albüm." dediği 800'ün çalışmaları on ay evvel başlamış. Mercan Dede için Mevlânâ, tek kelimeyle aşkı ifade ediyor: "Biz aşk kelimesini kullandıkça içini boşaltıyoruz. Hazreti Mevlânâ ise o kelimenin içini gerçek bir mana ile doldurmuş."
Sözü çok fazla bir albüm
800'ün diğer Mercan Dede albümlerinden en büyük farkı, sözleri. Birçok yabancı dilde okunan Mesnevi'den parçaların yanı sıra Ceza ve Yıldız Tilbe'nin yorumlarıyla dinleyenleri düşündürecek metinler de yer alıyor albümde. "Uçan bir kuş, bazen kaybolan bir kumum / Koskoca âlemde yalnız bir kulum / Kol kola gezmek her canlı ile suç mu? / Tamam o zaman, benim bu âlemde en suçlu." diyen Ceza'nın sözlerini tasavvufun en modern ve en samimi ifadeleri olarak niteliyor Mercan Dede. Yıldız Tilbe'nin "Başka türlü seveceksin başka / Başka şekilde, başka biçimde / Güneşten sıcak, sudan çıplak / Martıların kanadı gibi tutsak." sözlerini ise aşkın en güzel ifadelerinden biri olarak görüyor. Tasavvufun içini boşalttığı şeklindeki eleştirilere de cevap veriyor sanatçı: "Tasavvuf bir güneş, bizim elimizde bir mum var. Biz o güneşi ne aydınlatabiliriz ne de karartabiliriz. Elimizdeki mum, ancak iki ışık arasındaki işarettir." Mercan Dede, Mevlânâ'yı ve semayı kullanmış olurum düşüncesiyle bu yıl devletin yaptığı hiçbir Mevlânâ projesine dahil olmamış. Tasavvufa müstehzi bakan sanat çevrelerinin bile Mevlânâ projelerine başladığını söyleyen sanatçı, semanın ticari araç gibi kullanılması eleştirilerine yine Mevlânâ'nın sözüyle cevap veriyor: "Sahte para, hakikisine işarettir." Ve ekliyor: "Gerçek olmayan, sabun köpüğü gibi geçicidir. Zaman onları eler geçer."
800 albümünün ana teması 'barış'; dünyanın sesleri ve sözleriyle, Mevlânâ'nın hoşgörüsüyle tüm dünyaya barış mesajları yayabilmek. Sûfilerin içlerine dönük imajının ötesinde bir politik duruşu olduğunu da bildiğimiz Mercan Dede'ye son gelişmeleri soruyoruz. Birçok teklif gelmesine rağmen Filistin'i işgal ettiği için İsrail'de konser vermeyen sanatçı, Irak işgali sonrasında Amerika'da verdiği her konserde yapılanların yanlış olduğunu dile getirdiğini, ölen masum insanlara ithafen bir parça çaldığını söylüyor. Türkiye'de artan terör olaylarını da Amerika'nın Irak işgalinin yan etkileri olarak değerlendiriyor: "Osmanlı'dan gelen ve birçok kültürün iç içe yaşadığı bir geçmişimiz var. Bu süreç bölünmeye çalışılıyor. Bu tuzağa düşmememiz, bu topraklarda kardeş olmuş insanlar arasında ayrıma izin vermememiz gerek. Etrafımızdaki Kürt kökenli komşularımıza, yazarlarımıza, dostlarımıza her zamankinden daha büyük sevgi, anlayış ve hoşgörü göstermemiz gerek."
Topal Karınca'dan Hz. Mevlânâ'ya...
800 albümünün içinde müzikseverlerin görmeye alışık olmadığı bir ayrıntı var; kartonete itina ile yerleştirilmiş bir mektup. Zarfın 'gönderen' kısmında Topal Karınca, alıcı kısmında ise Hz. Mevlânâ'nın isimleri yazılı. Bu, aslında 45 sayfalık bir mektubun özeti. Mercan Dede, Mesnevi'deki 'Topal Karınca' hikâyesinden esinlenerek "Ben de bir topal karıncayım aşk yolunda" diyerek sarılmış kaleme. Sanatçı, aşk üzerine yaptığı sayısız karalamadan biri olan mektubun sadece giriş cümlesi üzerinde beş saat çalışmış. Mektubun altında ise 'Arkın' imzası var. Çünkü bu şahsi bir sesleniş. Mercan Dede, 800'den sonra müziğe ara vermeyi ve 20'li yaşlarında Kanada'ya giderken yaptığı gibi bir durum değerlendirmesi yapmayı düşünüyor. Karalamalarını bir kitap haline getirecek ve asıl eğitimini aldığı resim üzerinde çalışacak. 800 albümünün ilk konseri 18 Kasım'da Ankara'da. Gecenin geliri ise engellilere yardım amaçlı kullanılacak.
zaman.com.tr
Ancak Toprak yerine bambaşka bir albümle çıkageldi sanatçı; 800. doğum yılının bitmesine sayılı günler kala Mevlânâ'ya ithaf ettiği '800' albümüyle... Mercan Dede, 800'de müzikseverleri dünyanın farklı coğrafyalarında dolaştırıyor ve onlara aşkın buralardaki yansımalarını gösteriyor. İsviçreli Mich Gerber, İranlı Ziya Tabassian, Hintli Shankar Das, Çinli Shen-Qi ve Türkiye'den Göksel Baktagir, Yurdal Tokcan gibi birçok müzisyen bu seyahatte Mercan Dede'ye yoldaşlık yapmış. Her sanatçı, kendi coğrafyasının aşkına sözcü olmuş sazıyla. Yolculuğun sürpriz konukları ise Ceza ve Yıldız Tilbe.
Mercan Dede'nin 800'le çıkagelmesi müzikseverleri şaşırttı. Yurtdışı dönüşünde ayağının tozuyla görüştüğümüz sanatçı, aslında 'Toprak' albümünün hazırlıklarına başladığını, hatta birkaç eser de yaptığını; fakat bunların içine sinmediğini söylüyor. "Müzikte ısrarlı olduğum tek konu var; samimiyet. Toprak'ta iki üç güzel parça çıktı; ama olması gereken duygusu yoktu. Anladım ki, ya ben Toprak'a hazır değilim ya da Toprak bana." diyor. Bunun üzerine çok değer verdiği Mevlânâ'ya 800. doğum yıldönümünde bir hediyesi olsun diye bu albümü hazırlamış. İçerik ve yapılış tarzıyla diğer albümlerden farklı olmasını istemiş. "En çok zaman ve enerji harcadığım albüm." dediği 800'ün çalışmaları on ay evvel başlamış. Mercan Dede için Mevlânâ, tek kelimeyle aşkı ifade ediyor: "Biz aşk kelimesini kullandıkça içini boşaltıyoruz. Hazreti Mevlânâ ise o kelimenin içini gerçek bir mana ile doldurmuş."
Sözü çok fazla bir albüm
800'ün diğer Mercan Dede albümlerinden en büyük farkı, sözleri. Birçok yabancı dilde okunan Mesnevi'den parçaların yanı sıra Ceza ve Yıldız Tilbe'nin yorumlarıyla dinleyenleri düşündürecek metinler de yer alıyor albümde. "Uçan bir kuş, bazen kaybolan bir kumum / Koskoca âlemde yalnız bir kulum / Kol kola gezmek her canlı ile suç mu? / Tamam o zaman, benim bu âlemde en suçlu." diyen Ceza'nın sözlerini tasavvufun en modern ve en samimi ifadeleri olarak niteliyor Mercan Dede. Yıldız Tilbe'nin "Başka türlü seveceksin başka / Başka şekilde, başka biçimde / Güneşten sıcak, sudan çıplak / Martıların kanadı gibi tutsak." sözlerini ise aşkın en güzel ifadelerinden biri olarak görüyor. Tasavvufun içini boşalttığı şeklindeki eleştirilere de cevap veriyor sanatçı: "Tasavvuf bir güneş, bizim elimizde bir mum var. Biz o güneşi ne aydınlatabiliriz ne de karartabiliriz. Elimizdeki mum, ancak iki ışık arasındaki işarettir." Mercan Dede, Mevlânâ'yı ve semayı kullanmış olurum düşüncesiyle bu yıl devletin yaptığı hiçbir Mevlânâ projesine dahil olmamış. Tasavvufa müstehzi bakan sanat çevrelerinin bile Mevlânâ projelerine başladığını söyleyen sanatçı, semanın ticari araç gibi kullanılması eleştirilerine yine Mevlânâ'nın sözüyle cevap veriyor: "Sahte para, hakikisine işarettir." Ve ekliyor: "Gerçek olmayan, sabun köpüğü gibi geçicidir. Zaman onları eler geçer."
800 albümünün ana teması 'barış'; dünyanın sesleri ve sözleriyle, Mevlânâ'nın hoşgörüsüyle tüm dünyaya barış mesajları yayabilmek. Sûfilerin içlerine dönük imajının ötesinde bir politik duruşu olduğunu da bildiğimiz Mercan Dede'ye son gelişmeleri soruyoruz. Birçok teklif gelmesine rağmen Filistin'i işgal ettiği için İsrail'de konser vermeyen sanatçı, Irak işgali sonrasında Amerika'da verdiği her konserde yapılanların yanlış olduğunu dile getirdiğini, ölen masum insanlara ithafen bir parça çaldığını söylüyor. Türkiye'de artan terör olaylarını da Amerika'nın Irak işgalinin yan etkileri olarak değerlendiriyor: "Osmanlı'dan gelen ve birçok kültürün iç içe yaşadığı bir geçmişimiz var. Bu süreç bölünmeye çalışılıyor. Bu tuzağa düşmememiz, bu topraklarda kardeş olmuş insanlar arasında ayrıma izin vermememiz gerek. Etrafımızdaki Kürt kökenli komşularımıza, yazarlarımıza, dostlarımıza her zamankinden daha büyük sevgi, anlayış ve hoşgörü göstermemiz gerek."
Topal Karınca'dan Hz. Mevlânâ'ya...
800 albümünün içinde müzikseverlerin görmeye alışık olmadığı bir ayrıntı var; kartonete itina ile yerleştirilmiş bir mektup. Zarfın 'gönderen' kısmında Topal Karınca, alıcı kısmında ise Hz. Mevlânâ'nın isimleri yazılı. Bu, aslında 45 sayfalık bir mektubun özeti. Mercan Dede, Mesnevi'deki 'Topal Karınca' hikâyesinden esinlenerek "Ben de bir topal karıncayım aşk yolunda" diyerek sarılmış kaleme. Sanatçı, aşk üzerine yaptığı sayısız karalamadan biri olan mektubun sadece giriş cümlesi üzerinde beş saat çalışmış. Mektubun altında ise 'Arkın' imzası var. Çünkü bu şahsi bir sesleniş. Mercan Dede, 800'den sonra müziğe ara vermeyi ve 20'li yaşlarında Kanada'ya giderken yaptığı gibi bir durum değerlendirmesi yapmayı düşünüyor. Karalamalarını bir kitap haline getirecek ve asıl eğitimini aldığı resim üzerinde çalışacak. 800 albümünün ilk konseri 18 Kasım'da Ankara'da. Gecenin geliri ise engellilere yardım amaçlı kullanılacak.
zaman.com.tr