Aşk dediğin böyle anlatılır

asus18

New member
Katılım
3 Kas 2008
Mesajlar
107
Reaction score
0
Puanları
0
Geri Gelen Mektup

Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!

Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...

Hüseyin Nihal Atsız

Eline, diline yüreğine sağlık atsız..nur içinde yat
 
Harıkaymıs ellerıne saglık dostum
 
Yalnız benim olmalısın,

Dua

Senin ak alnından, gök gözlerinden
Önce dallar, sonra yapraklar öpsün.
Eğilsin yıldızlar, tutsun elinden
Gecelerden sonra şafaklar öpsün.

Aşk diyorlar en mukaddes hayale
Ve sen de düşesin o sonsuz hâle
Hazdan dudakların olsun bir lâle
Güller, karanfiller, zambaklar öpsün.

Sende kemal bulmuş renk, şekil, biçim
Yaşamanın öz suyusun bir içim
Olanca suların sağlığı için
Seni her gün göller, ırmaklar öpsün.

Kumral saçlarında nisan yağmuru
Yazın, ak yüzünden gölgenin moru
Ağzından en serin, hem de en duru
Kayalardan akan kaynaklar öpsün.

Çimenler okşasın ayaklarını
Çiçekler koklasın parmaklarını
Ben öpmeden önce yanaklarını
Varsın teller, tüller, duvaklar öpsün.

Kıskançlık çakılı kazıktır serde
Bölünsün bu rüya en tatlı yerde
Seni canlı kullar öpmesinler de
Kefenler sarılsın, topraklar öpsün.
 
Mektubat-ı İtirafname

Mektubat-ı İtirafname

Bu gün ki gün akşama vardığında,
Yüzüm denize karşıydı.
Ve yine bakamadım yüzüne.
Belki de deniz rengindeydi,
Oysaki nasıl söylemiştim tekrar tekrar
Aşk sözlerini aynalara.

‘’ Seni sevmeye hüküm giydim.’’

Canımın yanında karanlık,
Sözlerin tıkandığı yerde
Denize doğru.
Ne güzel konuşuyordun kim bilir?
Ben dinlemedim kusura bakma.

O an ne düşünüyordum,
Zayıflamışmıyım bak yüzüme,
Acıklı, hicaz makamından bir şeyler söyle.
Duyabileceğim tonda konuş,
Aklım beynime ağır geliyor
Düşünüp durdukça seni.
Bil de söyle, ben söyleyemeyeceğim çünkü.


Sana tertemiz bir masalın
Krallığını bırakıyorum, giriver usulca masalıma.
Yeniden filizlenip,şekillenirken doğa,
Bahar dallarına çöktü ağaçların,
Çılgınca bir şeyler söyle en yeşilinden.

Garip biçimleniyor hayat,neresinde biz varız,
Nereye kadar ben,
Bulabildiğin en güzel sözleri toparla,
Hayır varsa cümlenin içinde eğer,
Şiir tadında söyle.

Kıskıvrak yakalanıverdim saçlarına,
Omuzlarına kadar kızıl ve parlak,
Ve kutsal bir emanet gibi tanrıdan;
Şükür duası okunan ardından.
Ve bıkmadan ve asla yorulmadan,
Benim yakamozlara sözüm yok,
Gözlerinin parlaklığına kilitlendim.

Bir kere söyle,
Şarkının dediği şekliyle betimle.
Ve sevecenliğin en yücesi ile severken seni,
Benim senle beslenmeye muhtaç bir yüreğim kaldı.

Bu yükselen değerler toplamı
Asgari müştereki ise ikimizin toplamının,
Ardımızda bıraktığımıza öykünen olmak istemiyorum.
En bildiğin dilden seslenebilmek için sana,
Türkçeyi yeniden keşfediyorum.
Şimdilerde sana gökyüzünden usul usul
Kayan yıldızları kovalıyorum.

İmkansızdan nefret ettiğim için belki de,
Ayakkabı numaramı küçültüyorum,
Daha yavaş yürüyebilmek için seninle.
Bu yol çok uzun yürürmüsün küçücük adımlarla benimle?

Sana kardeş umutların esaretinden,
Solungaç solunumlu sonbaharlardan sesleniyorum.
Derim çatlıyor
Gömlek değiştiriyorum belki.
Şairce başlayan her dilde
Adının yankısı aynı bende.
Şimdi bu şiirin içerisinde adımlıyorum hayalin yollarını.
Garip ve yolsuz kalmış bir beklentiyle.

Ben seni öksüz bir çocuğun
Annesine özlemi gibi seviyorum.

‘’ seni sevmeye hüküm giydim’’



Bir teşekkürü çok görme arkadaşım:))
 
günde sadece 1 konu açma hakkımız var.. 1 kereye mahsus konularını birleştiriorum..

teşekkürler..
 
teşekkür

bilmiyordum, öğrenmiş oldum saolun
 
Geri
Üst