Buranaki
New member
- Katılım
- 14 Ocak 2008
- Mesajlar
- 33
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bir uzun yolculuğa çıkıyorsunuz siz de siyah beyaz fotoğraflar eşliğinde. Ağların ardından size bakıyor balıkçılar
Ağlardaki delikler av sezonu öncesi sıkı bir kontrolden geçmek zorundadır. Aksi takdirde deniz ortasında avlanmak yerine tamirata zaman ayırmak gerekebilir.
Sabahın karanlığı Rumeli Kavağı'nda demirli tekneler için işe başlama zamanıdır.
Karadeniz ve Marmara eski günlerindeki balık çeşitliliğini ve verimliliğini ne yazık ki kaybetmiş durumda. Tekne sayısındaki doygunluk da kazancı olumsuz etkilemekte.
İstanbul sınırları içerisinde gırgır tekneleri ile ağ balıkçılığı yapan balıkçıların kazançları da her geçen gün azalmaya başlamış. Gelişmiş radar ve bilgisayar sistemleri ile yapılan avlanma balığın üremesine engel olduğu gibi aşırı sayıda tüketilmesine de sebep olmuş.
Tekne demir alıp yola çıktığında avlanılacak bölgeye ulaşılıncaya kadar tayfa uyumaya devam ediyor. Teknelerde ortalama 15-20 personel çalışıyor ve makina dairesi de dahil her yer yatakhaneye dönüşüyor.
Denizde sudan sonra en önemli içecek çay.
Ağ atıldığı anda herkes ilk olarak kıyafetlerin asıldığı güvertedeki yere koşar, tulum, yağmurluk ve botlarını giymek için. Soğuk hava ve su bir araya geldiğinde ciddi bir tehdit oluşur. Hastalanmamak için bu ekipmanların kuru ve sağlam olması hayati önem taşır.
İki ağ arası boş vakitlerde tavla, kağıt oyunları ve video seyretmek (TV çekmez genelde) olmazsa olmaz.
Teknenin ahçısı sabahın ilk ışıklarında güvertede uyuyan martıyı yakalamış “öğlen pişirelim” diyor. Tabii ki daha sonra güvercin misali göğe savuruyor martıyı.
Sezonluk çalışan işçiler 5-6 ay boyunca kazandıklarını evlerine götürüyorlar. Bu süre boyunca ailelerini görme şansları çok az. Aile bağları cep telefonları yardımı ile korunuyor
Şile – İstanbul
Teknede dinlenme zamanı. Arkadaşları, kendisi ile aynı ismi taşıyan ölüm ilanını gazeteden kesip balıkçıya “sen rahmetli olmuşsun” diyorlar.
Büyükdere – İstanbul
-Atılan ağ tekneye doğru makinalar yardımı ile çekilmeye başlanır. Bu sırada ağın ağırlığı ve akıntı tekneyi savurmasın diye tekne bir bot ve halat yardımı ile sabitlenir.
Sabitleme botu kaptanı da balıkçılardan biridir ve ilk etapta ağı hızla yaymak önemlidir
Bot kaptanı her ağ atımında yaklaşık 2 saat botta kalır.
Kilyos – İstanbul
Teknedeki vinçler yardımı ile ağlar çekilmeye başlanır. İşi tümüyle makinalara bırakmak olmaz, ağlar takıldığında müdahale etmek için ağ sürekli izlenmelidir.
Bir sonraki ağ atımı için, ağların çekilirken düzgün istiflenmesi
gerekir
Ağlar yavaş yavaş çekilirken takılır kalır ara sıra, bu yüzden makinistin kulağı ağ başındaki balıkçının sesindedir.
Ağların altındaki balıkçılar ağları kontrol etmek için yoğun çaba sarf ederler.
Kısmetten önce, ağlardan dökülen sağanak bir deniz suyu yağar güverteye.
Yüzlerce kilonun çekilmesi makinanın gücüne, usulünce çekilmesi ise balıkçıların bileklerine emanettir.
İstanbul'daki ağ balıkçıları genellikle Karadeniz'den gelen mevsimlik işçilerden oluşur. Bunun yanısıra Doğu ve Güneydoğu'dan, Balkanlar'dan, Karadeniz ülkelerinden gelen yabancı uyruklu işçiler de çalışmakta.
Balıkçılar var güçlerini verirler ağların tekneyle sorunsuz buluşması için. Bu esnada hep bir ağızdan tempo tutulur.
Tekne sahipleri genelde aynı işçiler ile çalışmayı tercih ettiklerinden ekiplerde çok büyük değişiklikler yaşanmaz
Ağın son cebi tekneye çekilmeden sabitleme botu ile tekne arasında yapay bir "ağ havuzu" oluşturulur. Bu havuzda kalan torik gibi büyük balıklar elle yakalanarak bota alınır. Aksi takdirde büyük balıkların ağdan kaçmaları kaçınılmazdır.
Balığın suyla vedalaşması balıkçıların kısmete merhabasıdır.
Balığın ağlardan güverte havuzlarına alınması ağ çekmenin en coşkulu anıdır belki de. Hem işin sonuna yaklaşılmış hem de ekmek parası kesinleşmiştir.
Poyrazköy – İstanbul
Rumeli Feneri – İstanbul
Ticari değeri olmayan balık ve diğer deniz canlıları geldikleri yere geri yollanır. Bu martılar için ziyafet demektir.
Balıklar boy ve türlerine göre ayrılarak kasalanır.
Büyükdere – İstanbul
Tekne içindeki soğuk hava depoları balığın ilk limana kadar taze olarak saklanması için kullanılır
Büyükdere'de balıktan dönen tekneleri bekleyen kadınlar, balıkların kamyonlara yüklenmesinde tekne ekibine yardımcı olurlar ve karşılığında getirdikleri poşetlerin balıkla doldurulmasını umarlar.
Sarıyer – İstanbul
Teknenin peşindeki martılar avın bereketli geçtiğinin habercisidir.
Büyük teknelerin Marmara ve Karadeniz'den başlayan balık takibi 6 aylık sezon sonunda Akdeniz'de son bulur. Bu uzun yolculuk için hazırlıklar gece gündüz dinlemez.
Ağlardaki delikler av sezonu öncesi sıkı bir kontrolden geçmek zorundadır. Aksi takdirde deniz ortasında avlanmak yerine tamirata zaman ayırmak gerekebilir.
Sabahın karanlığı Rumeli Kavağı'nda demirli tekneler için işe başlama zamanıdır.
Karadeniz ve Marmara eski günlerindeki balık çeşitliliğini ve verimliliğini ne yazık ki kaybetmiş durumda. Tekne sayısındaki doygunluk da kazancı olumsuz etkilemekte.
İstanbul sınırları içerisinde gırgır tekneleri ile ağ balıkçılığı yapan balıkçıların kazançları da her geçen gün azalmaya başlamış. Gelişmiş radar ve bilgisayar sistemleri ile yapılan avlanma balığın üremesine engel olduğu gibi aşırı sayıda tüketilmesine de sebep olmuş.
Tekne demir alıp yola çıktığında avlanılacak bölgeye ulaşılıncaya kadar tayfa uyumaya devam ediyor. Teknelerde ortalama 15-20 personel çalışıyor ve makina dairesi de dahil her yer yatakhaneye dönüşüyor.
Denizde sudan sonra en önemli içecek çay.
Ağ atıldığı anda herkes ilk olarak kıyafetlerin asıldığı güvertedeki yere koşar, tulum, yağmurluk ve botlarını giymek için. Soğuk hava ve su bir araya geldiğinde ciddi bir tehdit oluşur. Hastalanmamak için bu ekipmanların kuru ve sağlam olması hayati önem taşır.
İki ağ arası boş vakitlerde tavla, kağıt oyunları ve video seyretmek (TV çekmez genelde) olmazsa olmaz.
Teknenin ahçısı sabahın ilk ışıklarında güvertede uyuyan martıyı yakalamış “öğlen pişirelim” diyor. Tabii ki daha sonra güvercin misali göğe savuruyor martıyı.
Sezonluk çalışan işçiler 5-6 ay boyunca kazandıklarını evlerine götürüyorlar. Bu süre boyunca ailelerini görme şansları çok az. Aile bağları cep telefonları yardımı ile korunuyor
Şile – İstanbul
Teknede dinlenme zamanı. Arkadaşları, kendisi ile aynı ismi taşıyan ölüm ilanını gazeteden kesip balıkçıya “sen rahmetli olmuşsun” diyorlar.
Büyükdere – İstanbul
-Atılan ağ tekneye doğru makinalar yardımı ile çekilmeye başlanır. Bu sırada ağın ağırlığı ve akıntı tekneyi savurmasın diye tekne bir bot ve halat yardımı ile sabitlenir.
Sabitleme botu kaptanı da balıkçılardan biridir ve ilk etapta ağı hızla yaymak önemlidir
Bot kaptanı her ağ atımında yaklaşık 2 saat botta kalır.
Kilyos – İstanbul
Teknedeki vinçler yardımı ile ağlar çekilmeye başlanır. İşi tümüyle makinalara bırakmak olmaz, ağlar takıldığında müdahale etmek için ağ sürekli izlenmelidir.
Bir sonraki ağ atımı için, ağların çekilirken düzgün istiflenmesi
gerekir
Ağlar yavaş yavaş çekilirken takılır kalır ara sıra, bu yüzden makinistin kulağı ağ başındaki balıkçının sesindedir.
Ağların altındaki balıkçılar ağları kontrol etmek için yoğun çaba sarf ederler.
Kısmetten önce, ağlardan dökülen sağanak bir deniz suyu yağar güverteye.
Yüzlerce kilonun çekilmesi makinanın gücüne, usulünce çekilmesi ise balıkçıların bileklerine emanettir.
İstanbul'daki ağ balıkçıları genellikle Karadeniz'den gelen mevsimlik işçilerden oluşur. Bunun yanısıra Doğu ve Güneydoğu'dan, Balkanlar'dan, Karadeniz ülkelerinden gelen yabancı uyruklu işçiler de çalışmakta.
Balıkçılar var güçlerini verirler ağların tekneyle sorunsuz buluşması için. Bu esnada hep bir ağızdan tempo tutulur.
Tekne sahipleri genelde aynı işçiler ile çalışmayı tercih ettiklerinden ekiplerde çok büyük değişiklikler yaşanmaz
Ağın son cebi tekneye çekilmeden sabitleme botu ile tekne arasında yapay bir "ağ havuzu" oluşturulur. Bu havuzda kalan torik gibi büyük balıklar elle yakalanarak bota alınır. Aksi takdirde büyük balıkların ağdan kaçmaları kaçınılmazdır.
Balığın suyla vedalaşması balıkçıların kısmete merhabasıdır.
Balığın ağlardan güverte havuzlarına alınması ağ çekmenin en coşkulu anıdır belki de. Hem işin sonuna yaklaşılmış hem de ekmek parası kesinleşmiştir.
Poyrazköy – İstanbul
Rumeli Feneri – İstanbul
Ticari değeri olmayan balık ve diğer deniz canlıları geldikleri yere geri yollanır. Bu martılar için ziyafet demektir.
Balıklar boy ve türlerine göre ayrılarak kasalanır.
Büyükdere – İstanbul
Tekne içindeki soğuk hava depoları balığın ilk limana kadar taze olarak saklanması için kullanılır
Büyükdere'de balıktan dönen tekneleri bekleyen kadınlar, balıkların kamyonlara yüklenmesinde tekne ekibine yardımcı olurlar ve karşılığında getirdikleri poşetlerin balıkla doldurulmasını umarlar.
Sarıyer – İstanbul
Teknenin peşindeki martılar avın bereketli geçtiğinin habercisidir.
Büyük teknelerin Marmara ve Karadeniz'den başlayan balık takibi 6 aylık sezon sonunda Akdeniz'de son bulur. Bu uzun yolculuk için hazırlıklar gece gündüz dinlemez.
Alıntıdır
yagmurcan.blogcu.com