maybe_
New member
- Katılım
- 26 Eyl 2005
- Mesajlar
- 639
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 38
ağlamayı sevmem pek..aciz olduğumu düşünürüm her ağladığımda..gözyaşım süzülmesin isterim yanaklarımdan..düşmesin avuclarıma..
gülmeyi severim..herseye gülümsemek gelir içimden nedensiz , sebepsiz yere..delilik belki de..ne dersen de adına..
son yaşdıklarından sonra ağlamanında bir tadı olmalı diye geçirdim içimden..gülerek özlenmez uzaktaki sevgili..ağlamalı..yas tutulmalı..baska türlü nasıl hissedilir uzaktaki sevgilinin sitem dolu mısraları..nasıl girerım özleminin içine..nasıl tutarım ellerini o ağlarken..
affedersın..seni bensiz bıraktığım için affedersin..bu kadar yalnızlık kaldırması güç bir yük gibi omuzlarımda..her sabah sana doğarken günşiım yokluğunun soğuk nefesini hisssettiriyor penceremden giren ışık taneleri içime.... ısıtmalı oysa ki diyorum kendi kendime..ama olmuyor..ne zaman güneş doğsa hüzünleniyorum..sensiz başlayan bir güne yine aynı sembol yine aynı senaryo..ışığım ol demiştim ya sana..artık ısığım olma..istemiyorum..her parlayan güneş içimi yaka yaka aydınlatıyor günümü...eğer böyle ışıl ışıl olacaksa sensiz geçireceğim günler..istemiyorum..kalsın..ben karanlığı istiyorum..sen gelene kadar karanlık sarsın etrafımı..karanlık örtsün üzerimi..karanlık okşasın saçlarımı..o uzansın göğsüme..o tutsun ellerimden..ve o öpsün dudaklarımdan..
aydınlığı istemiyorum artık İstanbul'da..koca bir boşluk olsun yalnışlığımla birlikte..her geçen gün zorlaşıyor şartlarım..her geçen gün beni biraz daha yaklastırıyor bildigim sona..ve neden bilmiyorum her geçen gün biraz daha sen oluyorum..biraz daha yerleşiyorsun bedenime..üzgnüm..biraz daha böyle devam ederse seni çıkartmam zor olacak içimden..korkma..! sende çıkartamayacaksın seni benden..ben üzerime yakışan en güzel elbiseyi giyiyorum yokluğunda..aşkı giyiyorum..yakışıyor bize biliyorum..yakışanı çıkartmayacağım üzerimden..
bugun 11. gun..saat 17:58..sensiz geçmiyor günlerim..dakikalar saatler mıhlanmış sanki yerlerine..geçen 11 günde ne çok şeyin yerine koydum seni..kimlerin yerine koyup aldım karşıma konuştum seninle..sarıldım önce..büyük bır özlemle..ağladım.. sonra ağlamak bu kadar zevkli olmamıştı kimsenin omuzlarında..
ölümden söz etmeye başlamışsın yazdıklarında..korkutuyorsun beni..unuttun mu ? biz onun hakkını veremiyoruz..ne zaman ki birleşirse ellerimiz..ne zaman ki karanlığım kadar yakın olursun bana..o zaman ölmemek için nedenimiz kalmıyor..işte o zaman ölebilirim bende gönül rahatlığı ıle..en azından seni severek ölmenin tadı kalır dudaklarımda..ama şimdi..böyle hasretken sıcak tenine..böyle hasretken dudaklarından dökülecek bir kaç kelimeye..ölmek olmaz..ölemem..sende ölmemelisin..
romeo ve juliet gibi olmak zorunda degiliz..onlar farkında değillerdi sonlarını bilmeden hazırladıklarının..ama ben farkındayım..sende öyle..ben seni sevmeden hiçbir yere gitmek istemiyorum..nefesin karışmadan nefesime aldığım nefesi vermemek için söz verdım kendime..ben tutuyorum hala..
sensizlik demirden bir kor gibi avuçlarımda şimdi..avuçlarım kanıyor..sensizliğin ile yüzleşirken tutmuyorum artık gözyaşlarımı..usul usul ağlıyorum..sessiz sedasız..içimi çeke çeke..şimdi bir omuza ihtiyacım var..başımı koyup ağlayacağım..ışığım oldun önceleri..sonra hasretim..umuttun son günlerimde..şimdi bir omuz ol bana..ağlamak istediğim anlarda sokulayım yanına..başımı koyup ağlayayım..sensizliğe , bana bıraktığın aydınlığa inat..
ne kadar uğraşırsam uğraşayım..ne kadar özenle seçmeye çalışsamda içimde boşluğu doldurmuyor bildiğim hiçbir kelime..hiç biri tam olarak anlamını ifade edemiyor içimdeki fırtınanın..yangını baslatan ufak kıvılcımları dökebılıyorum sadece mısralarıma..ama ondan sonra ki büyük yangından haberin olmadı çoğu zaman..anlatamadım..içimdeki yangın yaksada bedenimi söyleyemedim bunu..
şimdi söylüyorum işte..yanıyorum..alevler biraz daha büyüyor sensiz gecçen her günden sonra..acele et ne olur..bu ateş herşeyimi yakmadan gel..yağmur tanesi gibi düş yanan bedenimin üzerine..serinlik getir bana..öp dudaklarımdan..hasretim dudaklarımda serinliğe..
bir hayalden bir hayale geçerken sabahı karşılardım..güneş pencerden içeri girer girmez gecenin kasvetini bitirirdi..yıldızlar bir sonraki geceye kadar çekilirdi gökyüzünden..ama içimdeki karanlığın tek ışığı sendin..sen olmadan ben aydınlanamazdım..güneş olsa da olmasa da o gün sensiz yaşanacaktı çünkü..ve ben sensizliği yaşarken hiç ağlamadım..sadece yıldızlar düşerdi gözlerimden..
sen şimdı orda gözlerimden düşen yıldızlara bakarak dilek tut..beni dile pervasızca..bizi dile..
işte yine sonuna geldim..sensiz geçen 11 güne neler sığdırdığımı yine anlatamadım sana..yetmedim..eksik kaldı mısralarım yine..anlamsız ve boş..ama unutma ne olur..ben burdayım..bekliyorum..güneşe inat en koyu karanlığımı bekliyorum..karanlığı kat önüne öyle gel bu gece..sesin rüzgarla bulsun yüzümü bu akşam..burası kış..burası kar boran.hadi bekliyorum..ısıt beni..üşüyorum..
(alıntı)
gülmeyi severim..herseye gülümsemek gelir içimden nedensiz , sebepsiz yere..delilik belki de..ne dersen de adına..
son yaşdıklarından sonra ağlamanında bir tadı olmalı diye geçirdim içimden..gülerek özlenmez uzaktaki sevgili..ağlamalı..yas tutulmalı..baska türlü nasıl hissedilir uzaktaki sevgilinin sitem dolu mısraları..nasıl girerım özleminin içine..nasıl tutarım ellerini o ağlarken..
affedersın..seni bensiz bıraktığım için affedersin..bu kadar yalnızlık kaldırması güç bir yük gibi omuzlarımda..her sabah sana doğarken günşiım yokluğunun soğuk nefesini hisssettiriyor penceremden giren ışık taneleri içime.... ısıtmalı oysa ki diyorum kendi kendime..ama olmuyor..ne zaman güneş doğsa hüzünleniyorum..sensiz başlayan bir güne yine aynı sembol yine aynı senaryo..ışığım ol demiştim ya sana..artık ısığım olma..istemiyorum..her parlayan güneş içimi yaka yaka aydınlatıyor günümü...eğer böyle ışıl ışıl olacaksa sensiz geçireceğim günler..istemiyorum..kalsın..ben karanlığı istiyorum..sen gelene kadar karanlık sarsın etrafımı..karanlık örtsün üzerimi..karanlık okşasın saçlarımı..o uzansın göğsüme..o tutsun ellerimden..ve o öpsün dudaklarımdan..
aydınlığı istemiyorum artık İstanbul'da..koca bir boşluk olsun yalnışlığımla birlikte..her geçen gün zorlaşıyor şartlarım..her geçen gün beni biraz daha yaklastırıyor bildigim sona..ve neden bilmiyorum her geçen gün biraz daha sen oluyorum..biraz daha yerleşiyorsun bedenime..üzgnüm..biraz daha böyle devam ederse seni çıkartmam zor olacak içimden..korkma..! sende çıkartamayacaksın seni benden..ben üzerime yakışan en güzel elbiseyi giyiyorum yokluğunda..aşkı giyiyorum..yakışıyor bize biliyorum..yakışanı çıkartmayacağım üzerimden..
bugun 11. gun..saat 17:58..sensiz geçmiyor günlerim..dakikalar saatler mıhlanmış sanki yerlerine..geçen 11 günde ne çok şeyin yerine koydum seni..kimlerin yerine koyup aldım karşıma konuştum seninle..sarıldım önce..büyük bır özlemle..ağladım.. sonra ağlamak bu kadar zevkli olmamıştı kimsenin omuzlarında..
ölümden söz etmeye başlamışsın yazdıklarında..korkutuyorsun beni..unuttun mu ? biz onun hakkını veremiyoruz..ne zaman ki birleşirse ellerimiz..ne zaman ki karanlığım kadar yakın olursun bana..o zaman ölmemek için nedenimiz kalmıyor..işte o zaman ölebilirim bende gönül rahatlığı ıle..en azından seni severek ölmenin tadı kalır dudaklarımda..ama şimdi..böyle hasretken sıcak tenine..böyle hasretken dudaklarından dökülecek bir kaç kelimeye..ölmek olmaz..ölemem..sende ölmemelisin..
romeo ve juliet gibi olmak zorunda degiliz..onlar farkında değillerdi sonlarını bilmeden hazırladıklarının..ama ben farkındayım..sende öyle..ben seni sevmeden hiçbir yere gitmek istemiyorum..nefesin karışmadan nefesime aldığım nefesi vermemek için söz verdım kendime..ben tutuyorum hala..
sensizlik demirden bir kor gibi avuçlarımda şimdi..avuçlarım kanıyor..sensizliğin ile yüzleşirken tutmuyorum artık gözyaşlarımı..usul usul ağlıyorum..sessiz sedasız..içimi çeke çeke..şimdi bir omuza ihtiyacım var..başımı koyup ağlayacağım..ışığım oldun önceleri..sonra hasretim..umuttun son günlerimde..şimdi bir omuz ol bana..ağlamak istediğim anlarda sokulayım yanına..başımı koyup ağlayayım..sensizliğe , bana bıraktığın aydınlığa inat..
ne kadar uğraşırsam uğraşayım..ne kadar özenle seçmeye çalışsamda içimde boşluğu doldurmuyor bildiğim hiçbir kelime..hiç biri tam olarak anlamını ifade edemiyor içimdeki fırtınanın..yangını baslatan ufak kıvılcımları dökebılıyorum sadece mısralarıma..ama ondan sonra ki büyük yangından haberin olmadı çoğu zaman..anlatamadım..içimdeki yangın yaksada bedenimi söyleyemedim bunu..
şimdi söylüyorum işte..yanıyorum..alevler biraz daha büyüyor sensiz gecçen her günden sonra..acele et ne olur..bu ateş herşeyimi yakmadan gel..yağmur tanesi gibi düş yanan bedenimin üzerine..serinlik getir bana..öp dudaklarımdan..hasretim dudaklarımda serinliğe..
bir hayalden bir hayale geçerken sabahı karşılardım..güneş pencerden içeri girer girmez gecenin kasvetini bitirirdi..yıldızlar bir sonraki geceye kadar çekilirdi gökyüzünden..ama içimdeki karanlığın tek ışığı sendin..sen olmadan ben aydınlanamazdım..güneş olsa da olmasa da o gün sensiz yaşanacaktı çünkü..ve ben sensizliği yaşarken hiç ağlamadım..sadece yıldızlar düşerdi gözlerimden..
sen şimdı orda gözlerimden düşen yıldızlara bakarak dilek tut..beni dile pervasızca..bizi dile..
işte yine sonuna geldim..sensiz geçen 11 güne neler sığdırdığımı yine anlatamadım sana..yetmedim..eksik kaldı mısralarım yine..anlamsız ve boş..ama unutma ne olur..ben burdayım..bekliyorum..güneşe inat en koyu karanlığımı bekliyorum..karanlığı kat önüne öyle gel bu gece..sesin rüzgarla bulsun yüzümü bu akşam..burası kış..burası kar boran.hadi bekliyorum..ısıt beni..üşüyorum..
(alıntı)