Demre´de Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen ve Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü tarafından yürütülen Myra Andriake kazılarında bulunan 11´inci veya 12´nci yüzyıldan kaldığı tahmin edilen Bizans Kilisesi´nin tamamı gün ışığına çıkarıldı. Yerin 7 metre altından çıkarılan yapı küçük bir şapel (küçük kilise) özelliği taşıyor.
10 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğinde olan kilisenin duvarları ise hala sağlamlığını koruyor. Kubbesinin bir kısmı yıkılmış olan yapının giriş kapısının solunda kabartma haç, sağında ise varlığını günümüze kadar korumuş freskolar (duvar resimleri) bulunuyor. Geçen hafta Demre´yi ziyaret eden Külkür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay´ın da incelediği bu kilisenin ortaya çıkmasıyla Myra Antik Kenti´nin Likya Uygarlığı'nın en önemli 5 kentinden biri olduğu düşüncesi güçlendi.
Restorasyonuna başlanan yapının öncelikle bütün freskoları temizlenecek. Daha sonra üst kısımları kırılmış olan dört kemer restore edilecek ve korumaya yönelik tüm yapıyı içine alacak bir çatı sistemi kurulacak. Ayrıca kilisenin etrafına toprak kaymasını önleyecek taştan bir çevre duvarı da örülecek.
Kazı çalışmalarını yürüten İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Akyürek, "Bu kilise tamamiyle toprağın altında gömülüydü. Şimdi tamamen gün ışığına çıkarıldı. Oldukça ilginç ipuçları çıktı. Örneğin, doğu tarafında sunak masası hala yerinde duruyor. Buranın toprak altında olması şans bir bakıma. Bir tek zeminin üstünde kalan kubbe kısmı çökmüş. Onun dışında her şey sağlam olarak ayakta duruyor" diye konuştu.
işte o kilise
10 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğinde olan kilisenin duvarları ise hala sağlamlığını koruyor. Kubbesinin bir kısmı yıkılmış olan yapının giriş kapısının solunda kabartma haç, sağında ise varlığını günümüze kadar korumuş freskolar (duvar resimleri) bulunuyor. Geçen hafta Demre´yi ziyaret eden Külkür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay´ın da incelediği bu kilisenin ortaya çıkmasıyla Myra Antik Kenti´nin Likya Uygarlığı'nın en önemli 5 kentinden biri olduğu düşüncesi güçlendi.
Restorasyonuna başlanan yapının öncelikle bütün freskoları temizlenecek. Daha sonra üst kısımları kırılmış olan dört kemer restore edilecek ve korumaya yönelik tüm yapıyı içine alacak bir çatı sistemi kurulacak. Ayrıca kilisenin etrafına toprak kaymasını önleyecek taştan bir çevre duvarı da örülecek.
Kazı çalışmalarını yürüten İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Akyürek, "Bu kilise tamamiyle toprağın altında gömülüydü. Şimdi tamamen gün ışığına çıkarıldı. Oldukça ilginç ipuçları çıktı. Örneğin, doğu tarafında sunak masası hala yerinde duruyor. Buranın toprak altında olması şans bir bakıma. Bir tek zeminin üstünde kalan kubbe kısmı çökmüş. Onun dışında her şey sağlam olarak ayakta duruyor" diye konuştu.
işte o kilise