68 Gençliği ve Bugünkü Gençlik

Socialist

New member
68’Lİ GENÇLİK RUHUNU GÜNÜMÜZ GENÇLİĞİNDEN BEKLEMEK

Eski kuşaklar yani 68’liler ve 78’liler günümüz gençliğinin ülke sorunlarına olağan duyarsızlığından yakınıyor.

Yakınıyorlar yakınmasına ama günümüz gençliği bu duruma ana-baba olarak getiren de onlar. Neden böyle bir çıkış yaptığıma gelince: 80 darbesinin ülkemiz insanları üstünden bir silindir gibi geçmesi sonucunda o anlı şanlı devrimcilerin birçoğu kuzu gibi oldu ve kendi çocuklarına okula gitmeye başladıklarından itibaren aman yavrum(kızım, oğlum) sakın olaylara karışmaya demeye başladılar. Bunun sonucun da günümüz gençliği çocukluktan itibaren pasifleşmeye başladılar. Ülke sorunlarına duyarsız kalan gençliğin artık hedefi kısa yoldan köşeyi dönmek yada hemen ünlü olmak.(pop star kuyrukları buna en güzel örnektir.)

Gelelim 68 kuşağını doğuran etmenlere. Hepimizin bildiği gibi 68 tüm dünyada görülen bir gençlik hareketiydi ama bizim ülkemizde bu hareket hepsinden uzun sürdü. Bu hareketin ülkemizde bu denli benimsenmiş olmasına en büyük iki etmen;1961 anayasasının getirdiği özgürlük ortamı ve köy enstitüsü çıkışlı aydın öğretmenlerin birçok kişiyi aydınlatması sonucu ortaya çıkan aydınlık kuşaktır.

Bir yanda aydınlık kuşak diğer yanda serbest bırakılan örgütlenme hakkı; bunun sonucu Türkiye halkının aşırı politikleşmesi ülke sorunlarına çözüm aramaya başlamasıdır.68 kuşağı ve devamı 78 kuşağı ne diyordu meydanlarda :Yaşasın tam bağımsız.demokratik Türkiye günümüz gençliği ne diye bağırıyor(birkaç istisnayı saymasak):Yaşasın cocacola hamburger,para,sevgili,futbol…….

Bugünün gençliğini bu duyarsız duruma getiren en büyük olay eğitim sisteminin bozulmasıdır. 80 sonrası eğitim sitemimiz allak bullak oldu. O aydınlık öğretmenlerinin yerini tarikatçı öğretmenler aldı. Derslerde artık Atatürk, bağımsızlık, bilimsel düşünce, felsefe, kurtuluş savaşı anlatılmıyor. Onun yerine zorunlu din dersleri ve tarikatçı hocalar(öğretmen demeye dilim varmıyor) sayesinde peygamber sevgisi, ümmetçilik, kader… gibi şeyler anlatmaya başladındı. Tabi kaderci eğitim sisteminde yetişen çocuklarda her şeyin Allahtan olduğunu düşünüp kötü giden olaylarla uğraşmaz oldular.-.Birde eğitim sisteminde bozulma sonucu gençler aşırı ders yükü ve sınav yoğunluğa boğuldular bunun sonucunda da ders dışı hiçbir şeyle uğraşmaz oldular. Gençliğin işi gücü oks ve öss oldu.

ÖSS denilen belayı geçip üniversiteye girenlere ise üniversitede siyasetle uğraşmanın yasak olduğu söylendi. Bu yasağa uymayanlarda çeşitli cezalara çarptırılarak sindirildi. Baktığımızda 1968 ve 1980’e kadar devam eden yıllarda üniversitelerde siyaset serbest ve hatta üniversite yönetimlerinde öğrenciler temsil edilebiliyor. Günümüzde ise başımızda YÖK gibi bir bela var.

Yukarda saydığım birkaç örnekte görüldüğü gibi 68 kuşağını oluşturan etmenlerin hiç biri güzümüz Türkiye’sinde yok. Ne kendini yetiştirmiş aydın öğretmenler nede sınırsız özgürlük ortamı(tabi ki başkalarının özgürlüğünü sınırladığı yerde biten özgürlük)bide bunlarla sindirilmiş aileler eklendi mi ortaya günümüz gençliği çıkıyor.

O yüzden günümüz gençliğinden 68 kuşağı gençliğinin bağımsızlıkçılığını ve eylemciliğini beklemek yanlış. Önce gençlere 68’i oluşturan etmenleri sunun sonra onlardan 68 kuşağı gibi olmayı bekleyin.

Aydınlık ve bağımsız günlere olan bütün özlemimle.

Mahmut ASLAN
 

duplicator

New member
Bu yaşadıklarımız bize oynanan oyunların bi sonucudur ve yüzyıldan fazla zaman önce ortaya koyulmuş bi oyundur.

İşte ispatı; Fener Rum Patriği Gregorios'un Rus Çarına Mektubu...

"Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Çünkü Türkler çok sabırlı ve dayanıklı insanlardır. Gayet gururludurlar ve izzet-i nefis sahibidirler. Bu özellikleri de; dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, geleneklerinin kuvvetinden, padişahlarına, komutanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir.
Türkler zekidir ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkardırlar. Onların bu üstünlükleri, hatta kahramanlık ve bahadırlık duyguları, geleneklerine olan bağlılıktan, ahlaklarının sağlamlığından gelmektedir.
Türklerde önce itaat duygusunu kırmak ve manevi bağları yok etmek ve dine dayanma güçlerini zaafa uğratmak gerekir. Bunun da en kısa yolu, milli ve manevi geleneklerine uymayan dış fikirlere ve davranışlara onları alıştırmaktır. Türkler dış yardımı reddederler, haysiyet duyguları buna engeldir. Velev ki geçici bir süre için görünüşte kuvvet ve kudret verse de, Türkleri dış yardıma alıştırmak gerekir. ,
Maneviyatları sarsıldığı gün, Türkleri kendilerinden şeklen çok kalabalık ve görünüşte egemen güçler önünde zafere götüren
asıl kudretleri sarsılacak ve maddi araçların üstünlüğü ile onları yıkmak mümkün olacaktır.
Bu nedenle, Osmanlı Devletini tasfiye için soyut olarak harp meydanlarında zafer kazanmak yeterli değildir ve hatta sadece bu yolda yürümek Türklerin haysiyet ve vakarını tahrik edeceğinden, gerçeklere ulaşmalarına neden olabilir. Yapılacak olan, Türklere bir şey hissettirmeden bünyelerindeki bu yıkımı tamamlamaktır."
(General Ignatief'in Hatıralar.)
Not: Bu mektup, 1821’de, Mora İsyanının bastırılmasından sonra, II. Mahmut tarafından patrikhanenin önüne asıldı. Şimdi de, bu mektuptan sonra M. Kemal Atatürk’ün ‘Gençliğe Hitabesi’ne bakalım.

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakr'ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.


Gençlerimiz kendinden geçmiş durumda erkeklerde küpe'ler değişik değişik modeller.kızlarımızda herşeyi biz yaparız size ihtiyacımız yok edaları biz sonradan görme bi toplumuz o yüzden erken tüketiyoruz ve bu dünyanın tükenmeye daha fazla dayanacağını sanmıyorum (ben değil bilim insanları sanmıyor) allah sonumuzu hayırlı etsin demekten ve elimizden geleni yapmaktan başka çaremiz yok..
 

duplicator

New member
izlemedim bu başlıktaki yazıyla arasındaki bağı söyleyebilirmisin
 

ScrapBook

New member
Cumhuriyetimizin savunucusu emanetçisi olan TÜRK GENÇLİĞİ malesef her hakkından soyutlanarak sindirilmiştir.

Türk Gençliğinin Nasıl sindirilerek pasifize edildiğini tartışmak bizi doğru teşhislere ve çözümlere ulaştıracaktır.

++tarikatların cemaatların gençlik üzerinde etkisi nedir?gençliği sindirip sağlıklı düşünmesine engel oluyormu?

++öss düzeni (tezgahı) gençliği hayvan muammelesi görmesine neden oluyormu?

++özel kurslar, dersaneler, okullar Milli Eğitimin Dışına çıkıp Milli Değerlerimize zarar veriyormu?

++Atatürkün yücelterek sorumluluk verdiği Türk Gençliği bir takım cemaatların ,tarikatların,ocakların ağıllarındaki hayvanlar gibi evcileştirilerek kullanılıyormu?

++Türk Gençliği Cumhuriyetimizin mi yoksa şer odaklarının hainlerin Tarafındamı?

Bir an önce Türk Gençliğini yetiştiren DEVLETİMİZ sorgulanmalıdır ve bu gençliği yetiştiren Devletimizi zaafiyete uğratan hainlerin satılmışların yargılanması sağlanmalıdır.
 

luckleon

New member
68 kuşağı 1968'lerde kaldı. O zamanki marjinal felsefelerle günümüz Türkiyesi üzerine tez üretemezsiniz. 70' lerin siyasi demeçleriyle, şiarlarıyla çelişkileriyle Türkiye siyasetini analiz edemezsiniz. İncirlik'teki Amerikan işgalini bile bu halka anlatamamışken, masa başa demeçler vererek bu ülkede günümüz gençliğinden hiçbir şey bekleyemezsiniz diyorum. Bilmem anlatabildim mi?
 

HTML

Üst