6/7 Eylül olayları

kuzay

Pesimist
Altın Üye
Katılım
2 Nis 2007
Mesajlar
28,387
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kalamazsın Bu Hayatta Bakire ,En Azından Hayat Koy
11327_5088_07092009_1.jpg

11327_2259_07092009_14.jpg

11327_2259_07092009_13.jpg

11327_2259_07092009_11.jpg

11327_2259_07092009_2.jpg

11327_2259_07092009_1.jpg

6-7 Eylül'de yaşananların nasıl tezgahlandığı ve nasıl bağlantılar kurulduğu uzun süredir biliniyor.

6 Eylül'de saat 13:00’da devlet radyosundan duyurulan, Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evin bombalı saldırıya uğradığı haberi, dönemin istihbarat örgütü MAH’ın hizmetinde çalışan İstanbul Ekspres gazetesi tarafından yapılan ikinci baskıda, manşetten verildi. Normalde 20-30 bin civarında tiraj yapan gazetenin ikinci baskısı, o dönemin teknik koşullarında hiç de kolay olmayan bir sayıda, 290 bin adet basılmıştı ve bu gazete Kıbrıs Türktür Cemiyeti tarafından dağıtılmıştı.

“İstanbul’u gezmek” üzere kamyonlara ve trenlere doldurulan yoksullardan oluşan kalabalık bir güruh, bir iki gün öncesinden İstanbul'a getirilmeye başlanmıştı. KTC (Kıbrıs Türktür Cemiyeti) ve İYOTB’nin (İstanbul Yüksek Okullar Talebe Birliği) yönlendirdiği kalabalık güruh, akşam saatlerinde, kamyonlarla dağıtılan ve hepsi tek tip olan sopa, balta ve kazma gibi aletlerle Taksim’de toplanıp İstiklal Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçtiler. Daha evvelden Rumlara ait olduğu tespit edilerek duvarları kırmızı haçlarla işaretlenmiş, tabelası yabancı dille yazılmış, Tünel’e kadar uzanan güzergâhta bulunan tüm mekânlar yağmalandı. Ev ve işyerlerine giren güruh içerisinden kimi yağmacılar “cana zarar verilmeyecek, sadece mala zarar verilecek” diye bağırıyorlardı.

Olaylardan sonra tutuklananlar arasında yer alan Demokrat Parti üyesi ve Fenerbahçe'deki saldırgan grubunun önderi Serafim Sağlamel'in elinde, gayrimüslimlerin adres listeleri bulunmuştur.

"Komünistler yapmıştır"
Olayların hemen ardından basında önce, “halkın duygusal tepkisi”, “milli galeyan” gibi ifadeler yer alırken kısa bir süre sonra ağız değiştirilerek, hiçbir delile dayanmadan “komünistler” günah keçisi ilan edildi. Emniyetteki dosyada adı yer alan elli solcu aydın tutuklandı. Aceleyle hazırlanmış suçlular listesinde çok önceden ölmüş olanlar ve askerliğini yapmakta olanlar da vardı! Aydınlar 5 ay cezaevinde tutulduktan sonra beraat ettiler.

Bağlantılar ortada
Sıkıyönetim: llk gün, gelişen ve yayılan olaylara dair hükümetten herhangi bir açıklama yapılmazken gece yarısı sıkıyönetim ilan edildiği duyuruldu. Ancak sabahın erken saatlerinde sıkıyönetim kaldırıldı ve ikinci günün akşamı tekrar sıkıyönetim ilan edildi. Ordu olayları izledikten sonra ancak ikinci günün sonunda kalabalığa müdahale edip dağıttı ve olaylara son verdi.

Bomba: Bombalama olayının gerçekleştiği gece konsolosluk görevlisi Hasan Uçar Yunan emniyeti tarafından gözaltına alındı. Uçar'ın gözaltına alınması olayların çözülmesini sağladı. Bomba, Selanik’teki konsolosluk görevlisi Mehmet Ali Balin tarafından diplomatik kurye ile İstanbul’dan getirilmiş ve Selanik Üniversitesi'nde öğrenci olan Oktay Engin’in azmettirmesiyle Hasan Uçar tarafından bahçeye yerleştirilmişti. Engin, daha sonra TC vatandaşlığına alındı ve öğrenimini Türkiye’de sürdürdü. Bir süre Emniyet Genel Müdürlüğü'nde ve MİT’te aldığı görevlerden sonra Nevşehir Valiliği'ne atandı.

Kıbrıs Türktür Cemiyeti ve İstanbul Yüksek Okullar Talebe Birliği: Bu kurumların olaylarda ne kadar etkin olduğu ve MİT ile olan bağlantıları uzun süredir biliniyor. KTC'nin yöneticilerinden Hikmet Bil, Menderes ile birebir teması olan ve MAH (MİT'in o dönemdeki adı) üyesi olan bir isim. MAH üyesi olan bir diğer idare heyeti üyesi Kamil Önal ise KTC'den önce, Ermeni ve Kürtlerin aktivitelerini gözlemlemek üzere Suriye'de görev almış. Önal olaylardan bir ay kadar önce Londra ile İstanbul arasında mekik dokumuş.

Olayları yöneten derneklerden İYOTB ise tamamen tabela derneği. Hem MAH hem de Demokrat Parti ile yakın ilişkide bulunan Mürşit Yolgeçen adlı bir üniversiteli mitinglerde önemli bir rol oynamıştır. Yolgeçen, birkaç gün önce "Üniversiteler İstanbul Talebe Cemiyeti" adında, sadece beş üyesi olan bir dernek kurup, olayların başladığı saatlerde Beyoğlu'nda kendini bu derneğin başkanı olarak tanıtır ve Atatürk'ün evinin patlama haberini duyurur.
 
Geri
Üst