R.T.E
Banned
- Katılım
- 10 Eki 2008
- Mesajlar
- 431
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
33 erin silahsız ve 'planlı' bir şekilde ölüme gönderilişinde yol güvenliğini sağlamakla görevli JİTEM'cinin etkisi ne? İşte Bingöl Katliamı'nın ikinci bölümü...
33 Er Böyle Öldürtüldü/ Bölüm-2
Barışa hiç 24 Mayıs 1993’teki kadar yaklaşılmamıştı. Asker bile genel af istiyordu. Ertesi gün katliam oldu, herşey tersine döndü. 15 yılda binlerce insan öldü, ölüyor.
Generaller ‘af’ dedi
Doğan Güreş’in Genelkurmay Başkanı olarak katıldığı 24 Mayıs 1993 tarihli Milli Güvenlik Kurulu bildirisinden: “Eylemlere katılmış ama kan dökmemiş PKK’lılar teslim olursa haklarında hiçbir kovuşturma açılmamalı. Ötekiler için de bu anlayış çerçevesinde gerekli düzenlemeler yapılmalı.”
Demirel bile hazırdı
Özal ölmüş, Demirel cumhurbaşkanlığına seçilmişti. 25 Mayıs 1993’te ilk kez bakanlar kuruluna başkanlık edecekti. Hükümetin gündeminde bir gün önceki MGK bildirisi, yani genel af kararı alınması vardı. Ama Bingöl’den katliam haberi geldi. Aranan komplo bulunmuş, 33 asker şehit olmuştu.
Katliama gönderdiler
O katliamdan yaralı kurtulup felç kalan Erdal Özdemir anlatıyor: “Bizi tek koruma vermeden, silahsız Bingöl’e gönderdiler. Kendim gideyim daha güvenli olur, diyenleri dayakla tehdit ettiler.” Ve bunu yapanların hiçbiri tek gün ceza yemedi.
33 kurşun JİTEM’ciden mi?
Bingöl’de 33 erin şehit edildiği kanlı olaydan hemen sonra Elazığ 8. Kolordu Askeri Mahkemesi savcısı Binbaşı İnayet Taş, ihmali olduğu gerekçesiyle aralarında Elazığ ve Bingöl il jandarma komutanlarının da bulunduğu yedisi üst düzey komutan sekiz kişi hakkında soruşturma başlattı. Haklarında görevi ihmal ve büyük zarar doğuran emre itaatsizlik suçlamasıyla dava açılan komutanlar arasında daha sonra JİTEM’ci olarak adını sıkça duyuracak olan Elazığ’ın Kovancılar İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Zahit Engin de bulunuyordu. Yargılama sonucunda sanıklar önce bir yıl üç ay arasında hapis cezasına çarptırılmalarına karşın Askeri Yargıtay’a giden dava altı yıl sonra sanıkların beraatine karar verilerek kapatıldı. Askeri Yargıtay’ın gerekçeli kararında yanlış uygulamanın Malatya’da başladığına dair özel bir not düşülmesine karşın, sorumluları davaya dahil edilmedi.
Yanlış uygulama Malatya’da başladı
Askeri Yargıtay’ın 1999’daki gerekçeli kararında şunlara yer verildi: “Mahkememizce yanlış uygulamanın Malatya kontrol noktasından başladığı kanaatine varılmıştır. Çünkü Malatya-Elazığ karayolunun güvenli olması ve bu nedenle konvoy teşkil edilmeden araçların münferiden yola çıkarılmaları şeklindeki savunmanın haklı bir gerekçesi bulunmamaktadır. Çünkü bu araçlar, karayolu Elazığ’a kadar güvenli olsa dahi daha riskli bölgelerden geçeceklerine göre tedbirlerin Malatya’dan itibaren alınması icap ederdi. Ancak böyle bir tedbire başvurulmamış olması bu kadar yoğun sevkiyat yapılacağından haberdar olan Elazığ İl Jandarma Komutanlığı’nın sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.”
‘Duruşmalar gizli yapıldı
İhmalleri bulunduğu gerekçesiyle askeri personel hakkında açılan dava 1993 yılının temmuz ayında başladı. Askeri savcı, mahkemeden duruşmaların yapılmasını talep etti. Sanıklar ise duruşmaların açık yapılmasını istedi. Bu talep üzerine mahkeme heyeti duruşmaların gizli yapılmasına karar verdi.
MGK’dan katliam günü af bildirisi
33 erin şehit edildiği 24 Mayıs 1993’teki siyasi iklim oldukça dikkat çekiciydi. Aynı gün MGK bir af bildirisi yayınlamıştı. O günün siyasi atmosferine dair Kürt aydını Ümit Fırat’ın arşivinde şu kısa bilgiler not edilmişti:
24 Mayıs 1993 tarihli MGK Bildirisi:
“Güneydoğu’da ve ülkemizin diğer köşelerinde huzur ve güvenin önemli şekilde korunduğu tespit edilmiştir. Alınan güvenlik tedbirlerine ilaveten, Güneydoğu’da iç barış ve istikrarın sürekliliği için toplumsal hoşgörüye uygun olarak, özellikle Olağanüstü Hal Bölgesi’nde terör örgütüne katılmış olup da, kan dökülmesi eylemlerine girmemiş kişilerin gelip teslim olmaları halinde, haklarında kovuşturma yapılmamasına ve diğer terör örgütü mensuplarının durumlarının da bu anlayış içinde ele alınarak, gerekli düzenlemelerin yapılmasını hükümete bildirmeye karar vermiştir.”
‘Bingöl olayı soruşturuluyor’PKK Genel Sekreteri Abdullah Öcalan’ın, Bingöl’de 33 askerin öldürülmesiyle sonuçlanan eylemle ilgili soruşturma başlattı. (Özgür Gündem, 10 Haziran 1993)
11 Haziran 1993 günü Bakanlar Kurulu 483 sayılı Af Kararnamesi çıkarttı.
KAYNAK
33 Er Böyle Öldürtüldü/ Bölüm-2
Barışa hiç 24 Mayıs 1993’teki kadar yaklaşılmamıştı. Asker bile genel af istiyordu. Ertesi gün katliam oldu, herşey tersine döndü. 15 yılda binlerce insan öldü, ölüyor.
Generaller ‘af’ dedi
Doğan Güreş’in Genelkurmay Başkanı olarak katıldığı 24 Mayıs 1993 tarihli Milli Güvenlik Kurulu bildirisinden: “Eylemlere katılmış ama kan dökmemiş PKK’lılar teslim olursa haklarında hiçbir kovuşturma açılmamalı. Ötekiler için de bu anlayış çerçevesinde gerekli düzenlemeler yapılmalı.”
Demirel bile hazırdı
Özal ölmüş, Demirel cumhurbaşkanlığına seçilmişti. 25 Mayıs 1993’te ilk kez bakanlar kuruluna başkanlık edecekti. Hükümetin gündeminde bir gün önceki MGK bildirisi, yani genel af kararı alınması vardı. Ama Bingöl’den katliam haberi geldi. Aranan komplo bulunmuş, 33 asker şehit olmuştu.
Katliama gönderdiler
O katliamdan yaralı kurtulup felç kalan Erdal Özdemir anlatıyor: “Bizi tek koruma vermeden, silahsız Bingöl’e gönderdiler. Kendim gideyim daha güvenli olur, diyenleri dayakla tehdit ettiler.” Ve bunu yapanların hiçbiri tek gün ceza yemedi.
33 kurşun JİTEM’ciden mi?
Bingöl’de 33 erin şehit edildiği kanlı olaydan hemen sonra Elazığ 8. Kolordu Askeri Mahkemesi savcısı Binbaşı İnayet Taş, ihmali olduğu gerekçesiyle aralarında Elazığ ve Bingöl il jandarma komutanlarının da bulunduğu yedisi üst düzey komutan sekiz kişi hakkında soruşturma başlattı. Haklarında görevi ihmal ve büyük zarar doğuran emre itaatsizlik suçlamasıyla dava açılan komutanlar arasında daha sonra JİTEM’ci olarak adını sıkça duyuracak olan Elazığ’ın Kovancılar İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Zahit Engin de bulunuyordu. Yargılama sonucunda sanıklar önce bir yıl üç ay arasında hapis cezasına çarptırılmalarına karşın Askeri Yargıtay’a giden dava altı yıl sonra sanıkların beraatine karar verilerek kapatıldı. Askeri Yargıtay’ın gerekçeli kararında yanlış uygulamanın Malatya’da başladığına dair özel bir not düşülmesine karşın, sorumluları davaya dahil edilmedi.
Yanlış uygulama Malatya’da başladı
Askeri Yargıtay’ın 1999’daki gerekçeli kararında şunlara yer verildi: “Mahkememizce yanlış uygulamanın Malatya kontrol noktasından başladığı kanaatine varılmıştır. Çünkü Malatya-Elazığ karayolunun güvenli olması ve bu nedenle konvoy teşkil edilmeden araçların münferiden yola çıkarılmaları şeklindeki savunmanın haklı bir gerekçesi bulunmamaktadır. Çünkü bu araçlar, karayolu Elazığ’a kadar güvenli olsa dahi daha riskli bölgelerden geçeceklerine göre tedbirlerin Malatya’dan itibaren alınması icap ederdi. Ancak böyle bir tedbire başvurulmamış olması bu kadar yoğun sevkiyat yapılacağından haberdar olan Elazığ İl Jandarma Komutanlığı’nın sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.”
‘Duruşmalar gizli yapıldı
İhmalleri bulunduğu gerekçesiyle askeri personel hakkında açılan dava 1993 yılının temmuz ayında başladı. Askeri savcı, mahkemeden duruşmaların yapılmasını talep etti. Sanıklar ise duruşmaların açık yapılmasını istedi. Bu talep üzerine mahkeme heyeti duruşmaların gizli yapılmasına karar verdi.
MGK’dan katliam günü af bildirisi
33 erin şehit edildiği 24 Mayıs 1993’teki siyasi iklim oldukça dikkat çekiciydi. Aynı gün MGK bir af bildirisi yayınlamıştı. O günün siyasi atmosferine dair Kürt aydını Ümit Fırat’ın arşivinde şu kısa bilgiler not edilmişti:
24 Mayıs 1993 tarihli MGK Bildirisi:
“Güneydoğu’da ve ülkemizin diğer köşelerinde huzur ve güvenin önemli şekilde korunduğu tespit edilmiştir. Alınan güvenlik tedbirlerine ilaveten, Güneydoğu’da iç barış ve istikrarın sürekliliği için toplumsal hoşgörüye uygun olarak, özellikle Olağanüstü Hal Bölgesi’nde terör örgütüne katılmış olup da, kan dökülmesi eylemlerine girmemiş kişilerin gelip teslim olmaları halinde, haklarında kovuşturma yapılmamasına ve diğer terör örgütü mensuplarının durumlarının da bu anlayış içinde ele alınarak, gerekli düzenlemelerin yapılmasını hükümete bildirmeye karar vermiştir.”
‘Bingöl olayı soruşturuluyor’PKK Genel Sekreteri Abdullah Öcalan’ın, Bingöl’de 33 askerin öldürülmesiyle sonuçlanan eylemle ilgili soruşturma başlattı. (Özgür Gündem, 10 Haziran 1993)
11 Haziran 1993 günü Bakanlar Kurulu 483 sayılı Af Kararnamesi çıkarttı.
KAYNAK