TakeOne
New member
- Katılım
- 31 Eki 2007
- Mesajlar
- 200
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
26 Şubat günü Türk dünyası ve Azerbaycan için en acılı günlerden biri olmanın yanısıra aynı zamanda insanlık tarihi için de kelimenin tam anlamıyla siyah bir sayfadır. Bundan 18 yıl önce, yani 26 Şubat 1992'de Azerbaycan'ın Hocalı kentinde sivil halka karsı Ermeniler tam anlamıyla bir katliam yapmışlardır
Ermeniler Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde 7 bin kişilik nüfusa sahip ve coğrafi konumu itibariyle bölge için stratejik önemi olan Hocalı kentini ele geçirmek için 25 Şubat gecesi katliam gayesiyle harekete geçmiştir.
Hocalı'nın işgali sonucu sivil, eli silahsız, Azerbaycan Türkleri çocuk, kadın, ihtiyar ve genç ayrımı yapılmadan Ermeniler tarafından katledilmiştir. Resmi verilere göre, o gece 613 kişi hunharca katledilmiş; bunlardan 83 çocuk, 106 bayan acımasız yöntemlerle işkence yapılarak öldürülmüştür. Ayrıca, 487 kişi ağır yaralanmış ve 1275 kişi ise rehin alınmış, geri kalan nüfus da bin bir zorlukla caninin kurtarmıştır. 26 çocuk tamamen ve 130 çocuk ise kısmen oksuz kalmıştır. Ermeniler şehitleri özel acımasızlıkla, gözlerini oyularak, kafataslarının derisini soyarak ve vücutlarının farklı organlarını keserek öldürmüştür. Küçücük çocukların gözleri oyulmuş, hamile kadınların karınları yırtılmış ve insanlarımız diri diri toprağa gömülmüştür. Hatta şehitlerin bir çoğunun cesetleri yakılmıştır.
Türkiyede bir ermeni yazar vurulduğunda, hepimiz ermeniyiz diyen zaatlar acaba karabağda o kadar Azerbaycanlı Türk kardeşlerimiz Katledildikten sonra hepimiz Azeriyiz dedilermi sokaklarda ? Ben görmedim...
Sözde soykırım yasadık diyen Ermenilerin 26 Şubat 1992 tarihinde yaptıkları Hocalı Katliamını yasayan AZERİ TÜRKLERİNİN ifadeleri....
Cemil Cümşüdoglu Memmedov :
Ruslar tanklar ve bataryalarla şehre girerek evlerimizi dar*madağın ettiler. Arkalarından Ermeniler geliyorlardı. Beş yaşın*dakı torunumu alıp ormana kaçtım. Bir süre karın altında kal*dım. Çocuk donmasın diye elbisemi çıkarıp çocuğa sarmıştım. Artık takatim kalmamıştı. Nehçivanik köyüne gidip Ermenilere torunuma acımalarını söyledim. Beni tahkir edip komutana ver*diler. 0 da bizi hapsetmelerini emretti. Burada çok sayıda kadın *kız, çocuk vardı. Sonra bizi Askeran'a getirdiler. Karım, kızım, eniştem oradaydı. Onlar tırnaklarımızı çektiler. Zenciler ha*vaya sıçrayıp, yüzüme tekme atıyorlardı. Çok işkenceden sonra beni Ermeniler ile değiştirdiler. Karım, kızım ve torunumdan hiç haber alamadım.
Seriye Talibova :
Gözümün önünde 4 Mesket Türkünün, 3 komşumuzun ba*şını Ermeni askerinin mezarı başında kestiler. Rus askerleri ile Ermeniler birlikte, anne babalarının önünde çocuklarına işkence yapıp öldürdüler. Sonra cesetleri buldozerlerle dereye döktüler.
Cemal Allahverdioglu Orucov :
16 yaşındaki oğlumu kurşunladılar. 23 yaşındaki kızımı iki ikiz oğlu ve 18 yaşındaki hamile kızımi elimizden aldılar.
10 yaşında Ramil Hasanov :
Ermeniler gelince ormana kaçtım. 3 gün aç susuz orada kal*dım. Susuzluktan ölüyordum. Çokça kar yedim.
Sinan Abdullayev :
Bir gün ormanda kaldıktan sonra Ermeniler bizi bulup Aske*ran'a getirdiler. Ruslar, Ermeniler, küpeli zenciler çocukların önünde bana işkence ettiler. Sonra bizi içine su doldurulmuş zir*zemiye attılar. Sonra boğulmamaları için çocukları bir gün kuca*ğımda tuttum.
Hatice Abdullayeva :
Bir süre yalın ayak ormanda kaldıktan sonra babam, annem ve 16 yaşındaki kız kardeşim soğuğa dayanamadılar. Sağ kalan Hocalı'lar ile beni de esir ettiler. Bizi bir gün aç-susuz döşemesi*ne su doldurulmuş zirzemi de hapsettiler. Daşnak, esirlerle değiş*tirildim. Şimdi iki ayağımdan da mahrumum.
Mirza Allahverdiyev :
Ermenilerin saldırısından sonra ormana kaçtık. Burada 3 gün aç-susuz kaldık. 28 şubat akşamı bizi kuşattılar. Bizi Aske*ran'da ölüm hücresine aldılar. Her gün birkaç adamı götürüp öl*dürüyorlardı. Vahşiler başıma korkunç darbeler indiriyordu. Al*tın dişlerimi kerpetenle çıkardılar. Iki kaburgami kırdılar. 18 gün sonra bizi değiştirdiler. Babamı, iki kardeşimi, kardeşimin oğlu*nu öldürdüler.
Ermeni hükümetinin milli kahraman ünvanı verdiği katillerden zori balayan, 1996 yılında yazdığı "ruhumuzun canlanması" isimli kitapta, hocalı katliamını şu şekilde anlatıyor:
Biz çete üyesi haçaturla zaptedilmiş evlerden birisine girdiğimizde, bizim askerlerin 13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilediklerini gördük. haçatur, çocuğun bağırmamasını için anasının kesilmiş göğsünü onun ağzına soktu. Sonra ben bu Türk çocuğa, onun babalarının bizim çocuklara yaptıklarını yaptım. Karnının, başının, göğsünün derisini soydum. sonra haçatur, çocuğun cesedini doğradı ve onunla aynı kökten, Türk kökünden gelen köpeklere dağıttı. Akşam aynı şeyi 3 Türk çocuğuna daha yaptık. Kendi halkımın intikamının yüzde birini bile aldı isem ne mutlu bana."