alpo96
New member
- Katılım
- 22 Haz 2008
- Mesajlar
- 39
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Akşam Gazetesi Spor Yazarı Alaattin Metin, yakından takip ettiği Fenerbahçe kampından izlenimlerini aktardı. Metin, idmanda Aragones ile Gökhan Gönül arasında yaşanan bir olayı "Gözlerime inanamadım.. 70 yaşında denilen Aragones sahada futbolcular ile birlikte koşuyor, deparlar atıyor.. İdmanlarda topla çalışmaya ağırlık veren İspanyol hocanın yüzü gülmüyor, tez canlı.. Her istediğinin çabuk yapılmasını istiyor." diye aktardı. İşte Alaattin Metin'in yazısı:
İspanyol teknik adam, dünkü idmanda önce Gökhan Gönül’ü sahada koordinasyon hareketleri sırasındaki koşusunun daha hızlı olması için uyardı. Sonra memnun kalmayınca Gökhan’ı uzun süre koşarak kovaladı.
Gözlerime inanamadım.. 70 yaşında denilen Aragones sahada futbolcular ile birlikte koşuyor, deparlar atıyor.. İdmanlarda topla çalışmaya ağırlık veren İspanyol hocanın yüzü gülmüyor, tez canlı.. Her istediğinin çabuk yapılmasını istiyor.
İdmanlarda futbolculara bir dakika nefes almalarına bile izin vermiyor. Otelde bile kimsenin boş oturmasını istemiyor. Malzemecisinden masörüne kadar ne kadar görevli varsa hepsine bir iş buluyor.
Aragones-medya gerginliği ikinci gün de devam etti. İspanyol hoca on beş dakika gazetecilerin görüntü almalarına izin verdi.
Sonra alıştığımız tartışmalar.
Nedeni de Aragones’in futbolcularla baş başa kalmak istemesi. İspanyol hoca futbolcuların tamamen çalışmalara konsantre olmalarını istiyor. Yani futboldan başka bir şey düşünmemelerini... Kameraların, fotoğraf makinalarının futbolcuların dikkatlerini dağıtacağını söylüyor. Bir anlık da olsa futbolcu kamerayı görünce, güzel görünme iç güdüsü ile çalışmalardan koptuğunu varsayıyor..
Tel örgülerle çevrili, antrenman sahasının etrafını bile branda ile kapatılmasını istemiş. Nedeni de “Futbolcularla yalnız kalmak!”
İspanya Milli Takımı’nı örnek vermiş...
“Biz idmanlarımızı dış dünya ile ilişkimizi keserek yapıyorduk. Siz de buranın etrafını branda ile kapatın.”
Sözü kanun gibi. Ne derse, yardımcıları ne söylerse itirazsız herkes yapıyor. İş zamanı despot. Boş zamanlarda ise bir baba gibi şefkatlı. Futbolcularla oturup, sohbet ediyor. Onları tanımaya çalışıyor..
Ayağa kırılan Deivid hastahane de, “Brezilya da tedavi olmak istiyorum” diye tutturmuş. Aragones’e telefonla haber verilmiş. “Hemen benim yanıma getirin” demiş. Ambulansla takımın oteline getirmişler. Aragones gelmiş, Deivid’in önce saçını okşamış, sonra da şöyle demiş:
“Benim sana ihtiyacım var. Vakit kaybetmeden bir an önce ameliyat olman lazım. Bir gün, bir saat keybetmen, senin iyileşmeni uzatır. Brezilya’yı bırak, hemen Almanya’ya git ve hemen ameliyatını ol.”
O ana kadar Brezilya diye tutturan Deivid ikna olmuş.
GÖKHAN GÖNÜL'Ü KOVALADI
Bu arada dünkü antrenmanda ilginç bir olay oldu. Luis Aragones, Gökhan Gönül’ü sahada koordinasyon hareketleri sırasındaki koşusunun daha hızlı olması gerektiği konusunda uyarırken, bu ikazın ardından Aragones’in sahada Gökhan Gönül’ü uzun süre koşarak kovalaması ise oyuncular arasında gülüşmelere neden oldu. Aragones, ayrıca kalecilerin de yanına giderek onlara özel bir çalışma yaptırdı. Antrenör Cesar Mendiondo’nun da tüm antrenman boyunca oyuncuları izleyerek not aldığı gözlerden kaçmadı.
İspanyol teknik adam, dünkü idmanda önce Gökhan Gönül’ü sahada koordinasyon hareketleri sırasındaki koşusunun daha hızlı olması için uyardı. Sonra memnun kalmayınca Gökhan’ı uzun süre koşarak kovaladı.
Gözlerime inanamadım.. 70 yaşında denilen Aragones sahada futbolcular ile birlikte koşuyor, deparlar atıyor.. İdmanlarda topla çalışmaya ağırlık veren İspanyol hocanın yüzü gülmüyor, tez canlı.. Her istediğinin çabuk yapılmasını istiyor.
İdmanlarda futbolculara bir dakika nefes almalarına bile izin vermiyor. Otelde bile kimsenin boş oturmasını istemiyor. Malzemecisinden masörüne kadar ne kadar görevli varsa hepsine bir iş buluyor.
Aragones-medya gerginliği ikinci gün de devam etti. İspanyol hoca on beş dakika gazetecilerin görüntü almalarına izin verdi.
Sonra alıştığımız tartışmalar.
Nedeni de Aragones’in futbolcularla baş başa kalmak istemesi. İspanyol hoca futbolcuların tamamen çalışmalara konsantre olmalarını istiyor. Yani futboldan başka bir şey düşünmemelerini... Kameraların, fotoğraf makinalarının futbolcuların dikkatlerini dağıtacağını söylüyor. Bir anlık da olsa futbolcu kamerayı görünce, güzel görünme iç güdüsü ile çalışmalardan koptuğunu varsayıyor..
Tel örgülerle çevrili, antrenman sahasının etrafını bile branda ile kapatılmasını istemiş. Nedeni de “Futbolcularla yalnız kalmak!”
İspanya Milli Takımı’nı örnek vermiş...
“Biz idmanlarımızı dış dünya ile ilişkimizi keserek yapıyorduk. Siz de buranın etrafını branda ile kapatın.”
Sözü kanun gibi. Ne derse, yardımcıları ne söylerse itirazsız herkes yapıyor. İş zamanı despot. Boş zamanlarda ise bir baba gibi şefkatlı. Futbolcularla oturup, sohbet ediyor. Onları tanımaya çalışıyor..
Ayağa kırılan Deivid hastahane de, “Brezilya da tedavi olmak istiyorum” diye tutturmuş. Aragones’e telefonla haber verilmiş. “Hemen benim yanıma getirin” demiş. Ambulansla takımın oteline getirmişler. Aragones gelmiş, Deivid’in önce saçını okşamış, sonra da şöyle demiş:
“Benim sana ihtiyacım var. Vakit kaybetmeden bir an önce ameliyat olman lazım. Bir gün, bir saat keybetmen, senin iyileşmeni uzatır. Brezilya’yı bırak, hemen Almanya’ya git ve hemen ameliyatını ol.”
O ana kadar Brezilya diye tutturan Deivid ikna olmuş.
GÖKHAN GÖNÜL'Ü KOVALADI
Bu arada dünkü antrenmanda ilginç bir olay oldu. Luis Aragones, Gökhan Gönül’ü sahada koordinasyon hareketleri sırasındaki koşusunun daha hızlı olması gerektiği konusunda uyarırken, bu ikazın ardından Aragones’in sahada Gökhan Gönül’ü uzun süre koşarak kovalaması ise oyuncular arasında gülüşmelere neden oldu. Aragones, ayrıca kalecilerin de yanına giderek onlara özel bir çalışma yaptırdı. Antrenör Cesar Mendiondo’nun da tüm antrenman boyunca oyuncuları izleyerek not aldığı gözlerden kaçmadı.