mtt
New member
- Katılım
- 18 Ocak 2007
- Mesajlar
- 160
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
KAYNAK:http://www.turkdirilisi.org/haber_detay.asp?id=750
Hiçbirimizin dikkatini çekmeyen bir tuzak var ortada. Tehlike şu: “Yazlıkta verdiğiniz oy, yaşadığınız yerdeki oyla aynı değil!..” Örneğin, büyük kentlerden Bodrum, Marmaris gibi tatil yörelerine gittiniz. Ve gerekenleri yaparak oyunuzu orada kullandınız. Bu durumda, ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor:
AKP’nin 350’nin üzerinde milletvekili olmasına rağmen TBMM’de “cumhurbaşkanı seçememesi” üzerine 22 Temmuz’da genel seçimler yapılıyor.
Bu seçimlerle ilgili tartışmalar sürerken, henüz kimsenin “uyarmadığı” çok ciddi bir “tehlike” var!..
Bu bir anlamda, AKP iktidarının susarak destek verdiği bir “tuzak!..”
Çünkü, AKP çevreleri “Atatürkçüler, laikler, bize oy vermeyecekler 22 Temmuz’da deniz kenarında olacaklar. Biz de sandıkta oyları toplayacağız. Aman ses çıkarmayalım” havasındalar.
Ulusalcılar, milliyetçiler, Atatürkçüler önce bu tehlikeyi gördü.. Ve önlem almak için birbirini uyarmaya başladı: “Herkes gittiği yerde oyunu kullansın!”
Bunun için ikâmetgah yazılarının (ilmühaberlerin) yazlıkların olduğu yere alınması gerektiği açıklandı.
YAŞADIĞINIZ YERDE OY KULLANIN..
Oysa, asıl tehlike sonradan ortaya çıktı. Yazlıklarınızın olduğu (ya da, yazın bulunacağınız) yere ikâmetgah yazısı götürerek, “AKP’yi iktidardan indirmek için üzerime düşeni yaptım. Burada gönül rahatlığıyla oyumu kullanırım” diyemezsiniz!..
Çünkü, hiçbirimizin dikkatini çekmeyen bir tuzak var ortada.
Bu tuzak, geçen haftaki Ceviz Kabuğu programımızda (11.05.2007 Cuma) iki hanım izleyicimizin elektronik posta iletisi(uyarısı) ile ortaya çıktı.. Tehlike şu:
“Yazlıkta verdiğiniz oy, yaşadığınız yerdeki oyla aynı değil!..”
Örneğin, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerden Bodrum, Marmaris gibi tatil yörelerine gittiniz. Ve orada oy kullanmak için gerekenleri yaparak oyunuzu kullandınız.
Bu durumda, ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor: İstanbul’da olsaydınız 70, Ankara’da olsaydınız 29 milletvekilliği için oy kullanmış olacaktınız. Oysa, Bodrum ve Marmaris’in bağlı olduğu Muğla ilinin çıkaracağı 6 milletvekilliği için oy kullanmış oldunuz.
Böylece, büyük kentleri AKP’ye teslim etmiş oldunuz. 6 milletvekilliğini alsanız bile, 29 ya da 70 milletvekilini AKP’ye bırakmış oldunuz!..
İşte bu tuzağa kimse dikkat çekmiyor, resmi kurumlar seçmeni yaygın biçimde bilgilendirmiyor.
ZANA’LAR MİLLETVEKİLİ OLAMAYACAK!..
Bu durumdan emin olmak için YSK(Yüksek Seçim Kurulu) Başkanı Sayın Muammer Aydın’a sordum. “Evet” dedi, “Seçmen kaymalarına karşı illerin milletvekili sayısını yeniden belirleme, düzeltme yetkimiz yok. Milletvekili sayıları, son nüfus sayımına göre kanunla belirleniyor.”
Tatil yerlerine giderek orada oy kullanacakların sayısı çok çok az olsa bile, ortada yasal bir sıkıntı daha var. Yasalarımız, bu tür ikâmetgah taşınmasını “yerleşmek için ya da tayin nedeniyle gidenler” için öngörüyor. Mevcut durumda, muhtarların inisiyatifine(yetkisine) kalıyor iş. İtiraz olursa, ortaya büyük bir sıkıntı daha çıkacak. Sorumluluk YSK’da değil, muhtarlıklarda.
Öte yandan, yetkililerinin “Tabanımız PKK ile aynı” diye açıklamalar yapan DTP adlı partinin başkanı Ahmet Türk!, partisinin kapatılma tehlikesine karşı adaylarını bağımsız olarak seçime sokacağını açıkladı. (Bir de tehdidi var: “Bağımsız adayların adlarının birleşik o pusulalarında yer alması aleyhimize. Gerekirse, binlerce bağımsız aday göstererek -yani sahte adaylar göstererek(HC)- oy pusulasını yazılamayacak duruma getirip, seçimi tıkarız!” ) (Sahte aday gösterme itirafı bile, ayrı bir suç değil mi?)
Leyla Zana ve arkadaşları da “Seçilme yasağı olmadığı için aday olacaklarını” açıkladılar.
İşte buraya yazıyorum. Daha önce uyardığım her konunun gerçekleşmesi gibi, buna da dikkat ediniz: Zana ve arkadaşları bağımsız da olsa milletvekili olamayacak!..
DTP, bunların yerine başka adaylar bulmak zorunda.
“Bölücü terör örgütü PKK’ya üye olmaktan dolayı 15 yıl hapis cezası almış olan Zana ve arkadaşlarını, “Müstafi Cumhurbaşkanı adayı” Abdullah Gül de kurtaramayacak. (Hatırlatalım: Abdullah Gül çok sevdiği Zana’lara Dışişleri Bakanlığı resmi konutunda yemek vermiş; seçime 2 ay kala Erzurum’da Türk bayrakları ile kendisini karşılatan Başbakan Erdoğan da “Doğru yaptı” demişti.)
Merak edilirse, ayrıntıları burada ya da televizyonda açıklarım.
Hiçbirimizin dikkatini çekmeyen bir tuzak var ortada. Tehlike şu: “Yazlıkta verdiğiniz oy, yaşadığınız yerdeki oyla aynı değil!..” Örneğin, büyük kentlerden Bodrum, Marmaris gibi tatil yörelerine gittiniz. Ve gerekenleri yaparak oyunuzu orada kullandınız. Bu durumda, ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor:
AKP’nin 350’nin üzerinde milletvekili olmasına rağmen TBMM’de “cumhurbaşkanı seçememesi” üzerine 22 Temmuz’da genel seçimler yapılıyor.
Bu seçimlerle ilgili tartışmalar sürerken, henüz kimsenin “uyarmadığı” çok ciddi bir “tehlike” var!..
Bu bir anlamda, AKP iktidarının susarak destek verdiği bir “tuzak!..”
Çünkü, AKP çevreleri “Atatürkçüler, laikler, bize oy vermeyecekler 22 Temmuz’da deniz kenarında olacaklar. Biz de sandıkta oyları toplayacağız. Aman ses çıkarmayalım” havasındalar.
Ulusalcılar, milliyetçiler, Atatürkçüler önce bu tehlikeyi gördü.. Ve önlem almak için birbirini uyarmaya başladı: “Herkes gittiği yerde oyunu kullansın!”
Bunun için ikâmetgah yazılarının (ilmühaberlerin) yazlıkların olduğu yere alınması gerektiği açıklandı.
YAŞADIĞINIZ YERDE OY KULLANIN..
Oysa, asıl tehlike sonradan ortaya çıktı. Yazlıklarınızın olduğu (ya da, yazın bulunacağınız) yere ikâmetgah yazısı götürerek, “AKP’yi iktidardan indirmek için üzerime düşeni yaptım. Burada gönül rahatlığıyla oyumu kullanırım” diyemezsiniz!..
Çünkü, hiçbirimizin dikkatini çekmeyen bir tuzak var ortada.
Bu tuzak, geçen haftaki Ceviz Kabuğu programımızda (11.05.2007 Cuma) iki hanım izleyicimizin elektronik posta iletisi(uyarısı) ile ortaya çıktı.. Tehlike şu:
“Yazlıkta verdiğiniz oy, yaşadığınız yerdeki oyla aynı değil!..”
Örneğin, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerden Bodrum, Marmaris gibi tatil yörelerine gittiniz. Ve orada oy kullanmak için gerekenleri yaparak oyunuzu kullandınız.
Bu durumda, ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor: İstanbul’da olsaydınız 70, Ankara’da olsaydınız 29 milletvekilliği için oy kullanmış olacaktınız. Oysa, Bodrum ve Marmaris’in bağlı olduğu Muğla ilinin çıkaracağı 6 milletvekilliği için oy kullanmış oldunuz.
Böylece, büyük kentleri AKP’ye teslim etmiş oldunuz. 6 milletvekilliğini alsanız bile, 29 ya da 70 milletvekilini AKP’ye bırakmış oldunuz!..
İşte bu tuzağa kimse dikkat çekmiyor, resmi kurumlar seçmeni yaygın biçimde bilgilendirmiyor.
ZANA’LAR MİLLETVEKİLİ OLAMAYACAK!..
Bu durumdan emin olmak için YSK(Yüksek Seçim Kurulu) Başkanı Sayın Muammer Aydın’a sordum. “Evet” dedi, “Seçmen kaymalarına karşı illerin milletvekili sayısını yeniden belirleme, düzeltme yetkimiz yok. Milletvekili sayıları, son nüfus sayımına göre kanunla belirleniyor.”
Tatil yerlerine giderek orada oy kullanacakların sayısı çok çok az olsa bile, ortada yasal bir sıkıntı daha var. Yasalarımız, bu tür ikâmetgah taşınmasını “yerleşmek için ya da tayin nedeniyle gidenler” için öngörüyor. Mevcut durumda, muhtarların inisiyatifine(yetkisine) kalıyor iş. İtiraz olursa, ortaya büyük bir sıkıntı daha çıkacak. Sorumluluk YSK’da değil, muhtarlıklarda.
Öte yandan, yetkililerinin “Tabanımız PKK ile aynı” diye açıklamalar yapan DTP adlı partinin başkanı Ahmet Türk!, partisinin kapatılma tehlikesine karşı adaylarını bağımsız olarak seçime sokacağını açıkladı. (Bir de tehdidi var: “Bağımsız adayların adlarının birleşik o pusulalarında yer alması aleyhimize. Gerekirse, binlerce bağımsız aday göstererek -yani sahte adaylar göstererek(HC)- oy pusulasını yazılamayacak duruma getirip, seçimi tıkarız!” ) (Sahte aday gösterme itirafı bile, ayrı bir suç değil mi?)
Leyla Zana ve arkadaşları da “Seçilme yasağı olmadığı için aday olacaklarını” açıkladılar.
İşte buraya yazıyorum. Daha önce uyardığım her konunun gerçekleşmesi gibi, buna da dikkat ediniz: Zana ve arkadaşları bağımsız da olsa milletvekili olamayacak!..
DTP, bunların yerine başka adaylar bulmak zorunda.
“Bölücü terör örgütü PKK’ya üye olmaktan dolayı 15 yıl hapis cezası almış olan Zana ve arkadaşlarını, “Müstafi Cumhurbaşkanı adayı” Abdullah Gül de kurtaramayacak. (Hatırlatalım: Abdullah Gül çok sevdiği Zana’lara Dışişleri Bakanlığı resmi konutunda yemek vermiş; seçime 2 ay kala Erzurum’da Türk bayrakları ile kendisini karşılatan Başbakan Erdoğan da “Doğru yaptı” demişti.)
Merak edilirse, ayrıntıları burada ya da televizyonda açıklarım.