akifb
New member
2008’de Türkiye’nin yanı sıra, Çin, Tunus, Japonya, Libya, Vietnam, Suriye ve Kenya ‘moda ülke’ olacak.
Artık emeklilik çağına gelen ve bir kenara para koyan ’68 kuşağı’ torununu da alıp, tatile çıkacak. AB’nin doğuya doğru genişlemesiyle birlikte atalarının yaşadığı yerleri görmek isteyenler “Diaspora turizmi”ni canlandıracak. Sosyal sorumluluk anlayışının gelişmesiyle birlikte, Afrika ülkeleri ve Meksika’nın yanı sıra İstanbul’daki varoşlara, kenar mahalle insanının yaşam şartlarını gözlemlemek üzere günübirlik turlar düzenlenecek. Muhafazakar kesimlerin taleplerini dikkate alan uluslararası otel zincirleri 2008’de “helal turizm”e yönelecek...
Merkezi İstanbul’da bulunan Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED), gezi rehberleri yayınlayan dünyaca ünlü Lonely Planet, Amerikan Tur Operatörleri Birliği (USTOA) ile Amerikan Seyahat Acenteleri Birliği (TIA), Dünya Turizm Örgütü (WTO) ve Almanya ile ABD’de yayınlanan önemli turizm endüstrisi yayınlarında yaptığı taramayla, 2008’in başlıca 12 turizm trendini belirledi.
TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu önderliğinde yapılan araştırma, 2008’de turizmde çevre, sosyal sorumluluk, sessizlik, yavaşlık ve kısa tatillerin öne çıkacağını gösteriyor.
TUYED’in araştırmasına göre, 2008’in 12 turizm trendi şöyle:
* Aheste Turizm: 2008’de dünyada slow (yavaş) turizm öne çıkacak. “Yavaşlık güzeldir” anlayışından hareketle, turizmde bir yerden bir yere koşuşturmayı değil aheste aheste gezerek, gidilen yerin keyfinin çıkarıldığı tatiller tercih edilecek. Uçakların havaya saldığı karbon miktarını gözönüne alan “yavaşlık güzeldir” taraftarları seyahatlerini daha çok trenle yapacak.
* Türkiye golfte moda olacak: Araştırmalar golf turizminde İspanya ve Portekiz’in yerini Türkiye, Dubai ve Güney Afrika’nın alacağını gösteriyor. Türkiye ayrıca, Çin, Tunus, Japonya, Libya, Vietnam, Suriye ve Kenya ile birlikte 2008 turizminde “moda ülkeler” arasında sayılıyor.
* Sessizlik Güzeldir: Otelde konaklayan müşteriler artık yan odadakinin horultusunu, odalarındaki minibarın motor sesi veya klimanın gürültüsünü duymak istemiyor. İş seyahatine çıkanların yüzde 42’si tatildeyken gece deliksiz bir uyku çekmek istiyor. Tüketicilerin bu eğilimini dikkate alan dünyanın önde gelen zincir otelleri “sessiz odalar” yaratmak için yalıtıma para harcamaya başladı.
* Helal Turizm: Muhafazakar kesimin taleplerine uygun olarak tasarlanan ve “helal turizm” olarak bilinen turizmin bu türü Türkiye’nin yanı sıra, dünyada da yayılıyor. Batılı oteller bu pastadan pay almak için birbiriyle yarışırken, Dubai merkezli Elmulla Grubu, alkol satılmayan, kumar oynanmayan ve helal yiyeceklerin verileceği ilk lüks otel zinciri projesini 2008’de hizmete açıyor.
* 68 kuşağı ve “baby boomers” tatile çıkacak: ABD’de, nüfusun azalması üzerine İkinci Dünya Savaşı sonrası reklamlar ve teşviklerle özendirilen nüfus artışı kampanyasında 1946-1964 yılları arasında doğan ve Batıda “baby boomer” kuşağı olarak bilinenler, yaşlarının 60’a dayanmasıyla birlikte artık emekli oluyor. Avrupa’yı 1968-1972 yılları arasında saran gençlik hareketine mensup olan ve “68 kuşağı” olarak da adlandırılanlar da iş yaşamlarını sonlandırarak, emekliliklerinde torunlarıyla tatil yapmayı planlıyor. 2008’in turizm trendleri arasında, “torununu da al tatile gel” kampanyasıyla tatile yönlendirilecek 68 kuşağı ve “baby boomer”, çalıştıkları dönemde bir kenara para koymayı da ihmal etmediler. Araştırmalar, Batılı emeklilerin, çocuklarından yüzde 25 daha paralı olduklarını ortaya koyuyor. Bankada birikmiş paraları bulunan bu kesimi Türkiye’de tatile çekmek amacıyla hazırlanan kampanya şubat ayında İstanbul’da düzenlenecek EMITT Turizm Fuarı’nda tanıtılacak. Özellikle Japonya’daki “baby boom” dönemi mensuplarının emeklilik çağına gelmesi ile son 5 yılda hiç olmadığı kadar çok Japon’un emekliler ordusuna katılacağı tahmin ediliyor. Bu yeni Japon emekli kuşak, Türkiye’nin potansiyel turistleri olarak görülüyor.
* Otelde beğen, satın al evine gelsin: Otellere mobilyadan bornoza, yemek takımından yatağa kadar ürün veren firmalar, otelleri birer pazarlama alanı olarak da kullanıyor. Artık, otelde konaklayan tatilci, odasında kullandığı çarşaf takımını, çalışma masasını, havluyu, bornozu kısaca neyi beğendiyse satın alıyor. Satın aldığı ürün de kendisine evinde teslim ediliyor.
* Butik Jet Havayolları: Business classın ötesinde hizmet bekleyen müşterilere artık özel jetle seyahat etme şansı tanınacak. Dünyanın önde gelen havayolu şirketleri, lüks arayanların talebini karşılamak için kendi özel jet filolarını oluşturmaya başladı.
* Kataloglar fiyatsız olacak: Batılı tur operatörleri uzun süredir tatil kataloglarının esnek ve günlük fiyatlı olması gerektiğini ısrarla savunuyor. İnternetten çevrimiçi (online) tur satanlarla başa çıkamayan turizm devleri, katalogların fiyatsız yayınlanması için baskı yapıyorlar. Turizm devleri, 2008’de kataloglardaki fiyatları kaldıramazlarsa, tavan ve taban olarak verecekler.
* Sorumluluk varoş turizmi: Sosyal sorumluluk anlayışının gelişmesiyle birlikte, Afrika ülkeleri ve Meksika’nın yanı sıra İstanbul’daki varoşlara, kenar mahalle insanının yaşam şartlarını gözlemlemek amacıyla günübirlik turlar düzenlenecek. Bu turlara, varoş insanlarının yaşam koşullarının düzeltilebilmesi için yapılabilecekler konusunda görev almak isteyenlerin katılacakları öngörülüyor.
* Kısa tatiller: Bir yandan fazla yer görme isteği, diğer yandan dünyanın başına musallat olan terör belasından dolayı 2008’de iki haftalık uzun tatillerin yerini kısa tatiller alacak.
* Diaspora Turizmi: AB’nin doğuya genişlemesi ile birlikte bu ülkelerden Batıya doğru göç artmaya başladı. Avrupa Birliği’nin doğuya doğru genişlemesiyle birlikte atalarının yaşadığı görmek isteyenler “diaspora turizmi”ni canlandıracak. 2 milyar dolar olarak tahmin edilen pazarın müşteri kitlesini Doğu Avrupa ülkeleri oluşturuyor. Diaspora turizminin miras (atalarını daha iyi tanıma), mülk yatırımı (para kazanıp ülkesinde yatırım yapma) ve evlilik şeklinde üç bölümde gelişeceği belirtiliyor.
* Kırsal-yeşil turizm: Başta Avrupalılar olmak üzere Türk tatilci de kendi özüne dönme çabasında. Bu da insanları doğayla barıştıran “kırsal turizm”in ön plana çıkmasına yol açıyor. Tarladan sebze meyve toplamak, ağaca, toprağa dokunmak isteyen plaza hayatının yorgunları, ruh ve bedenlerini dinlendirmek için “yeşil turizm”e yönelecek.
Artık emeklilik çağına gelen ve bir kenara para koyan ’68 kuşağı’ torununu da alıp, tatile çıkacak. AB’nin doğuya doğru genişlemesiyle birlikte atalarının yaşadığı yerleri görmek isteyenler “Diaspora turizmi”ni canlandıracak. Sosyal sorumluluk anlayışının gelişmesiyle birlikte, Afrika ülkeleri ve Meksika’nın yanı sıra İstanbul’daki varoşlara, kenar mahalle insanının yaşam şartlarını gözlemlemek üzere günübirlik turlar düzenlenecek. Muhafazakar kesimlerin taleplerini dikkate alan uluslararası otel zincirleri 2008’de “helal turizm”e yönelecek...
Merkezi İstanbul’da bulunan Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED), gezi rehberleri yayınlayan dünyaca ünlü Lonely Planet, Amerikan Tur Operatörleri Birliği (USTOA) ile Amerikan Seyahat Acenteleri Birliği (TIA), Dünya Turizm Örgütü (WTO) ve Almanya ile ABD’de yayınlanan önemli turizm endüstrisi yayınlarında yaptığı taramayla, 2008’in başlıca 12 turizm trendini belirledi.
TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu önderliğinde yapılan araştırma, 2008’de turizmde çevre, sosyal sorumluluk, sessizlik, yavaşlık ve kısa tatillerin öne çıkacağını gösteriyor.
TUYED’in araştırmasına göre, 2008’in 12 turizm trendi şöyle:
* Aheste Turizm: 2008’de dünyada slow (yavaş) turizm öne çıkacak. “Yavaşlık güzeldir” anlayışından hareketle, turizmde bir yerden bir yere koşuşturmayı değil aheste aheste gezerek, gidilen yerin keyfinin çıkarıldığı tatiller tercih edilecek. Uçakların havaya saldığı karbon miktarını gözönüne alan “yavaşlık güzeldir” taraftarları seyahatlerini daha çok trenle yapacak.
* Türkiye golfte moda olacak: Araştırmalar golf turizminde İspanya ve Portekiz’in yerini Türkiye, Dubai ve Güney Afrika’nın alacağını gösteriyor. Türkiye ayrıca, Çin, Tunus, Japonya, Libya, Vietnam, Suriye ve Kenya ile birlikte 2008 turizminde “moda ülkeler” arasında sayılıyor.
* Sessizlik Güzeldir: Otelde konaklayan müşteriler artık yan odadakinin horultusunu, odalarındaki minibarın motor sesi veya klimanın gürültüsünü duymak istemiyor. İş seyahatine çıkanların yüzde 42’si tatildeyken gece deliksiz bir uyku çekmek istiyor. Tüketicilerin bu eğilimini dikkate alan dünyanın önde gelen zincir otelleri “sessiz odalar” yaratmak için yalıtıma para harcamaya başladı.
* Helal Turizm: Muhafazakar kesimin taleplerine uygun olarak tasarlanan ve “helal turizm” olarak bilinen turizmin bu türü Türkiye’nin yanı sıra, dünyada da yayılıyor. Batılı oteller bu pastadan pay almak için birbiriyle yarışırken, Dubai merkezli Elmulla Grubu, alkol satılmayan, kumar oynanmayan ve helal yiyeceklerin verileceği ilk lüks otel zinciri projesini 2008’de hizmete açıyor.
* 68 kuşağı ve “baby boomers” tatile çıkacak: ABD’de, nüfusun azalması üzerine İkinci Dünya Savaşı sonrası reklamlar ve teşviklerle özendirilen nüfus artışı kampanyasında 1946-1964 yılları arasında doğan ve Batıda “baby boomer” kuşağı olarak bilinenler, yaşlarının 60’a dayanmasıyla birlikte artık emekli oluyor. Avrupa’yı 1968-1972 yılları arasında saran gençlik hareketine mensup olan ve “68 kuşağı” olarak da adlandırılanlar da iş yaşamlarını sonlandırarak, emekliliklerinde torunlarıyla tatil yapmayı planlıyor. 2008’in turizm trendleri arasında, “torununu da al tatile gel” kampanyasıyla tatile yönlendirilecek 68 kuşağı ve “baby boomer”, çalıştıkları dönemde bir kenara para koymayı da ihmal etmediler. Araştırmalar, Batılı emeklilerin, çocuklarından yüzde 25 daha paralı olduklarını ortaya koyuyor. Bankada birikmiş paraları bulunan bu kesimi Türkiye’de tatile çekmek amacıyla hazırlanan kampanya şubat ayında İstanbul’da düzenlenecek EMITT Turizm Fuarı’nda tanıtılacak. Özellikle Japonya’daki “baby boom” dönemi mensuplarının emeklilik çağına gelmesi ile son 5 yılda hiç olmadığı kadar çok Japon’un emekliler ordusuna katılacağı tahmin ediliyor. Bu yeni Japon emekli kuşak, Türkiye’nin potansiyel turistleri olarak görülüyor.
* Otelde beğen, satın al evine gelsin: Otellere mobilyadan bornoza, yemek takımından yatağa kadar ürün veren firmalar, otelleri birer pazarlama alanı olarak da kullanıyor. Artık, otelde konaklayan tatilci, odasında kullandığı çarşaf takımını, çalışma masasını, havluyu, bornozu kısaca neyi beğendiyse satın alıyor. Satın aldığı ürün de kendisine evinde teslim ediliyor.
* Butik Jet Havayolları: Business classın ötesinde hizmet bekleyen müşterilere artık özel jetle seyahat etme şansı tanınacak. Dünyanın önde gelen havayolu şirketleri, lüks arayanların talebini karşılamak için kendi özel jet filolarını oluşturmaya başladı.
* Kataloglar fiyatsız olacak: Batılı tur operatörleri uzun süredir tatil kataloglarının esnek ve günlük fiyatlı olması gerektiğini ısrarla savunuyor. İnternetten çevrimiçi (online) tur satanlarla başa çıkamayan turizm devleri, katalogların fiyatsız yayınlanması için baskı yapıyorlar. Turizm devleri, 2008’de kataloglardaki fiyatları kaldıramazlarsa, tavan ve taban olarak verecekler.
* Sorumluluk varoş turizmi: Sosyal sorumluluk anlayışının gelişmesiyle birlikte, Afrika ülkeleri ve Meksika’nın yanı sıra İstanbul’daki varoşlara, kenar mahalle insanının yaşam şartlarını gözlemlemek amacıyla günübirlik turlar düzenlenecek. Bu turlara, varoş insanlarının yaşam koşullarının düzeltilebilmesi için yapılabilecekler konusunda görev almak isteyenlerin katılacakları öngörülüyor.
* Kısa tatiller: Bir yandan fazla yer görme isteği, diğer yandan dünyanın başına musallat olan terör belasından dolayı 2008’de iki haftalık uzun tatillerin yerini kısa tatiller alacak.
* Diaspora Turizmi: AB’nin doğuya genişlemesi ile birlikte bu ülkelerden Batıya doğru göç artmaya başladı. Avrupa Birliği’nin doğuya doğru genişlemesiyle birlikte atalarının yaşadığı görmek isteyenler “diaspora turizmi”ni canlandıracak. 2 milyar dolar olarak tahmin edilen pazarın müşteri kitlesini Doğu Avrupa ülkeleri oluşturuyor. Diaspora turizminin miras (atalarını daha iyi tanıma), mülk yatırımı (para kazanıp ülkesinde yatırım yapma) ve evlilik şeklinde üç bölümde gelişeceği belirtiliyor.
* Kırsal-yeşil turizm: Başta Avrupalılar olmak üzere Türk tatilci de kendi özüne dönme çabasında. Bu da insanları doğayla barıştıran “kırsal turizm”in ön plana çıkmasına yol açıyor. Tarladan sebze meyve toplamak, ağaca, toprağa dokunmak isteyen plaza hayatının yorgunları, ruh ve bedenlerini dinlendirmek için “yeşil turizm”e yönelecek.