1968-2008 Çeşitleme !..

Vtnsvr

New member
Ahmet Kılıçaslan AYTAR



1960 lı yıllara gelirken, Amerikan gençliği, Elvis Presley' in Rock and Roll müziği devrimiyle , iki büyük savaşın militarist kültürünü geride bırakıp hayatın özgürlükçü tarafını , tüketmek için üretmek gerektiğini kavramıştı. Bu devrim , gençliğin ya da yeni nesilin talebini karşılamak üzere egemen Amerikalının üretim boyutlarında uzayı keşfetmesinde ilham kaynağı olan unsurlardan belkide en önemlilerinden biriydi.

1960 lı yıllara gelindiğinde, The Beatles, İngiltere' den bütün dünyaya özgürlüğün esintisini savuruyordu.

Gelişmiş Batı, soğuk savaşın o günlerinde halklarının edindiği özgürlük düşüncesinin ivmelemesiyle; dijital endüstri ve enformasyon çağını başlatıyor ve tükettirdiği ölçüde nakite geçiyordu. Karşıdaki rakip, bir başka kulvardaydı... O yıllarda Türkiye' de hakim ekonomik ilişkiler, toprak mensubiyetinden geçiyordu. Özellikle demokratik hayata geçişimizle birlikte ekonomik rekabetin başlaması feodal toprak sermayesinden bir ticaret burjuvası oluşmasına sebep olmuştu. 27 Mayıs 1960 Anayasa' sı bu değişiminin zaruretiydi.

Siyasetteki feodal anlayış ise çoğunluğun her şeyi yaparımcılığıydı.
27 Mayıs bunu da bertaraf etmeyi görev saymıştı.
Bu anayasa ile temel hak ve özgürlüklerin ilerletilmesi bu tepkinin sonucuydu.
60 Anayasası ivmesiyle Türk ticaret burjuvası hızlı bir şekilde sanayileşmeye yelken açmaya başlamıştı.

Aşık Veysel, insanı söylüyordu, Cem Karaca sanki dağdan yankılanıyor, Barış Manço, Selda Bağcan, Moğollar Anadolunun bağrından değişik tarzlarda Türk Folkunu yansıtıyorlardı. 68 ' liler bu müzik kültürü imbiğinden de geçmiş ve Türk insanının açmazını, emeğin değerini, sömürüyü ruhunda hissetmiş bunun daha da ötesinde bu zulumün menşeinin batı ve özellikle ABD siyonizminden kaynaklanan ve özünde bir bağımsızlık meselesi olduğunu kavramış muhteşem bir gençlikti.

Onlar bu uğurda, Amerika , İsrail ve onların yerli işbirlikçi sermayesi ve işbirlikçisi olduklarını kabul ettikleri hükümetler ile mücadele ettiler.

O genç yaşlarında ve günün şartlarında Türkiye' nin Bağımsızlığı, Halkçılık gibi temel Atatürkçü ilkeleri kendilerine şiar edindiler. Ülkenin gerçek bir sanayii tercihinde bulunmasını , toplumcu kalkınmayı istediler. Halkın yanında durdular. Ne ki, o gün bu taleplerin doğal müttefiki olması gereken Atatürk' ün partisinin Genel Başkanı İsmet İnönü, o gençliğe " haytalar!" diyordu , silahlı kuvvetlerle birlikte taleplerin doğruluğu hususunda hiç bir yaklaşım içinde olmuyor ve o gençliği Marx' ın, Lenin' in ve Mao' nun kucağına itiyordu. Onlar öldürüyor ve asıyorlardı ve bunlarda bu yolu döşüyorlardı...

Mesela, 1968 li yıllarda gençlik, silahlı kuvvetlerin asla ve k'ata ticaret içinde olmaması gerektiğini, bunun Türkiye özelinde çok ciddi zemin kaymasına sebep olacağını söylüyordu. Onlara göre, Silahlı Kuvvetler Türkiye Cumhuriyetinin Atatürk ilke ve devrimleriyle beslenmiş yapısının en büyük teminatı ve halkının gözbebeğiydiler. Bu güzide kuruluş eğer ekonomi içersinde olursa, ekonominin bizzat taraflarından biri olabilir ve asli görevinde ihmal oluşabilirdi.

Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın, Başbakan ile Genel Kurmay Başkanı arasında yapılan Dolmabahçe görüşmesinde, Başbakanın aşırı harcamaları belgeleyen bir dosya ile ithamından bahis ediyor. Bizler 68' li gençlerin canları pahasına yaptıkları o şanlı mücadele günlerinden beri biliyoruz ki , silahlı kuvvetler sermaye ilişkileri içinde yoğunlaştıkları günden bu yana çok değişmişlerdir.

12 Mart, 12 Eylül, Emin Alpkaya, Tahsin Şahinkaya, İlhami Erdil örnekleri bütün esef edici yönleriyle Türk Halkının ibret belgeleridir.

Atatürk' e ve onun ilke ve devrimleriyle bezenmiş Laik Cumhuriyet'e yapılan saldırıların son kertesine ulaştığı şu günlerde, Türk Silahlı Kuvvetleri hiç olmadığı kadar halkının güvencesidir. İktidar Partisinin kapatılma davası sürecinde her yönden her kuruma ciddi baskıların yapılmakta olduğu gerçeğine rağmen, bu son hadisede de bu kez Silahlı Kuvvetlerin bir tertip içine düşürülmek istenmesi muhtemeldir .

Ancak koca bir Türk Ordusunun da internet içine sıkıştırılmış olması çok acı bir manzaradır. Resepsiyonlar dışında başka bir yerde mesela geniş bir Basın Toplantısıyla, halkın gönlüne her konuda su serpilmelidir.

68 Gençliğinin bir söylemi de buydu ve gürülüyor ki doğruydu... O zamandan bu yana çok zaman geçti. 1980 de finans kapitalin ve sanayii burjuvazisinin Anayasası yapıldı. Halkın temel hak ve özgürlükleri yok edildi. Arada AB uyum paketleriyle , halk iyice perişan oldu. Bugün 53 milyon insan yoksulluk içinde. Yanılmıyorsam 56 üniversal zenginimiz var.

Ve Türkiye, yeni bir anayasa ihtiyacı içinde. AKP ye çek elini dediler.
İşte bu nokta da Türk Halkı umud ettiklerinin zaafiyetini hiç kaldıramaz. Her ne kadar artık pop star alaturka veya alafranga da izliyor olsak ta...


 

sedapinar

New member
Gerçekleri güngeçtikçe daha net bir şekilde anlayan bir koca ulusun en büyük güvencesi, bu toplumun Silahlı Kuvvetleridir. Halkımız onlardan darbe değil, müdahale değil, en azından Cumhuriyetin değerleri parsel, parsel elden çıkarken, hiç değilse yürekli bir ses beklemekte haksız mı?. Cumhuriyete bağlılığı, ya da laiklikten yana taraf olunduğunu, açıktan ve bir kez daha dile getirmek beklenemez mi?. Zaman ilerliyor ve ülkemiz yakında kayalara çok ciddi bir dönemden geçiyor.Sesimizi çıkarmamayı ve “bu kaderdir” diye işleyen karşı devrime sessiz kalmayı yeğleyecek miyiz?
 

Liberation

New member
Cumhuriyetin değerleri!!!Cumhuriyet=Çoğunluğun yönetimi....yani bir kavrama da değer yüklediniz ya ne diyim.Yönetim şeklidir ve ülkemizdede uygulanıyor.


Milletimizin,ecdadımızın değerleri ne olucak peki.Yok edilmeye çalışılan batılılaşma maskesi altında
unutturulmaya çalışılan değerlerimiz ne olucak.Yüzyıllardır güçlü sistem ve merkeziyetiyle,hoşgörüsüyle dünyaya gücünü göstermiş ecdadımızın değerlerinden bahsediyorum.Asıl tehlike bu değil mi?Bu değerleride tamamen alırlarsa bizden ne kalır elimizde.


Cumhuriyet değerleri derken ne kastettiğiniz bilmiorum ama bu kastettiğiniz batı özentisi olmaksa ben almıyım...Teknoloji ve bilim deyin her zaman sizi destekliyim.Gerisi boş...
 

dartanyan7

New member
ordumuza allah zeval vermesin.
her yönüyle gurur duyuyoruz
dünyadaki bir numaralı ordu bizde (eğitimi açısından teknolojiside hergün yenileniyor.)
ordu dıştan gelen saldırılar içindir.
devlet yönetimini ordudan beklemek çok komik
ayrıca TSK = mutlak doğru ??? burayı tam anlayamadım.
orduda insanlardan oluşuyosa hatasız demek degildir.
ülkeyi aydınlar yönlendirir.
anayasada devleti ordu yönetir diye bir madde de hatırlamıyorum.
demokrasisi çöken devletlerde ordu yönetime el koyar.
istenen parti başa geçemeyince veya birileri isteyince degil
bu aralar her paylaşımın arkasından
laf dönüp dolaşıp aynı yerlere geliyo neden acep?? :durdurun
saygılar
 

HTML

Üst