1800 metreden çakıldı ölmedi

halilid

New member
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
2,780
Reaction score
0
Puanları
0
jb_photo1.jpg
Rusya’da bir televizyon belgeselinin çekimleri için paraşütle atlayan James Boole (31) yaklaşık 1.800 metre yükseklikten yere çakıldı.

Rusya’da bir televizyon belgeselinin çekimleri için paraşütle atlayan James Boole (31) yaklaşık 1.800 metre yükseklikten yere çakıldı.

Yere çok fazla yaklaşması nedeniyle paraşütünü açamayan Boole, bu düşüşten şans eseri kurtuldu. Sırt ve kaburga kemiği kırılan Boole’nin akciğeri ve dişleri zarar gördü. Boole, “Kendimi dünyanın en şanslı insanı sayıyorum” dedi.
 
kurtulmuş ama şans eseri olmaz şans diye bi kavram olsaydı yaratıcımız Allah'ı kabul etmezdik. dünya da allah'ın gönderdiği rızıklardan daha epeyce yiyeceğe benziyor.
 
şans diye bi kavram olsaydı yaratıcımız Allah'ı kabul etmezdik

aklınla bin yaşa kardeş..
 
şans diye bi kavram olsaydı yaratıcımız Allah'ı kabul etmezdik

aklınla bin yaşa kardeş..

Dillerde bir yara:Tesadüf&Şans


Tesadüf kelimesi; ihtimal, şans, denk gelme, uygun düşme mânâlarında veya varlık ve hâdiselerin meydana gelme sebebi olarak kullanılmaktadır. Tesadüf kelimesini kullanmada, genellikle ihtimal, şans, rastgelme ve kendi kendine meydana geliş gibi mânâlar birbirine karıştırılabileceğinden niyet ve nazar oldukça önemli olmaktadır. Hikmet ve sebebini bilmediğimiz bazı hâdiseler hakkındaki fikirlerimizi ifade ederken, inancımızda yer vermesek de, dilimizde tesadüf kelimesine yer verebilmekteyiz. Bunun temelinde bu kelimenin çoklu mânâ ihtiva etmesi yatmaktadır.
Tesadüf, hiçbir maksat gözetilmeksizin, biri tarafından tasarlanmadan, kendiliğinden meydana gelen şeyler için kullanılmaktadır. Birinin plânlayarak, özenle yaptığı bir şey veya hâdise bir başkasına rastgele, düzensiz ve tesadüfî gelebilir. İnançlı bazı insanların hikmetini bilmedikleri kimi hâdiseler için tesadüf demeleri bu duruma misâl verilebilir. Yolda yürürken hiç beklemediğimiz bir anda, hiç ummadığımız biriyle karşılaşınca, “Bugün falan kimseye rastladım.” yahut “İşe giderken tesadüfen şu zâtı gördüm.” diyebilmekteyiz. Aslında kastettiğimiz şey, bu hâdiselerin hiçbir şekilde plânlanmadığı değil, bu hâdiseleri bizim plânlamadığımızdır. Zîrâ bir zar atıldığında kaç geleceğinden, bir kelebeğin kanat çırpışına kadar bütün hâdiselerin Yüce Allah’ın takdir etmesi ve yaratmasıyla gerçekleştiğine inanırız. Bizim de, karşılaştığımız kimsenin de oradan geçeceği dakikayı “denk getirenin” Allah olduğunu biliriz; fakat “tevâfuk” yerine “tesadüf” kelimesini kullanırız. Evet, belki bize bakan yönüyle, irademiz dışında gerçekleştiği için hâdiseler tesadüfî gibi görünebilir; ancak Rabb’imize bakan yönüyle hiçbir şey tesadüfî değildir. Bu hakikati ifade sadedinde bize yakışan; dilimizde bir yara olan tesadüf kelimesini bırakıp, hâdiselerin Allah’ın denk getirmesi, uygun görmesi neticesinde “tevâfuken” cereyan ettiğini söylemektir.



Kaynak: Sızıntı
 
aLLah'a inanmayan görsün ! Öldürmeyen allah öldürmüyor işte :)
 
“tevâfuken” erdem kardeşim çok teşekkür ederim asıl bu olmalı dilimizde..
 
İntihara kalkışacak olsa uçurumdan atlamayı aklından bile geçirmez dayı :D
 
Geri
Üst