hmnbdyprts
New member
1 8 yasinda ki genç kızın Can Dündar'a yazdığı mektup…
O çok sevdiğim Sarı Zeybek'le tanıdığım Can Dündar'a,
Küçükken bütün çizgi film videolarımın yanında dururdu Sarı Zeybek. Ve ben
her hafta izler, her seferinde büyülenmiş gibi kalkardım başından. İşte o
yüzden bugün NTV'de sizin sesinizle, 'bir Can Dündar belgeseli' olarak
benim cumhurbaşkanım olmayan Abdullah Gül'ün hayatını dinlemek bu kadar
üzdü beni. Yazılarınızı, fikirlerinizi çok beğenerek okuyorum ve o yüzden
sizle fikirlerimi paylaşmak istedim. 'Türkiye'yi germeyelim! İp koparsa
hepimiz iki yana savruluruz,' diyor, hoşgörülü olmak gerektiğine
inandığınızı söylüyorsunuz. Hoşgörü, kasıtsız yapılan hatalara, iyi niyete
gösterilir, kendine güvensiz insanların beslediği kine, intikam hırsına,
gözü kapalı ideolojilere değil. Saygı inanca gösterilir, inancı suistimal
etmeye yönelik bir iktidara değil. Hoşgörü, ''Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir' koskoca bir yalan; Egemenlik kayıtsız şartsız Allah'ındır,'
diyen bir zihniyete gösterilemez. O, hoşgörü değil, boyun eğmek olur. Ben
Atatürk'ün kurduğu Türkiye CUMHURİYET'i vatandaşı olarak doğdum ve benim bir kız
olarak bu koşullarda yaşamam, söz sahibi olmam için milyonlarca insan kanını akıttı.
Koca bir tarihi, koca bir Atatürk'ü silmek nankörlüktür,kendini inkar etmektir ve bunun
hoşgörüsü olmaz. Eylül'de Londra'ya üniversiteye gidiyorum. En büyük endişem dört sene
sonra bu ülkeye dönemeyecek olmak. Beni temsil etmeyen bir yönetimin ülkeme vereceği
zararların korkusuyla gidiyorum. Yeniköy' de oy vermeye şortla gittiğimde bana 'günah'
diye laf atan o takkeli adama duyduğum nefret korkutuyor beni.
Bence bu ipin kopması, bizim savrulmayı göze almamız gerek artık çünkü
Kurtuluş Savaşı da sarsmıştı.
Sevgilerimle,
Serra T..
***Arkadaşlar dün bi basından arkadaşımdan gelen e-maili yorumsz sizlere iletiyorum,,,
ve mektubun sahibinin soyismini yazmıyorum...
yorum bekliyorum... saygılarla...
O çok sevdiğim Sarı Zeybek'le tanıdığım Can Dündar'a,
Küçükken bütün çizgi film videolarımın yanında dururdu Sarı Zeybek. Ve ben
her hafta izler, her seferinde büyülenmiş gibi kalkardım başından. İşte o
yüzden bugün NTV'de sizin sesinizle, 'bir Can Dündar belgeseli' olarak
benim cumhurbaşkanım olmayan Abdullah Gül'ün hayatını dinlemek bu kadar
üzdü beni. Yazılarınızı, fikirlerinizi çok beğenerek okuyorum ve o yüzden
sizle fikirlerimi paylaşmak istedim. 'Türkiye'yi germeyelim! İp koparsa
hepimiz iki yana savruluruz,' diyor, hoşgörülü olmak gerektiğine
inandığınızı söylüyorsunuz. Hoşgörü, kasıtsız yapılan hatalara, iyi niyete
gösterilir, kendine güvensiz insanların beslediği kine, intikam hırsına,
gözü kapalı ideolojilere değil. Saygı inanca gösterilir, inancı suistimal
etmeye yönelik bir iktidara değil. Hoşgörü, ''Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir' koskoca bir yalan; Egemenlik kayıtsız şartsız Allah'ındır,'
diyen bir zihniyete gösterilemez. O, hoşgörü değil, boyun eğmek olur. Ben
Atatürk'ün kurduğu Türkiye CUMHURİYET'i vatandaşı olarak doğdum ve benim bir kız
olarak bu koşullarda yaşamam, söz sahibi olmam için milyonlarca insan kanını akıttı.
Koca bir tarihi, koca bir Atatürk'ü silmek nankörlüktür,kendini inkar etmektir ve bunun
hoşgörüsü olmaz. Eylül'de Londra'ya üniversiteye gidiyorum. En büyük endişem dört sene
sonra bu ülkeye dönemeyecek olmak. Beni temsil etmeyen bir yönetimin ülkeme vereceği
zararların korkusuyla gidiyorum. Yeniköy' de oy vermeye şortla gittiğimde bana 'günah'
diye laf atan o takkeli adama duyduğum nefret korkutuyor beni.
Bence bu ipin kopması, bizim savrulmayı göze almamız gerek artık çünkü
Kurtuluş Savaşı da sarsmıştı.
Sevgilerimle,
Serra T..
***Arkadaşlar dün bi basından arkadaşımdan gelen e-maili yorumsz sizlere iletiyorum,,,
ve mektubun sahibinin soyismini yazmıyorum...
yorum bekliyorum... saygılarla...