18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü

Tunyukuk

New member
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
17,591
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Ya yağmur gibi yağarsınız yada lağım gibi akarsını
Az ilerdeki son durağa ne keder ne tasa, şenşakrak ilerleyen şehitlerimizin ruhu şad olsun...

11_k.jpg


Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.

20_k.jpg


13_k.jpg


Tarih: 18 Mart 1915...
Onbinlerce Mehmetçik çıktı ülkenin dört bir yanından... Bu vatanı ölümsüz kılmak için. Hepsi biliyordu bir daha geri dönemeyeceklerini. Anaların gözleri yaşlıydı. 1915 Galatasaray Lisesi, Antalya Lisesi gibi köklü liseler üniversiteye hiç öğrenci sokamadı. Neden mi?
çünkü 1915 yılında hiçbir lisede öğrenci yoktu. Hepside bu güzel vatanı ölümsüz kılmaya gidiyordu...

Onlar bizim için ülkenin gelecekleri için oraya kan dökmeye gittiler. Vatan için ölmeye gittler. hiçbiri kavuşamadı anasına, yavuklusuna, yuvasına... Şu anda hiç birimiz anlayamayız bu derin duyguyu. Çünkü cehennem anlatılamaz. Metre kareye 6000 evet yanlış okumadınız 6000 mermi düşüyordu. Mehmetçikler sadece 8 metre ilerideki düşmanla açıklık, yoksulluk, susuzluk gibi etkenlerin altında savaşıyordu.Binlerce mehmetçik bizim için canını, vatanı için kanını döktü. Ve o zamanlarda sayılmazdı insandan, rahat döşeğinde uyuyan.

2n651e9.jpg


Ve Mustafa Kemal kumandanların en büyüğü emrini vermişti "size ölmeyi emrediyorum!" demişti...
Sadece bir Türk 275 kg lik bir top mermisini vatan için tek başına sırtlayıp bir topa yükleyip bir gemiyi batırabilir...
Yüce Türk milleti her türlü zorluğun altından kalkmasını bilirdi ve bunu bir kez daha başarmıştı. Lütfen bari bugünlerde onları unutmayalım!!
Kahraman Türk milleti olarak o şehitlere layık olmaya çalışalım!

canakkale_gecilmez.jpg


"TÜRK ÇOCUKLARI ECDADINI TANIDIKÇA,
ONA SAHİP ÇIKTIKÇA YİNE ÇOK BÜYÜK İŞLER YAPACAKTIR.

MEDENİYET UFKUNDA YENİ BİR GÜNEŞ GİBİ PARLAYACAK ve
TARİH SAYFALARINA YİNE TÜRK ADI İLE YAZACAKTIR."
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

23uv250.jpg


SELAM SİZE EY TÜM TÜRKİYENİN!
VATAN İÇİN ÖLÜMLERİ ŞEREF BİLEN EVLADLARI EMİN OLUN,
SİZDEN AKAN BİR DAMLACIK AL KANIN ELEMİYLE BİR MİLLETİN BÜTÜN RUHU KANADI

Ruhları şad, mekanları cennet olsun. Kabirleri pür-nur dolsun.​
 
ÇANAKKALE ŞEHİDLERİNE

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,

- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya -
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayâsızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde - gösterdiği vahşetle "Bu: bir Avrupalı"

Dedirir - yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.

Yedi iklîmi cihânın duruyor karşında;
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler, rengârenk.
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

Kimi Hindû, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani tâûna da züldür bu rezil istîlâ!

Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-u asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyla sefil,

Kustu Mehmed'ciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyet denilen kahpe, hakîkat, yüzsüz.

Sonra mel'undaki tahrîbe müvekkel esbâb,
Öyle müthiş ki: eder her bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı:

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam;
Atılan her lâğımın yaktığı: yüzlerce adam.

Ölüm indirmede. gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdîlere sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!..

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat imân?

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrından râm?
Çünkü te'sis-i ilâhî o metîn istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerir azmini tevkîf edemez sun'-ı beşer;

Bu göğüslerse Hüdâ'nın ebedî serhaddi;
"O benim sun'-ı bedîim, onu çiğnetme!" dedi.

Asım'ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.

Şühedâ gövdesi, baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna, yâ Rab, ne Güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!..
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe!" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb.
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.

"Bu, taşındır" diyerek Kâbe'yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmiyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmiyle,

Ebr-i nîsânı açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;

Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ haşre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebrîz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları, sarsam yarana...
Yine birşey yapabildim diyemem hâtırana.

Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini;
Şarkın en sevgili sultânı Selâhâddîn'i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayrân...
Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken husran;

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki rûhunla berâber gezer ecrâmı adın;

Sen ki a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...

Ey şehîd oğlu, şehîd isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy​
 
Şehitlerimizin ruhu şad olsun
 
Bu topraklarda hala biz türkler yaşıyorsak bunu şehitlerimizin kanlarına borçluyuz yattıkları yerler cennet olsun Allah hepsine rahmet eylesin ruhları şad olsun ....
 
Şüheda göğdesi, bir baksana, dağlar, taşlar..
O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.
Vurulup temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i..
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi..
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe!” desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab..
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
“Bu taşındır” diyerek Kabe’ yi diksem başına,
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına.
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana..
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili Sultanı Salahaddin’i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran..
Sen ki, İslamı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki asara gömülsen, taşacaksın.. Heyhat!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat..
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber…
Mehmet Akif Ersoy
(1873 – 1936 )
 
Şehitlerimizin ruhu şad olsun...
 
şu günü bile rezil ettiler.. komutanlara müebbet isteniyor, apo nevruzda! yeni mesaj vericekmiş, başbakan milletin adını söylemekten aciz..
 
Allah'ım hepsinin mekanını cennet eylesin onlar sayesinde bu günlerdeyiz
 
haklarını nasıl ödeyeceğiz diye düşünmeden edemiyor insan. Allah mekanlarını cennet eylesin.
 
Ecdad ölüme gitmeden cenaze namazını kılan ve torunlarına bu yükü dahi çok gören bir ecdad ... Yarab sen onların şefaatlerine bizleri mashar eyle
 
18 MART ÇANAKKALE ŞEHITLERIMIZI SAYGIYLA ANIYORUZ ..

RICA EDIYORUM BI FATIHA OKUYUN....

ŞEHİTLERİMİZİN RUHU İÇİN FATİHA .
..

سْـــــــــــــــــــــ ـمِ اﷲِارَّتْمَنِ ارَّتِيم
اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ العَالَمِينَ () الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ () مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ () إيَّاكَ نَعْبُدُ وإيَّاكَ نَسْتَعِينُ () اِهْدِنَا الصِّر......اطَ الْمُسْتَقِيمَ () صِرَاطَ الَّذِينَ أنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوب...ِعَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّيِنَ.()


Bismillahirrahmanirrahim
El hamdü lillahi rabbil alemin Er rahmanir rahıym Maliki yevmid din İyyake na'büdü ve iyyake nesteıyn İhdinas sıratal müstekıym Sıratallezine en'amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ..ve lad dallin ....AMİN.....


487912_593685447327603_168129954_n.jpg
 
Geri
Üst