12 Eylül'ün gerçek mağdurları ne diyor?

  • Konbuyu başlatan WoLF
  • Başlangıç tarihi
W

WoLF

Guest
Türk milliyetçilerinin "ağabeyi" Yılma Durak, 12 Eylül 2010 referandumundaki kararını "Hayır" olarak açıklıyor.

GAZETE5/ Selda Öztürk KAY- Milliyetçi camiada “Doğu’nun Başbuğ” u olarak bilinen Yılma Durak, 12 Eylül darbesinden sonra tutuklandı, 6 yıl hapis yattı. Alparslan Türkeş'in sağ kolu olan Durak, uzun yıllar MHP'nin teşkilatlanmasında önemli roller oynadı. MHP ve Ülkücü kuruluşlar davasından yargılanan Durak, Mamak Cezaevi’nde yaşadığı acı dolu günleri hatırlarken “12 Eylül'ü yapanların sembolik de olsa yargılanması taraftarı olduğunu” dile getiriyor.

Ancak Türk milliyetçilerinin “ağabeyi” Yılma Durak, 12 Eylül 2010 referandumundaki kararını “Hayır” olarak açıklıyor.

“Ben referandumda tabii ki ‘Hayır’ diyeceğim. Ancak bizim bu kararımızın nedeni kesinlikle ‘siyasi’ karardan farklı” diyen Durak, kararının gerekçesini ise şu sözlerle anlatıyor:

“Ben 12 Eylül’ün çok ciddi mağdur olmuş insanıyım. Bugün, geçici 15. Madde ile ilgili olarak 12 Eylül ile hesaplaşılacağı, sorumluların yargılanacağı söyleniyor. Bunların hiçbiri doğru değil. Bir kere zaman aşımı geçerliliğini sürdürüyor. Bununla ilgili olarak Meclis’te mücadele edilmeliydi. Böyle bir şey yok. Dolayısıyla ben mutfakta hazırlık yapıldığı kanaatindeyim. Bu Anayasa değişikliğine hayır diyorum.”

Ülkücülerin içinden bazı isimlerin “evet” diyebileceğini söyleyen Durak, “Ancak bir ülkücü grubun bir araya gelip de bu yönde deklerasyon yayınlaması gibi bir şey yok ortada. Olmaz da. Ancak bir kısım ismi, cımbızla yakalayıp çıkardıkları bazı arkadaşları konuşturup, beyanlarını alırlar” diye konuştu.

Durak, Gazete5’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Aksi taktirde ülkücülerin bu değişikliğe “Evet” demesi mümkün değil. Ben hiçbir ülkücünün bu kararı vereceğini de düşünmüyorum. Ülkücüler arasında kamplaşma yaratılmak isteniyor olabilir ama bu da söz konusu olamaz. Mümkün değil. O aradan seçilip çıkarılan birkaç isim de siyaseten ülkücü olduğunu söyleyebilir ama zaman içinde farklı tercihler kullanmış kişilerdir bunlar… Türkiye’de iki üç kişinin bu yöndeki beyanlarını, sözlerini çok ciddiye almamak lazım. Biraz da MHP’ye yönelik bir çıkış bu.”

BİZ MİLLETİN ALEYHİNE RÜZGAR ESSE FIRTINA GİBİ ALGILARIZ

12 Eylül döneminde en fazla acı çeken ülkücü isimlerden biri olan Yılma Durak, o günlerde yaşadığı acı dolu olayları anlatırken aklından çıkmayan şu anekdotu hatırlattı:

“Biz hücrede yatarken, idamlık olanları zindanlara koyarlardı. Bir arkadaşımız Ali Bülent Orkan da yine zindana gönderildi. Zindan demek, her şeyden tecrit edilmek demektir. 24 saat hiç elektriğiniz olmaz. Karanlıkta yaşarsınız. Ali Bülent Orkan arkadaşımız, hiç yemek yememeye başladı. Sadece su içiyordu. Bunun üzerine kıdemliler kendisine ‘Açlık grevi mi yapıyorsun?’ diye sordu. Orkan da ‘Ben Rabbimin huzuruna temiz çıkmak için yemek yemiyorum’ dedi. Bugün ülkücü hareketin içinde, ülkücülüğün tartışılması gerekiyor. Başka şeylerin değil.”

Yılma Durak, AKP’de siyaset yapan kişilerin de “vatansever” olduğuna inandığını söyleyerek “Ama biz birbirimizden farklı şeyler söylüyoruz” dedi. Durak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz ülkücüler, milletimizin aleyhine bir yerlerde rüzgar esse fırtına gibi algılarız. Bazen haksız gibi görünürüz. Ama ileride hep haklı çıkarız.Türkiye’de ülkücülerin bugüne dek haklı çıkmadığı bir tek mesele yok. Rusya çökmeden önce orada Türk kardeşlerimiz var diyorduk. Bize ‘Orada Türk ne gezer?’ diye soruyorlardı. Sonra S.S.C.B çöktü, içinden 6 tane Türk Cumhuriyeti doğdu. Mahçup oldular.

Biz, şimdi de Irak’ta bir Kürt-Arap savaşının yaşanacağını öngörüyoruz. Irak’tan ABD çekildikten sonra burada patlak verecek Kürt-Arap savaşının önlenmesi için kime ihtiyaç var? ABD’nin Türkiye’ye ihtiyacı var. Şimdi proje sunuyor Türkiye’ye, adına ‘açılım’ diyor. Niye yapıyor bunu? Irak’ın kuzeyinden ve Türkiye’nin Güneydoğusu’ndan toprak parçalarını alıp bir federasyon haline getirerek Türkiye’ye bağlamak için yapıyor. Çünkü ABD bu bölgede Türkiye’nin desteği olmadan bir Kürt devleti kurulamaz çünkü orada. Bunu herkes biliyor.”

BU NE HAL?.. KORKUYORUM…

“Türkiye nereye gidiyor?” diye soran ve “Ben bunun cevabını net olarak vermiş bir insanım” diyen Yılma Durak, “Bulanık söylemlerle Türkiye’nin geleceğini karartmak isteyenler var. Ülkücüleri buna alet edemezler. 12 Eylül’den önce ülkücülerin ‘kandırıldığını’ söyleyenlere soruyorum. 12 Eylül’de siz neredeydiniz? Bunlar çok yanlış ifadeler” şeklinde konuştu.

Durak, 12 Eylül sonrasında PKK meselesinin Türkiye’nin kucağına verildiğini ve ABD tarafından da desteklendiğini hatırlatarak şöyle devam etti:

“Yüreğimiz yaralanıyor. Bugün BDP’nin söylediğini on sene önce bir başka parti söyleseydi ne olurdu? Oysa şimdi birileri parti kapatmayı zorlaştırıyor. Korkuyorum. İnsanların içine öfke, kin dolduruluyor. Bunları yapmamak lazım. Biz Kürt kadar Kürdüz, Alevi kadar Aleviyiz. Biz gönüller arasında muhabbet köprüsü kurmalıyız. Ne oldu bu kadar sene içinde? Bu ne haldir? Kürt devleti kurulsa ne olacak? Ben size söyleyeyim ne olacağını. BDP’nin başında olan vekillerin hemen hepsi aşiret ağası. Aşiret mensupları demokrasiden dem vuruyor. Demokrat mı kendileri? Onlar, altındaki insanlara köle gibi davranıyor. O insanlar, bunların ellerini ayaklarını eteklerine sürüyorlar. Şunu herkes bilsin. Benim vatanımdan toprak çalamaz kimse. PKK topyekün yok edilmedikçe bu millet huzura kavuşmaz. Kürt kardeşlerimizin 4’te 3’ünün devletle problemi yok. Geri kalan kesimler ise zorla, güç kullanarak korkuyu yaygınlaştırarak Türkiye’den nasiplenmek istiyor. Böyle bir şey olmayacak. Bunu herkes bilsin.”

KaynaK
 
Bu işte güldüğüm taraf , 30 sene önce sosyalistlerin ve komünistlerin ülkeden gitmesi için dualar edenlerin , askere teşekkür edenlerin şimdi bu kişileri , oyları EVET olmadığı için ihanet etmekle suçluyorlar. Ne berbat bir paradokstur bu.
 
12 eylül mağdurları çok konuştular.

birazda 12 eylül mağrurları konuşsun. birinci ağızdan okuyalım bakalım 12 eylül için ne demiş bir 12 eylül mağruru.


13 ilde sıkıyönetim yürürlüğe girdi. Huzura susamış milletimiz yürekten sesleniyor: Merhaba asker...

12 Eylül'den hemen sonra 14 Eylül günkü satırları:

.. Bir otorite boşluğu doğmuştu. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu boşluğu doldurdu...


18 Eylül 1980

12 Eylül bir darbe değildir, diyen Orgeneral Kenan Evren'e tamamıyla katılıyoruz. 12 Eylül ne bir darbedir ne de bir ihtilal.

16 Ekim 1980

12 Eylül'ün gerekçesi haklıdır; 12 Eylül terörden bezen halkın meşru müdafaaya geçtiği gündür.



gözlerinize inanın. çünkü bu yazanlar gerçek. bunları söyleyen de ki mi?

şimdi akp nin en büyük vuvzelalarından bir olan başbakan daha konuşmaya başlamadan "çok güzel konuştu sayın başbakanımız" diyecek karakterde bir insan, büyük gazeteci, jöle kıvamlı köşe yazarı, dün övdüğüne bugün sövebilen zihniyette bir kişi
adı iseeeeeeeeeee


NAZLI ILICAK.


varın gerisini siz düşünün...
 
Geri
Üst