undead5858
New member
- Katılım
- 23 Mar 2008
- Mesajlar
- 699
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Amerikan Başkanı Bush, sanki dünyayla dalga geçiyor.
Gerçi eski bir olay 11 Eylül, Amerika’daki tabiriyle 9/11 olayları. Eski bir olay dedim çünkü bu olayın sonucunda 2 ülke yok oldu. 3.sü (İran) de yolda. İki ülkenin yok olması hemen olacak bişey değil.
Neyse konuyu dolandırmadan asıl anlatmak istediklerimi anlatmaya başlayayım.
11 Eylül saldırıları bahane edilerek iki ülke işgal edildi ve halkına olmadık işkenceler yapıldı. 9/11’in sorumlusu Usame Bin Laden olarak gösterildi ama Afganistan ve Irak işgal edildi. Sanki bu ülkeler Laden’in ülkeleriymiş gibi.
Bazı arkadaşlarımız gerçekleri biliyordur, bazıları bilmiyordur, bazıları da “komplo teorisi” deyip geçiyordur. Bu yazıyı sonuna kadar okuyu** resimlere baktığınızda ve verdiğim adreslere girdiğinizde inanılması gerçekten çok zor olan bu olaya inanmamak için bahaneniz kalmayacak.
A.B.D.’nin bazı ülkelerde gözü olduğunu ve bu ülkelerin hangileri olduğunu hepimiz biliriz. A.B.D. bu ülkeleri işgal etmek amacıyla bir plan hazırladı. Bu planın ilk aşaması olan 11 Eylül’de A.B.D. kendi kendini vurdu. Yanlış duymadınız “kendi ülkesini vurdu”. Sonra da bildiğiniz gibi teröre savaş açtı. Terörist ülkeler ise belliydi: Afganistan, Irak, Suriye ve İran.
A.B.D. İkiz Kulelere çarpan uçakların Boeing yolcu uçakları olduğunu söylemişti. Oysa aşağıdaki fotoğraflarda da gördüğünüz gibi; bu uçaklar Boeing değil yakıt taşımakta kullanılan “tanker uçakları”ydı.
Çelik demirleri eriten yangın olayına gelince: Binadaki çelik sütunların erime ısısı 1500 derecedir. Fakat kulelere çarptığı öne sürülen uçağın en fazla alabileceği yakıt 8800 galondur. 8800 galonluk bir yakıtın oluşturabileceği en yüksek ısı derecesi ise 800 derecedir. Yani çelik sütunları eritmeye yetecek derecede ısı oluşmamıştır.
Dosyaların ve Resimlerin Görülmesine Izin Verilmiyor
Dosyaları ve Resimleri Görebilmek için Üye Ol veya Giris Yap tıkladığınızda binanın kademeli bir şekilde çöktüğünü göreceksiniz. Oysaki üstteki çelik sütunların erimesi sonucu çöken bir binanın fizik kurallarına göre yana doğru devrilmesi gerekir. Ama kule kademeli bir şekilde üst katlardan başlayarak aşağıya doğru çöküyor. O adrese gittiğinizde göreceğiniz çöküşü televizyonlarda planlı bir şekilde yıkılan binalarda da görebilirsiniz. Şu açık ve nettir: Kulelerin çöküşü planlı bir şekilde gerçekleşmiştir. Hala inanmadıysanız bir de şunu dinleyin: Kuleler üst taraflardan düzenli bir şekilde çökerken, henüz sağlam olan alt kısımlarda patlamalar oluyor. Sizce bunun anlamı nedir.
İkiz Kulelere saldırı yalanıyla ilgili birkaç kısa not daha:
1-Uçağın çarptığı kattan üst katlarda en az 10000 çalışanın olması gerekiyor. Bu insanlar uçak kuleye çarptıktan sonra o binadan çıkamazlar. Bu mümkün değil. Ayrıca alt katlarda ve kulelerin çevresinde ölen insanlar da var. Bu saldırıda ölenlerin sayısı toplam 2800 kişi. İnsan bildiği matematikten şüphe ediyor değil mi?
2-Uçağı kaçırdıkları ve saldırıda öldüğü iddaa edilen kişilerin bazıları hala yaşıyor, bazıları ise 11 Eylül’ün çok öncesinde ölmüş kişiler.
3-Enkazda binaya çarptığı iddaa edilen uçağın sadece birkaç parçası bulanabiliyor. Bu parçaların da oraya sonradan getirildiği söyleniyor.
4-Enkazda uçağın karakutusu bir türlü bulanamıyor. Karakutunun yanma sırasında eridiği iddaa ediliyor. Ama uçağın karakutusunu eriten bu sıcaklık,her nedense kuleye saldırı düzenleyen terörist olduğu iddaa edilen kişinin pasaportunu eritemiyor. Ve bu teröristin pasaportu birkaç dakika içinde enkazda bulunuyor. (??)
5-11 Eylül günü itfaiyecilerin verdiği ifadeler her ne hikmetse 12 Eylül günü tamamen değişiyor.
6-Uçağı kaçırdığı iddaa edilen kişilerin isimleri yolcu listesinde bulunamıyor.
7-İkiz Kulelere yapılan saldırılar sırasında yaşanan “şarbonlu mektup” olaylarının hemen sonrasında Amerikalı bir çok migrobiyolog öldürülüyor.
Aşağıda verdiğim adreste ve onun altındaki fotoğraflarda çarpan uçağın bir yolcu uçağı olmadığı ve altında iki adet füze olduğu daha net bir şekilde görülüyor. Ayrıca uçağa fazladan eklentiler yapılmış.
Gerçi eski bir olay 11 Eylül, Amerika’daki tabiriyle 9/11 olayları. Eski bir olay dedim çünkü bu olayın sonucunda 2 ülke yok oldu. 3.sü (İran) de yolda. İki ülkenin yok olması hemen olacak bişey değil.
Neyse konuyu dolandırmadan asıl anlatmak istediklerimi anlatmaya başlayayım.
11 Eylül saldırıları bahane edilerek iki ülke işgal edildi ve halkına olmadık işkenceler yapıldı. 9/11’in sorumlusu Usame Bin Laden olarak gösterildi ama Afganistan ve Irak işgal edildi. Sanki bu ülkeler Laden’in ülkeleriymiş gibi.
Bazı arkadaşlarımız gerçekleri biliyordur, bazıları bilmiyordur, bazıları da “komplo teorisi” deyip geçiyordur. Bu yazıyı sonuna kadar okuyu** resimlere baktığınızda ve verdiğim adreslere girdiğinizde inanılması gerçekten çok zor olan bu olaya inanmamak için bahaneniz kalmayacak.
A.B.D.’nin bazı ülkelerde gözü olduğunu ve bu ülkelerin hangileri olduğunu hepimiz biliriz. A.B.D. bu ülkeleri işgal etmek amacıyla bir plan hazırladı. Bu planın ilk aşaması olan 11 Eylül’de A.B.D. kendi kendini vurdu. Yanlış duymadınız “kendi ülkesini vurdu”. Sonra da bildiğiniz gibi teröre savaş açtı. Terörist ülkeler ise belliydi: Afganistan, Irak, Suriye ve İran.
A.B.D. İkiz Kulelere çarpan uçakların Boeing yolcu uçakları olduğunu söylemişti. Oysa aşağıdaki fotoğraflarda da gördüğünüz gibi; bu uçaklar Boeing değil yakıt taşımakta kullanılan “tanker uçakları”ydı.
Çelik demirleri eriten yangın olayına gelince: Binadaki çelik sütunların erime ısısı 1500 derecedir. Fakat kulelere çarptığı öne sürülen uçağın en fazla alabileceği yakıt 8800 galondur. 8800 galonluk bir yakıtın oluşturabileceği en yüksek ısı derecesi ise 800 derecedir. Yani çelik sütunları eritmeye yetecek derecede ısı oluşmamıştır.
Dosyaların ve Resimlerin Görülmesine Izin Verilmiyor
Dosyaları ve Resimleri Görebilmek için Üye Ol veya Giris Yap tıkladığınızda binanın kademeli bir şekilde çöktüğünü göreceksiniz. Oysaki üstteki çelik sütunların erimesi sonucu çöken bir binanın fizik kurallarına göre yana doğru devrilmesi gerekir. Ama kule kademeli bir şekilde üst katlardan başlayarak aşağıya doğru çöküyor. O adrese gittiğinizde göreceğiniz çöküşü televizyonlarda planlı bir şekilde yıkılan binalarda da görebilirsiniz. Şu açık ve nettir: Kulelerin çöküşü planlı bir şekilde gerçekleşmiştir. Hala inanmadıysanız bir de şunu dinleyin: Kuleler üst taraflardan düzenli bir şekilde çökerken, henüz sağlam olan alt kısımlarda patlamalar oluyor. Sizce bunun anlamı nedir.
İkiz Kulelere saldırı yalanıyla ilgili birkaç kısa not daha:
1-Uçağın çarptığı kattan üst katlarda en az 10000 çalışanın olması gerekiyor. Bu insanlar uçak kuleye çarptıktan sonra o binadan çıkamazlar. Bu mümkün değil. Ayrıca alt katlarda ve kulelerin çevresinde ölen insanlar da var. Bu saldırıda ölenlerin sayısı toplam 2800 kişi. İnsan bildiği matematikten şüphe ediyor değil mi?
2-Uçağı kaçırdıkları ve saldırıda öldüğü iddaa edilen kişilerin bazıları hala yaşıyor, bazıları ise 11 Eylül’ün çok öncesinde ölmüş kişiler.
3-Enkazda binaya çarptığı iddaa edilen uçağın sadece birkaç parçası bulanabiliyor. Bu parçaların da oraya sonradan getirildiği söyleniyor.
4-Enkazda uçağın karakutusu bir türlü bulanamıyor. Karakutunun yanma sırasında eridiği iddaa ediliyor. Ama uçağın karakutusunu eriten bu sıcaklık,her nedense kuleye saldırı düzenleyen terörist olduğu iddaa edilen kişinin pasaportunu eritemiyor. Ve bu teröristin pasaportu birkaç dakika içinde enkazda bulunuyor. (??)
5-11 Eylül günü itfaiyecilerin verdiği ifadeler her ne hikmetse 12 Eylül günü tamamen değişiyor.
6-Uçağı kaçırdığı iddaa edilen kişilerin isimleri yolcu listesinde bulunamıyor.
7-İkiz Kulelere yapılan saldırılar sırasında yaşanan “şarbonlu mektup” olaylarının hemen sonrasında Amerikalı bir çok migrobiyolog öldürülüyor.
Aşağıda verdiğim adreste ve onun altındaki fotoğraflarda çarpan uçağın bir yolcu uçağı olmadığı ve altında iki adet füze olduğu daha net bir şekilde görülüyor. Ayrıca uçağa fazladan eklentiler yapılmış.
