........

aSLihaN

New member
Katılım
12 Eyl 2005
Mesajlar
1,665
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
35 buJuk
Cadde boyu yürüyen insanlar ölüm korkusunu içlerinde hep duyuyorlardı.Ya
arkalarından sıkılacak tek bir kurşunu yada caddenin ortasına atılacak bombaları bekliyorlardı.

Ölümden değil ama teknolojinin oluşturduğu acımasız silahlardan kaçamayacaklarını biliyorlardı.Nereye giderlerse gitsinler alınlarına bir silah dayanılacağını kaderleri kabullense bile yürekleri kabul edemiyordu.Hayatın güzel yanlarını yaşamak varken ölümün soğuk yüzüyle karşılaşmaları artık onları isyan ettiriyordu.
Tek o mu düşünüyordu bunları? Oysa ki herkesin kafasındaydı bu düşünceler. Bir anlık unutabilseler bile bu vahşeti her adım başı önlerine çıkan cesetler buna izin vermiyordu.
Kahrolası silahlar binlerce insanı hem ruhsal hem de bedensel olarak savaşın birer kurbanları haline getirmişti.
Artık iyice kopuklaşmış düşünceler içindelerken o ve diğerleri ani bir siren sesiyle irkildiler.Koşacaklardı ; ama koşmakta fayda etmezdi.Hemen şuracıkta yada öbür sokağın başında son nefeslerini vereceklerdi.Savunmasız bırakılmış bütün insanların kaderiydi bu.Ama insanoğluyduk diye düşündü.Ölüm korkusu hiç düşünmeye fırsat vermeden çığlıkları ve koşuşturmaları beraberinde getiriyordu.O ise hem koşuyor hemde düşünmeden edemiyordu.Ağlıyordu, bağırıyordu.İsyan ediyordu, herşeye, hayatına , bu dünyaya ve aciz bir kurşunun insanları öldürüşüne.
Düşüncelerden ayrılma zamanıydı belki de.Çünkü anlaşılmayan sözler , kurşunlar ve insan çığlıkları okadar birbirine karışmıştı ki tedirgin olmuştu. Dönüp bakmak , neler olduğunu görmek ve insan onurunun böyle ayaklar altına alınışına ağlamak istiyordu.Fakat manzaraya dayanamaz ve oraya yığılıp kalabilirdi.
Koşmalıydı o kadar hızlı koşmalıydı ki silahları geride bırakıp yeni bir dünyada bir çocuk saflığında bakmalıydı hayata.Bu anlamsız savaşı ve kin kusan insanları bırakmalı ve hayatın güzel yanlarını da görebilmeliydi.Bunu beyni ve yüreğiyle istiyor ve bunun için ümit ediyordu.
Birden tam sokağın başında öylece kalakaldı.Durmasıyla birlikte bütün ümitleri soldu.Belki de biraz sonra kendisiyle birlikte ölüme terkedilecekti....
Birisi hala anlamadığı sözler kullanarak onu silahıyla dürtüyordu.Halbuki öldürülmek için bedenini silahın korkınç yüzüne döndürmeye ne gerek vardı.O an solukları öylesine düzensizleşti ki soluk alamayacak hale geldi.Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki bu ana dayanamayıp parçalanacaktı.Biran yalvarmalıyım diye düşündü:Öldürülmemek,yaşamak için.Bütün masumluğum ile askere yalvarmak diye düşünürkengözünden akan tek damla yaş ona insanlığını hatırlattı.
Savaşın karşısında bu kadar aciz kalmamalıydı.Korkak biri gibi yaşamaktansa onurlu bir ölümü yeğlerdi.Dönerdi tek kurşun sıkılırdı ve ölürdü.Sonra herkes şöyle derdi:
_İşte öldürülen onurlu bir insan daha.
Gazeteler şöyle yazardı:
_ Savaş bir kişiyi daha yuttu ve başlık aynen şu olurdu:
_ O da yaşamak isterdi.
Birkaç dakikalık bütün bu düşüncelerinden askerin kızışan sesiyle uyandı.Döndü ve ellerini kalbinin üzerinde kenetledi.O anda düşündüğü tek şey sımsıcak kalbini canlı tutmaktı.Savaşın bütün hırçınlığı askerin yüzünde donuklaşmış ve kendisine merhaba dercesine pis pis sırıtıyordu. Tek kurşun sıkıldı.Elleri bile bu kurşunu engelleyemedi.Kurşun ellerini büyük bir hızla deldi ve kalbinin tam ortasına saplandı.Kalbinin sevgi dolu sıcaklığı ve bütün ümitleri teknolojinin oyunlarıyla paramparça olmuştu..............
Biraz sonra ise askerler şehri teketmiş ve ortalık korkunç ve acı dolu bir sessizliğe gömülmüştü.
Şehrin epey dışındaki askerler insanları mutsuz etmenin sarhoşluğu içindeydiler.Attıkları naralar ise temsil ettikleri ülkenin bencilliklerini tatmin etmenin çığlıklarıydı.
Gecenin koyu karanlığında bir grup gazeteci ağır ağır ve gizlice şehre giriyordu.Bu manzarayı görüntülemek ne kadar acı bile olsa birileri bütün bu olanları dünyaya duyurmalı ve insanların kalbine merhamet tohumları ekmeliydi.
Bir kamera ona odaklandı.Bir insanın son nefesini, hala yaşamaya direnen vücudunu çekiyordu.Ölüme yenik düşerken gözlerinde ki savaşa karşı nefret bütün canlılığıyla duruyordu.Aslında bu nefret buna sebep olmuş insanlara atılmuş oklardı.
Kamera bile onun bu çaresizliğine dayanamadı ve ekranı kararttı.......
 
o da yaşamak isterdi :(
 
Geri
Üst