100yıl önce hazırlanmış plan
Gözünü bir zamanlar Osmanlı’nın idare ettiği topraklara, bilhassa bütün İslam dünyasına dikmiş olan bilumum İslam düşmanı güçler ,İngiltere ve Yahudi komitelerinin öncülüğünde yeni bir yüz yıllık plan yaptılar. Bu defa yanlarında güçlü bir müttefik daha vardı: Amerika….
Yüz yıllık bu yeni planın temel maddeleri şunlardı:
1. Müslümanların inanç esasları tahrif edilecek, daha sonra zaman içersinde onların İslam a bağlılıkları yok edilecek ve kısmen Hıristiyanlaştırılacak. Kalanlar ise Hıristiyan ve Yahudi hakimiyetini benimser hale getirilecek.
2. Asya’da, Afrika’ da, Müslüman coğrafyasında yeni yeni devletler kurdurulacak, bu devletlerin sınırları, devamlı aralarında ihtilaf olacak şekilde tespit edilecek.
3. Kurulan yeni devletlerde politikamızı tatbik edecek kimselerin işbaşına geçmesi temin edilecek. Politikamızı uygulamayanlar türkü yollarla devre dışı bırakılacak.
4. Müslümanların bir araya gelmeleri engellenecek Müslüman halkların bir biriyle irtibatları kopartılacak.
5. Müslümanlar pek çok devlete bölündükten sonra,başka pek çok milletlere hatta kabilelere taksim olunacak unsurlar arasında düşmanlık hissinin doğması sağlanacak.
6. Yirminci yüzyılın sonlarında Filistin’ de bir Yahudi devleti kurdurulacak. Yüz yılın sonlarında bu devletin toprakları genişletilecek.
7. Müslümanların elindeki bütün mali kaynaklar kontrol altında tutulacak.
8. Birinci dünya savaşının bitiminden yaklaşık 100 yıl sonra dünyadaki tüm Müslümanlar köleleştirilmiş olacak.
İşte şimdi bir bakalım ne olmuş ırak Filistin Pakistan Afganistan ırak hepsi köleleştirildi geriye kaç Müslüman devlet kaldı 2014 e kadar her halde İran ve Türkiye üzerine emelleri gerçekleşmiş olacak durum onu göstermiyor mu?
Dehşetli kin..
İslam düşmanı güçlerin Müslümanlara olan kini korkunçtu. Bilhassa Selçuklunun ve Osmanlının ‘meşru ve gerçek mirasçısı’ Anadolu halkına düşmanlıkları çok daha korkunçtu. Onlar haçlı seferlerinde yedikleri tokatların acısını hiçbir zaman unutmamışlardı. En son Çanakkale savaşlarında ve kurtuluş savaşında yine üst üste okkalı şamarlar yemişlerdi. Onarın yüreği haçlı seferlerinde yaptıkları gibi Müslümanları pişirip yemekle de soğumayacaktı. Onlar çok daha korkunç bir intikam planı yapmışlardı: yüz yıl sonra Anadolu insanın efendiliklerini Müslümanlıklarını unutturup köleleştirmek, çocuklarını Hıristiyanlaştırmak. Ve Yahudilerin her dediği ni yapar hale getirmek istiyorlardı.
Bütün planlar buna göre yapılmıştı.
Şimdi bu dehşetli oyundan bir kaçına ana hatlarıyla bakalım:
Lozanda oynan oyun
İstiklal mücadelesi zaferle neticelenmişti, sıra bu zaferi kağıt üzerinde de tescil etmeye gelmişti. Ama maalesef bunun silahlı mücadeledeki muvaffakiyete paralel olarak yapıldığını söylemek mümkün değildir.
Yunanlılar işgal boyunca hunharlık tabloları sergilemiş , binlerce masum insanı doğramış şehirleri yakıp yıkmıştı . bu yaptıklarına mukabil lozanda bu zalimlerden tek kuruş savaş tazminatı alınmamıştır. Üstelik galip taraf onlar mış gibi ege adarlı ve batı Trakya onlar bırakılmıştır.
Lozanda ki muaflıklardan biriside misak-ı milli sınırlarına dahil olan Musul ve Kerkük meselesinin gündemden kaldırılmasıydı.
Lozan görüşmelerin birinci safhası 20.11.1922-7.02.1923 tarihleri arasında cereyan etti.7.02.1923-3.03.1923 tarihleri arasında 2. Tur görüşmeler yapıldı ve 24.07.1923’de Lozan antlaşması imzalandı.
Dessasa ne planları İslam topraklarını harita üzerinde cetvelle çizerek bölen, sun!i sınırlar meydana getiren ve orta doğudaki birçok suni ülkenin başına kendilerine bağlı simaları getirtip oturtan İngiltere,lozanda büyük oyunlar oynadı . o oyunların bazılarını inceleyelim…
İngilizlerin taktiği
19. yüzyılın sonlarına doğru Asya ve Ortadoğu topraklarına göz diken İngiltere , ilk başta bu topraklarda kolayca hakimiyet kurarak petrolü, başta altını olmak üzere zengin madenleri gasp edeceğini hayal etmişti. Ne var ki 20. Yüz yılın hemen başlarından itibaren şiddetli bir mukavemetle karşılaştı. Her yerde karşılarına dikilenler Müslümanlardı. Mesela Hindistan da ; Hindular, Mecusiler ve sair dnlere mensup olanlar İngiliz hakimiyetini benimsemiş gözükürken Müslümanlar elde silah sopa İngilizlerin karşısına dikiliyorlardı.
İngiliz hükümeti bu duruma çare aradı . sömürge topraklarında araştırma yapması için sömürgeler bakanı olan Gladiston’u vazifelendirdi. Gladiston aylarca dolaştı, incelemelerde bulundu . sonunda raporun özetini şu cümlelerle dile getiriyordu:
‘’kur’an Müslümanların elinde bulundukça biz onlara hakim olamayız. Ne yapıp etmeliyiz, ya kuranı ortadan kaldırmalıyız , yada Müslümanları kurandan soğutmalıyız.’’
İngiliz hükümeti , Gladiston’un bu raporundan sonra Müslümanların mukavemetini nasıl kıracağını araştırmak üzere komisyonlar kurdu. Bu komisyon çok yönlü araştırmalar yaptı ve en sonunda felsefe silahını kullanmaya karar verdiler. Bu arada aristoteresin İskender yaptığı nasihati göz önünde bulundurdular bu nasihat’’İskender sorar :ben ne yapayım bu kazandığım ülkeleri ne yapayım sultanları padişahları kılıçtan mı geçireyim yoksa tamamı sürgüne mi göndereyim?
Avistonun İskender’e cevabı: onları ne kılıçtan geçir nede sürgün et . çünkü kılıçtan geçirecek olursan, onların geride kalan nesilleri intikam arzusuyla yanıp tutuşur. Sürgüne gönderirsen onlar yine bir yerde toplanıp senin başına bela olur. Şayet onlara devamlı hakim olmak istiyorsan , onları küçük beylikler haline getir. Bununla da yetinme münakaşa mevzularını aralarında yay. Bu münakaşalı hususları halletme. Onlar devamlı münakaşa ederken sen ararlında hakem olursun, senin saltanatın hakimiyetin devam eder.’’
İngilizlerin İskender taktiği
Birinci dünya savaşı sonunda hele hele sulh devresinde İngilizler avistonun öğütleriyle ve Gladiston’un raporunu göz önünde tutarak şöyle bir yo takip ettiler:
İlk önce dünyayı kıtalara ayırdılar . ondan sonra İslam devletlerini harita üzerinde küçük küçük devletlere böldüler bunun ardından da kavim arılığı yaptılar. Türkler ve Araplar büyük kavimler olduğu için özellikle Türk ve Araplara yoğunlaştılar. Azerbaycan Özbekistan Türkmenistan Kırgızistan, vb. ve devamlı kanayan yaralar bıraktılar Musul Kerkük , Kıbrıs, nah cıvan Karabağ, Keşmir doğu meseleleri.tek vücut olan Müslümanlar parçalandı ve şimdiki durum oluştu.
İngiliz parlamentosunda alınan kararda bu Müslüman ülkelerin bağımsızlığını tanımayı 3 şarta bağlıyorlardı:
1. Mahkemelerde ahkam-ı şerriye geçerli olmayacak şerri hukuk kaldırılıp atılacak.
2. Okullarda kuran okutulmayacak felsefe eğitimi verilecek.
3. Gazetelerde dergilerde ve diğer neşir vasıtalarında dini esaslara dayalı neşriyat yapılmayacak.dans ve benzeri oyunlar serbest olacak.
…………
Maalesef devam ediyor ama yazmaya benim elim varmadı öyle belki çok karamsar veya kurgu buluyorsunuz ama gözünüzü kapatın ve düşünün. Aynen doğru olduğunu göreceksiniz.
Birlik olma vakti kardeşlerim…..
Gözünü bir zamanlar Osmanlı’nın idare ettiği topraklara, bilhassa bütün İslam dünyasına dikmiş olan bilumum İslam düşmanı güçler ,İngiltere ve Yahudi komitelerinin öncülüğünde yeni bir yüz yıllık plan yaptılar. Bu defa yanlarında güçlü bir müttefik daha vardı: Amerika….
Yüz yıllık bu yeni planın temel maddeleri şunlardı:
1. Müslümanların inanç esasları tahrif edilecek, daha sonra zaman içersinde onların İslam a bağlılıkları yok edilecek ve kısmen Hıristiyanlaştırılacak. Kalanlar ise Hıristiyan ve Yahudi hakimiyetini benimser hale getirilecek.
2. Asya’da, Afrika’ da, Müslüman coğrafyasında yeni yeni devletler kurdurulacak, bu devletlerin sınırları, devamlı aralarında ihtilaf olacak şekilde tespit edilecek.
3. Kurulan yeni devletlerde politikamızı tatbik edecek kimselerin işbaşına geçmesi temin edilecek. Politikamızı uygulamayanlar türkü yollarla devre dışı bırakılacak.
4. Müslümanların bir araya gelmeleri engellenecek Müslüman halkların bir biriyle irtibatları kopartılacak.
5. Müslümanlar pek çok devlete bölündükten sonra,başka pek çok milletlere hatta kabilelere taksim olunacak unsurlar arasında düşmanlık hissinin doğması sağlanacak.
6. Yirminci yüzyılın sonlarında Filistin’ de bir Yahudi devleti kurdurulacak. Yüz yılın sonlarında bu devletin toprakları genişletilecek.
7. Müslümanların elindeki bütün mali kaynaklar kontrol altında tutulacak.
8. Birinci dünya savaşının bitiminden yaklaşık 100 yıl sonra dünyadaki tüm Müslümanlar köleleştirilmiş olacak.
İşte şimdi bir bakalım ne olmuş ırak Filistin Pakistan Afganistan ırak hepsi köleleştirildi geriye kaç Müslüman devlet kaldı 2014 e kadar her halde İran ve Türkiye üzerine emelleri gerçekleşmiş olacak durum onu göstermiyor mu?
Dehşetli kin..
İslam düşmanı güçlerin Müslümanlara olan kini korkunçtu. Bilhassa Selçuklunun ve Osmanlının ‘meşru ve gerçek mirasçısı’ Anadolu halkına düşmanlıkları çok daha korkunçtu. Onlar haçlı seferlerinde yedikleri tokatların acısını hiçbir zaman unutmamışlardı. En son Çanakkale savaşlarında ve kurtuluş savaşında yine üst üste okkalı şamarlar yemişlerdi. Onarın yüreği haçlı seferlerinde yaptıkları gibi Müslümanları pişirip yemekle de soğumayacaktı. Onlar çok daha korkunç bir intikam planı yapmışlardı: yüz yıl sonra Anadolu insanın efendiliklerini Müslümanlıklarını unutturup köleleştirmek, çocuklarını Hıristiyanlaştırmak. Ve Yahudilerin her dediği ni yapar hale getirmek istiyorlardı.
Bütün planlar buna göre yapılmıştı.
Şimdi bu dehşetli oyundan bir kaçına ana hatlarıyla bakalım:
Lozanda oynan oyun
İstiklal mücadelesi zaferle neticelenmişti, sıra bu zaferi kağıt üzerinde de tescil etmeye gelmişti. Ama maalesef bunun silahlı mücadeledeki muvaffakiyete paralel olarak yapıldığını söylemek mümkün değildir.
Yunanlılar işgal boyunca hunharlık tabloları sergilemiş , binlerce masum insanı doğramış şehirleri yakıp yıkmıştı . bu yaptıklarına mukabil lozanda bu zalimlerden tek kuruş savaş tazminatı alınmamıştır. Üstelik galip taraf onlar mış gibi ege adarlı ve batı Trakya onlar bırakılmıştır.
Lozanda ki muaflıklardan biriside misak-ı milli sınırlarına dahil olan Musul ve Kerkük meselesinin gündemden kaldırılmasıydı.
Lozan görüşmelerin birinci safhası 20.11.1922-7.02.1923 tarihleri arasında cereyan etti.7.02.1923-3.03.1923 tarihleri arasında 2. Tur görüşmeler yapıldı ve 24.07.1923’de Lozan antlaşması imzalandı.
Dessasa ne planları İslam topraklarını harita üzerinde cetvelle çizerek bölen, sun!i sınırlar meydana getiren ve orta doğudaki birçok suni ülkenin başına kendilerine bağlı simaları getirtip oturtan İngiltere,lozanda büyük oyunlar oynadı . o oyunların bazılarını inceleyelim…
İngilizlerin taktiği
19. yüzyılın sonlarına doğru Asya ve Ortadoğu topraklarına göz diken İngiltere , ilk başta bu topraklarda kolayca hakimiyet kurarak petrolü, başta altını olmak üzere zengin madenleri gasp edeceğini hayal etmişti. Ne var ki 20. Yüz yılın hemen başlarından itibaren şiddetli bir mukavemetle karşılaştı. Her yerde karşılarına dikilenler Müslümanlardı. Mesela Hindistan da ; Hindular, Mecusiler ve sair dnlere mensup olanlar İngiliz hakimiyetini benimsemiş gözükürken Müslümanlar elde silah sopa İngilizlerin karşısına dikiliyorlardı.
İngiliz hükümeti bu duruma çare aradı . sömürge topraklarında araştırma yapması için sömürgeler bakanı olan Gladiston’u vazifelendirdi. Gladiston aylarca dolaştı, incelemelerde bulundu . sonunda raporun özetini şu cümlelerle dile getiriyordu:
‘’kur’an Müslümanların elinde bulundukça biz onlara hakim olamayız. Ne yapıp etmeliyiz, ya kuranı ortadan kaldırmalıyız , yada Müslümanları kurandan soğutmalıyız.’’
İngiliz hükümeti , Gladiston’un bu raporundan sonra Müslümanların mukavemetini nasıl kıracağını araştırmak üzere komisyonlar kurdu. Bu komisyon çok yönlü araştırmalar yaptı ve en sonunda felsefe silahını kullanmaya karar verdiler. Bu arada aristoteresin İskender yaptığı nasihati göz önünde bulundurdular bu nasihat’’İskender sorar :ben ne yapayım bu kazandığım ülkeleri ne yapayım sultanları padişahları kılıçtan mı geçireyim yoksa tamamı sürgüne mi göndereyim?
Avistonun İskender’e cevabı: onları ne kılıçtan geçir nede sürgün et . çünkü kılıçtan geçirecek olursan, onların geride kalan nesilleri intikam arzusuyla yanıp tutuşur. Sürgüne gönderirsen onlar yine bir yerde toplanıp senin başına bela olur. Şayet onlara devamlı hakim olmak istiyorsan , onları küçük beylikler haline getir. Bununla da yetinme münakaşa mevzularını aralarında yay. Bu münakaşalı hususları halletme. Onlar devamlı münakaşa ederken sen ararlında hakem olursun, senin saltanatın hakimiyetin devam eder.’’
İngilizlerin İskender taktiği
Birinci dünya savaşı sonunda hele hele sulh devresinde İngilizler avistonun öğütleriyle ve Gladiston’un raporunu göz önünde tutarak şöyle bir yo takip ettiler:
İlk önce dünyayı kıtalara ayırdılar . ondan sonra İslam devletlerini harita üzerinde küçük küçük devletlere böldüler bunun ardından da kavim arılığı yaptılar. Türkler ve Araplar büyük kavimler olduğu için özellikle Türk ve Araplara yoğunlaştılar. Azerbaycan Özbekistan Türkmenistan Kırgızistan, vb. ve devamlı kanayan yaralar bıraktılar Musul Kerkük , Kıbrıs, nah cıvan Karabağ, Keşmir doğu meseleleri.tek vücut olan Müslümanlar parçalandı ve şimdiki durum oluştu.
İngiliz parlamentosunda alınan kararda bu Müslüman ülkelerin bağımsızlığını tanımayı 3 şarta bağlıyorlardı:
1. Mahkemelerde ahkam-ı şerriye geçerli olmayacak şerri hukuk kaldırılıp atılacak.
2. Okullarda kuran okutulmayacak felsefe eğitimi verilecek.
3. Gazetelerde dergilerde ve diğer neşir vasıtalarında dini esaslara dayalı neşriyat yapılmayacak.dans ve benzeri oyunlar serbest olacak.
…………
Maalesef devam ediyor ama yazmaya benim elim varmadı öyle belki çok karamsar veya kurgu buluyorsunuz ama gözünüzü kapatın ve düşünün. Aynen doğru olduğunu göreceksiniz.
Birlik olma vakti kardeşlerim…..