Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bırakma beni,insanlar kötü Bırakma beni korkuyorum....
Biliyormusun tâkatsizim bugünlerde.Hayır hasta değilim,pekmezimi içiyor,öğütlerini tutuyorum...
Ve gülümsüyorum güllere bakarken,
Bu saat olmuşken, veyselin sağ alt köşesinde ki saate bakarken, dışarda gök delinmiş,yağmurlar yağarken.
Gök gürlüyor,anladın mı, benim neden bunları yazdığımı? Ne kadar gülümsesemde,bilirdin korkularımı,üzüntülerimi belli etmemek için gülümsediğimi.
Sen ne çok şeyi bilirdin sahi...
Ne kadar gizlediğimi de bilirdin seni,içimde oluşturduğum gizli bahçemin en güzel yerinde olduğunu da bilirdin. Başımı ne kadar sık belaya soktuğumu,kavgalarımı da bilirdin. Aramızdaki telepatiyide bilirdin,şaşırmalarımızı,afallamalarımızı ve hayret dalgalarını da..
Evet hala korkuyorum,Gök bakışlı gürlemelerden,ıslatılmış hayallerden,karanlığın gözlerinden...
Ben yalnız kalmayı severdim,ama şimdilerde sevmiyorum.Ani gidişin çok şeyi değiştirdi.Arkana bile dönmeden bırakıp gidişin,Şaka gibi o vedalaşmaların, titrek sesinle konuştuğumuz o son telefondaki sesin... Herşey otomatik sarıyor hep başa,hep başa...
Yatağında ölmeye yeminler etmişken,O'ndan beni ayırma ya rabbi diye dualar etmişken,her duamın sonuna,papatya tacına sıralanan beyaz yüzlü çiçekler gibi ismini eklerken,Ey varlığında yokluğumu ilân ettiğim,yokluğunda vâr olmaya aciz kaldığım,sadece benim okuyabildiğim yürek yangınım!...
İyi ki tanımışım seni,adam gibi adamlığı,delikanlılığı,mertliği,yiğitliği,sert bakışlarının altındaki sevecenliği,yürekliliği,pes etmemeyi,inayeti,dirayeti hep sende görmüşüm ben...
Rabbim onu rahmet bulutlarına sar,sarmala...
Üzgünse,üzüntüsünü al, sıkılıyorsa,onu ferahlat Aklından beni al, İnşirah ver göğsüne... Sadrına genişlik ver,huzuru doldur,mertebesini yükselt... Huzuruna günahsız çıksın.Hep rahat ve mutluluk içinde olsun. Yüzü gülsün,geriye dönüp, hiç bakmasın.Bakıpta üzülmesin. Sıkıntılarını bana yükle. Rûyamda bana verdiği emânetini güzelce temizlediğim gibi, onun kalbini ağırlıklardan arındır... Vicdanı ve ruhu,yüreği hep rahat olsun.
Kalemim "Artık yaz'ma o'na" diye haykırıyor adeta.... Tam artık sana yazmıyacağım diyorum.. Aklımda tasarlıyorum yazacaklarımı. Tam yazmaya başlıyorumki, gene 'sen' dökülüyosun kalemime.. Kalemimden kağıdıma.. Ve Ardından arta kalan gözyaşlarım...
Saçmalıyorum gene işte.. Yazacak birşeyim kalmadı sana dair.. Tükettin tüm cümleleri... Ben gözyaşlarımla yazdım seni.. Sakladım yüreğimi.. Dökülüpte, yarmasın diye sevgimi ...
..ve bitişler.. gidiş ve bitişler .. her gidenin ardından ağlamalar, hüzünler .. sebepsiz yere haykırışlar .. ve biten umutlar..
Ağlamam sana değil, sessizliğime... Her gidişinden arta kalan sessizliğime .. Suskunum sebepsiz yere... Sonsuzluğuma son notum bu belkide ..
Sen benim Birinci TekiL Şahsı'm oldun hep.. Ben=Sen. ne farkeder.. Ha Ben, ha Sen. Ha Sen, ha Ben. Ama senin için Ben, asla Sen olamadım.. Yandığımı hissediyorum... Yokluğun yakıcı... Ben ağlarken yokluğunda, sen yüreğime damlalar düşürmeye devam ediyorsun..
Düşürdün kalbimi elinden. Yüreğim yokluğunda yerlerde pusu kurmuş seni özlüyor... Seni arıyor köşe bucak.. Harf harf, kelime kelime yokluğunun adını koymaya çalışıyor…
Tüm tümcelerimde soru işareti bıraktı yalnızlığın ...
...ve bitişler... gidiş ve bitişler ... her gidenin ardından ağlamalar, hüzünler ... sebepsiz yere haykırışlar ... ve biten umutlar..
Kayıp giden mutluluğumda ‘sen’ vardın sadece... Senin için ise sadece gözyaşlarım…
Kağıdım ıslak, yüreğim buruk.. Çıktığım bu yolda seni arıyorum.. Nerden başladıysam, ordan bitirmeye kararlıy’dım’ Geriye; gidişinden arta kalan yaşlar…
Aslında sen hiç yoktun Sevgim çizdi yüzünün güzelliğini Tutkularım şekillendirdi bedenini Özlemlerimdi mütevazi yapan seni Önce var et,sonra ona tutkun Zavallı yüreğimi derde soktun Ama aslında sen hiç yoktun..
Ben zaten yoktum sende.. Tanımadın ! Bilmedin ! Sevmedin ! Ve en önemlisi beni hiç Hissetmedin !
Kaybolup giderken yalnızlığında, sen beni hiç tanımadın.. Oysaki bütün çabalarım ‘sen’din. . Anlamadın !
Aşk...
Aşk Yusuf'un Kenanında saklıdır. Yusuf'un kuyusuna inmeden...
çözemezsin...
Aşk denen şeyi...
Yusuf'un kuyusuna saklanmıştır Aşk...
Yakub'un gözlerine bakmadan...
göremezsin...
Aşk denen şeyi...
Yakub'un gözlerine saklanmıştır Aşk...
İnlemeden anlayamazsın yakub gibi...
Aşkın ne olduğunu...
Malum bir meçhule sarılmaktır Aşk...
Sıkı sıkıya sarılmak...
Uçurumdan düşen insanın sarıldığı bir dal parçası gibi belki de...
O dalı bırakmaktır bazen...
Uçurumun dibinde bekleyen Maşuğa kavuşmak için...
Baktığın her yerde Maşuğu görmek...
Duyduğun her seste O'nu dinlemek...
Söylediğin her şeyi O'nun için yapmaktır Aşk...
Her yönde O'nu görmek...
Her yönde O'na gitmek...
O'nun için gülmek...
O'nun için ağlamak...
Yemek..
İçmek...
Uyumak...
Yakub kadar yakın olmak özlediğine...
Bir o kadar da uzakta bulunmaktır sevdiğine...
İstese dünyaları yıkacak imkana sahip olmak...
Ellerini uzatsan tutacak kudrete sahip olmak...
Nazı geçen olmak...
Ama ellerini uzatmamanın sırrıdır Aşk...
Seslensen ses alacak makama sahip olmak...
Ama hamuş(sus-pus)olup beklemenin adıdır...
Sırrıdır Aşk... Bazen bulmak Yusuf'unu...
Bir muhteşem zafere imza attım seninle Çağ kapatıp çağ açtım gönlümden yüreğine Özlenen güzelliğe kulaçlar arşın arşın Bir batıp bir çıkarak tutundum bileğine
Ne de güzel esiyor son demimde bu rüzgar Yeşil sevda otağında sarıyor beni efkâr En nihai hedefte olgunlaştı bir meyve Talihin kucağına düştü en güzel bahar
Çiçeklerim seninle taçlandı güzelleşti Gelincikler zambaklar ne güzel de eşleşti Gökkuşağı uzaktan hayata gülümserken Yüreğimde yüreğin seninle zenginleşti
Al beni sar sarmala ey güzelim talihim İmzamı bak atıyorum bugün doğum tarihim Ayağım yerden kesik ben bulutlar üstünde Her şey yalan olsa da sensin benim sahibim
Tutunduğum dalımsın canımsın iki gözüm Yakaladım huzuru çevirdim sana yüzüm Bulutlardan uzandım sevginin diyarına Kalbimin tek sahibi sanadır bütün sözüm...:closedeyes: