atn42
New member
“Tayyip beyin 2 milyar doları var mı” başlıklı yazımızda yargı suç unsuru bulamadı!
Tarih: 4 Nisan 2008.
O gün yayımlanan yazımızın başlıklarından biri; “Tayyip beyin 2 milyar doları var mı” şeklindeydi.
Yazımız üzerine Başbakanımız hiddetlenmiş olacak ki avukatlarına buyruk salmış ve hemen dava açılmış.
Aslında Tayyip beyin bu satırların yazarına açtırdığı ilk dava değil bu.
Muhtemeldir ki son dava da olmayacak.
Peki sonuç ne mi oldu?
En zengin liderler listesi
Gazetemizin avukatı Özer Yılmaz bey dün beraat ettiğimizi söyledi.
Peki o yazımızda neler mi yazmışız?
Wikipedia’da olan bilgileri okuyucularımla paylaşmışım!
Ansiklopedi bilgileri veren Wikipedia’da özetle şunlar vardı:
“Tayyip bey; Brunei Sultanı, Suudi Kralı ve Körfez Emirlerinden sonra dünyanın en zengin 7. lideridir. 2 milyar dolarlık serveti var.”
Bendeniz herkesin erişebildiği bir siteden aldığım bu haberi(Yazım yayımlandıktan sonra o bilgiler siteden çıkarıldı, ama eski çıktısı mevcut) iddia olarak yazdığım için mahkemeye verilir ve tazminat talep edilir durumuna getirilirken aynı konuda benden çok ama çok öte sözler eden birine böyle bir dava Tayyip bey tarafından açılma gereği bile duyulmadı.
Kastettiğim kişi, Koç’un patronu Rahmi beydir.
Rahmi Koç, AKP kurulma aşamasındayken manşetlere oturan şu sözü etmişti:
- “Tayyip Erdoğan’ın 1 milyar doları var.”
Evet Rahmi bey direkt itham ederek böylesine ciddi bir iddiada bulunurken, Tayyip Erdoğan bu sözü edeni mahkemeye vermeye gerek görmemiş.
Peki ama niçin?
Rahmi Koç’a dava yok
Rahmi beyin somut olarak bildiği şeyler vardı da Erdoğan bundan mı ürktü?
Yoksa Rahmi Koç’un kişiliğini veya konunun uçukluğunu mu ciddiye almadı!
Eğer öyle ise aynı konu başlığında bendeniz niye dava konusu yapıldım?
Üstelik bu satırların yazarı Wikipedia’da var olan malum haberi soyut bir iddia olarak yazmıştı.
O zaman sormak lazım, bu tutumda bir çifte standart yok mudur? Öyle ya biz internette mevcut olan ansiklopedik bir bilgiyi aktarırken dava konusu oluyoruz, ama öte yandan Rahmi bey bizatihi itham etmesine rağmen görmezden geliniyor.
Yoksa yoksa Rahmi beyin 1 milyar doları var beyanını bendeniz 2 milyar dolara revize ettiğim için mi davaya reva görüldüm? İyi de dediğim gibi benimki hüküm değil, iddialara dayalı bir bilgi aktarımı.
Bazıları Başbakan seni sindirmek istiyor diyebilir ve bunda haklı da olabilir, ama yahu Rahmi Koç benden çok daha önemli adam ve devletle de bir sürü işi var. Dolayısıyla sindirme gibi şeyler geçerli bir bahaneyse, aynı şey onun için de söz konusu değil midir?
Niye hep İstanbul?
Bu konunun yorumunu kaba ifadeyle birazcık beyni ve de muhakeme kabiliyeti olanlara havale ediyorum.
Dava ile alakalı olarak vereceğim bir başka not da Tayyip beyin açtırdığı bu tür davaların -ilginçtir- tamamına yakınının İstanbul’da olmasıdır.
Oysa ben de, Başbakan da Ankara’dayız.
Düşünüyorum da acaba Erdoğan’ın avukatları davalar İstanbul’da daha titiz sorgulanır diye mi düşünüyorlar?
Haklılar, yargıçlarımız iyi sorguluyor ve bunu her yerde yapıyorlar. İşte sonuç ortada, İstanbul’da olsa da sonuç beraattir.
AKP istibdadı fotoğrafında Türk yargısı maalesef tek sığınağımız oluyor.
Bağımsız, bağlantısız Türkiye’nin yargıçlarına selam olsun!
NOT: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş yazım üzerine maaşının 7.5 milyar olduğunu ve ihtiyaç sahiplerine dağıttını söyledi… TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ise yeni siyasi oluşumlarla ilgilenmediğini açıkladı. Kamuoyunun bilgisine…
***
AMAN DİKKAT!…
Mehmet Sevigen CHP’ye zarar veriyor!
Mehmet Sevigen’i 1991 seçimlerinde DSP’den Parlamento’ya girdiği günden beri tanırım. Alçak gönüllü falandır, ama bırakın CHP üst yönetiminde bulunmayı, mebus olabilecek kalibrede bile değildir. Politikayı halk için değil lideri için yapıyor gibi bir görüntüsü vardır. Hayır özde dürüsttür, ama güven vermiyor. Dün Turktime’dan Talat Attila ile Vatan’dan Mustafa Mutlu da yazdı, CHP İstanbul örgütünü tabir yerindeyse birbirine düşürdü. Mevcut başkanlara gidip “Sizi biz istiyoruz, ama Kılıçdaroğlu istemiyor” gibi sözler ediyor. Keza çarşaf açılımı yine onun taahhütleri ile çarşafa dolanmaya dönüştü. İşi gücü Deniz Baykal’a yaranmaya çalışmak ve laf taşımak. Yok bunun adı sadakat değildir. Bu tür adamlar uzun vadede lidere zarar verir. Belli ki Sevigen’in öne çıkaracağı başka bir hasleti yoktur ve onun için liderinin etrafında pervanedir. Mehmet bey yaranma mesaisini Kılıçdaroğlu misali AKP’nin yolsuzluklarını ortaya çıkarmaya ayırsaydı emin olun imajı bugünkü gibi olmazdı. Sevigen şimdi boynunda davul olan liderin amigosu görüntüsündedir. Önüne gelene “Tayyip’le biz 91 seçimlerinde aynı bölgede aday olarak yarıştık, kendisi çok yakın arkadaşımdır” demesi yok mu, usandırıyor…
***
merak bu ya!..
Fehmi Koru süper villayı TMSF parasıyla mı aldı?
Haberi dün Oda TV’den okudum. Yıllar yılı tanıdığım ve 5 çocuk sahibi olması sebebiyle güç bela ay sonunu getirdiğini, yani zor geçindiğini yakından bildiğim Fehmi Koru kardeşimiz, meğer Beykoz’da muhteşem bir villa sahibi olmuş. Görüyorsunuz parlak bir dönem bile insanın yaşamını nasıl değiştiriyor? Zor geçinir bir konumdayken birdenbire şaha kalkıyor ve zirvelere tırmanıyorsunuz. Beykoz’da bir villa yerini bilmiyorum, ama herhalde milyon doların altında değildir. Gözümüz yok Fehmi kardeş, hayırla otur, ama acaba bu villa edinmede TMSF medyasından aldığın astronomik program ücretlerinin payı ne kadar, doğrusu merak içindeyim? Malum TMSF özel bir şahsın değil, beytülmaldır, yani 71 milyona aittir. Dolayısıyla oradan çıkan haksız bir kuruş bile ilahi adalette tartılır kanaatindeyim. Fehmi ben haksız para almadım diyebilir ve kendince haklı da olabilir, ama insaf, sabaha karşı yayımlanan öylesine basit ve sıradan bir programa servet ölçüsündeki o büyük parayı AKP iktidarda olmasa Fehmi’ye hiç verirler miydi? Balık’ı bırak Halik’e bak Fehmi. Asıl hesap orada.
+++
BRAVO…
CHP’nin Kur’an kursu açılımını alkışlıyorum
CHP’yi, Kocaeli Belediye Başkan adayı Sirmen’i ve de sayın Deniz Baykal’ı kutluyorum. Niçin mi? Kur’an ve din öğretimi için belediyelerin yardımını dillendirdikleri için. Evet CHP liderliği ve kadroları bu şekilde bir yanlış algıyı da ortadan kaldırarak AKP’nin elinden bir silahı daha almış oldular ve en önemlisi seçimde adil yarışın zeminini hazırladılar. Hep söylüyoruz AKP ile din ve değerler bağlamında mücadele edemezsiniz. Din, yarışma aracı olmaktan çıkarılmalıdır. Çıkarılmazsa AKP hep birinci olacaktır. Dolayısıyla bu noktada olabildiğince esnek ve özgürlükçü olmak gerekiyor. Dahası yapılan da olması gerekendir. Bakın ben ve muhtemelen bu satırları okuyan pek çok kişi de dinimizi ve duaları, namazı, orucu aileden ziyade yaz aylarında gittiğimiz mahalle Kur’an kurslarından öğrendik. İyi ki öğrendik. Orada öğrenemeseydik vay idi halimize. Bendeniz çocuklarımı yaz ayında sadece bunun için memleketim olan Ardeşen’e gönderiyor ve din ile Kur’an eğitimi ve Karadenizlilik bilincini almasını sağlıyorum. Yapılan iş doğrudur ve alkışa değerdir.
KAYNAK
Tarih: 4 Nisan 2008.
O gün yayımlanan yazımızın başlıklarından biri; “Tayyip beyin 2 milyar doları var mı” şeklindeydi.
Yazımız üzerine Başbakanımız hiddetlenmiş olacak ki avukatlarına buyruk salmış ve hemen dava açılmış.
Aslında Tayyip beyin bu satırların yazarına açtırdığı ilk dava değil bu.
Muhtemeldir ki son dava da olmayacak.
Peki sonuç ne mi oldu?
En zengin liderler listesi
Gazetemizin avukatı Özer Yılmaz bey dün beraat ettiğimizi söyledi.
Peki o yazımızda neler mi yazmışız?
Wikipedia’da olan bilgileri okuyucularımla paylaşmışım!
Ansiklopedi bilgileri veren Wikipedia’da özetle şunlar vardı:
“Tayyip bey; Brunei Sultanı, Suudi Kralı ve Körfez Emirlerinden sonra dünyanın en zengin 7. lideridir. 2 milyar dolarlık serveti var.”
Bendeniz herkesin erişebildiği bir siteden aldığım bu haberi(Yazım yayımlandıktan sonra o bilgiler siteden çıkarıldı, ama eski çıktısı mevcut) iddia olarak yazdığım için mahkemeye verilir ve tazminat talep edilir durumuna getirilirken aynı konuda benden çok ama çok öte sözler eden birine böyle bir dava Tayyip bey tarafından açılma gereği bile duyulmadı.
Kastettiğim kişi, Koç’un patronu Rahmi beydir.
Rahmi Koç, AKP kurulma aşamasındayken manşetlere oturan şu sözü etmişti:
- “Tayyip Erdoğan’ın 1 milyar doları var.”
Evet Rahmi bey direkt itham ederek böylesine ciddi bir iddiada bulunurken, Tayyip Erdoğan bu sözü edeni mahkemeye vermeye gerek görmemiş.
Peki ama niçin?
Rahmi Koç’a dava yok
Rahmi beyin somut olarak bildiği şeyler vardı da Erdoğan bundan mı ürktü?
Yoksa Rahmi Koç’un kişiliğini veya konunun uçukluğunu mu ciddiye almadı!
Eğer öyle ise aynı konu başlığında bendeniz niye dava konusu yapıldım?
Üstelik bu satırların yazarı Wikipedia’da var olan malum haberi soyut bir iddia olarak yazmıştı.
O zaman sormak lazım, bu tutumda bir çifte standart yok mudur? Öyle ya biz internette mevcut olan ansiklopedik bir bilgiyi aktarırken dava konusu oluyoruz, ama öte yandan Rahmi bey bizatihi itham etmesine rağmen görmezden geliniyor.
Yoksa yoksa Rahmi beyin 1 milyar doları var beyanını bendeniz 2 milyar dolara revize ettiğim için mi davaya reva görüldüm? İyi de dediğim gibi benimki hüküm değil, iddialara dayalı bir bilgi aktarımı.
Bazıları Başbakan seni sindirmek istiyor diyebilir ve bunda haklı da olabilir, ama yahu Rahmi Koç benden çok daha önemli adam ve devletle de bir sürü işi var. Dolayısıyla sindirme gibi şeyler geçerli bir bahaneyse, aynı şey onun için de söz konusu değil midir?
Niye hep İstanbul?
Bu konunun yorumunu kaba ifadeyle birazcık beyni ve de muhakeme kabiliyeti olanlara havale ediyorum.
Dava ile alakalı olarak vereceğim bir başka not da Tayyip beyin açtırdığı bu tür davaların -ilginçtir- tamamına yakınının İstanbul’da olmasıdır.
Oysa ben de, Başbakan da Ankara’dayız.
Düşünüyorum da acaba Erdoğan’ın avukatları davalar İstanbul’da daha titiz sorgulanır diye mi düşünüyorlar?
Haklılar, yargıçlarımız iyi sorguluyor ve bunu her yerde yapıyorlar. İşte sonuç ortada, İstanbul’da olsa da sonuç beraattir.
AKP istibdadı fotoğrafında Türk yargısı maalesef tek sığınağımız oluyor.
Bağımsız, bağlantısız Türkiye’nin yargıçlarına selam olsun!
NOT: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş yazım üzerine maaşının 7.5 milyar olduğunu ve ihtiyaç sahiplerine dağıttını söyledi… TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ise yeni siyasi oluşumlarla ilgilenmediğini açıkladı. Kamuoyunun bilgisine…
***
AMAN DİKKAT!…
Mehmet Sevigen CHP’ye zarar veriyor!
Mehmet Sevigen’i 1991 seçimlerinde DSP’den Parlamento’ya girdiği günden beri tanırım. Alçak gönüllü falandır, ama bırakın CHP üst yönetiminde bulunmayı, mebus olabilecek kalibrede bile değildir. Politikayı halk için değil lideri için yapıyor gibi bir görüntüsü vardır. Hayır özde dürüsttür, ama güven vermiyor. Dün Turktime’dan Talat Attila ile Vatan’dan Mustafa Mutlu da yazdı, CHP İstanbul örgütünü tabir yerindeyse birbirine düşürdü. Mevcut başkanlara gidip “Sizi biz istiyoruz, ama Kılıçdaroğlu istemiyor” gibi sözler ediyor. Keza çarşaf açılımı yine onun taahhütleri ile çarşafa dolanmaya dönüştü. İşi gücü Deniz Baykal’a yaranmaya çalışmak ve laf taşımak. Yok bunun adı sadakat değildir. Bu tür adamlar uzun vadede lidere zarar verir. Belli ki Sevigen’in öne çıkaracağı başka bir hasleti yoktur ve onun için liderinin etrafında pervanedir. Mehmet bey yaranma mesaisini Kılıçdaroğlu misali AKP’nin yolsuzluklarını ortaya çıkarmaya ayırsaydı emin olun imajı bugünkü gibi olmazdı. Sevigen şimdi boynunda davul olan liderin amigosu görüntüsündedir. Önüne gelene “Tayyip’le biz 91 seçimlerinde aynı bölgede aday olarak yarıştık, kendisi çok yakın arkadaşımdır” demesi yok mu, usandırıyor…
***
merak bu ya!..
Fehmi Koru süper villayı TMSF parasıyla mı aldı?
Haberi dün Oda TV’den okudum. Yıllar yılı tanıdığım ve 5 çocuk sahibi olması sebebiyle güç bela ay sonunu getirdiğini, yani zor geçindiğini yakından bildiğim Fehmi Koru kardeşimiz, meğer Beykoz’da muhteşem bir villa sahibi olmuş. Görüyorsunuz parlak bir dönem bile insanın yaşamını nasıl değiştiriyor? Zor geçinir bir konumdayken birdenbire şaha kalkıyor ve zirvelere tırmanıyorsunuz. Beykoz’da bir villa yerini bilmiyorum, ama herhalde milyon doların altında değildir. Gözümüz yok Fehmi kardeş, hayırla otur, ama acaba bu villa edinmede TMSF medyasından aldığın astronomik program ücretlerinin payı ne kadar, doğrusu merak içindeyim? Malum TMSF özel bir şahsın değil, beytülmaldır, yani 71 milyona aittir. Dolayısıyla oradan çıkan haksız bir kuruş bile ilahi adalette tartılır kanaatindeyim. Fehmi ben haksız para almadım diyebilir ve kendince haklı da olabilir, ama insaf, sabaha karşı yayımlanan öylesine basit ve sıradan bir programa servet ölçüsündeki o büyük parayı AKP iktidarda olmasa Fehmi’ye hiç verirler miydi? Balık’ı bırak Halik’e bak Fehmi. Asıl hesap orada.
+++
BRAVO…
CHP’nin Kur’an kursu açılımını alkışlıyorum
CHP’yi, Kocaeli Belediye Başkan adayı Sirmen’i ve de sayın Deniz Baykal’ı kutluyorum. Niçin mi? Kur’an ve din öğretimi için belediyelerin yardımını dillendirdikleri için. Evet CHP liderliği ve kadroları bu şekilde bir yanlış algıyı da ortadan kaldırarak AKP’nin elinden bir silahı daha almış oldular ve en önemlisi seçimde adil yarışın zeminini hazırladılar. Hep söylüyoruz AKP ile din ve değerler bağlamında mücadele edemezsiniz. Din, yarışma aracı olmaktan çıkarılmalıdır. Çıkarılmazsa AKP hep birinci olacaktır. Dolayısıyla bu noktada olabildiğince esnek ve özgürlükçü olmak gerekiyor. Dahası yapılan da olması gerekendir. Bakın ben ve muhtemelen bu satırları okuyan pek çok kişi de dinimizi ve duaları, namazı, orucu aileden ziyade yaz aylarında gittiğimiz mahalle Kur’an kurslarından öğrendik. İyi ki öğrendik. Orada öğrenemeseydik vay idi halimize. Bendeniz çocuklarımı yaz ayında sadece bunun için memleketim olan Ardeşen’e gönderiyor ve din ile Kur’an eğitimi ve Karadenizlilik bilincini almasını sağlıyorum. Yapılan iş doğrudur ve alkışa değerdir.
KAYNAK