“Hazmettire, hazmettire” noktasında hazımsızlık!

MARCUSX

New member
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
2,051
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kaf Dağının Ardı
“Hazmettire, hazmettire” noktasında hazımsızlık!

AKP iktidarının “Kürt açılımı” diyerek başlattığı ve sonradan “demokratik açılım”a dönüşen ama içeriğinde ne olduğu halâ bilinmeyen açılım için Başbakan’ın “Hazmede hazmede, hazmettire hazmettire bu süreci devam ettireceğiz” sözlerine muhalefet partileri kadar halktan da tepkiler geliyor.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu bir ay önce söylediği “Türkiye örtülü faşizme gidiyor” sözünü hatırlatarak şöyle devam etmiş:

Sayın Başbakan ‘Hazmettire hazmettire, bastıra bastıra bunu yapacağız’ diyor. Topluma baskıyla birşeyleri hazmettiremezsiniz, hazmettirmeye kalkarsanız o toplum demokratik toplum olmaz. O rejimin adına siyaset bilimciler faşizm diyor. Sayın Başbakan demokrasiyi içine sindirmiş değil.”

‘SUSUYORUZ DİYE...’

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise “Başbakan millete rağmen neyi hazmedecek, neyi hazmettirecek? Bu gerçekten tam bir dayatmadır, tam bir faşist yönetim anlayışının tipik tezahürüdür” demiş.

Görünüşe bakılırsa herkes “dayatma”dan şikâyetçi; Prof. Ergun Özbudun “Türkiye’deki laikliğin dayatmacı olduğunu” iddia ediyor. Muhalefet partilerinin ikisi de Başbakan’ın “dayatmacı” olduğunu söylüyor.

Halka bakacak olursak onlar da bu “hazmettire hazmettire” sözüne fena takmışlar. Dün gelen mektup ve telefonların çoğunda Başbakan’ın bu sözüne:

“Anlayamadık, ne olduğu bilinmeyen bu açılım nasıl hazmedilecek?” veya...

“Yoksa susuyoruz diye bu suskunluk hazmetme anlamında mı yorumlanıyor? Ne yapmak niyetinde olduklarını öğrenmek istiyoruz” ya da...

“Önce açıklasınlar sonra hazım beklesinler” benzeri tepkiler vardı.

HANGİ ARAŞTIRMA ACABA?

Bunların yanında en çok tepkiyi Başbakan Erdoğan’ın söylediği “Araştırmalar halkın çoğunun (bazıları ‘yüzde 75’inin dediğini iddia ediyor) açılımın arkasında olduğunu gösteriyor” sözü alıyor.

İnsanlar yine öncelikle “Ne olduğu açıklanmayan açılımın nasıl arkasında olabiliriz ki” diye başlayıp “Başbakan açıklasın, hangi araştırmalar göstermiş” diye soruyorlar. O kadar israrlı tepkiler geldi ki ben de Başbakan somut olarak bir araştırma adı vermiş mi diye soruşturdum. Olur ya milyonda bir ihtimalle gözden kaçırmış olabiliriz haberi...

Ama böyle bir araştırma yok, yalnız Başbakan medya genel yayın yönetmenlerine verdiği yemekte “kendi yaptırttığı bir araştırma”dan söz etmiş.

Acaba orada kendisine “İyi ama içeriği bilinmeyen bir açılıma nasıl yüzde 75 destek verilebilir” sorusu soruldu mu bilmiyorum. Bildiğim tek şey bu açılım ve hazmettirme konularında ciddi bir tepkinin oluştuğudur. ABD dönüşü bu sözler ve açılımın kendisi açıklığa kavuşmazsa gerilim çok artacak.


*****


MELİH GÖKÇEK SON ANDA NEDEN VAZGEÇTİ?

Geçen hafta Her Açıdan’da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “Ankara 7’nci Cadde’de içkili restoranlar için referandum isteği” tartışılırken, Gökçek israrla yayına bağlanmak istedi, cevap hakkı olarak onu dinledik, daha fazla konuşma isteğine de “Buyrun gelin, stüdyodan konuşun” dedik. O da izleyicinin önünde “Söz kabul ediyorum ve mutlaka geliyorum” cevabını verdi.

Hafta başında ekip tekrar sordu, yine “mutlaka geleceğini” söyledi ama son anda, anonslar gazetelere gönderilmişken vazgeçiverdi. Sebebi çok ilginç ama burada uzun uzun anlatmayacağım, yarın programda açıklayacağım.

Bu Pazar; Kürt ve Ermeni açılımlarında gelinen noktadan ABD’nin Türk siyasetine etkilerine, Prof. Ergun Özbudun’un yeni “pasif laiklik” tanımından Güneydoğu’da ağalık düzenine, terör-açılım ilişkisinden Türkiye’nin UNESCO Başkanlığı için Zülfü Livaneli’nin yerine Mısır’ın adayını desteklemesine kadar haftanın gündeminin önemli olaylarını tartışacağız.

Yine merak ettiğiniz birçok sorunun cevabını: CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Emekli Orgeneral Necati Özgen, Bahçeşehir Üniv. Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Ekrem Ali Akartürk ile sanatçı-yazar Zülfü Livaneli’nin katılacağı programda bulacaksınız.

27 Eylül Pazar öğlen 12.30’da Star’da... Hepinizi bekliyorum.

*****

TEKRARI YOK BUNUN!!


Bayramın ilk gününe rastlamasına rağmen 20 Eylül’deki Her Açıdan da sizlerin ilgisiyle “en çok izlenen ilk 100 program”da 12’nci oldu. İlginize sonsuz teşekkürler. Bayram telâşı ile kaçırdığını söyleyerek tekrarını isteyen çok sayıda izleyicime ise bir kez daha “maalesef tekrarı yok” diyeceğim. Zevkle izlemeniz ve gerçekleri öğrenmeniz için Her Açıdan büyük bir emekle hazırlanıyor, sizden de sadece üç saatlik bir özveri bekliyor. Pazarları buluşmak üzere...

KAYNAK: http://haber.gazetevatan.com/haberd...h=26.09.2009&Newsid=261195&Categoryid=4&wid=4
 
bencede başbakan önce kendisi demokrasiyi hazmetmeli ki demokrasinin aslında ne demek olduğunu idrak etsin.

demokrasi ne " laf ola kestire başı" dır

ne " elbetteki onlara sormayacağız ne yapacağımızı" dır

ne " biz orayı çalık'a söz verdik" tir.

demokrasi halkın ne dediğini iyi idrak ettikten sonra halkın isteklarini ortak bir noktada buluşturmaktır.

yoksa böyle hazmetmeyle falan demokrasi olmaz.

onun adı olsa olsa örtülü falan değil direkt faşizm olur.
hem de en alasından.

nasıl nazi almanyasında bişeyler "hazmettirliyorduysa" burdaki durumda farkı değildir.

ben bir kaç zaman önce bişeyler söylemiştim. demiştim ki umraım bu açılım geniş katılımlı altı dolu ve gerçekten çözüme yönelik bir açılım olur.

ve şimdi açılım geldiği nokta gösteriyor ki bu açılım değil kaçılım oldu.


ne diyeyim. sonumuz hayır olsun.
 
hazmettirme olayı yerli dizilerde başladı bile gözümüz aydım geçmiş olsun türkiye.
 
Geri
Üst