Hayalet
New member
- Katılım
- 9 Eyl 2005
- Mesajlar
- 201
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Çağdaş koşullar içinde medeni bir yaşam sürmek istemeyen var mı bu ülkede. Sanırım yoktur. İşte o nedenle Avrupa Birliği’ne girmek istiyoruz. Girebilmek için normlarımızı da AB’ye uyumlu hale getiriyoruz. Hani bazılarının çıkıp da 2015’ten önce giremeyiz demesinin nedeni o… O zamana kadar değişiklikleri, düzenlemeleri ancak yaparız diye düşünüyorlar. Doğrudur da, bakalım o zamana kadar düzenlemeler tamamlanacak mı? Ama tamamlanan düzenlemeler bile bize en azından benzeri bir medeni düzen getirmiş olacak.
Bu doğrultuda sürekli uygulamalar, düzenlemeler, yasal değişiklikler yaşıyoruz. İşte yine bu doğrultuda Anayasa’mızda bazı değişiklikler şart olduğu için bir referanduma doğru yol alıyoruz.
Bir süre önce “evet” mi “hayır” mı diyeceğime bir türlü karar veremediğimi ifade etmiştim. Öyle ya, “evet” demek kolay da, bir kısmı acaba neden “hayır” diyecek, ona kulak vermek gerekiyor. “Hayır”ın haklı nedenleri varsa onları görmeli ve bilmeliyiz. Hepimiz yoğun bir propaganda bombardımanı altındayız. Ne olacak ne bitecek tartmalıyız ki, sonunda kendimize göre, topluma ve ülkemize göre en doğru olduğuna inandığımız bir karar verebilelim.
Bu amaçla, kendimi savunmaya çekip “hayır” diyecek bir düşünce ile yaklaşıyorum Referandum’a. Ama neye hayır diyeceğimi bilerek “hayır” demeliyim. Referandumun manzarasını görmek için Anayasa’da yapılmak istenen değişikliklere şöyle bir bakıyorum:
Bunlar değişecek
Mevcut Anayasa, 1982 Darbesi’nin izlerini taşıyor. Bundan kurtulmak istemeyen var mı? Yani bir Sivil Anayasa sahibi olmamızı istemeyen var mı? Buna “hayır” demek mümkün görünmüyor. Evet, değişiklikler belki yeterli olmayacak ama yine de zihniyetin değiştiğini görmek bile moral verici. Bu değişikliğe “HAYIR” diyemiyorum.
Yeni Anayasa ile kadınlara, çocuklara, yaşlılara ayrıcalık sağlanıyor. Kadınlar daha imtiyazlı olacak, çocuklar istismar edilemeyecek, ihtiyar ve özürlülerimizin özel ayrıcalıkları olacak. Avrupa’da böyle. Ben de yıllardır oradakine benzer bir düzen istediğime göre kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve özürlüler ile ilgili bu değişikliklere “HAYIR” diyemiyorum. Yıllardır süren terör geride çok sayıda gazi, dul, yetim bıraktı. Onların da benzeri ayrıcalıklara sahip olmasını istiyorum. Onlara da bu hakkı verecek değişikliklere nasıl “HAYIR” diyebilirim.
Bir zamanlar söylesem, bana gülerlerdi !
Geçmişte sendika yöneticiliği yaptım. İşçilerin sendikalar arasında ping pong topu gibi olduğunu gördüm, biliyorum. “Hakkını koruyacağım” diye işçinin onuruyla oynanmasın. Yeni değişiklik ile işçinin birden fazla sendikaya üye olabilmesinin önü açılıyor. Bir zamanlar, bunun olabileceğini söylesem bana gülerlerdi. 80 öncesinde iki sene grev yaptım, sokakta yattım. Ardından gelen 12 Eylül Darbesi, birçok şeyi kısıtladı. Yeni düzenlemeler grev hakkının önündeki engelleri kaldıracak. Nasıl “HAYIR” diyeyim.
Yine o zamanlar söylesem gülerlerdi, halbuki şimdi yapılacak Anayasa değişikliği ile memurlar toplu sözleşme yapabilecek, emekliler de o haklardan yararlanacak! Ben de emekliyim. Buna nasıl karşı çıkarım, nasıl “HAYIR” derim.
Belki benim şu konuyla bir ilgim yok ama yıllardır haksız yere aldığı disiplin cezasından yakınan memurlar görürdüm çevremde.
-Madem haksızlığa uğradın, dava açıp hakkını koru, derdim. Ama mümkün değildi. Verilen disiplin cezası sicillerine işler kalırdı, o cezaya karşı kendilerini savunmaları mümkün değildi. Şimdi yapılacak değişiklikle, memurlar böyle durumlarda yargıya gidebilecek. Devlet hizmetlerinden şikayeti olan vatandaşlar, Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurarak hakkını arayabilecek. Hakkını aramak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidenler olduğu gibi, çok sayıda da parası olmadığı için gidemeyen var. Yeni değişiklikler ile buna gerek kalmayacak. İsteyen, hakkını aramak için Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecek. Bunlar bir zamanlar hayaldi. İnsana ve haklarına değer veren bu düzenlemeye nasıl “HAYIR” diyebilirim ki?
Maliye ve polis ceza veriyordu
“Vergi borcu nedeniyle yurt dışına çıkamayan işadamları…” derler de bu ifade pek doğru değildir. Bu kişiler içinde sizin gibi, benim gibi vatandaşlar daha çoktur. Küçük bir iş kurmak, böyle bir duruma düşmek için yeterlidir. Maliye size vergi borcu çıkartır, hakkınızı aramak için mahkemeye gidersiniz ama sizi bir defa sakıncalılar listesine sokmuşlardır. Yurt dışına çıkarken, bilgisayarda adınız çıkar, laf anlatamazsınız, gidemezsiniz, çıkartılan üç kuruşluk tartışmalı vergi borcu için rezil olursunuz. Yani ortada herhangi bir mahkemeden çıkmış suç kararı olmadığı halde, Maliye ve polis sizi cezalandırıyordu. Bu durum ortadan kalkacak. Yani benim başıma gelmedi diye, insan haklarına aykırı bu uygulamaya nasıl göz yumayım. Yapılacak değişiklik bu haksız uygulamayı ortadan kaldıracak, buna “HAYIR” diyebilir miyim?
Ordudan atılan askerler, mesleklerinden ihraç edilen hakim ve savcılar da haklarını arayamazdı. Yeni Anayasa değişikliği onların da yargıya gitmesine imkan veriyor.
Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanması sona eriyor. Bundan sonra artık kimse kimseyi fişleyemeyecek. Anayasa Mahkemesi de, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da insan haklarına saygılı, Avrupa Birliği standartlarında bir yapıya kavuşuyor. Yargıda, birbirini seçenlerin sistemi bitiyor. Bundan böyle, “egemenlik” gerçek sahibine, Millet’e geçecek. Bu ülke artık hukukun üstünlüğüne kavuşacak.
Darbe yapmaya kalkanlar, yargılanacaklar.
Gücünü Anayasa’dan alan Ekonomik Konsey, Türkiye’nin büyümesine yön verecek.
Ben de “hayır” diyorum
Gelişmiş ülkelerin standartlarına ulaşmak istiyorsak, bu değişikliklerin kıymetini bilmeliyiz. Bu düzenlemelere, siyasi çekişmeler uğruna “Hayır” diyenler çıkabilir, olabilir. Bu da onların tercihidir.
Ben de “Hayır” diyorum.
Bu değişime engel olanlara “Hayır” diyorum.
Kaynak : İnternethaber - Sedat ÜRETEN
Bu doğrultuda sürekli uygulamalar, düzenlemeler, yasal değişiklikler yaşıyoruz. İşte yine bu doğrultuda Anayasa’mızda bazı değişiklikler şart olduğu için bir referanduma doğru yol alıyoruz.
Bir süre önce “evet” mi “hayır” mı diyeceğime bir türlü karar veremediğimi ifade etmiştim. Öyle ya, “evet” demek kolay da, bir kısmı acaba neden “hayır” diyecek, ona kulak vermek gerekiyor. “Hayır”ın haklı nedenleri varsa onları görmeli ve bilmeliyiz. Hepimiz yoğun bir propaganda bombardımanı altındayız. Ne olacak ne bitecek tartmalıyız ki, sonunda kendimize göre, topluma ve ülkemize göre en doğru olduğuna inandığımız bir karar verebilelim.
Bu amaçla, kendimi savunmaya çekip “hayır” diyecek bir düşünce ile yaklaşıyorum Referandum’a. Ama neye hayır diyeceğimi bilerek “hayır” demeliyim. Referandumun manzarasını görmek için Anayasa’da yapılmak istenen değişikliklere şöyle bir bakıyorum:
Bunlar değişecek
Mevcut Anayasa, 1982 Darbesi’nin izlerini taşıyor. Bundan kurtulmak istemeyen var mı? Yani bir Sivil Anayasa sahibi olmamızı istemeyen var mı? Buna “hayır” demek mümkün görünmüyor. Evet, değişiklikler belki yeterli olmayacak ama yine de zihniyetin değiştiğini görmek bile moral verici. Bu değişikliğe “HAYIR” diyemiyorum.
Yeni Anayasa ile kadınlara, çocuklara, yaşlılara ayrıcalık sağlanıyor. Kadınlar daha imtiyazlı olacak, çocuklar istismar edilemeyecek, ihtiyar ve özürlülerimizin özel ayrıcalıkları olacak. Avrupa’da böyle. Ben de yıllardır oradakine benzer bir düzen istediğime göre kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve özürlüler ile ilgili bu değişikliklere “HAYIR” diyemiyorum. Yıllardır süren terör geride çok sayıda gazi, dul, yetim bıraktı. Onların da benzeri ayrıcalıklara sahip olmasını istiyorum. Onlara da bu hakkı verecek değişikliklere nasıl “HAYIR” diyebilirim.
Bir zamanlar söylesem, bana gülerlerdi !
Geçmişte sendika yöneticiliği yaptım. İşçilerin sendikalar arasında ping pong topu gibi olduğunu gördüm, biliyorum. “Hakkını koruyacağım” diye işçinin onuruyla oynanmasın. Yeni değişiklik ile işçinin birden fazla sendikaya üye olabilmesinin önü açılıyor. Bir zamanlar, bunun olabileceğini söylesem bana gülerlerdi. 80 öncesinde iki sene grev yaptım, sokakta yattım. Ardından gelen 12 Eylül Darbesi, birçok şeyi kısıtladı. Yeni düzenlemeler grev hakkının önündeki engelleri kaldıracak. Nasıl “HAYIR” diyeyim.
Yine o zamanlar söylesem gülerlerdi, halbuki şimdi yapılacak Anayasa değişikliği ile memurlar toplu sözleşme yapabilecek, emekliler de o haklardan yararlanacak! Ben de emekliyim. Buna nasıl karşı çıkarım, nasıl “HAYIR” derim.
Belki benim şu konuyla bir ilgim yok ama yıllardır haksız yere aldığı disiplin cezasından yakınan memurlar görürdüm çevremde.
-Madem haksızlığa uğradın, dava açıp hakkını koru, derdim. Ama mümkün değildi. Verilen disiplin cezası sicillerine işler kalırdı, o cezaya karşı kendilerini savunmaları mümkün değildi. Şimdi yapılacak değişiklikle, memurlar böyle durumlarda yargıya gidebilecek. Devlet hizmetlerinden şikayeti olan vatandaşlar, Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurarak hakkını arayabilecek. Hakkını aramak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidenler olduğu gibi, çok sayıda da parası olmadığı için gidemeyen var. Yeni değişiklikler ile buna gerek kalmayacak. İsteyen, hakkını aramak için Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecek. Bunlar bir zamanlar hayaldi. İnsana ve haklarına değer veren bu düzenlemeye nasıl “HAYIR” diyebilirim ki?
Maliye ve polis ceza veriyordu
“Vergi borcu nedeniyle yurt dışına çıkamayan işadamları…” derler de bu ifade pek doğru değildir. Bu kişiler içinde sizin gibi, benim gibi vatandaşlar daha çoktur. Küçük bir iş kurmak, böyle bir duruma düşmek için yeterlidir. Maliye size vergi borcu çıkartır, hakkınızı aramak için mahkemeye gidersiniz ama sizi bir defa sakıncalılar listesine sokmuşlardır. Yurt dışına çıkarken, bilgisayarda adınız çıkar, laf anlatamazsınız, gidemezsiniz, çıkartılan üç kuruşluk tartışmalı vergi borcu için rezil olursunuz. Yani ortada herhangi bir mahkemeden çıkmış suç kararı olmadığı halde, Maliye ve polis sizi cezalandırıyordu. Bu durum ortadan kalkacak. Yani benim başıma gelmedi diye, insan haklarına aykırı bu uygulamaya nasıl göz yumayım. Yapılacak değişiklik bu haksız uygulamayı ortadan kaldıracak, buna “HAYIR” diyebilir miyim?
Ordudan atılan askerler, mesleklerinden ihraç edilen hakim ve savcılar da haklarını arayamazdı. Yeni Anayasa değişikliği onların da yargıya gitmesine imkan veriyor.
Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanması sona eriyor. Bundan sonra artık kimse kimseyi fişleyemeyecek. Anayasa Mahkemesi de, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da insan haklarına saygılı, Avrupa Birliği standartlarında bir yapıya kavuşuyor. Yargıda, birbirini seçenlerin sistemi bitiyor. Bundan böyle, “egemenlik” gerçek sahibine, Millet’e geçecek. Bu ülke artık hukukun üstünlüğüne kavuşacak.
Darbe yapmaya kalkanlar, yargılanacaklar.
Gücünü Anayasa’dan alan Ekonomik Konsey, Türkiye’nin büyümesine yön verecek.
Ben de “hayır” diyorum
Gelişmiş ülkelerin standartlarına ulaşmak istiyorsak, bu değişikliklerin kıymetini bilmeliyiz. Bu düzenlemelere, siyasi çekişmeler uğruna “Hayır” diyenler çıkabilir, olabilir. Bu da onların tercihidir.
Ben de “Hayır” diyorum.
Bu değişime engel olanlara “Hayır” diyorum.
Kaynak : İnternethaber - Sedat ÜRETEN