nomad03
New member
Yabancı basının değerlendirmeleri her zaman bir ölçü değildir ama Türkiye’ye hangi gözle baktıklarını göstermesi bakımından önemlidir.
La Repubblica gazetesinin haftalık magazin dergisinin 3 Eylül sayısında Marco Ansaldo, “Rastgele seçilmiş bir tarih değil, 1980 devlet darbesinin otuzuncu yıl dönümü olan 12 Eylül Pazar günü, o darbenin izinde generaller tarafından yazılmış 1982 Anayasası’nı tavan arasına kaldırıp kaldırmamayı bir referandum aracılığıyla seçmek üzere ülke oy kullanmaya çağrılıyor” diyor:
“Dinî görüşünü saklamayan bir hükûmetin ülkeyi gittikçe daha fazla İslami ve daha az Batılı, İran modeli bir eğilime doğru itmesinden korkuyorlar. Bu bağlamda, ambargo altında ve Hamas’ın elinde bulunan Gazze Şeridi’ne yardım götürmek isteyen aktivistlerle tıka basa dolu Mavi Marmara adlı Türk gemisine karşı İsrail’in 31 Mayıs tarihinde giriştiği kanlı baskın vakası anlam taşıyor. Pek çok gözlemciye göre, Ankara’nın jeo-politik eksenini kaydırmak ve bu ülkeyi Avrupa’ya girme perspektifinden uzaklaştırmak suretiyle Türkiye’nin Müslüman dünyasına daha fazla yakınlaşmasına işaret eden bir gelişme.
Atatürk’ün resim ve heykellerle temsil edilen figürü bugün tüm ülkede, iş yerlerinde ve meydanlarda sağlam şekilde direniyor. Ancak milliyetçi sembollerin aşamalı şekilde yıpranmasının günün birinde bu büyük devlet adamı ve generalin siyasi mirasını da tartışmaya açması ihtimal dışı bırakılamaz. Nitekim Erdoğan gizemli bir şekilde şu uyarıda bulunuyor: ’Bu, kapsamlı bir değişime bir kapının açılımıdır; sadece birinci adımdır.’ Eğer sonuç itibarıyla ’evet’ler üstün gelecek olursa adli reformlar ve kurumlar arası dengelerin düzeninde çok şey değişmeye aday.”
* * *
Londra’da Arapça yayımlanan el Şark’ul Ewsat gazetesinden Thaer Abbas ise Ahmet Davutoğlu’na övgülerden ibaret olan yazısında “Türkiye sıfırdan yola çıkarak stratejik derinliğine ve Osmanlı tarihine doğru yol alıyor” diye yazdı.
Gerçekte neler olduğunu ise AP ajansından Suzan Frazer bildiriyor: “ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen, BM’nin, İran’a yönelik, bir nükleer bomba elde etmesini engelleme amacı taşıyan yaptırımlarının uygulanmasında Türkiye’nin desteğinin gerekliliğine vurgu yaptı.”
* * *
Görüldüğü gibi bu Anayasa referandumundan evet çıkması, Atatürk’ün resim ve heykellerinin ortadan kaldırıldığı, tam anlamıyla Amerikan güdümüyle yönetilen ama İran gibi ülkelere karşı kullanılacağı için halk tarafından Osmanlı gibi görülmesi sağlanan kukla bir devlet yapısı getirecek!
Yurt dışından bakınca, 12 Eylül’den sonra olacaklar bu şekilde görülüyor da evet diyecek ülkücüler, tehdidi nasıl göremiyor hayret ediyorum.
Yoksa Amerikan güdümlü bir Osmanlıcılığı gerçekten milliyetçilik mi zannediyorlar ki bu politikalara hizmet eden AKP’nin projesine evet diyorlar!
İşte Erdoğan “Bu, kapsamlı bir değişime bir kapının açılımıdır; sadece birinci adımdır” diyor, İtalyan gazeteci olacakları görüyor da bizimkiler göremiyor mu?
Bu da mümkün değil! O halde sebep nedir?
Görmüyor musunuz, yasama, yürütme ve yargıdan ibaret olan egemenlik hakları tek bir kişinin elinde toplanacak. Tam bir diktatörlüğe doğru gidiyoruz. 12 Eylülcülerden böyle mi intikam alıyorsunuz? Aksine 12 Eylülcülerin tam istediğini yapıyorsunuz. 12 Eylül bir Amerikan darbesi idi. Türkiye’nin Atatürk temelinden çıkarılmasını da Amerika istiyor. Buna mı oy vereceksiniz?
La Repubblica gazetesinin haftalık magazin dergisinin 3 Eylül sayısında Marco Ansaldo, “Rastgele seçilmiş bir tarih değil, 1980 devlet darbesinin otuzuncu yıl dönümü olan 12 Eylül Pazar günü, o darbenin izinde generaller tarafından yazılmış 1982 Anayasası’nı tavan arasına kaldırıp kaldırmamayı bir referandum aracılığıyla seçmek üzere ülke oy kullanmaya çağrılıyor” diyor:
“Dinî görüşünü saklamayan bir hükûmetin ülkeyi gittikçe daha fazla İslami ve daha az Batılı, İran modeli bir eğilime doğru itmesinden korkuyorlar. Bu bağlamda, ambargo altında ve Hamas’ın elinde bulunan Gazze Şeridi’ne yardım götürmek isteyen aktivistlerle tıka basa dolu Mavi Marmara adlı Türk gemisine karşı İsrail’in 31 Mayıs tarihinde giriştiği kanlı baskın vakası anlam taşıyor. Pek çok gözlemciye göre, Ankara’nın jeo-politik eksenini kaydırmak ve bu ülkeyi Avrupa’ya girme perspektifinden uzaklaştırmak suretiyle Türkiye’nin Müslüman dünyasına daha fazla yakınlaşmasına işaret eden bir gelişme.
Atatürk’ün resim ve heykellerle temsil edilen figürü bugün tüm ülkede, iş yerlerinde ve meydanlarda sağlam şekilde direniyor. Ancak milliyetçi sembollerin aşamalı şekilde yıpranmasının günün birinde bu büyük devlet adamı ve generalin siyasi mirasını da tartışmaya açması ihtimal dışı bırakılamaz. Nitekim Erdoğan gizemli bir şekilde şu uyarıda bulunuyor: ’Bu, kapsamlı bir değişime bir kapının açılımıdır; sadece birinci adımdır.’ Eğer sonuç itibarıyla ’evet’ler üstün gelecek olursa adli reformlar ve kurumlar arası dengelerin düzeninde çok şey değişmeye aday.”
* * *
Londra’da Arapça yayımlanan el Şark’ul Ewsat gazetesinden Thaer Abbas ise Ahmet Davutoğlu’na övgülerden ibaret olan yazısında “Türkiye sıfırdan yola çıkarak stratejik derinliğine ve Osmanlı tarihine doğru yol alıyor” diye yazdı.
Gerçekte neler olduğunu ise AP ajansından Suzan Frazer bildiriyor: “ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen, BM’nin, İran’a yönelik, bir nükleer bomba elde etmesini engelleme amacı taşıyan yaptırımlarının uygulanmasında Türkiye’nin desteğinin gerekliliğine vurgu yaptı.”
* * *
Görüldüğü gibi bu Anayasa referandumundan evet çıkması, Atatürk’ün resim ve heykellerinin ortadan kaldırıldığı, tam anlamıyla Amerikan güdümüyle yönetilen ama İran gibi ülkelere karşı kullanılacağı için halk tarafından Osmanlı gibi görülmesi sağlanan kukla bir devlet yapısı getirecek!
Yurt dışından bakınca, 12 Eylül’den sonra olacaklar bu şekilde görülüyor da evet diyecek ülkücüler, tehdidi nasıl göremiyor hayret ediyorum.
Yoksa Amerikan güdümlü bir Osmanlıcılığı gerçekten milliyetçilik mi zannediyorlar ki bu politikalara hizmet eden AKP’nin projesine evet diyorlar!
İşte Erdoğan “Bu, kapsamlı bir değişime bir kapının açılımıdır; sadece birinci adımdır” diyor, İtalyan gazeteci olacakları görüyor da bizimkiler göremiyor mu?
Bu da mümkün değil! O halde sebep nedir?
Görmüyor musunuz, yasama, yürütme ve yargıdan ibaret olan egemenlik hakları tek bir kişinin elinde toplanacak. Tam bir diktatörlüğe doğru gidiyoruz. 12 Eylülcülerden böyle mi intikam alıyorsunuz? Aksine 12 Eylülcülerin tam istediğini yapıyorsunuz. 12 Eylül bir Amerikan darbesi idi. Türkiye’nin Atatürk temelinden çıkarılmasını da Amerika istiyor. Buna mı oy vereceksiniz?
