“akdeniz’de Mersin Sahillerimize Yakın Olan, Işaret Parmağıyla Bir Yerleri Gösteren B

Vtnsvr

New member
“akdeniz’de Mersin Sahillerimize Yakın Olan, Işaret Parmağıyla Bir Yerleri Gösteren B

M.KÖSE - SAMSUN

Kıbrıs adası, jeopolitik açıdan Akdeniz'de çok önemli bir konumdadır. Türkiye'ye yakınlığı, İskenderun ve Mersin Körfezleri’ni kontrol etmesi, Akdeniz'in doğusundaki deniz ulaşımı, İsrail ve Suriye'nin liman ve sahillerinin güvenliği, Türk boğazları ve Süveyş Kanalının emniyeti, Ortadoğu petrolleri ile petrol nakliyatı Kıbrıs'ın önemini arttırmaktadır. Yunan adaları, Ege bölgesi devamı, Anadolu’nun güneyden kuşatılmasını tamamlayabilecek yerdir.

Kıbrıs jeopolitik önemi nedeni ile, tarih boyunca çeşitli kavimlerin istilasına uğramıştır. M.Ö. 1450'den itibaren, Mısırlılar, Hititliler, Fenikeliler, Asurlular, Persler, Büyük İskender, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Haçlılar, Venedikliler ve Osmanlılar idaresinde kalmıştır. 300 yıl Osmanlılar’da kalan ada, 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde, Osmanlıları destekleme sözüyle 1878'de İngiltere'ye geçici olarak bırakılmıştır.

İngiltere, 1. Dünya Savaşı’nda, Kıbrıs'ı bir oldu bittiyle ilhak etmiştir. Kıbrıs Kilisesi, bu durumda adayı Yunanistan'a bağlamayı amaçlayan 'Enosis' çabasını yoğunlaştırdı. Enosis hayalini gerçekleş tirmek için 1955'te EOKA adındaki terör örgütlerini kurdular. Bu örgüt İngilizlere ve Türklere karşı silahlı şiddet hareketlerine başladı. Buna karşı Türkler de, TMT(Türk Mukavamet Teşkilatı)'nı kurarak, EOKA'yla mücadeleye başladı.

Kıbrıs, Londra ve Zürich Garanti ve İttifak Antlaşmalarıyla 1960 yılında bağımsız bir devlet olarak ortaya çıktı. Ortak hükümetin ve icra organlarının %70i Rum, %30u Türk olacaktı. Bir papaz olan Makariyos Cumhurbaşkanı, Dr. Fazıl KÜÇÜK'de yardımcısı oldu. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Garantör Devlet oldular. Adada Türkler 650, Yunanistan 950 kişilik asker bulundurabilecekti. Makariyos Türklere verilen bu hakları çok gördü. Adada sık sık EOKA çeteleri ve Yunan askerleri saldırılar gerçekleştiriyordu, çocuk, kadın, yaşlılarda dahil 1000’lerce Türk katledildi. Türkiye bir şekilde müdahale etmek istiyor,
dış baskıyla engelleniyordu. 1963'te Türk jetleri Kıbrıs üzerinde uçuyor, ancak ada’ya askeri müdahalemize, ABD, batılı devletler engel oluyordu. Ege Ordusu kurulması ve çıkarma gemileri yapılması bu gelişmeler üzerine gerçekleşti.

1967 yılında Yunanistan'da ihtilal olmuş, bir Cunta kurulmuştu. Makarios yönetiminin, Enosis'in gerçekleşmesini uzun vadeye yayan politikası, Cunta'nın hoşuna gitmiyordu.Yunan Cuntası’na göre, Ada’da bir türlü, 'Enosis'in’, gerçekleşmemesinin nedeni Makarios'tu. Sonuçta 15 Temmuz 1974'de,Yunanlı subayların önderliğinde, Rum Milli Muhafızları ile EOKA, Kıbrıs’ta darbe yaptı. Makaryos adadan kaçtı. Eli kanlı bir katil olan Sampson, Cumhurbaşkanı oldu.

Türkiye garanti antlaşmaları gereği, İngiltere'den birlikte müdahale istemiş, Dışişleri Bakanımız Turan GÜNEŞ'in teklifi reddedilince, GÜNEŞ telefonla, “! Ayşe tatile çıkabilir” sinyalini vermiştir. Hükümet’in Başbakan’ı Bülent Ecevit Kıbrıs Barış Harekatını çıkartmayı başlatmıştır.Sabahtan itibaren Türk Ulusu, heyecanla birbirine sarılmış, hemen bütün siyasi liderler destek vermiş, siyasi çekişmeler unutulup ülkeyi birlik havası kaplamıştır.

20 temmuz 1974 sabahı,Türk jetlerinin bombardımanından sonra, sabah saat 06:15'ten itibaren, hava indirme, uçar birlik harekatı ile Komanda Tugayları Gönyeli ve Kırlı bölgelerine inmiştir. Mersin'den Ertuğrul gemisi ve 33 çıkarma gemisi, donanmanın korunması altında, ''Çakmak Özel Kuvveti'' de eş zamanlı olarak, Girne'nin batısında Platini (Karaoğlanoğlu) sahiline deniz topçusunun desteği ile çıkmıştır. 21 temmuzdan itibaren Rum Kuvvetlerine karşı tamamen üstünlük sağlayarak, Girne-Lefkoşe hattı kontrolümüze girdi.

Bu gelişmeler üzerine Yunanistan'da Cunta Kıbrıs’ta da Sampson istifa etti. 22 Temmuz’da Ateşkesten sonra sayısı 40.000' ini bulan askerlerimiz oldukça dar bir alandaydı. Ateşkes ile birliklerimizin ilerlemeyi durdurması üzerine, adanın her yanındaki binlerce Türk, Rumlar tarafından kuşatılmış, yüzlerce Türk vahşice öldürülmüştü.

Cenevre'de zaman kazanmaya çalışılıp bu katliamların yapılması üzerine, 14 Ağustos 1974 sabahı sabah 6:30'da ikinci harekat(Atilla)başlatılmış, tutunamayan Rumlar bozguna uğratılarak 16 Ağustos’ta bugünkü K.K.T.C. sınırları ele geçirilmiştir. Bu savaşta; 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türkü şehit olmuştur. Enonis Hayali, Akdeniz'in karanlık sularına gömülmüştür.

Bizi A.B.D., Avrupa korur, Türkler adaya çıkamaz diyen Rumlar, süreçte bir kaç kez haklı çıkmışlar ama 20 temmuz 1974 sabahı, Türkiye'nin, başındaki çuvalı çıkarıp attığını, Atatürk'ün kurduğu Ulus(Milli) Devlet olduğunu göstermiş, Kıbrıs Türkü’nü, Ülke çıkarlarını, her türlü riski göze alarak,

Mehmetçiğin kanıyla kurtarmış, onurunu korumuştur.

BUGÜN MÜ!...
 

Vtnsvr

New member
Biz içimizde kısır döngülerden birini yaşarken adamlar yavruvatanımızı çaktırmadan götürüyor.Hükümet ve Halk uyuyor.Bu gün meclis tv yi seyrettim.CHP milletvekili Şükrü Elekdağ çok ciddi şeyler açıklıyor.Herkes alkışlıyor ama ortada icraat yok.
 

HTML

Üst