‘İzmirli kadın’dan AKP’ye mektup..

MG_eVİL

New member
Katılım
20 May 2008
Mesajlar
3,623
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Sevsenizde sevmesenizde sonuna kadar Atatürk ve fi
Başbakan İzmir’i istiyor da.. Peki İzmirli AKP’yi istiyor mu? İzmir’de seçimin gündemi çok farklı.. Ruşen Çakır’ın tespitiyle seçimin gündemi, ‘hayat tarzı’.

İzmirli hayat tarzına düşkün.. Bu yüzden AKP’li başkan adayı Taha Aksoy pazar günü düzenledikleri mitingde kimsenin hayat tarzına müdahale etmeyecekleri sözünü vermiş..

El ele dolaşan sevgililere de, evcil hayvan besleyenlere de müdahale etmeyeceklerini vurgulamış..

Türkiye’nin geldiği yere bakın!
Bir belediye başkan adayı çıkıyor; “beni seçerseniz el ele dolaşan sevgililere müdahale etmeyeceğim” diye oy istiyor..

Sanki hakkı varmış gibi..

Zabıta kuvvetiyle parklara, yollara, insanlara, kılık kıyafete müdahale edebilirmiş gibi..

Ama olmadı mı..

Diğer kentlerde müdahale edildi.. Anadolu’nun çoğu yerinde bırakın sevgilileri eşler bile ele ele, kol kola yürüyemez hale geldi..

İzmir’de niye olmasın?

*


AKP’li başkan adayı Aksoy İzmirli’nin ne kadar hassas olduğunu biliyor..

AKP söyleminin dışına çıkmaya çalışıyor..

Farklı bir kampanya izliyor..

Aksoy oturmuş, seçmenlere; “Özgürce yaşamaktır İzmir” diye başlayan bir mektup yazmış..

İzmirli bir kadın da yine mektupla AKP’li Aksoy’a yanıt vermiş..

O mektup elime geçti..

Bazı bölümlerini birlikte okuyalım..

*


“Mektubunuzu okuduktan sonra uzun uzun düşündüm. Demişsiniz ya ” değişilmez şehirdir İzmir “ diye, sonuna kadar katılıyorum, ancak eklemek istediğim bir şey daha var, aynı zamanda değiştirilemez şehirdir İzmir.”

*


İzmirli kadınların biraz farklı olduğunu, AKP’nin işini çok zor olduğunu bakın nasıl anlatmış..

“Biz İzmir kadınları düşkünüzdür özgürlüğümüze. Türkiye ortalamasının üzerinde ekonomik özgürlüğümüz vardır. Kariyer sahibiyizdir, başarıya odaklıyızdır. Oysa AKP’nin sosyal güvenlik ve iş yasalarındaki düzenlemelerine baktığımızda kadını iş yaşamından koparmaya yönelik olduğu aşikârdır. İş Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapan yeni yasayla, çalışan kadınların önüne engeller koyarak, onları ev yaşamına mahkûm bırakmaya çalıştıklarını nasıl unutabiliriz ki? Genel Başkanınızın her gittiği yerde ‘üç çocuk yapın’ mesajları partinizin kadına bakışını özetler halde.”

*


İzmir’de yarış çok farklı.. İzmirli’nin, İzmirli kadının derdi yaşam tarzı..

AKP’nin biçtiği elbiseyi giymeye niyetli değil..

O rolü kabul edemem diyor..

Tabii İzmirli’nin en hassas olduğu konuların başında laiklik geliyor..

İşte mektuptaki o bölüm..

*


“Laikliğin bizim için tartışılması dahi mümkün değildir. Oysa belediye başkan adayı olduğunuz AKP, Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 10’u tarafından laiklik karşıtı eylemlerin odağı olarak tescillenmemiş midir?”

*


Mektup uzun ama İzmirli bir kadının Türkiye’yi nasıl gördüğünü, nasıl algıladığını anlamamız açısından şu bölüm çok çarpıcı..

*


“Sevgili Taha Aksoy; fakirin her gün fakirleştiği, İslami kodamanların kendilerine ve çeşitli modellerle yapılmış türbanlı eşlerine aldıkları siyah büyük arabaları gördüğümde sinirleniyorum. Küçük esnafın besmelesiyle açtığı kepengini siftahsız kapadıklarını duyduğumda içim sızlıyor. Mahalle aralarında bir oy için dağıtılan erzaklarla açlık üzerinden siyaset yapıldığına tanık olup kahroluyorum. Gemiciklere eklenen pırlanta şirketlerini ve bunlara sağlanan imtiyazları işittiğimde tepemin tası atıyor. Her gün yeni bir arkadaşımın işten atıldığı haberi geldiğinde ailelerini nasıl geçindirecekler kaygısı ile uykularım kaçıyor.”

*


Aslında sadece İzmirli kadınlar böyle düşünmüyor..

Türkiye’nin pek çok yerinde aynı duyguları taşıyan milyonlar var..

Ama İzmirlilerin sesi ‘şimdilik’ daha gür çıkıyor..

..::MEHMET TEZKAN::..
 
İzmiri in,aydınlık yüzü.osmanlıya başkentlik yapmamasından kaynaklanıyor.Bu nedenle ümmet kültürü yok.Kadının yeri evidir deyipde ardından kadınlarımızı miting alanlarında dolaştıranlara,türban mitinglerinde ön sıralara yerleştirip güvenlik güçleriyle yüzyüze bıraktıkları genç kızlarımızın arkalarına saklananlara ibret olsun.....Bu mektup Türk kadınının evlerde saklanıp lazım olduğu zaman seçimlerde seçmene şirin görünmek adına öne çıkartılıp kullanılacak birer süs lahanası olmadığını ve asla bu ikiyüzlülüğe kurban edilmeyi kabullenmeyeceğini umarım gemiciklere,pırlantacıklara,cipli yumurta tüccarlarına,çocuk tacizcisi fikir babalarına,Fener hırsızlarına göstermiştir. .
 
“Laikliğin bizim için tartışılması dahi mümkün değildir. Oysa belediye başkan adayı olduğunuz AKP, Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 10’u tarafından laiklik karşıtı eylemlerin odağı olarak tescillenmemiş midir?”

maalesef yurdumuzu laiklik karşıtı eylemlerin odağı olarak tescillenmiş bir parti
ve demokrasi bizim için bir araçtır amaç değildir diyebilen
anıtkabirde Atamızın huzurunda sap gibi durmaya gerek yok diyebilen
SAYIN başbakan tarafından yönetiliyor
yazık
 
Geri
Üst