-ZeYNA-
♥ŞiiR PeRi'Si♥
- Katılım
- 9 Eki 2009
- Mesajlar
- 4,104
- Reaction score
- 1
- Puanları
- 0
Yakışıklı prensi bulmak için, öptüğümüz kurbağaların sayısı çoğalmaya başladıkça, benim endişelerim de artar oldu.
Çoğumuzun öptüğü kurbağalara bakıp, sonucunda kimsenin prense ulaşamamış olması, yüzümüze şu gerçeği çarpıyor: Prens falan yok! Neden mi? Çünkü biz de prenses değiliz!
Mükemmeli arama sevdasıyla çıkılan yolculuklar, maalesef hüsranla sonlanıyor. Ya ne aradığımızı bilmiyoruz, ya çok iyi biliyoruz. Her iki koşulda da, sonucu bizi pek mutlu etmiyor.
Gerçeğe yakın isteklerimiz yoksa, bize herkes kurbağa zaten! Hem zengin, hem yakışıklı, hem cömert, hem aşk dolu, hem sadık, hem dürüst, hem bizi gururlandıracak, hem el üstünde tutacak, bir dediğimizi iki etmeyecek, şefkatli ama yeri geldiğinde otoriter, her ortamda elle gösterilen, oturuşu kalkışı hayranlık uyandıran, az kıskanç ama sahiplenen, düşünceli, kültürlü, çalışkan, temiz, romantik ama realist bir adam arayışınız varsa; daha bir ömür ararsınız gibi duruyor!
Ne istediğini bilmek, yukarıda yazdığım niteliklere uyuyorsa; aslında siz de ne istediğini bilmeyenler kısmına geçmişsiniz demektir. Bu özellikleri ancak 5 erkekte ayrı ayrı bulabilirsiniz.
Ne istediğinizi bilmiyorsanız, bu daha kötüdür çünkü armaya başlayamazsınız. Karşınıza çıkan adamlara hep bir kulp bulursunuz. Bir arkadaşım, yılar boyu romantik bir erkek aradı. Sonunda romantik, duygulu ve bana göre tam istediği adamı buldu. Aradan iki ay geçti, bir gün gelip şu cümleleri söyledi: “Sıkıldım ya bana mum ışığında şiir okumasından. Romantik erkek çok sıkıcıymış. Şimdi sert bir adama istiyorum!” O zaman şu soruyu sormak ihtiyacı hissettim: “Peki gelen o sert adam, hoşuna gitmediği bir hareket yaptığında, seni tekme tokat döverse ne yapacaksın?”
Ne istediğimize dikkat etmemiz gerekiyor. Sıfatları karşı cinsin üstünde çok belirleyici şekilde yerleştirdiğimizde, aradığımızın en koyusunu bulma ihtimalimiz yükseliyor.
Niteliklerini kendimizce belirlediğimiz adamı bulmak için çıktığımız yolculuğun orta yerinde, pek çok kurbağayı öpmüş olduğumuzu fark ediyoruz. Üstelik o kurbağalar öpülünce prense dönüşmüyor. Ancak bir kurbağayı prense dönüştürmenin yolu yok değil! Emek, fedakarlık, beklentileri azaltmak ve gerçekçi davranmak, sizi seveni elinizin tersiyle itmemek, nasılsa dışarıda daha iyisi vardır diye düşünmemek, sonunda size bir prens kazandırabilir.
İşin püf noktası, kalbinizin sevdiğini, gözünüzün zaten prens gibi göreceğidir. Yüreğiniz o kişi için atmıyorsa, farkında olmadan bir prense kurbağa muamelesi yapıyor olabilirsiniz….
Candan Ünal
Çoğumuzun öptüğü kurbağalara bakıp, sonucunda kimsenin prense ulaşamamış olması, yüzümüze şu gerçeği çarpıyor: Prens falan yok! Neden mi? Çünkü biz de prenses değiliz!
Mükemmeli arama sevdasıyla çıkılan yolculuklar, maalesef hüsranla sonlanıyor. Ya ne aradığımızı bilmiyoruz, ya çok iyi biliyoruz. Her iki koşulda da, sonucu bizi pek mutlu etmiyor.
Gerçeğe yakın isteklerimiz yoksa, bize herkes kurbağa zaten! Hem zengin, hem yakışıklı, hem cömert, hem aşk dolu, hem sadık, hem dürüst, hem bizi gururlandıracak, hem el üstünde tutacak, bir dediğimizi iki etmeyecek, şefkatli ama yeri geldiğinde otoriter, her ortamda elle gösterilen, oturuşu kalkışı hayranlık uyandıran, az kıskanç ama sahiplenen, düşünceli, kültürlü, çalışkan, temiz, romantik ama realist bir adam arayışınız varsa; daha bir ömür ararsınız gibi duruyor!
Ne istediğini bilmek, yukarıda yazdığım niteliklere uyuyorsa; aslında siz de ne istediğini bilmeyenler kısmına geçmişsiniz demektir. Bu özellikleri ancak 5 erkekte ayrı ayrı bulabilirsiniz.
Ne istediğinizi bilmiyorsanız, bu daha kötüdür çünkü armaya başlayamazsınız. Karşınıza çıkan adamlara hep bir kulp bulursunuz. Bir arkadaşım, yılar boyu romantik bir erkek aradı. Sonunda romantik, duygulu ve bana göre tam istediği adamı buldu. Aradan iki ay geçti, bir gün gelip şu cümleleri söyledi: “Sıkıldım ya bana mum ışığında şiir okumasından. Romantik erkek çok sıkıcıymış. Şimdi sert bir adama istiyorum!” O zaman şu soruyu sormak ihtiyacı hissettim: “Peki gelen o sert adam, hoşuna gitmediği bir hareket yaptığında, seni tekme tokat döverse ne yapacaksın?”
Ne istediğimize dikkat etmemiz gerekiyor. Sıfatları karşı cinsin üstünde çok belirleyici şekilde yerleştirdiğimizde, aradığımızın en koyusunu bulma ihtimalimiz yükseliyor.
Niteliklerini kendimizce belirlediğimiz adamı bulmak için çıktığımız yolculuğun orta yerinde, pek çok kurbağayı öpmüş olduğumuzu fark ediyoruz. Üstelik o kurbağalar öpülünce prense dönüşmüyor. Ancak bir kurbağayı prense dönüştürmenin yolu yok değil! Emek, fedakarlık, beklentileri azaltmak ve gerçekçi davranmak, sizi seveni elinizin tersiyle itmemek, nasılsa dışarıda daha iyisi vardır diye düşünmemek, sonunda size bir prens kazandırabilir.
İşin püf noktası, kalbinizin sevdiğini, gözünüzün zaten prens gibi göreceğidir. Yüreğiniz o kişi için atmıyorsa, farkında olmadan bir prense kurbağa muamelesi yapıyor olabilirsiniz….
Candan Ünal