Şok belge ortaya çıktı: Kılıçdaroğlu...

blacktear

New member
İşte CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen yıl Almanya'dayken PKK terör örgütü Hamburg sorumlusu Mustafa Günel ile görüştüğüne dair belgeler...

CHP İstanbul Milletvekili ve 29 Mart'taki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu, 9 Eylül 2008'de Almanya'da bulunduğu sırada PKK'lı Mustafa Günel ile görüştüğü polisin dinlemesi sonucu ortaya çıktı. Uyuşturucu ticareti nedeniyle Alman polisi tarafından fiziki ve teknik takipte bulunan Günel'in telefonda konuştuğu Kılıçdaroğlu arasındaki samimi diyaloglar dikkat çekiyor.

CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz yıl Almanya'dayken PKK terör örgütü üyesi ve uyuşturucu ticareti nedeniyle Alman Polisi tarafından teknik ve fiziki takipte bulunan Mustafa Günel ile görüştüğü telefon kayıtlarını 1986-1997 yılları arasında Alman Emniyeti'nde görev yapmış bir isim olan Araştırmacı Yazar Talip Doğan Karlıbel, habervaktim'e açıkladı.

TEKNİK TAKİP SONUCU ORTAYA ÇIKTI

Telefon kayıtlarına göre, CHP İstanbul Milletvekili ve 29 Mart'taki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu, 9 Eylül 2008'de Almanya'da bulunduğu sırada PKK'lı Mustafa Günel ile görüştüğü polisin dinlemesi sonucu ortaya çıktı. Uyuşturucu ticareti nedeniyle Alman polisi tarafından fiziki ve teknik takipte bulunan Güne'in telefonda konuştuğu Kılıçdaroğlu arasındaki samimi diyaloglar dikkat çekiyor.

BAŞKOMİSERİN ŞEHİT EDİLMESİ OLAYINA KARIŞTI

Daha önce Alman istihbaratında çalışmış olan Talip Doğan Karlıbel'in, Kılıçdaroğlu hakkındaki suç duyurusundan sonra harekete geçen savcılar, Almanya ile irtibata geçerek, Kılıçdaroğlu'nun PKK'lılarla görüşüp görüşmediğini araştırdı. Savcıların Almanya'dan aldıkları bilgiler ışığında CHP'li Kılıçdaroğlu'nun 1980 yılında Bakırköy'de Başkomiser Osman Tekin'in şehit edilmesi olayına karışan PKK üyesi Mustafa Günel ile telefonla görüştüğü tespit edildi.

UYUŞTURCU TİCARETİNDEN GELEN TEKNİK TAKİP ELE VERDİ

Frankfurt Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şubesi'nin PKK'lı Mustafa Günel'i 6 ay teknik ve fiziki takibe alması sonucu ortaya çıkan telefon görüşmesinde, PKK'lı Günel, Kemal Kılıçdaroğlu'na ‘Kemal abi' diye hitap ediyor. Adalarıyla birlikte büyük miktarda uyuşturucu ticareti yaptıkları gerekçesiyle teknik takibe alınan Günel'in Kılıçdaroğlu'yla gerçekleştirilen telefon görüşmesi de bu takip sonucu ortaya çıktı.

DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILABİLİR

Öte yandan Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı'nın Kemal Kılıçdaroğlu'nun PKK'lılarla yaptığı görüşme dosyasını Meclis'e göndereceği ve dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyeceği bildirildi. Akrabası İbrahim Karabulut'un PKK'nın Hamburg sorumlusu olduğu Kılıçdaroğlu, daha önceki açıklamalarında “Almanya'dayken PKK üyesi hiçbir kimseyle görüşmedim” demişti.

İşte CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu ile PKK'lı Mustafa Günel arasında geçen telefon konuşması:

Kayıt Saati : 07.15

Kayıtta adı geçen kişiler ZP 1: MUSTAFA GÜNEL ZP:2 KEMAL KILIÇDAROĞLU

ZP.1: Kemal abi hoş geldiniz Frankfurtta.

ZP.2: Mustafacım nasılsın sesini duyduğuma memnun oldum ne var ne yok İbrahim de gel dimi. ?

ZP.1: Yok o öğleden sonra gelecek saat 14.00 de doğru burada olur. Abi nerde buluşalım seninle bu gün. ? Ali abi de yanındamı. ?

ZP.2: Evet o da herhalde kalkmıştır. Sabah mahkemeye gideceğiz sizde isterseniz oraya gelin oradan birlikte beni gezdirirsiniz Frankfurtta.

ZP.1: Tama abi ben Tren İstasyonun da ki City Otel deyim bir kahvaltı yapayım ben de direkt adliyeye gelirim İbrahimin cep telefonu kapalı her halde kendisi daha yoldadır. Açılır açılmaz ona da söylerim, o da direkt adliyeye gelsin.

ZP.2: Tamam ben de bir duş alayım kahvaltımı yapıp hemen çıkmamız lazım mahkemede basın mensupları olacak, onlarla bir araya gelip müşterek duruşma salonuna gireceğiz.

ZP.1: Tamam Kemal abi görüşürüz.

ZP.2: Tamam Mustafa kendine iyi bak , Görüşmek üzere.

HABERVAKTİM
23.Nisan.2009 14:48:15


BELGELERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN
 

srcndrk

New member
Bak se ülkemiz gandisine........

İnanmamıştım ama artık doğruluğu kantlandı.Kılçdaroğlu bu konuda bi açıklama yapsın.Pkk ile nasıl bir ilişkisi var??aklıma kötü kötü şeyler geliyor...İnsallah gerçek değildir...
 

omar45

New member
Eğer bu gerçekse acaba belediye başkanı olsaydı ne olacaktı... daha neler çıkacak bakalım...
 

carlos1985

New member
Kemal Kılıçdaroğlu ve Ali Kılıç hakkındaki 'PKK'lılarla sauna çıkışında yakalandı' iddiasının dayandırıldığı belge SAHTE ÇIKTI
CHP'nin açıklamasına göre, Hessen Başsavcısı, 'Kılıçdaroğlu ve Kılıç'ın 'terör örgütü mensuplarıyla aynı araçta yakalandığı' iddiasına ilişkin tutulan tutanağın, SAHTE olduğunu' açıkladı.


CHP İletişim Koordinatörlüğü, ''Hessen Eyalet Başsavcısının, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Ali Kılıç'ın 'terör örgütü mensuplarıyla aynı araçta yakalandığı' iddiasına ilişkin tutulan tutanağın, sahte olduğunu açıkladığını'' bildirdi.

CHP İletişim Koordinatörlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, ''geçen yıl Deniz Feneri e.V. davasını izlemek üzere Frankfurt'a giden CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu ve MYK üyesi Kılıç'ın terör örgütü PKK üyesi kişilerle aynı araçta yakalandığı, bunun tutanakla saptandığı'' yönünde iddiaların öne sürüldüğü hatırlatılarak, bu gerçek dışı iddiaların bazı gazetelerde yer aldığı belirtildi.

Açıklamada, bazı gazetelerde çıkan haberlerde ''Frankfurt'a giden Kemal Kılıçdaroğlu ile Ali Kılıç'ın PKK'lı Nevzat Rıdvan ve Mustafa Güler ile buluşarak bir saunaya gittiği, sauna çıkışında da Alman polisi tarafından araçları durdurularak tutanak tutulduğu'' iddialarına da yer verildiği ifade edildi.

Ali Kılıç'ın, bu yalan haberler üzerine Hessen Eyalet Başsavcılığına başvurarak şikayetçi olduğu ve konunun açıklığa kavuşturulmasını istediği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Hessen Eyalet Başsavcılığı, 6100 UJS 27 9491/09 POL numaralı ve 27 Mayıs 2009 tarihli Başsavcı Claude imzalı yazıyla söz konusu belgenin sahte olduğunu bildirdi. Hessen Eyalet Başsavcılığından gelen belgede, özetle şöyle denildi:

Trafik kontrolünü gösteren tutanak sahtedir. Frankfurt am Maln'de Braubacher Caddesi bulunmadığı gibi böyle bir karakol da yoktur. Ayrıca Hessen Eyalet Emniyet Genel Müdürlüğü antetli 11 Eylül 2008 tarihli belge de aynı şekilde sahtedir. Hamburg'da böyle bir adres bulunmamaktadır. Hamburg 'HH' plakalı böyle bir araç da trafik kayıtlarında yoktur. Öte yandan söz konusu belgede adı geçen şahıslar hakkında ne geçmişte ne de şimdi herhangi bir soruşturma bulunmamaktadır. 9 Eylül 2008 tarihli telefon dinleme tutanağı da gerçek değildir.

Öte yandan, bir Alman vakfından CHP'ye para yardımı yapıldığı iddiası da Alman hükümeti tarafından yalanlanmış, Almanya'nın Ankara'daki Büyükelçisi de bu yalanlamayı Dışişleri Bakanlığına bildirmişti. Yalanlamayı kamuoyuna duyurmayan Dışişleri Bakanlığı ise Almanya Büyükelçisinin teamüllere aykırı davrandığını öne sürerek, yalan haberin kamuoyuna duyurulmamasındaki sorumluluğunu gözlerden gizlemeye çalışmıştı.''

nethaber
 

SEGMEN

İstiklal Mahkemesi Hakimi
şu çocuk istismarcısının gazetesini neden çok okuyorsunuz

yoksa

sizde de bir beklentimi var???
 

memocn

New member
ne kadar objektıfız ya kılıcdaroglu hakkında bı olay ortaya cıkınca katıyen ınanmayız ona guvenırız severız sayarız
ama erdogan vs. gıbı sahıslar soz konusu olunca bunlar zaten boyle, vatan ,rejım elden gıdıyor dıye yerden yere vururuz
 

AK_Türk

Banned
bu Yalandaroğlundan herşey beklenir

çıkıpta CHP nin Kayıp Trilyonunu nere harcadığını açıklasana
 

VoyVoy

FoRuM MüHeNDiSi
boşuna başkalarıyla uğraşmıyo bu adam kesin çok pisliği varki onları bu şekilde örtmeye çalışıyo işte
 

B_Jackall

New member
Iftira son derece kötü ve tahribedici bir hadisedir. Hem iftirayı yapan ve hem de kendisine iftira edilen kimse için oldukça rahatsız edici bir tutumdur. Iftira sonucunda insanlar arasındaki sevgi ve dostluk bağları zayıflar; dayanışma gücü ortadan kalkar. insanlar birbirine güven duymaz olurlar. Bu güvensizlik, bir toplumun sosyal hayatını tamamen felce uğratan yıkıcı bir etki yapar. Iftira, toplumdaki güzellikleri yakıp bitiren bir ateş gibidir.

Iftira, toplumda adaletin tam olarak etkisini kaybettiği zamanlarda yaygınlaşabilen bir sosyal ve ahlâkı hastalıktır. Çünkü adaletsizlik ve takipsizlik, kötü fiillerin yaygınlaşmasına ve artmasına yol açan bir başıboşluğa sebep olmaktadır.

Islâm'da iftira konusu, üzerinde oldukça fazla durulan bir konu olmaktadır. Çok sayıda ayet-i kerime, iftira'nın özelliğinden ve onun Allah'ın nezdinde sevilmeyen ve hatta yerilen bir davranış olduğundan bahsetmektedir.

Iftiranın en ağırı namus üzerine atılan iftiradır. Bunu, Hz. Âîşe ile ilgili olarak "Ifk"* olayında görmekteyiz Olay özet olarak şöyle cereyan etmiştir: Hz. Peygamber ashab-ı kirâmla sefere çıkarken, kura ile belirlenen bir eşini de beraberinde götürürdü. Bu usulle, Mustalıkoğulları Gazâsına da Hz. Âîşe katılmıştı. Konaklama yerinde, devenin üzerindeki gölgelikten (mahfel) tuvalet ihtiyacı için çıkan Âîşe (r.anhâ), dönüşünde gerdanlığını düşürdüğünü farketmiş, aramak için yeniden çıkmıştır. Bu sırada ordu yola çıkmış, Hz. Âîşe, devenin üzerindeki gölgeliğin içinde zannedilmiştir. Dönüşte unutulduğunu anlayan Hz. Âîşe, orada beklemiş, ordunun arka gözcüsü Safvân b. Muattal O'nu devesine bindirerek yolda orduya yetiştirmişti.

Münâfıkların reisi Abdullah b. Ubey ve arkadaşları bunu fırsat bilerek Hz. Âîşe'ye zina iftirasında (ifk) bulundular. Bir aydan fazla bir süreyle bu dedikodu Medîne'de dolaştı. Hz. Peygamber ve Âîşe validemizin yakınları bu olaya çok üzüldü.

Daha sonra Hz. Âîşe Nûr sûresindeki şu ayetlerle temize çıkardı:

"O uydurma haberi getirip iftira (ifk) atanlar, içinizden bir topluluktur. Onu kendiniz için bir ser sanmayın, bilakis o, sizin için hayırdır. Iftirada bulunanlardan her birinin kazandığı günaha göre cezası vardır. Onlardan günahın en büyüğünü yüklenene de büyük bir azap vardır."

"Iftirayı işittiğiniz zaman, mümin erkeklerin ve mümin kadınların, kendiliklerinden hüsn-ü zanda bulunup da: "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?"

"Bir de dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki, bu şahitleri getiremediler, o halde onlar, Allah nezdinde, yalancıların da kendileridir"

"Eğer Allah'ın lütuf ve merhameti, dünyada ve ahirette üzerinizde olmasaydı, yaydığınız fitne yüzünden, size mutlaka büyük bir azap dokunurdu."

"Siz o iftirayı dilinize dolamıştınız. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız şeyi ağzınızla söylüyor ve onu önemsiz birşey sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah nezdinde büyük bir günahtır "

"O asılsız sözü duyduğunuz zaman: "Bunu konuşmak bize yakışmaz. Haşa! Bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?" (en-Nûr, 24/1116).

Hz. Peygamber inen bu ayetleri tebliğ ettikten sonra; "Ya Âîşe, Allah'a hamd et. Allah seni, iftiracıların isnadından kesin olarak berî kıldı" buyurdu. Bunun üzerine Âîşe (r.anhâ) nin annesi: "Kızım, kalk da Resulullah (s.a.s)'a teşekkür et" deyince, Hz. Âîşe; "Hayır kalkmam ve yalnız Allah'a hamdederim" diye cevap verdi (bk. Buhârî, Tefsîru Sûre, 24/6, Meğâzi, 12, 32, 34, Şehâdet, 2, 15, Eymân, 13, 18, I'tisâm, 28, Tevhîd, 35, 52; Müslim, Tevbe, 56; Ebû Dâvud, Salât, 122; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 194, 195, 197; Kamil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, Ankara 1984, VIII, 73-97).

Iftira eden kimse, bununla amacına ulaşamaz ve sonunda dünyevî ve uhrevî bakımdan kendisi zararlı çıkar. Nebî (s.a.s) "Iftira eden kimse zarara uğramıştır" (Ahmed b. Hanbel, I, 91) buyurur.

Iffetli bir kadına zina isnadında bulunup da bunu dört erkek şahitle ispat edemeyen bir kimse kazıf cezasına çarptırılır. Bunlara ceza olarak seksen değnek vurulur ve bundan sonra şahitliklerine güvenilmez (bk. en-Nûr, 24/4; "kazf" mad.). Zina isnadında bulunan kimse kadının kocası olur ve dört şahitle bunu ispat edemezse "mulâane" yoluna başvurulur (bk.en-Nûr, 24/6-9; "Liân" mad.).

En ağır iftirayı atan kimse bile sonradan pişmanlık duyar ve durumunu düzeltirse Cenâb-ı Hakkın mağfiretine nail olabilir (en-Nûr, 24/4-5).

Günümüzde fertlerin birbirine iftirası yanında basın ve yayın yoluyla da iftiralar yapılmaktadır. Namus, iffet, haysiyet ve zimmet üzerindeki bir iftira ne kadar çok yayılırsa, iftiracının sorumluluğunun da o nisbette artması tabiidir. Ayette şöyle buyurulur: "Mümin erkek ve o kadınlara işlemedikleri bir günahla eziyet edenler (onlara iftira atanlar), doğrusu açık bir günah yüklenmişlerdir" (el-Ahzab, 33/38).

Alıntı


Ey dindar geçinenler, birşeyden emin olmadan insanları şuçlamayın...
keser döner sap döner gün gelir hesap döner ... Hesap günü geldiğinde inşallah pişman olmazsınız...
 

rakani

New member
Vakit bir gazete değildir tanıtım broşürüdür.Belgesi ile kanıtladık dedikleri onlarca şeyin iftira çıkmış olmasıda bunun en güzel göstergesidir. Beni asıl üzen Müslümanız diyen insanların bulunduğu bir yerde bu kadar iftira ve müslümana yakışmayan şeylerin yazılıp çizilmesidir.Bir müslüman olarak beni rahatsız eden de bu.Bakara suresinde tarif edilen kendilerine müslümanım diyen ama öyle yaşamayanlar hakkında söylenenleri okuyun her sakallıyı dedeniz sanmayın ,dininizi öğrenin.
 

ghost031

New member
Vakit bir gazete değildir tanıtım broşürüdür.Belgesi ile kanıtladık dedikleri onlarca şeyin iftira çıkmış olmasıda bunun en güzel göstergesidir. Beni asıl üzen Müslümanız diyen insanların bulunduğu bir yerde bu kadar iftira ve müslümana yakışmayan şeylerin yazılıp çizilmesidir.Bir müslüman olarak beni rahatsız eden de bu.Bakara suresinde tarif edilen kendilerine müslümanım diyen ama öyle yaşamayanlar hakkında söylenenleri okuyun her sakallıyı dedeniz sanmayın ,dininizi öğrenin.

Arkadaşım aynı dilden konuşuyoruz değil mi? 100 AKP gerçeği başlıklı yazının dayanaklarından 15 kadarı vakit gazetesi kaynaklı. ama atılan iftira Akpartiye olunca sesimiz hiç çıkmıyor. Bende bunu istiyorum . Yalan haberi kim yapıyorsa birlikte kınayalım.. Konusu ister Akparti olsun ister Kılıçdaroğlu.
 

erdi-_-

New member
arkdaşlar böyle adam ve gazeteler (rte ve vakit zaman yeni şafak gibi) hakkında geçen gün nihat genç ten süper bir yorum gelmiştir .
'' bunlar namazı niyazı ortaokul larda imam hatip te giderken hepsini kılıp bitirmişler''
bu sözün üstüne tanımam..
 

herryilmaz

New member
arkdaşlar böyle adam ve gazeteler (rte ve vakit zaman yeni şafak gibi) hakkında geçen gün nihat genç ten süper bir yorum gelmiştir .
'' bunlar namazı niyazı ortaokul larda imam hatip te giderken hepsini kılıp bitirmişler''
bu sözün üstüne tanımam..
kılavuzun nihat genç'se burnunla alakalı yorum yapmayacağım
 

HTML

Üst