Şimşek Devlet Bakanı !...

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
Sevgili okurlar,
Elektronik iletilerimiz arasına düşen Sayın Ahmet Kılıçaslan Aytar'ın yazısını paylaşalım mı ?
" .........
19.Mart.2008 tarihli Milliyet Gazetesinin haberi:"Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, A.K.P.nin kapatılması davasıyla ilgili olarak;Anayasa Mahkemesine başvuru adil değil.Evet ortada bir savaş var.Türkiye'de bir güçler kavgası var.Küreselleşmeyi anlayanlar ve buna hazırlananlar ile milliyetçiler arasında....Bu bizim özelleştirme yapmamızla,ulusal geliri artırmanızla ilgili ve statükocular bunlarla başa çıkamıyorlar.

Çünkü yeni ortam,verimlilik,üretkenlik ve girişimcilik istiyor.Türkiye'de her türlü özelleştirmeye karşı çıkılması bu yüzdendir.Çok küçük,ama marjinal ve sesi yüksek gruplar aslında A.K.P.'ye değil,küreselleşmeye karşılar.Biz korumacılıktan yana değil,küreselleşmeden yanayız.Açık toplumu ve herkes için bireysel vazgeçilmez temel hakları savunuyoruz.Biz laikliği güçlendirmek istiyoruz,dedi."
................

Şimdi,ulusalcıların/milliyetçilerin söylemlerine bakalım.

Biz;dünyanın gerçeği olan Küreselleşme ile savaşmıyoruz."Yurtta sulh ,cihanda sulh "ilkesine bağlıyız.
Bizim savaşımız,Küreselleşmiş dünyanın gelişmiş ülkelerinin ,insanın temel hak ve özgürlüklerinin mütemadiyen geliştirildiği,aydın siyaset sofrasında oturabilmeyedir.
Çağdaş gelişmişlik seviyesinin;bir özgün ulus olarak,asla geriletilmeden,bölünmeden,kavga etmeden ,o siyaset sofrasında oturmak olduğunun bilincindeyiz.
Özgün bir ulus olmak;Bağımsızlık Savaşımızla kazandığımız kazanımların,kurucumuz Atatürk'ün,hepimiz tarafından benimsenmiş ilke ve inkilaplarına sıkı sıkı sarılmak ve o ilkeler doğrultusunda gelişmek hep gelişmek olduğuna inanırız.



Özgün kalmayı başaramayan ülkelerin ,bir gün mutlaka yok olacağını biliriz.
Uzun yıllar öncesinden beri;ilkelerimizin birer ikişer esnetildiğini,hafifletildiğini görüyoruz.
İlkelerimizin esnetilmesi ,yokedilmesi sonucunu bügün tüm ulusumuz acı içinde yaşamaktadır.
İlkelerden ödün veren politikalar sonucunda,bir üst kimlik olan Türk'lük alt kimliğe düşürülmek istenmekte ve Türk-Kürt alt kimliğiyle ,ulusumuz içinde bir çatışmaya eden olunmaktadır.
Ödün veren politikalar sonucunda;insanların inançları kaşınarak,Alevi-sünni veya daha da fenası laikçi-dinci çatışması oluşturuluyor.
Küreselleşmenin muhteşem zenginliğine kanarak,tüketim ekonomi politikası uygulanıyor.
Tüm bireyler olarak tüketime koşturulup,küreselleşmeye göbekten bağlı ,işbirlikçi ve komisyoncu sermaye tekelleri oluşturuyoruz.
Yırtına yırtına oluşturduğumuz bu sermaye ve gücleri;asla bir kültür,asla gelişmeye yönelik Ar-Ge,asla yoğun teknoloji ve emek yatırımları,asla ciddi istihdam,asla halkında zenginleşmesine neden olmuyorlar.
Yetmezmiş gibi,olur olmaz özelleştirmelerle de ,kaynaklar,halkın sırtından, ona buna peşkeş çekiliyor.Halk fakirleşiyor.
18000000(on sekiz milyon) insanın fakir kalması bu politikalar nedeniyledir.Küreselleşmenin dehşet büyüklüğü karşısında,mücadele ederek özgün bir ulus olma dirayetini gösterememek !
Bu dirayeti kanında bulamayan,Küreselleşme meftunu politikalar ve politikacılar,şimdi,beyinleri içine nakş edilmiş olan "böl ve yönet" şeytanlığı ile;fakirlikten fayda çıkartıp sadaka devletine,şişirdikleri işbirlikçi sermayenin ve avantacı sermayenin çıkarlarından fayda çıkararak ulusal kaynaklardan pay almaya çalışıyorlar.
Geç uyandık!Ama uyandık ve savaşımız bu özde..Küreselleşmeyi biliyoruz,anlıyoruz.Hiçbir önyargımız yok ama hiçbir şekilde teslimiyetçi değiliz.
Özgün kalmak mecburiyetinde olduğumuz için haklıyız.
Bu yüzden sesimiz çok çıkıyor,gür çıkıyor ve susmayacağız.

..................

Yağar yağmur,çakar şimşek
Sende mi yanıldın
Bakan Mehmet Şimşek !

..................

Sizcede,Türkiye'de Bakanlık onuruna ulaşmış bir zatın,uygulamada ortağı olduğu politikaların sonucu,ülkenin bir savaş alanına döndüğünü itiraf etmiş olması anormal değilmi?Normal olan ülke politikalarının ayrıcalıksız tüm halka doğru orantılı olarak verilmesi değilmidir?Bakanlar bu ortak gönenci oluşturma görevinde değilmidirler?Mehmet Şimşek,bir işgalci devletin mi bakanı ?
Görüyorsunuz ,zırt denilen noktadayız !

Ahmet Kılıçaslan AYTAR
[email protected]
.............. "

Not;MEHMET Şimşek'inde bir çok yöneticimiz ve çocukları gibi çifte vatandaşlık özellikle emperyalist ülke vatandaşlar oldugunu hatırlatmakta fayda görüyorum.
 
Kendisi İngiliz vatandaşıdır.İngiliz vatandaşı olabilmek için şu yemini etmiştir:
"Yüce Tanrı?nın önünde yemin ederim ki, Britanya vatandaşı oluşumla birlikte, kanunlar doğrultusunda, Majesteleri Kraliçe İkinci Elizabeth?e, varislerine ve haleflerine gerçek bir sadakatle bağlanacağım. Birleşik Krallığa sadık olacağım Onun hak ve özgürlüklerine saygı duyacağım."

Eh belki iyi çalışırsa, kendisine "Sir" ünvanı bile verilebilir.

Bir alıntı:
ÇOK ULUSLU BAKAN

Çok uluslu bir bakan

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek?in İngiliz vatandaşı olduğu ortaya çıktı kıyamet koptu.

Yahu haftalar önce yazdık ?Mehmet Şimşek ABD Büyükelçiliği çalışanıdır? diye, kimse ses çıkarmadı da, şimdi mi kıyamet kopuyor.

Mehmet Şimşek?e sihirli bir elin değdiğinin yeni mi farkına vardınız.
Hadi bir daha hatırlatalım Bakanımız Şimşek?i...

1. Körfez Savaşı?nın ardından bir grup peşmerge, CIA tarafından Irak?tan toplanıp ABD?nin Guam Adası?ndaki üssüne götürülmüştü.

Burada eğitilip, ileride kurulması muhtemel Kürdistan?ın ?elitini? oluşturacaklardı.

Guam?a götürülen bu Kürt peşmergeler orada 10 yıl eğitildiler ve 2. Körfez Savaşı sırasında Kuzey Irak?a geri getirildiler.

Guam?a götürülen bu Kürt peşmergeler ile CIA yetkilileri arasındaki tercümanlık görevini kim yapıyordu sizce?

Evet bildiniz.

ABD Büyükelçiliği?nde görevli tercüman Mehmet Şimşek.

Elçilik Tercümanı Mehmet Şimşek, şimdi evli olduğu Amerikalı eşiyle de bu görevi sırasında tanışıp evlendi.

Şimşek daha sonra Türkiye?de bir aracı kurumda çalıştı.

Kısa süre sonra oradan istifa etti ve birdenbire kendini Merrill Lynch?in Londra bürosunda üst düzey bir görevin başında buldu (Hani şu Sabah-ATV ihalesi için Cumhurbaşkanı Gül ile görüşen Merrill Lynch).

Orada bir süre çalıştı. Bu arada AKP?li medya tarafından bir güzel parlatıldı ve seçim öncesi AKP?den milletvekili adayı olmak için Türkiye?ye döndü.
Seçildi ve bakan yapıldı.

Şimdi öğreniyoruz ki, eş durumundan zaten ABD vatandaşı olan ABD Büyükelçiliği tercümanı Mehmet Şimşek, arada derede İngiliz vatandaşı da olmuş.

Ne güzel çok uluslu bir bakanımız var.

Anlayamadığımız çokuluslu şirketin merkezinin nerede olduğu. ABD?de mi, Londra?da mı? Basında yer alan haberlerde Bakan Şimşek'in Türk vatandaşlığını koruyarak İngiliz vatandaşlığına geçtiği yazılmış, Kraliçe 2. Elizabeth'e sadakat yemini eden Şimşek, sorular üzerine 'Bu konuda yasak mı var?' demişti. Danışmanları, Şimşek'in, Merill Lynch yatırım bankasında çalıştığı dönemde Avrupa ve ABD'de daha rahat hareket edebilmek adına bu yönde bir tercihte bulunduğunu söyledi.

Oysa Avrupa Birliği üyesi ülkelerde geçerli olan Schengen vizesi İngiltere'de geçerli değil. Şimşek'in siyasete girme kararını apar topar aldığı bu nedenle İngiliz vatandaşlığından çıkmadığı belirtildi.

Türkiye Hazinesi'ni yöneten Şimşek, İngiliz vatandaşı olmak için şu yemini etmişti: "Yüce Tanrı?nın önünde yemin ederim ki, Britanya vatandaşı oluşumla birlikte, kanunlar doğrultusunda, Majesteleri Kraliçe İkinci Elizabeth?e, varislerine ve haleflerine gerçek bir sadakatle bağlanacağım. Birleşik Krallığa sadık olacağım Onun hak ve özgürlüklerine saygı duyacağım."

Fatih Altaylı
 
ettigi yemin ve eşinden dolayı merkez bankası başkanlıgını onaylamamıştı Sezer ama devlet bakanı yaptık.Kendisi ingiliz vatandaşı karısı yabancı .Aklıma kötü şeyler getirmemeye çalışıyorum ama olmuyor.
 
Erdal SAĞLAM
[email protected]

Şimşek’in anlaşılmaz tavırları


DEVLET Bakanı Mehmet Şimşek’in, hálá bir yabancı kuruluş iktisatçısı gibi davrandığını, devlet adamlığına, yani oturduğu koltuğu dolduracak tavırlara sahip olamadığını, daha önce bazı örnekler vererek yazmıştık.

Şimşek bu tavrını devam ettirip, New York’ta yaptığı konuşmada "Türkiye’de savaş var" demiş. Bu sözlerin ardından, "Türkiye’de bir güçler kavgası var. Küreselleşmeyi anlayanlar ve buna hazırlananlar ile milliyetçiler arasında. Olan durumu ve bürokratik rejimi korumak isteyenler, en temel insan haklarını öne çıkaranlara karşı çıkıyor ve sanıyorum bu mücadele sürecek" şeklinde konuşmuş.

Her şeyden önce ABD’de, yabancılara karşı böyle bir konuşma yapmak, Türkiye açısından, ekonomi açısından son derece yanlış. Hani küresel kriz bizi etkilemezdi, bu kriz bizim için fırsat olurdu. Dışarıya gidip Türkiye’yi şikayet eden konuşmalar yapınca, küresel sermaye korkup Türkiye’den kaçınca mı fırsat haline dönüştüreceğiz bu krizi.

Böyle bir konuşmanın şekil olarak yanlışlığının yanısıra içerik olarak yanlışlığı da açık. Şimşek uzun süre yurtdışında kaldığı için olaya bir yabancı gibi bakmaya devam ediyor ve Türkiye’de siyasetin geçmişini de, bizce hiç bilmiyor. Türkiye’de küreselleşme yanlılarının kimler olduğunu, AKP geleneğinin şimdi parti kapatmaya karşı çıkarken aslında başkalarına nasıl alkış tuttuğunu, çifte standart tanımının nasıl takiyye ile birlikte kitaba uydurulduğunu, parti büyüklerine sorsa iyi olacak. Bu gelenek hiçbir zaman küreselleşme ve statükonun kırılmasının yanında olmamıştır, şimdi konjonktür icabı böyle bir hava vermeye çalışıyor. New York’ta konuştuğu yabancılardan Türkiye’yi tanıyanlar da kimin ne olduğu çok iyi bilir.

Şimşek, bunca zamandır, hálá Türkçe’ye hakim olamadığı için, bu kadar çok hata yapıyor diye düşünmek, artık saflık olacak. Daha önceki Devlet Bakanı Ali Babacan da Erdoğan’a karşı çıkamaz, her dediğini yapardı ama hiç olmazsa, konuşmasını ve üslubunu Erdoğan’a benzetmemişti.. Şimşek’in konuşmalarına bir bakın, sürekli bir azarlama tonu, yukarıdan bakma havası ve kendisinin de içinde bulunduğu gurubu "kahraman ilan etme" çabası.....

İŞSİZLİK FONUNU GAP’A HARCAYALIM FİKRİ...

Bir iktisatçının hükümete o kadar yakın olup övgüler dizmesini, bakan yakınlarını yanında işe alma gibi yöntemler denemesinin yanlışlığını daha önce yazmıştık. Bunun bir iktisatçıya yakışmadığını, bakanlığından önce de söylemiştik.

Ama "Politika böyle, bu yolla gelip bakan olunca hiç olmazsa teknisyen tavrını sürdürür" diye iyi niyetli düşünmüştük. Ancak Mehmet Şimşek, hiçbir şekilde bir teknisyen, bir iktisatçı gibi davranmayıp, tümüyle politik davranıp, belli ki koltuğunu koruma yolunu seçti.

Geçen gün hükümete yakın bir kaynak, Mehmet Şimşek’in GAP’la ilgili tartışmalarda gündeme getirdiği öneriyi anlatınca, Şimşek’in iktisatçılığının da tartışılması gerektiğine artık kesin ikna oldum.

Şimşek, GAP için hazırlanan planın finansmanı sorun olduğunda, "İşsizlik Fonu’ndaki parayı GAP’ın finansmanında kullanalım" demiş. Allahtan hálá ekonomiden anlayan bürokratlar var da, Şimşek’in bu önerisi hayata geçirilmemiş...

Şimşek Ankara’ya geldiğinde, bakan olduğunda işalemi de umutluydu, bürokrasinin bir bölümü de. "Hiç olmazsa işten anlayan biri geldi, Başbakana da doğruları söyler" diye umuyorlardı. Hatta geldiğinde bizzat "Doğruları Başbakan’a söyleyecek misiniz?" diye sorduğumda, "Buraya doğruları söylemeye geldim" demişti. İşsizlik Fonu’nu GAP’a harcama fikri doğru bildiği bir önerisi ise, işte o zaman ne kadar yanılmışız diye düşünüyorum.

Mehmet Şimşek bir teknisyen olarak hükümette kendi gösterip kendini vazgeçilmez kılmalıydı. "Tipik popülist muhafazakar politikacı" olma yolunu seçti. Halbuki bu işi o kadar iyi yapanlar zaten var ve bu alanda Şimşek’in şansı hiç olamaz.

Umarız bu işler bittiğinde Londra’daki eski kuruluşlarına geri dönebilir...
 
Nutuk'un son üç paragrafı ne kadar manidar bu gibi konulara.
Paşam, sende ne öngörü varmış. Satır satır yazmışsın olanı ve olacakları.
Toprağın bol olsun bir kez daha.
 
Bakan Mehmet Şimşek: Çok talihsiz bir fotoğraf

MARAŞ’ta bir tören...

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve eşi protokolde...

Hafiften yağmur var...

Protokolde bir tek şemsiye bile yok...

Sadece Mehmet Şimşek ve eşi için koruma polisi şemsiye tutuyor...

Dün bu köşede yayınlanan fotoğraf bunu yansıtıyordu...

Bakan Şimşek aradı...

"Son derece üzgünüm" dedi ve ardından ekledi:

"Protokolde sadece benim için şemsiye açılmamıştı... Vali Bey için de, başka bazı yetkililer için de şemsiye açılmıştı... Ama en son kapanan şemsiye, benim için açılan şemsiye olmuş... Ve tam o sırada fotoğraf çekilmiş... Neresinden bakarsanız talihsizlik... Sadece benim için şemsiye açılmış olsaydı, yorumunuzda haklı olurdunuz... Bu beni de çok rahatsız ederdi..."

Kendisinin mütevazı bir insan olduğunu söyleyen Bakan Mehmet Şimşek, "Londra’da 7 yıl boyunca işime metroyla gittim... Otobüse bindim... İsteseydim başka türlü bir hayat da yaşayabilirdim... Bakan oldum diye değişmem söz konusu değil... 40 yaşından sonra insanın temel karakteri değişmez... Ben nereden geldiğimi gayet iyi biliyorum... Geçmişimle de uyum içimdeyim" dedi...

NOT: Bakan Mehmet Şimşek, bu görüşmemizin ardından Maraş’ta düzenlenen o törende çekilmiş fotoğraflar da gönderdi... Fotoğraflarda Bakan’ın yanı sıra başka yetkililer için de şemsiye tutulduğu görülüyor... Yani sadece Bakan için şemsiye tutulmamış...

Ama yine de insan, "Keşke yetkililerimiz şu şemsiye tutturmak adetinden bütünüyle vazgeçseler" diye düşünüyor...

Gelin de şimdi çanta taşıttırmayan, şemsiye tutturmayan Erdal İnönü’yü anmayın...
 
Geri
Üst