Şemdinli savcısı 4 yıl sonra konuştu

biosx

New member
Katılım
15 Eki 2009
Mesajlar
2,332
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
kürre-i arz
ym_sarikaya_k.jpg





Şemdinli savcısı 4 yıl sonra konuştu
savci.jpg


Hazırladığı Şemdinli iddianamesi sebebiyle meslekten ihraç edilen eski Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, "Bunu hak ettiğimi düşünmüyorum." dedi. Sarıkaya, devletten tazminat almayı doğru bulmadığı için olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşımadığını söyledi.

Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt hakkındaki suçlamalara da yer verdiği 'Şemdinli İddianamesi' sebebiyle meslekten ihraç edilen eski Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, suskunluğunu Zaman'a bozdu. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan (HSYK) ihraç gibi bir karar beklemediğini belirten Ferhat Sarıkaya, "Bunu hak ettiğimi düşünmüyorum." dedi. Sarıkaya, olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götürmemesi konusunda ise "Çünkü devletimden tazminat alayım, bu iş için yapıyor pozisyonuna düşmek istemedim. Böyle bir tazminat ülkemizin mahkum edilmesi anlamına geliyor. İşçinin memurun maaşlarından vergilerinden ödenen paralar bunlar. Benim için haklı bir para olmaz yani." açıklamasını yaptı.
İyi bir sicile sahip başarılı bir savcı olduğunu vurgulayan Ferhat Sarıkaya, HSYK'nın, ihraç kararını ağır baskılar altında aldığını belirterek şöyle konuştu: "Ben 13 yıl savcılık yaptım. İyi işler yaptım, kıdemli savcıydım. Bu olay tabii ki üzdü beni. Ailem de üzüldü. Anadolu'dan çıkmış, zor şartlar altında okumuş, savcılık hakimlik gibi kutsal bir mesleğe inanmış birisi için kolay değil. Ama zamanla alıştık artık. Geçti gitti yani. Hayatımda yeni bir sayfa açtım."
Sarıkaya, HSYK'nın Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 4 savcıyı görevden almasını ise şaşırtıcı bulduğunu belirterek "HSYK idari bir kuruldur. Yargıya müdahalesi söz konusu olamaz. Neden 4 kişi alındı bilemiyorum. Ben artık çocukların okuluydu, dersiydi... Bunları düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Hazırladığı iddianame sebebiyle HSYK tarafından meslekten ihraç edilen eski Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, 4 yıl sonra konuştu. İşte Sarıkaya'nın Zaman'ın sorularına verdiği cevaplar:
O süreçte neler yaşadınız?
Teftiş oldu. Savunmalarımızı yaptık. Teftiş raporunda hiçbir ceza öngörülmüyordu. HSYK o şekilde takdir etti. Yetki diyelim...
Böyle bir ceza bekliyor muydunuz?
Bu şekilde ağır bir ceza beklemiyordum. Hiçbirini hak ettiğimizi düşünmüyorum. İlla ceza verilecekse basit bir uyarma ve kınama cezası verilebilirdi. Benim sicilim iyiydi. Nihayetinde böyle takdir ettiler.
Cezayı öğrendiğinizde ne hissettiniz?
O anda yoğun kamuoyu baskısı vardı. Malum siyasilerin açıklamaları... Kurul, ceza vermeye itildi. Kimlerin ne şekilde ne baskısı oldu bilmiyorum. Ondan sonrası çok sürpriz olmadı.
BEN GÖREVİMİN GEREĞİNİ YAPTIM
İhraç sonrası neler yaşadınız. Eşiniz çocuklarınız bundan nasıl etkilendi?
Sıkıntılar elbette oldu. 13 yıl savcılık yaptım. İyi işler yaptığıma inanıyorum. Görevimi yapmıştım. Tabii ki üzdü beni. Anadolu insanıyız, Anadolu'dan çıkmış zor şartlar altında okumuş, savcılık hakimlik gibi kutsal bir mesleğe inanmış birisi için kolay değil. Ama zamanla alıştık. Yeni bir sayfa açtım.
İddianamede 'Devletin bekası için çetenin çökertilmesinden' bahsettiniz.
Biz orada lokal yapılanmaya baktık. Olayların çözümü o şekilde olmamalıydı. Doğru değildi. Hukuk var yargı var, savcısı var, kaymakam var. Gerekli izinler alınır usulü şeyler yerine getirilir, suçlu varsa yargının önüne çıkarılır. Biz hukuk devletiyiz. Terörle mücadele de hukuk içerisinde yapılmalı.
Davanın akıbeti konusunda ne düşünüyorsunuz?
Devletin güvenliğine karşı suç olarak gördük. Toplanan deliller, dosya kapsamı bizim vasıflandırdığımız suçu oluşturuyordu. Bizim davada ceza alsın almasın sorun değil; yargılama hukuk içerisinde yapılsın, adil bir yargılama yapılsın.
Devlete küskünlüğünüz var mı?
Olmaz, niye olsun. Devlete küskünlük olur mu? Şahısların hatalarını devlete mal edemeyiz.
HSYK ve üyeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hepsi tecrübeli hukukçular. Dosya önlerine gitti, savunmalarımızı incelediler. Değerlendirdiler kanaatleri o yönde gelişti. Karar çok çok ağır bir karar. Taraflı tarafsız herkes bu görüşte. Her ne kadar usulü yanlışlık iddiası varsa da o cezayı gerektirmezdi.
Şu anda nasıl geçiniyorsunuz?
Hukuk danışmanlığı yapıyorum. Dosyalara bakıyoruz çalışıyoruz. Mutlaka çalışmalıyız, bir şekilde hayatımızı devam ettirmeliyiz. Belli bir hukuk birikimimiz var.
Kararı AİHM'e neden götürmediniz?
AİHM'e gitmeyi düşünmedim. Çünkü devletimle hiçbir sorunum olamaz, olmadı da. Devletimden tazminat alayım, bu iş için yapıyor pozisyonuna düşmek istemedim. Böyle bir tazminat ülkemizin mahkum edilmesi anlamına geliyor. İşçinin memurun maaşlarından vergilerinden ödenen paralar bunlar. Ben devletimi hiçbir şekilde zarara uğratmak, mahkum ettirmek istemem. Zaten Türkiye'ye bu konuda pek çok mahkumiyet kararı verildi.


Medyada 'suçlu gibi' yansıtılıyorsunuz?
Medya önüne çıkmak gibi bir düşüncem yok. 4 yıldır istesem çıkardım. Biz baştan o günlere dönmek istemiyoruz. Hiç de röportaj kabul etmedim. Eşim de çocuklar da gerçekten üzülüyorlar. Apartmanda başka insanlar da yaşıyor onlar da rahatsız oluyor. Nihayetinde biz sadece görevimizi yaptık. Yanlış veya doğru yaptık. Bunu Kurul değerlendirdi ve verdi kararını. Hatalarımız olmuş olabilir. Hiçbir savcı hatasız olmaz. Usulü hatalar her zaman olabilir. Adeta suçlu gibi gösterilmemiz doğru değil.
Yurtdışına, ABD'ye gittiğiniz söylendi. Doğru mu?
Hayır. Gitmedim. Ankara'daydım, İstanbul'daydım. Yurtdışına çıkmadım. Kaldı ki, çıkabilirim de. Herkes çıkabiliyor, niye ben çıkmayayım?
Maddi zorluklar yaşadınız mı?
Elbette yaşadım. Arabamı sattım, borçlarımı ödedim. Açığa alınınca maaşımız yarıya düştü. İdare ettik. İhraç olunca tazminat alamadık.
Ev benim değil, kirada oturuyorum
Oturduğunuz evle ilgili spekülasyonlar yapıldı?
Ev benim değil, kiradayım. Çalışıyoruz kazandığımız kiramıza yetiyor yani. Lüks bir hayatım yok. İki kanepemiz iki koltuğumuz var. Kredi borçlarım vardı, taksitlerim vardı arabayı satarak karşıladım. Ufak birikimlerimiz vardı, onlarla borçlarımı kapattım. Geçimimi sağlayacak kadar kazanıyorum. Kayınpederimin durumu iyi, onlar da bize yardımcı oluyor.
İhraç edildiği için avukatlık bile yapamıyor
Ferhat Sarıkaya, Şemdinli'deki Umut Kitap Evi'nin bombalanması olayı ile ilgili hazırladığı iddianameye eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt hakkındaki suçlamaları da ekleyince HSYK tarafından Nisan 2006'da meslekten ihraç edildi. Sarıkaya'nın Türkiye'de avukatlık dahi yapması yasaklandı. İddianamede, Büyükanıt'ın Diyarbakır 7. Kolordu komutanı olduğu dönemde çete kurduğu ve bu çetenin Gaffar Okkan'ı öldürdüğü belirtiliyordu. Bir kişinin hayatını kaybettiği bombalama olayına adları karışan askerler ise sivil mahkeme tarafından ağır cezalara çarptırdı. Ancak HSYK'nın davayı askerî mahkemeye vermesiyle ilk celsede serbest bırakıldılar. Büyükanıt, sanıklardan Astsubay Ali Kaya'ya "Tanırım, iyi çocuktur." diyerek sahip çıkmıştı.





Gündem - Şemdinli savcısı 4 yıl sonra konuştu
 
Sarıkaya, hazırladığı iki iddianameyle adını tüm Türkiye’ye duyurdu. İlk davayı dönemin Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ve dokuz kişiye, 1998 yılında YYÜ’ye tıbbı cihaz alımında usulsüzlük yaptıkları iddiasıyla 2005 yılında açtı. Aşkın ile birlikte tutuklanan YYÜ Genel Sekreteri Enver Arpalı cezaevinde intihar etti.

Sarıkaya, iddianamesinde, ‘haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş örgüt faaliyeti çerçevesinde ihaleye fesat karıştırmak ve resmi evrakta sahtecilik’ten, Aşkın hakkında 2 bin 131 yıl, yardımcıları Ayşe Yüksel ve Hasan Ceylan ile Ziraat Fakültesi Dekanı Fırat Cengiz hakkında da 1254’er yıla kadar hapis cezası istedi. Ancak, Aşkın ve tüm sanıklar beraat etti.





peki bu adamamın aliesi aihm ye gitseydi nasıl hesap verecektin sayın sarıkaya?


aihm ye gitmeyecek kadar ülkesini düşünen sarıkaya mahkeme kendini ararken neden ortadan kayboldu?


bu soruların da cevabını verseydi keşke.


ama takiyye var. vermez. veremez.
 
Ya hocam,
ağzı olan konuşuyor bu devirde!
Tabi, HSYK kimsye dokunmasın,
savcılar sanki sütten çıkmış ak kaşık.
teröristleri karşısında oturtan savcı da var, kendi yandaşını kayıran savcı da var.
Ben bu adamın söylediklerine hiç katılmıyorum
 
Hazırladığı Şemdinli davasının iddianamesinin ardından meslekten ihraç edilen ve avukatlık yapması engellenen eski Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, şimdi de ihtihara sebep olmaktan yargılanacak. Van 100. Yıl Üniversitesi Genel Sekreteri iken tutuklanarak cezaevine konan Arpalı’nın intihar etmesi üzerine, ailesinin istemiyle soruşturmayı yürüten savcı Sarıkaya aleyhine tazminat davası açılmış, ancak mahkeme davayı reddetmişti


Kamu vicdanını kanatan hadise, hukuk çevrelerindeki çifte standarttır. Hatırlayın. Şemdinli İddianamesini hazırlayan Ferhat Sarıkaya, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ismini iddianameye ekledi diye başına gelmedik kalmadı. Önce görevden alındı sonra görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca meslekten ihraç edildi. İhraca karşı çıkan tek üye Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga oldu.

Sadece bu mu?

'Operasyon Ergenekon' isimli son kitabımda tüm ayrıntılarını yazdım. Burada kısaca özetleyelim.

-Çıkardığı 'Karanlık İlişkiler' kitabıyla savcı Sarıkaya'ya destek veren savcı Gültekin Avcı, İzmir'den Kars'a gönderildi.

-Sarıkaya'nın hazırladığı Şemdinli iddianamesini kabul eden Van Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Kaçan görevden alınarak Trabzon'a atandı.

-TBMM Şemdinli Komisyonu'ndaki açıklamasıyla Sarıkaya'ya destek veren Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun görevden alındı.

-Şemdinli davasını karara bağlayarak sanıklara 39 yılı aşkın hapis cezası veren Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İlhan Kaya, Bakırköy'e düz hakim olarak görevlendirildi.

-Aynı mahkemenin diğer hakim üyeleri Muharrem Ballı Ordu'ya Ferhat Erbaş Bursa'ya yollandı.

-Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yapılan itirazları karara bağlayan Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mahir Merdun, İstanbul Kartal'a düz hakim olarak tayin edildi.

-Bu mahkemenin diğer hakim üyeleri Vahit Baltacı ve Sinan Sivri'nin yeni görev yerleri ise Adana oldu.

-Van Cumhuriyet Başsavcıvekili İbrahim Özer, Trabzon'a atanan başsavcı Kemal Kaçan'dan bir yıl sonra kendini Kocaeli'nde buldu.

-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, 'Adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs etmek' suçlarından mahkumiyet kararının verildiği Şemdinli dosyasını, terör ve devlete karşı işlenmiş suçların görüldüğü Yargıtay 9. Daire'ye göndermesi gerekirken 1. Daire'ye gönderdi.

-Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ok'a itiraz ederek görevsizlik kararı verdi ve dosyayı 9. Daire'ye gönderdi.

-Yargıtay 9. Ceza Dairesi, davayı bozdu ve yargılamanın askeri mahkemede yapılmasına hükmetti.

-Son sürpriz: İyi çocuklar tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı ve yeni görev yerlerine tayinleri çıkarıldı. Şimdi iş başındalar.

'Hukuk cinayeti'

Bu arada, dava süreci devam ederken, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 12 Nisan 2007 tarihinde düzenlediği basın toplantısında, Şemdinli iddianamesini 'hukuk cinayeti' olarak değerlendirdi ve 'karalama kampanyasının parçası' olarak saydı.

Büyükanıt şöyle dedi: 'Şemdinli olayındaki bana yapılan saldırılar, benim kişiliğimle alakası yok, TSK'ne yapılan saldırılardır. Ben onun bir örneğiyim. Dünya hukuk tarihine geçecek bir hukuk cinayeti işlendi. Sırf TSK'ni ne kadar yıpratabiliriz diye ve maalesef bu tür kampanyalar başladığı zaman bunlar faili meçhul olarak kaldı. İşin dikkat çekici tarafı bu.'

Şimdi hukuk dersi verenler, 'herkes haddini bilsin' diyenler o zaman çıkıp neden şöyle demedi: 'Bu bir hukuki süreçtir. Savcı takdir hakkını kullanmıştır. Yargının kararına saygı duymak lazım.'

Yargıç ve savcı örgütü olan YARSAV, Abdurrahman Yalçınkaya'ya sahip çıkarken Ferhat Sarıkaya'ya neden sahip çıkmadı? Sarıkaya meslektaş değil miydi? Ayrıca, bir cumhurbaşkanı ve başbakan, genelkurmay başkanından daha mı az haysiyet sahibidir?

Dün hukukun üstünlüğüne gölge düşürdüyseniz, bugün doğruyu söyleseniz bile inandırıcılığınız kalmaz. Hukuk, silah namlusuna ve tankların palet sesine göre balans ayarı yapmaz.

Hukuk önünde herkes eşittir, herkese hukuk eşit uygulanır. Ey savcılar, ey yargıçlar, elinizi vicdanınıza koyun ve bu ilkeye ne kadar uygun hareket ettiğinizi bir defa daha test edin.


Şemdinli'de savcı doğru izi bulmuş
Şemdinli davasını değerlendiren hukukçulara göre, gerekçeli karar savcı Ferhat Sarıkaya’yı haklı çıkardı.

Hukukçular, gerekçeli karar incelendiğinde savcı Sarıkaya’nın ‘doğru iz üzerinde olduğu’nun anlaşıldığını belirtiyor. Savcının iddianamede belirttiği çete oluşumuna karşı gereğinin yapılması için ‘devlet kurumlarına’ gönderilmesi gerekiyor.

Emekli Hakim Albay Ümit Kardaş: Şemdinli savcısı doğru bir iz üzerindeymiş. İddianamede söylediklerinin gereği yapılmadı, mahkeme de buna işaret ediyor. Oluşum var, yalnız başlarına yapmış olamazlar, diyor. Mahkeme, savcının saptamalarını da ekleyerek, buyurun gereğini yapın diyerek Cumhurbaşkanlığı’na, TBMM’ye, Başbakanlık’a göndermeli. Devletin, ‘devlet olma vasfı’ hukukun dışına çıkılınca yitiriliyor. Huzur, güvenlik, hukuk için devlet var. Demokratik hukuk düzeninde yaşamamız için Şemdinli benzeri olayların üzerine gidilmesi önemli.

AK Parti Ankara Milletvekili, Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu eski Üyesi Ersönmez Yarbay: Mahkemenin gerekçeli kararına katılıyorum, bu tespite saygı duyulması gerekir. Kendi başına birkaç askerin böyle bir oluşumu gerçekleştirmesi mümkün olamaz. Şemdinli olayı ‘askeri yıpratmak için tertipleniyor’ değerlendirmesi yanlış. TSK bundan sonra disiplin kurullarını daha sıkı işletmeli. Eğer bunu yapmazsa TSK yıpranacaktır.

Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemi organizatörü Ergin Cinmen: Kararın gerekçesi son derece doğru. Şunu söyleyelim ki Şemdinli olayı Susurluk olayı ile aynı mahiyette. Orada devletin üst kademeleri suça bulaştı. Şemdinli’de de böyle oldu. Böylesi olaylar belli bir hiyerarşi dışında yapılacak şeyler değil. Yıllar önce yaşanan andıç skandalı gibi.
 
eğer birilerinin yalağıysan terfi ile ödüllendirilen

sözünün eriysen tekme ile cezalandırılan bir adalet sistemine sahibiz

e haliyle takiyyeciler de er olanları takiyye yaptıklarını zannediyor

herkese adalet, eşitlik deyip ardından size ölüm buralar bizimdir diyen minnacık zihniyetin eseridir bunlar
bugün o atılanları yarın gururla anacağız , adını bi yerlere bile veririz ;fakat bu zihniyeti sapkınlıktan kurtarmak imkansız ...
 
Şöyle bir okuyunca insanın acıyası geliyor.
Dört yıl saklandı Hatta Abd ye kaçtığı söylendi.
Çukurambarda ikamet ettiği ortaya çıkınca
açıklanması gereken bazı şeyler hasıl olmuş
olacakki Zaman gazetesine konu olan röportajı vermiş.
 
ilk ortaya çıktığında kime röportaj verdiğini herkes biliyor.:goz:
 
Savcı ilk röportajını Zaman a vermedi. savcıyı ilk bulan Habertürk tür.İlk Habertürk e konuştu. daha sonra diğer medyaya röportaj verdi

dört yıl boyunca savcıya iftira atıp Amaerika da fatullah ın yanın olduğunu söyleyen ergenekoncu iftiracılar birazcık utanacağı yerde hala savcıya çamur atmaya çalışıyor
 
senin başını yaktılarda ne oldu...bugünkü tablo ortada...:huh: belki o zaman olayların üzerine gidilseydi şuan bunlar yaşanmamış olacaktı.:sigara:
 
Geri
Üst