Şehitliklerimiz

DureX

New member

ŞEHİTLİKLERİMİZ​

Çanakkale Şehitliği



I. Dünya Savaşı’nda 19 Şubat-17 Aralık 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı çevresinde İtilâf Devletleri deniz ve kara kuvvetleriyle Osmanlı ordusu arasında yapılan Çanakkale Muharebelerinde şehit düşen yaklaşık 253.000 şehidimiz için Seddülbahir’de Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın yanındaki alana inşa edilmiştir. Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınan 15.000 Çanakkale şehidi künyesi içinden 500’er ve erbaşla 100 subayın künyeleri seçilmiş, mezar taşları yaptırılmıştır. Projesini Yüksek Mimar Nejat Dinçel’in yaptığı şehitlikte, ayrıca yüzlerce şehidin adı mermer bloklara yazılmıştır. İnşaatta, Selçuklu kervansaraylarında görülen, doğaya dayanıklı Kayseri taşı kullanılmıştır. Şehitlik’te namazgâh, şadırvan, otopark, mezarlık bölümleri bulunmaktadır. Heykeltıraş Prof. Tankut Öktem’in “Yaralı Asker Anıtı” ve Metin Yurdanur’un “Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı” şehitliğe ihtişam vermektedir.

Şehitliğin yapımına 1991 yılı sonbaharında başlanmış, kış mevsiminde ara verilmiş, inşaat 1992 yılı baharında tamamlanmış ve 25 Mayıs 1992 tarihinde düzenlenen bir törenle halkın ziyaretine açılmıştır.

Çanakkale Yahya Çavuş Şehitliği



25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası'nda Ertuğrul Koyu'na çıkarma yapan 3000 askerden oluşan İngiliz kuvvetini, komutasındaki 67 askeriyle on saat mavzer atışlarıyla sahilde durduran 26.P.A.3.Tb.10.Bl.1Tk. Komutanı Ezineli Yahya Çavuş'la kahraman askerlerinin hâtırasını yaşatmak amacıyla Gelibolu Yarımadası'nda yaptırılmıştır. İngiliz Generali Nepier, Yahya Çavuş ve askerlerinin yoğun ateşi karşısında, karşılarında bir tümen bulunduğunu sanmıştı.

Yahya Çavuş Şehitliği'ndeki şu dörtlük Yahya Çavuş'u ve takım arkadaşlarının kahramanlığını veciz şekilde anlatmaktadır:

Bir kahraman takım ve de Yahya Çavuş'tular
Tam üç alayla burada gönülden vuruştular
Düşman tümen sanırdı bu şahane erleri
Allah'ı arzu ettiler, akşama kavuştular


Yahya Çavuş Şehitliği'nde şehitlikten başka Heykeltıraş Recep Özer'in yaptığı bir de anıt yer almaktadır. Şehitlik, 10 Ağustos 1992 tarihinde düzenlenen bir törenle halkın ziyaretine açılmıştır.

Kütahya Dumlupınar Kurtuluş Savaşı Şehitliği



5 Mayıs 1919'da İzmir'in Yunanlılar tarafından işgaliyle başlayan 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasıyla sona eren Türk Kurtuluş Savaşı sırasında; TBMM ordusu cephede ve cephe gerisinde yaklaşık 37.000 şehit verirken, Kuva-yi Milliyecilerin savunmaları, iç isyanlar, Antep-Urfa-Maraş-Adana savunmalarında şehit düşen asker sivil yaklaşık 100.000 kişiyle birlikte şehitlerin sayısı 137.000'e yükselmiştir.

Kültür Bakanlığı, Kurtuluş Savaşı şehitleri için üç şehitlik yaptırmıştır. Bu şehitliklerin ilki, 30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Savaşı'nda şehit düşen askerlerimiz için yaptırılan Dumlupınar ilçesi sınırları içinde Cafer Gazi Tepesi eteklerindeki Dumlupınar Şehitliği'dir.

Projesi Yüksek Mimar Nejat Dinçel tarafından çizilen şehitlik; namazgâh, şadırvan, otopark ve mezarlık bölümlerinden oluşmaktadır. Şehitlikte 500 er ve erbaş, 100 subay mezartaşı bulunmaktadır. Şehitlik çevresine dört anıt dikilmiştir: Atatürk, İnönü, Fevzi Çakmak Anıtı (Prof. Tankut Öktem), Mehmetçik Anıtı (Prof. Tankut Öktem), Kurtuluş Savaşı Anıtı (Prof. Haluk Tezonar), Şehit Baba ve Oğul Anıtı (Prof. Haluk Tezonar).

Şehitlik, Büyük Taarruz'un 70. Yıldönümü'nde 26 Ağustos 1992 günü düzenlenen büyük bir törenle halkın ziyaretine açılmıştır
 

DureX

New member
Çanakkale 57. Alay Şehitliği



Çanakkale'yi denizden geçemeyen İtilaf Devletleri'nin 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası'na ve Kumkale'ye asker çıkarmalarıyla Çanakkale kara savaşları başlamıştı. 25-26 Nisan 1915 tarihlerinde Arıburnu'nda karaya çıkıp Conkbayırı'nda ilerleyen çıkarma kuvvetleri, 19. Tümen K.Kur.Yb. Mustafa Kemal'in 25 Nisan günü verdiği “Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir” emrini uygulayan Türk birliklerince durduruldu. Bu birliklerden biri Yb.Hüseyin Avni Bey'in komutasındaki 57. Alay'dı. 57. Alay'ın başta komutanları olmak üzere 628 kişilik mevcudunun tamamı 25-28 Nisan 1915 tarihleri arasında şehit düşmüştü.

Gelibolu Yarımadası'nda Kanlısırt'ta 57. Alay için yaptırılan şehitlik; Mehmetçik Anıtı (Prof. Tankut Öktem), Gazi Hüseyin Kaçmaz Anıtı (Metin Yurdanur) ile donatılmıştır. Heykeltıraş Metin Yurdanur tarafından yapılan bir rölyef de şehitliğin ihtişamını artırmıştır.

Afyon Büyük Taarruz Şehitliği



26 Ağustos 1922 sabahı Afyon Kocatepe'de başlayıp 9 Eylül 1922 günü İzmir'de sona eren, Türk vatanını Yunan işgalinden kurtaran Büyük Taarruz'da şehit düşen subay ve Mehmetçiklerin aziz hâtıralarını yaşatmak amacıyla İzmir-Afyon-Antalya karayolu kavşağındaki tepe üzerinde yaptırılmıştır. Şehitlik; şadırvan, namazgâh, otopark, mezarlık bölümlerinden oluşmaktadır. Mezarlık bölümünde 100 subay ve 400 erin adı yer almıştır. Heykeltıraş Prof. Tankut Öktem tarafından yapılan Atatürk'ü Kocatepe'de gösteren heykel ve heykeltıraş Metin Yurdanur'un iki rölyefi şehitliği süslemektedir.

Afyon Yüzbaşı Agâh Efendi Şehitliği



Büyük Taarruz sırasında şehit düşen Yzb.Agâh Efendi ve kahraman askerleri için Kalecik Kurtkaya mevkiinde yaptırılmış ve 26 Ağustos 1993 tarihinde düzenlenen törenle halkın ziyaretine açılmıştır.

Şehitlikte, 30 subay ve 120 erin adına mezar taşı konmuştur.

Edirne Balkan Şehitliği



I. Balkan Savaşı sırasında Bulgarlara esir düşen ve Edirne Sarayiçi'nde aç bırakılarak ölüme mahkum edilen asker-sivil 20.000 şehidin aziz hâtıralarını yaşatmak amacıyla Edirne Sarayiçi'nde yaptırılmış ve 14 Ocak 1994 tarihinde törenle halkın ziyaretine açılmıştır.

Şehitlik; namazgâh, şadırvan, kitabeler ve otopark bölümlerinden oluşmaktadır. Projesi Yüksek Mimar Nejat Dinçel tarafından çizilmiştir. Heykeltıraş Prof. Tankut Öktem'in Mehmetçik heykeliyle Heykeltıraş Metin Yurdanur'un Balkan Savaşı rölyefi şehitliği tamamlanmaktadır. Şehitlikte 12 blok üzerine 100 subay ve 400 erin adı yazılmıştır.

Adana Pozantı Çamalan I. Dünya Savaşı Şehitliği



I. Dünya Savaşı sırasında Suriye Cephesinde ve Toroslarda cephane ve asker nakliyatı sırasında şehit düşen Türk-Alman askerleri için Adana Pozantı Çamalan'da bulunan harap haldeki şehitlik yöre halkının isteği üzerine yeniden düzenlenmiş ve 27 Mayıs 1994 tarihinde törenle halkın ziyaretine açılmıştır. Şehitlik'te Heykeltıraş Tankut Öktem tarafından yapılmış bir Mehmetçik Anıtı da yer almaktadır. I. Dünya Savaşı Şehitliği'nin Türk bölümünde 30 blokta 300 şehit adı, Alman bölümünde bir blok üzerinde 20 Alman adı bulunmaktadır
 

DureX

New member
Çanakkale Sığındere Sargı Yeri Şehitliği



Gelibolu Yarımadası'nda Alçıtepe köyü yakınlarındaki Sığındere mevkiinde yaralılara ilk yardımın yapıldığı sağlık merkezinde, 28 Haziran 1915 gecesi İngiliz, Fransız donanmasının top atışları sonucunda Türk-İngiliz-Anzak yaralılardan 18.000'i hayatını kaybetmişti. Binlerce şehit Mehmetçiğin gömüldüğü “Sargı Yeri”nde daha önce küçük bir şehitlik yapılmıştı. Bu şehitlik, yaşanan acı olayı yeterince yansıtmadığından yeni bir şehitlik yapılmış, 30 Temmuz 1995 günü düzenlenen bir törenle halkın ziyaretine açılmıştır. Şehitlikte Heykeltıraş Tankut Öktem'in yaptığı bir anıt ile 60 subay ve 240 er için mezar taşı bulunmaktadır.

Afyon Çiğiltepe Şehitliği



Büyük Taarruz'un ikinci günü Çiğiltepe'yi komutanlarına söz verdiği saatte alamadığı için intihar eden 57. Tümen Komutanı Alb. Reşat Çiğiltepe ve silâh arkadaşlarının aziz hâtıralarını yaşatmak amacıyla Çiğiltepe'de yaptırılmıştır. Şehitlik'te 100 subay ve Mehmetçiğin mezar taşı bulunmaktadır. Heykeltıraş Sait Rüstem'in yaptığı Reşat Çiğiltepe'nin heykeli ise Afyon'a dikilmiştir. Şehitlik 1995 yılında bitirilerek ziyaret açılmıştır.

SARIKAMIŞ ALLAHUEKBER DAĞI ŞEHİTLİĞİ



Allahuekber Dağları - Sarıkamış Bininci Dünya savaşının başladığı yıllarda 36 yıldır Rus işgali altında bulunan Sarıkamış Ardahan ve Kars�ı işgalinden kurtarmak isteyen Harbiye Nazırı (Bakanı) ve Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın emriyle 118.000 mevcutlu Üçüncü Ordu 22 Aralık 1914'de harekete başladı.

Enver Paşa 3. Ordunun Komutanlığına da vekalet etmekteydi. Savaşa lojistik yönden hazırlıksız başlayan 9., 10., 11., Kolordular sıfırın altında 40 ile 50 derece soğukta ve 60-70 Cm. kar üzerinde Rus birlikleri ile kahramanca savaştı. Yer yer zaferler kazandı. Allahuekber dağları, 37.000 şehit verilerek aşıldı. Sarıkamış kuşatıldı. Sarıkamış Kuşatma Hareketi aşırı soğuk ve açlık yüzünden hedef ele geçirilmeden 5 Ocak 1915'de sone erdi.

Bu dağlarda Osmanlı Ordusu cephede hastalık ve donma sonucu yaklaşık 60.000 şehit verdi. Her türlü imkana sahip ve yıllardan beri hazırlanan düşman birliklerinin de bu savaşlarda 32.000 askeri öldü.

Bu anıt Sarıkamış Kuşatma Harekatında şehit düşen şehitlerimizin anısına Kültür Bakanlığı tarafından yaptırılmış ve 10 Ekim 1996 tarihinde ziyarete açılmıştır.
 

DureX

New member
ARAP BABA ŞEHİTLİĞİ

Kars merkez Kaleiçi ve Atatürk mahalleleri arasında bulunmaktadır. Şehitliğin 50.100 m. kadar yakınında Ruslar tarafından başı kesiliyor. Şehit başını da koltuğuna alıp bugünkü yere gelip düşüyor. Çevre halkı bir yatır olarak bilip, sonradan bir hayırsever tarafından mezarı, belediye tarafından da etrafı 1 m. yüksekliğinde taş, beton duvarla çevrilmiştir. Üzerinde de demir çit (70 cm. yüksekliğinde) yaptırılmıştır. Muntazam demir kapısı vardır. Çevre halkı bu mezarda yatanın şehit olduğunu, fakat adının ne olduğunu, hangi yıl şehit edildiğini bilmemektedir. Herhangi bir yazıtta olmadığından şehidin kim olduğu belirsizdir. Çevre halkı ve hayır severler tarafından 2 m. uzunluğunda, 1 m. eninde , 50 cm. kadar yüksekliğinde betondan bir mezar yaptırılmıştır. Çevre duvarı üç tarafında (bir tarafını ev çevirmekte) taş ve harç kullanılarak 1977 yılında belediye tarafından çevrilmiş ve yapılmıştır.

KARS ÜÇLER (ÜÇ ŞEHİTLER) ŞEHİTLİĞİ

Kars Sukapı mahallesi gece kondu semtindedir. Mezar üzerinde kitabe veya tarih bulunmadığından hangi yıl ve kime ait olduğu bilinmemektedir. Çevredeki yaşlıların anlattıklarına göre önceleri burasının bir ev olduğu, oturanın Müslüman olmadığı söylenmektedir. Bu adam sonraları rüyasında görerek burayı kazıp, üç ceset bulunca evini terk edip, burayı mezarlık olarak bırakıyor. Sac ayağı şeklinde üç mezar bulunmaktadır. Birisinin yarısı çevre duvarı altında kalmıştır. Çevresini kuru kayma bir duvarla gelişi güzel (1 m. yüksekliğinde) çevrilmiş, mezarlarda yine gelişi güzel taşlarla örülmüştür. Bu şehitlerin üç kardeş oldukları , üçü de aynı yer ve zamanda düşmanlar tarafından öldürüldükleri ve buraya gömüldükleri de söylenmektedir. Bu yüzden de adına çevre halkı tarafından ÜÇ ŞEHİTLER denilmektedir.

KARS MEHMETÇİK ASKER ABİDESİ ŞEHİTLİĞİ

4-llx6 m. ebadındaki anıt aslında 50x100 m.lik dikdörtgen bir sığınağın üstüne yapılmıştır. Dere yatağına yakın meyilli bir arazi, yataktan sırta doğru düzleştirilip taş beton korugan yapıldıktan sonra (Giriş Kuzeyde) üzeri toprakla örtülerek bir tepecik haline getirilmiştir. Sonradan (Anıt Yapılırken) 3 tarafı, arazinin yapısına göre, 4-1m. arasında yükseklikleri değişen istinat duvarı ile çevrilmiş, üzeri de düzlenmiştir. Yanı Anıta güzel bir meydan olmuştur. Alana, doğudan geniş merdivenli bir çıkışta yapılmıştır. Anıtın yakın çevresinin zemini 18x34 m. lik kısmı taş döşenmiştir.

Anı, gri renkli kesme taştan 9.10 m. yüksekliğinde yapılmıştır. Kuzey Doğu ve Güney duvarında iki kemerli geçit vardır. Kuzey batısındaki uzun l.20m. yüksekliğindeki duvar köprü menfezleri gibidir. Geçitleri 50x50cm. ebadındadır. Anıtın arka kısmı 6 m. den itibaren l0�ar santim genişletilmiş çatı örtüsünde yine ayını taştan yine l0.cm. taşırılarak l3.cm. yüksekliğindeki saçaklı örtü görüntüsü verilmiştir.

Madeni levhası üzerine madeni harflerle MEÇHUL ASKER ANITI kelimeleri yazılmıştır.

KARS ŞEHİTLİĞİ


İlimiz Bülbül mahallesindedir. 1876-1877 harplerinde ve Milli Mücadelede ölen 100�den fazla şehit yatmaktadır. Kars bülbül mahallesindeki yaklaşık 7-8 dekar büyüklüğündeki genel mezarlığın doğu köşesine çevrilmiştir. Taş beton duvarları 1 metre yüksekliğinde,50cm. enindedir. Demir kapısı vardır. Anıt, kesme taşlardan 5 metre yüksekliğindedir. Alttaki podyumla 6 metreyi geçer. Yanında kesik prizma şekilde meşale için betondan bir yer yapılmıştır. Tabanı var (70x70) üst kısmında l55xl55 boyutundadır. Podyumundan meşale yerinin yüksekliği ll5 cm.dir. Podyuma 7 basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. Podyumun yüksekliği ise çevre duvarları eşittir.

Podyum önünde 80x270 boyutunda (kırılmış ) bir musalla vardır. Mezarlar düzgün bir şekilde sıralamış, 6 mezar dışında diğerleri aynı boyutlardadır. (135x265) betondan 35-40 cm. yüksekliklerde orta yerleri toprak, baş uçlarındaki 35x40 cm. boyutunda mezar üst yüzeyinden 15-20 cm. yüksek mermer kitabe konacak şekilde (26x36) mermer kitabenin boyutu yuvalar yapılmıştır. Bu yuvalar mezarın iç kısmına doğru meyillidir. Mezarların 9 da yazıt vardır. Diğerleri boştur. En eskisinin ölüm tarihi l950 dir. Daha çok burada şehit olan er, erbaş ve subaylara ait olduğu anlaşılmaktadır. Çevre duvarı köşelerine 140-145 cm. yüksekliğinde sütunlar (Beton) duvar üzerine dikilmiştir. 13,15,26,27,28,35,36,37 ve 39 nolu mezarların yazıtları vardır. Diğerlerinin yazıtı ve kimlere ait olduğu belirsizdir
 

terteren

Altın Üye
tüylerim diken diken oldu yemin ediyorum
gerkirse bu kadar daha şehit veririz yeterki pkk ve yandaşaları hain emellerine ulaşamsın
arkadaşlar rica ediyorum bazı arkadaşlar gelip te burda tartışma konusu yapmasın
hatta olumsuz yorum yapmaktansa hiç yorum yapmasınlar
 

CHI€F

Kalpsiz
Çanakkale Şehitlerine


Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.
Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.
Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?
Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.
Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;
Bir göğüslerse Huda’nın edebi serhaddi;
“O benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi.
Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i...
Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.
“Bu, taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.


MEHMET AKİF ERSOY
 

TOROMAN

VaTaN Bekçisİ
Sağolasın ustam ellerine koluna yüreğine sağlık.Rahmetli atalarımızı ŞehitlerimiziGazilerimizi bir kez daha saygıyla anıyorum.Çok sağol.
 

Gєηco

Altın Üye
ellerine sağlık kardeşim benim....
 

iSpiK

Kadim Dost
şehitlikler mutlaka görülmesi gereken yerler .. Bi fatiha okumak icin bile ugranmalı diye düsünüYorum
 

d0LpHiNs™

AzraiLin GözYa$LaRı
eline saglık kardeşim şehitlerimizle gurr duyuyoruz!!!!
 

Bozkurtt

New member
Allah bütün şehitlerimize rahmet eylesin...


ŞEHİT

O şanlı bir erdi,
Pek çok kanlı savaşta,
Çocuk denecek yaşta,
Canını verdi.
Bir düşman kurşunile ölmek
öldüğü yere gömülmek,
Zaten bunu dilerdi.
Mesuttur şimdi.
Nasıl olmasın ki?
Erdi muradına,
Artık ona,
Ninniler söyler bir serin dere,
Ben kendim görmedim ama,
Görenler söylüyor,
Nur inermiş bazen, yattığı yere...
 

HTML

Üst