AKP iktidarı döneminde yılbaşı itibarıyla ithal tütünden
kilogram başına alınan 3 dolarlık fon 22 çeşit tütün ürününden
kaldırıldı.AB Türkiye'ye karşı hiçbir temel taahhüdünü yerine
getirmemiş iken, Türkiye'den tarımı ve istihdamı olumsuz
etkileyecek ..
Kaliteli şark tipi tütün üretimi Türkiye'nin ekolojik ve üretici yapısına uygun
önemli bir üretim alanıydı.
Özellikle Ege bölgesinde yapılan bu kaliteli üretimin, kalitesiz tütün ithalatına
karşı korunması için 1986 yılından bu yana fon uygulaması yapılıyordu.
AKP iktidarı döneminde yılbaşı itibarıyla ithal tütünden kilogram başına alınan
3 dolarlık fon 22 çeşit tütün ürününden kaldırıldı.
AB Türkiye'ye karşı hiçbir temel taahhüdünü yerine getirmemiş iken, Türkiye'den
tarımı ve istihdamı olumsuz etkileyecek bu tür talepleri ısrarla istiyor.
Tütünde fonun kaldırılması yaklaşık 250 – 300 milyon dolarlık bir kaynağın
kesilmesine neden olacaktır.
Öte yandan Tekel işçilerinin demokratik direnişlerinin, polis devleti zihniyetiyle
gaddarca, biber gazı ve cop kullanılarak bastırılmaya çalışılması, Tekel'le beraber
buralarda yapılan özelleştirmelerin de gündeme yeniden gelmesine vesile oldu.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye"nin iktidar yandaşı olmayan, ülkenin ekonomik
çıkarlarından yana, demokrat ve gerçek aydınlarından bir bölümü, gazetelerde
ortak imzayla kamuya açık bir çağrı yayınladılar.
Çoğunluğu, dönek Marksist ve eski sosyalistlerden oluşan AKP yandaşı «sözde»
aydınlar ise bu milli çıkarlarımızı ilgilendiren meseleye yine her zamanki gibi
«Fransız» kalmayı tercih ettiler.
Onlar için aydın olmak, ülkenin ve milletin aleyhine olan her meselede iktidar
yandaşlığı yapmak anlamına geldiğinden, buna çok da şaşırmamak lazım.
Fabrikada tütün saranlar
Şimdi gelelim 4/C kapsamında kıdemlerine, yaşlarına, kazanılmış haklarına
ve sosyal güvenliklerine bakılmaksızın mağdur edilen Tekel işçilerinin bu sona
nasıl getirildiklerinin kısa tarihçesine;
Yıl 2004, AKP iktidarı yerli bir konsorsiyuma 292 milyon dolar bedelle
Tekel"in içki bölümünü sattı.
Aradan 2 yıl geçtikten sonra «Tekel içkiyi» alan grup, %92 hissesini American
Teksas Pasific Group isimli yabancı bir şirkete, bu kez 810 milyon dolara devretti.
Yani 1 koyup, 3 aldılar. Ne güzel değil mi? Hani Tekel işçilerine «tüyü bitmemiş
yetimin hakkını yedirmem» diyerek kükreyen
Sn. Erdoğan var ya, o zaman sus-pus oldu.
810 milyon doların Türk Hazinesine değil de, bir şirkete gitmesinin vicdani –
ahlaki ve ekonomik sorumluluğuna hiç değinmedi, teğet geçti.
Şimdi buna özelleştirme, denebilir mi?
Özelleştirme karlı – tekel konumundaki işletmelerin haraç-mezat, ucuza satılıp,
tüyü bitmemiş yetimin hakkının, yabancılara devredilmesi anlamına mı geliyor?
Tabii ki hayır. Sen 810 milyon dolarlık işletmeyi üçte biri fiyata satacaksın, sonra
Tekel işçilerine, sizin maaşlarınızı düşürüp, sosyal güvencenizi yok edip, geçici akıbeti
belli olmayan bir statüye alacağım diyeceksin.
Onlar da biat edip, susacaklar öyle mi?
Öyle olmadığını gördük, şimdi Türk-İş devreye giriyor, Ankara'da demokratik
itirazlarını bu kez daha güçlü bir mitingle hafta sonunda duyuracaklar.
Bakalım bu kez on binlerce işçiye ve vatandaşa sıkılacak biber gazı bulabilecekler mi?
İzleyip göreceğiz...
Tekel'in tütün işletmelerinin satılması ve 60 adet yaprak tütün işleme tesisinin
kapatılması işin emekçi ve çalışanlara ait boyutu.
Tütün üretiminde gelinen nokta daha da dramatik.
ABD'den ithal edilen tütünlerle öldürülen kaliteli şark tütünü üretimi, tarımımıza
büyük zararlar verdi.
Çok değil AKP iktidara gelmeden önce, 2001 yılında 477 bin tütün üreticimiz
varken, bu rakam bugün 190 bine inmiş vaziyette.
200 – 250 bin tonluk tütün üretimi ise bugün 90 bin tona düşmüş durumda maalesef.
Tarımdaki işsizlik ve fakirliğe sebep ve gerekçe aramaya gerek var mı?
Fabrikada tütün saranları hayalsiz – işsiz ve muhtaç bırakanlar utansın
Ufuk SÖYLEMEZ
H E D D A M
kilogram başına alınan 3 dolarlık fon 22 çeşit tütün ürününden
kaldırıldı.AB Türkiye'ye karşı hiçbir temel taahhüdünü yerine
getirmemiş iken, Türkiye'den tarımı ve istihdamı olumsuz
etkileyecek ..
Kaliteli şark tipi tütün üretimi Türkiye'nin ekolojik ve üretici yapısına uygun
önemli bir üretim alanıydı.
Özellikle Ege bölgesinde yapılan bu kaliteli üretimin, kalitesiz tütün ithalatına
karşı korunması için 1986 yılından bu yana fon uygulaması yapılıyordu.
AKP iktidarı döneminde yılbaşı itibarıyla ithal tütünden kilogram başına alınan
3 dolarlık fon 22 çeşit tütün ürününden kaldırıldı.
AB Türkiye'ye karşı hiçbir temel taahhüdünü yerine getirmemiş iken, Türkiye'den
tarımı ve istihdamı olumsuz etkileyecek bu tür talepleri ısrarla istiyor.
Tütünde fonun kaldırılması yaklaşık 250 – 300 milyon dolarlık bir kaynağın
kesilmesine neden olacaktır.
Öte yandan Tekel işçilerinin demokratik direnişlerinin, polis devleti zihniyetiyle
gaddarca, biber gazı ve cop kullanılarak bastırılmaya çalışılması, Tekel'le beraber
buralarda yapılan özelleştirmelerin de gündeme yeniden gelmesine vesile oldu.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye"nin iktidar yandaşı olmayan, ülkenin ekonomik
çıkarlarından yana, demokrat ve gerçek aydınlarından bir bölümü, gazetelerde
ortak imzayla kamuya açık bir çağrı yayınladılar.
Çoğunluğu, dönek Marksist ve eski sosyalistlerden oluşan AKP yandaşı «sözde»
aydınlar ise bu milli çıkarlarımızı ilgilendiren meseleye yine her zamanki gibi
«Fransız» kalmayı tercih ettiler.
Onlar için aydın olmak, ülkenin ve milletin aleyhine olan her meselede iktidar
yandaşlığı yapmak anlamına geldiğinden, buna çok da şaşırmamak lazım.
Fabrikada tütün saranlar
Şimdi gelelim 4/C kapsamında kıdemlerine, yaşlarına, kazanılmış haklarına
ve sosyal güvenliklerine bakılmaksızın mağdur edilen Tekel işçilerinin bu sona
nasıl getirildiklerinin kısa tarihçesine;
Yıl 2004, AKP iktidarı yerli bir konsorsiyuma 292 milyon dolar bedelle
Tekel"in içki bölümünü sattı.
Aradan 2 yıl geçtikten sonra «Tekel içkiyi» alan grup, %92 hissesini American
Teksas Pasific Group isimli yabancı bir şirkete, bu kez 810 milyon dolara devretti.
Yani 1 koyup, 3 aldılar. Ne güzel değil mi? Hani Tekel işçilerine «tüyü bitmemiş
yetimin hakkını yedirmem» diyerek kükreyen
Sn. Erdoğan var ya, o zaman sus-pus oldu.
810 milyon doların Türk Hazinesine değil de, bir şirkete gitmesinin vicdani –
ahlaki ve ekonomik sorumluluğuna hiç değinmedi, teğet geçti.
Şimdi buna özelleştirme, denebilir mi?
Özelleştirme karlı – tekel konumundaki işletmelerin haraç-mezat, ucuza satılıp,
tüyü bitmemiş yetimin hakkının, yabancılara devredilmesi anlamına mı geliyor?
Tabii ki hayır. Sen 810 milyon dolarlık işletmeyi üçte biri fiyata satacaksın, sonra
Tekel işçilerine, sizin maaşlarınızı düşürüp, sosyal güvencenizi yok edip, geçici akıbeti
belli olmayan bir statüye alacağım diyeceksin.
Onlar da biat edip, susacaklar öyle mi?
Öyle olmadığını gördük, şimdi Türk-İş devreye giriyor, Ankara'da demokratik
itirazlarını bu kez daha güçlü bir mitingle hafta sonunda duyuracaklar.
Bakalım bu kez on binlerce işçiye ve vatandaşa sıkılacak biber gazı bulabilecekler mi?
İzleyip göreceğiz...
Tekel'in tütün işletmelerinin satılması ve 60 adet yaprak tütün işleme tesisinin
kapatılması işin emekçi ve çalışanlara ait boyutu.
Tütün üretiminde gelinen nokta daha da dramatik.
ABD'den ithal edilen tütünlerle öldürülen kaliteli şark tütünü üretimi, tarımımıza
büyük zararlar verdi.
Çok değil AKP iktidara gelmeden önce, 2001 yılında 477 bin tütün üreticimiz
varken, bu rakam bugün 190 bine inmiş vaziyette.
200 – 250 bin tonluk tütün üretimi ise bugün 90 bin tona düşmüş durumda maalesef.
Tarımdaki işsizlik ve fakirliğe sebep ve gerekçe aramaya gerek var mı?
Fabrikada tütün saranları hayalsiz – işsiz ve muhtaç bırakanlar utansın
Ufuk SÖYLEMEZ
H E D D A M