..єЯDєM..
Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
- Katılım
- 20 Nis 2006
- Mesajlar
- 13,704
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 41
Bu sene hayata geçirilen A2 Ligi'nde de Süper Lig'de olduğu gibi büyük bir rekabet var. Yurt dışındaki amacına şu an uzak olan ancak kıran kırana maçlarıyla dikkat çeken bu ligde Beşiktaş fırtına gibi esiyor. Siyah-beyazlı takımın bu başarısında iki isim ön plana çıkıyor. Oynadığı 8 maçta 12 gol atarak A2'nin gol krallığında ilk sırada yer alan Can Erdem ve savunmanın başarılı ismi Gökhan Çalışır.
Tigana döneminde ismi sıkça duyulan ve geleceğin gol makinesi olarak gösterilen Can ve Gökhan bu başarılarının hiç kimse tarafından görülmemesinden şikayetçi. İki oyuncu da A takımda kendilerine neden şans verilmediğini bir türlü anlamış değil. Beşiktaş'ın altyapısına gereken önemi vermediğini söyleyen genç oyuncular, az da olsa A takımda şans bekliyor. Ancak açıkçası bu konuda fazla da umutları yok. Mustafa Denizli'nin gençlere şans vermediğini bildiklerini söyleyen Can ve Gökhan, Beşiktaş'a faydalı olacaklarına inandıklarınının altını ısrarla çiziyorlar. Mustafa Denizli'nin şanssızlıkları olduğunu savunan genç oyuncular, Sergen Yalçın'ın ise en büyük şansları olduğu konusunda hemfikirler. A2 Ligi'ne fazla geldikleri her halleriyle belli olan bu iki ismin röportajıyla sizleri baş başa bırakıyoruz.
Röportajımızda ilk olarak sorularımızı Can Erdem'e yöneltiyoruz...
-Futbola nerede başladın. Biraz kendinden bahseder misin?
Can Erdem: "Futbola İsviçre'de Grasshopers takımında 4 yaşında başladım. Orada 7 sene oynadıktan sonra Türkiye'ye kesin dönüş yaptım. Ailemle birlikte Alanya'ya yerleştim daha sonra Antalya karmasına seçildim. Antalya karması ile Almanya'ya gitik, orada 4 maçta 7 gol attım. Bu dönemim iyi geçti daha sonra Antalyaspor'a transferim gerçekleşecekti ancak lisans sorunları yaşadım. Daha sonra sakatlık sorunum oldu 6 ay kadar top oynamadım. Sakatlığım düzelince Beşiktaş'a transfer oldum. Beşiktaş'ın PAF Takımına gelmiştim ancak o dönemdeki PAF takım hocam, beni A Genç Takımına indirmişti. Çünkü çok forvet vardı ve A takımdan inen forvetler de oluyordu. A gençte sürekli oynama şansı buldum, sezon sonunda 30 maçta 25 gol attım ve A Genç'te Türkiye şampiyonu olduk. A Genç'in son dönemlerine doğru PAF takımda da yer almaya başladım. İlk çıktığım maçta Denizli karşısında 80'de oyuna girmiştim ve golümü attım 1-0 kazandık. O maçtan sonra adım duyulmaya başladı. Sezon bitince PAF takıma çıktım, ilk 5 maçta 6 gol atmıştım.
Tigana'nın yardımcısı Stefane Geal maçlarımızı izlemeye geliyordu. Beni A takıma denemeye aldılar. Çıktığım ilk idmandan sonra Tigana benimle konuştu ve bundan sonra A takımda olacaksın dedi. Bu konuşmadan bir hafta sonra da profesyonel sözleşmeye imza attım. Tigana döneminde 9 maçta kadroya girdim ve 3 maçta forma şansı buldum. Türkiye Kupası finalinde de kadroya girmiştim ve kupayı almıştık. Bu benim için gurur verici bir olaydı."
"ERTUĞRUL HOCA KALMAMI İSTEDİ, YÖNETİM GÖNDERDİ"
-Tigana senin için Türkiye'nin Luca Toni'si diyormuş. Tigana'nın sana özel bir ilgisi var mıydı?
CE: "Bu tabii ki bir futbolcu için çok güzel bir şey. Tigana hocamız belli bir ışık görmüş ki, yardımcılarına benimle ilgilenmeleri için görev vermişti. Üç ay boyunca çift idman yaptım, hafta sonunda kadroya girmediğim takdirde maç eksiğimi gidermem için PAF takıma gönderiliyordum. Bir sonraki sezona beni hazırlıyordu. Kalsaydı, şu an çok çok farklı olurdu. Tigana'nın ardından takımın başına Ertuğrul Hoca geldi. Avusturya kampına katıldım ve oynanan hazırlık maçlarında goller de attım, iyi bir dönem geçirdim. Hocanın ısrar etmesine rağmen bir şekilde Kocaelispor'a gönderildim. Orada da iyi bir sezon geçirdim, şampiyonluk yaşadık ve tekrar geri geldim."
-Ertuğurul Hoca kalmanı isemesine rağmen gitmenin sebebi yönetim miydi?
CE: "Yönetimden baskı olunca takımdan ayrıldım. Daha sonraki kamp döneminde de Beşiktaş'ta başarılı oldum ancak hocanın ısrarına rağmen bu kez kiralık olarak Altay'a gönderildim. Altay'da sık sık oynama şansım da oldu, goller de attım. Şampiyon olamadık, play-off'un son maçında ilginç bir şekilde oynatılmadım.
Beşiktaş yönetimde beni seven yoktu. A takıma da kendi emeklerimle ve Tigana'nın istemesiyle çıktım. Yönetimde beni seven 2-3 kişi olsaydı belki şu anda A takımda oynuyor olabilirdim. Altay'dan döndükten sonra Mustafa Denizli takımın başına geldi. Mustafa Hoca beni tanımadığı için kampa da çağırmadı. Bunun neticesinde takım da bulamadık. Bu sene Beşiktaş'ın A2 takımında kaldım. Bank Asya'da birçok takım nasıl bir oyuncu olduğumu biliyor. Az çok da isim yaptım, ancak şartlardan dolayı A2'deyim. Performans olarak da son derece başarılıyım. İnşallah devre arasında iyi bir takıma gitmeyi düşünüyorum."
"BİRÇOK OYUNCUDAN TECRÜBELİYİM"
-Yönetimin genç bir oyuncuya tavır almasının sebebi nedir?
CE: "Bunun nedenini ben de bilmiyorum. Benim nasıl bir insan olduğumu Beşiktaş'ta herkes bilir, bu nedenle vicdanım rahat. Tek sorun bana şans verilmemesi, Beşiktaş'a çok faydalı olabileceğimi biliyorum. Şu ana kadar şans verilmedi ama inşallah bu şansı yakalarım. Her sene benim için tecrübesiz dediler ama bir çok oyuncudan daha tecrübeli olduğuma inanıyorum. Bank Asya'da oynamak hiç de kolay değil. Şu an kendimi hazır hissediyorum ve az da olsa şans verilmesini bekliyorum. 2010 Mayıs'ta sözleşmem bitiyor, yönetim benimle sözleşme uzatmak istemiyor. Neden böyle bir karar aldıklarını bilmiyorum, oynadığım her yerde faydalı bir oyuncu oldum. Sözleşmemin sona ermesi benim için avantajlı olacaktır. Altay'a gittiğim sezon da kampta ne kadar iyi performans gösterirsem göstereyim, Altay'a gideceğim 2 ay öncesinden belliymiş."
-Mustafa Denizli ile konuşma şansın olmadı mı?
CE: "Mustafa Hoca ile konuşma şansım olmuyor. Mustafa Hoca'nın gençlere fazla önem vermediğini biliyoruz, sizler de biliyorsunuz. Yoksa performansım açısından sıkıntım yok."
"YÖNETİMDE İKİ KİŞİ BENİ SEVSEYDİ..."
-Batuhan, senden genç bir oyuncu ve yönetim tarafından da desteklendiği haberlerini sürekli okuyoruz. Senin durumunla zıtlık göstermiyor mu?
CE: "Yönetimde iki üç tane sevenim olsun derken bunu kastediyordum. Onu yönetimde tutanlar var ama beni tutanlar yok. Ona verilen şans bana verilseydi, şu an A takımda benim yanımda kimi oynatalım diye düşünüyor olacaklardı."
-Başka takımlara gitmeyerek Beşiktaş'ta kalmak için ısrar etme konusunda kendinde bir hata görüyor musun?
CE: "Benim bu konuda çok fazla tercih hakkım oldmadı. Yönetim bir takıma beni kiraladı ya da takımda tuttu. Hedefim Beşiktaş A Takımı'nda oynamaktı, şu an oluşan şartlardan dolayı gitmek istiyorum. Gittiğim takımda iyi bir performans gösterip kendimi ispatlamak istiyorum. Beşiktaş beni gönderdiği için pişman olacaktır. Daha önce bu tarz olaylar yaşandı. İbrahim Kaş'ın sözleşmesi bitti Getafe'ye gitti, daha sonra kiralık olarak geri aldılar."
-Yöneticilerden ya da teknik ekipten A2 Ligi'ni takip edenler var mı?
CE: "Altyapı koordinatörü Gökhan Keskin ve yönetimle arası iyi olan Yemen Ekşioğlu var. Ama A takımdan ya da yönetimden kimse gelmiyor."
-Gökhan Keskin'in, Mustafa Denizli ve ekibiyle sizin durumunuzu konuşabilecek bağlantısı yok mu?
CE: "Bizim duyduğumuz, bizi devre arasında kiralık gönderip, altyapıdan daha genç isimleri A takıma çıkarmak istedikleri. Peki neden biz A takıma çıkarılmıyoruz? Bunu bilmiyoruz."
-Bu söylediklerin gerçekten çok ilginç, anlaşılması zor bir durum...
CE: "İşler zaten çok karışık. Bizim dönemimizde Mehmet Sedef, Kenan Özer, Sezer Keskin gibi bir çok yetenekli arkadaşımız vardı. Örneğin, Sezer'in sözleşmesini uzatmadılar ve sezon sonunda istediği takıma gitti. Sürekli olarak Beşiktaş'ın altyapısına önem verdiği söyleniyor ama öyle bir şey yok. Oyuncularına biraz önem verseydi, Beşiktaş daha iyi yerlerde olabilirdi. Altyapısında çok iyi gençler var ama organizasyon çok kötü. Bizim dönemimizde altyapıya kimse kafa tutamıyordu, Arda Turan'lı Galatasaray altyapısı bile çekiniyordu. Bu oyunculara sahip çıkılmadı, şimdi sağda solda kiralık oynuyor ya da sürünüyorlar. Dışarıdan milyon dolarlar verip oyuncular alınacağına, alt yapıdaki yetenekli gençlere şans verilmeli."
"BURADAKİ ÇOCUKLAR ÇOK TECRÜBESİZ"
-A2 Ligi sana yeterli geliyor mu?
CE: "İki sene Bank Asya'da oynadım, buradaki çocuklar çok çok tecrübesiz. Maç ve idman eksikliğimizi gidermek adına A2 faydalı, başka hiç bir yararı yok. Şu ana kadar 8 maçta 12 gol attım."
-Peki medyadan ya da Beşiktaşlı yazarlardan hiç destek görmedin mi?
CE: "Beşiktaş'ın adını her yerde iyi kullandık, kiralık gittiğimiz takımlarda da o şekilde davrandık. Demek ki tam tersini yapmak gerekiyormuş ki ilgi görelim. Batuhan benim attığım gollerin yarısını atsaydı, haberlerin ardı arkası kesilmezdi."
"YABANCILAR BİZİM KADAR YÜREKLİ OYNAYAMAZ"
-Beşiktaş'ın gol sıkıntısı yaşadığı ortada. Bu sıkıntıyı çözebileceğini düşünüyor musun?
CE: "Yeterli tecrübeye sahibim, A Takımda oynayanlardan eksiğim olduğunu düşünmüyorum, bazı yönlerden artılarım bile olabilir. En kötü sonradan bir maça alıp, görmeleri gerekir. Tek sorunum hiç şans verilmemesi. Beşiktaş'ın altyapısında yetişen bir oyuncuyum, yabancı bir oyuncu gibi dışlanmak açıkçası çok dokunuyor. O takımda bizden daha iyi Beşiktaşlı olmaz, yabancı oyuncular bizim kadar yürekli oynamaz."
-Sana göre saha içinde en büyük artıların nedir?
CE: "Altyapıdaki hocalarımın da dediği gibi gol noktalarında çok etkiliyim, ceza sahası içinde çok rahatım ve gol fırsatı bulduğum zaman değerlendirme oranım çok yüksek."
"SERGEN YALÇIN MÜKEMMEL BİR İNSAN"
-Sergen Yalçın A2 takımın başında. Sergen'in senin hakkındaki düşünceleri neler?
CE: "Sergen Hoca da bu lige fazla olduğumu düşünüyor. Ya başka takımlarda oynamamı ya da A takıma çıkartılmam gerektiğini söylüyor. Gerçekten mükemmel bir insan, Süper Lig'de takım çalıştıramaz diyorlar ama biz çalışıyoruz ve ne kadar bilgili olduğunu görüyoruz. 22 tane hocayla çalıştım ve hepsinden bir şeyler kaptım diyor. Maça çıktığımız zaman tabii ki kendimiz için oynuyoruz ama Sergen Hoca için de ekstra motive oluyoruz."
-Senin örnek aldığın isimler kimler?
CE: "Güçlü fiziğimden dolayı Tigana beni Luca Toni'ye benzetiyordu. Benim örnek aldığım Ibrahimovic var. Pivot santrfor oynuyorum, boyum uzun olmasına rağmen ayaklarına hakim bir oyuncuyum."
-Milli Takıma çağırıldın mı?
CE: "Bir kez Ümit Milli Takıma çağırıldım o kadar."
-Türkiye'de genç oyunculara fazla şans verilmediğine katılıyor musun?
CE: "Bu kulüpten kulübe ya da hocadan hocaya değişen bir şey. Örneğin Ertuğrul Sağlam gençlere önem veren bir hoca. Kulüp olarak da Galatasaray Türkiye'deki en başarılı kulüp. Kiralık verdiği oyuncuları bile sürekli olarak takip ediyorlar. Fenerbahçe de bu konuda eksik. Beşiktaş altyapıya önem verme konusunu 100. yıldan sonra terk etti."
"HAYATIMIN EN ACI OLAYI"
-Yaşadığın acı bir olay da var...
CE: "Evet, Beşiktaş'a gelmeden önce babamı kaybettim. Bu bir aile için en zor anlardan biri, ailenin en büyüğü ben olduğum için ailemin tüm sorumluluğu üzerimdeydi. Buna rağmen Beşiktaş'a gelince çok iyi bir performans sergiledim. Tabii daha büyük bir çıkış gerçekleştiremememin nedeni bu olabilir. İlk geldiğim dönemde 200 milyon maaş alıyordum onun yarısını eve yolluyordum. 100 milyonla 1 ay geçiniyordum ve o benim yol parama ancak yetiyordu. Bir sene boyunca tesislerde kaldım. Bu zor şartlara rağmen hedefim olduğu ve sorumluluğumu bildiğim için birçok şeyi atlattım. Ama onun yokluğu bir çok şeyi etkiledi, sahada yapmak istediğim bazı şeyleri bu nedenle yapamadım. Beşiktaş'ta oynamama nedenlerimden biri de bu olabilir. Şükürler olsunki ailem beni iyi yetiştirdiği için bu dönemi şu an atlattım. İnsanlar bunu bilmedikleri için birçok şeyi yanlış anladılar ve yalan yanlış yorumlar yaptılar.
Bu sene kampa çağırılmama nedenlerimden biri de Altay'da bana atılan iftiradır. Haftanın üç günü sarhoş geziyormuşum, gece kulüplere gidiyormuşum gibi yorumlar yapıldı. Bu iftiranın neden atıldığını bilmiyorum. Beşiktaşlı yönetiminde benim nasıl karakterde oluduğumu bilen insanlar bile bana sormadan bunlara inandılar. Bu beni çok kırdı. Futbol benim mesleğim, kendime ne kadar iyi bakarsam karşılığını o kadar iyi alırım. Kimsenin bir oyuncunun ekmeğiyle oynamaya hakkı yok. Benim büyük sorumluluğum var, bu tarz şeyerle hem kendime ihanet etmiş hem de evde okuttuğum iki kardeşimin geleceğine engel olmuş olurum."
GÖKHAN ÇALIŞIR "EN BÜYÜK ŞANSIMIZ SERGEN YALÇIN"
Şimdi sorularımızı A2 Takım'da forma giyen başarılı stoper Gökhan Çalışır'a yöneltiyoruz.
-Gökhan seni tanıyalım. Futbola nerede ve nasıl başladın?
Gökhan Çalışır: "Amatör takım İstanbul Bayburtspor'da futbola başladım. 2003 yılında amatör karmaya başladım, Türkiye'den 18 futbolcu seçip Almanya'ya karmaya gönderdiler. Daha sonra Beşiktaş kulübüne geldim. Beşiktaş B Genç takımında 2 Türkiye şampiyonluğu ve bir Türkiye ikinciliği yaşadım. PAF takıma çıkarıldım ve burada da iyi maçlar çıkardım. O takımımızda İbrahim Kaş ve Mehmet Sedef de vardı. A Takım'ın başında Rıza Çalımbay vardı, beni A Takıma çıkardı ve idmanlara çıktım. O dönemde benim için geleceğin Gökhan Keskin'i diyorlardı. Gökhan Keskin de o sırada Rıza Hoca'nın yardımcısıydı daha sonra Güngören Belediyespor'un başına gitti. Zeytinburnuspor'da 1 yıl kiralık oynadım, maddi sıkıntılar olmasına rağmen daha fazla oynamak için takımda kaldım. Ertuğrul Sağlam beni sürekli olarak takip etti ve Beşiktaş'ın sezon başı kampına davet edildim. O dönemde sakatlık geçirdim, hatta Sinan Engin, Gökhan Zan'la anlaşmayacaklarını, bana şans verileceğini söylemişti. Ama sakatlığım geçmedi ve ameliyat geçerdim. Sinan Abi ve Ertuğrul Hoca sürekli olarak benimle ilgilendiler. Tam iyileşme dönemimde Ertuğrul Hoca gitti Mustafa Hoca geldi. Bu gelişme beni tam bir belirsizliğe itti. Ne A Takımla antrenmanlara çıkabiliyordum ne de PAF Takımla. Ortada kaldım, tek başıma antrenmanlar yaptım, daha sonra Mustafa Denizli beni A2 takıma gönderdi. Bu sene de sezon başında kendi başımıza antrenman yaptık, yöneticilerden kimse bizi arayıp sormadı. Sezon başında Rizespor'la anlaştım ancak hoca ile bir sorun yaşayınca yeniden A2 takıma geri döndüm."
-A Takıma çıkma konusunda sen de Can kadar umutsuz musun?
GÇ: "Umutsuz değilim ama Mustafa Hoca'nın gençlere bakış açısını biliyoruz, bu nedenle şans gelmeyeceğini düşünüyorum. Burada Mustafa Hoca'yı da suçlamamak gerek çünkü onun kafa yapısı bu."
"İBRAHİM KAŞ VE TORAMAN KADAR OYNARIM"
-A Takım'da başarılı olacağını düşünüyor musun?
GÇ: "Kendime güvenim tam, bir şans verilse İbrahim Kaş ve İbrahim Toraman kadar oynayacağımı biliyorum. En önemli şey şans, bu şans ne zaman verilir bilmiyorum. Yakın bir süre sonra sözleşmem de bitiyor. Tabii ki Beşiktaş'ta kalmak istiyorum, sonuçta bu alt yapıdan çıkan bir oyuncuyum. Eğer kulüp bizi istemezse bir yerlere gidip ekmek paramızı kazanmak için oynamamız gerekiyor."
-Senin en önemli artıların neler?
GÇ: "Sezgilerim çok iyi ve topu oyuna iyi sokuyorum. Hava hakimiyetim de iyi."
-A2 Ligi hedeflerine ulaşmış bir lig mi?
GÇ: "Oynuyoruz ama amacını bilmiyoruz. A2 Ligi ben ve Can'a yetersiz kalıyor ama yaşı küçük kardeşlerimiz için iyi sayılabilir. Birlikte oynadığımız isimler biz PAF takımdayken, yıldız takımda ya da minik takımda olan oyuncular. A2 Ligi'ni en faydalı Galatasaray kullanıyor."
"GALATASARAY A2'Yİ FAYDALI KULLANIYOR"
-Beşiktaş A2 takımı ile Galatasaray A2 takımı arasındaki farklar neler?
GÇ: "Galatasaray A2 Ligi'ni yurtdışındaki rezerv lig tarzında kullanıyor. Alpaslan, Serkan Kurtuluş, Serdar Eylik, Emre Çolak gibi oyuncular A takımda idmana çıkıp, kadroya giremedikleri zaman maç eksiklerini gidermek için A2'ye yollanıyorlar. Kadroda eksik olunca da A Takım kadrosuna alınıyorlar. Benim bir beklentim yok, sadece antrenmana çıkma şansı vermelerini istiyorum. A takıma çıkınca herkes de bizi görmüş olacak. A takımda antrenmana çıkan oyuncular ya Süper Lig takımına ya da Bank Asya takımına gidiyor. Ama Beşiktaş'ta işler böyle değil. Beşiktaş'ın altyapı oyuncuları 2. Lig B veya 3. Lig takımına gidiyor ve kayboluyor."
-Beğendiğin stoperler kimler?
GÇ: "Ferrari ve Servet'i beğeniyorum."
-Sergen Yalçın ile çalışmak nasıl?
GÇ: "Sergen Hoca ile çalışmak bizim en büyük artımız. Bizim için bir nimet, Sergen Hoca'nın Süper Lig'deki hocalardan daha fazla bilgi ve deneyimi var."
Tigana döneminde ismi sıkça duyulan ve geleceğin gol makinesi olarak gösterilen Can ve Gökhan bu başarılarının hiç kimse tarafından görülmemesinden şikayetçi. İki oyuncu da A takımda kendilerine neden şans verilmediğini bir türlü anlamış değil. Beşiktaş'ın altyapısına gereken önemi vermediğini söyleyen genç oyuncular, az da olsa A takımda şans bekliyor. Ancak açıkçası bu konuda fazla da umutları yok. Mustafa Denizli'nin gençlere şans vermediğini bildiklerini söyleyen Can ve Gökhan, Beşiktaş'a faydalı olacaklarına inandıklarınının altını ısrarla çiziyorlar. Mustafa Denizli'nin şanssızlıkları olduğunu savunan genç oyuncular, Sergen Yalçın'ın ise en büyük şansları olduğu konusunda hemfikirler. A2 Ligi'ne fazla geldikleri her halleriyle belli olan bu iki ismin röportajıyla sizleri baş başa bırakıyoruz.
Röportajımızda ilk olarak sorularımızı Can Erdem'e yöneltiyoruz...
-Futbola nerede başladın. Biraz kendinden bahseder misin?
Can Erdem: "Futbola İsviçre'de Grasshopers takımında 4 yaşında başladım. Orada 7 sene oynadıktan sonra Türkiye'ye kesin dönüş yaptım. Ailemle birlikte Alanya'ya yerleştim daha sonra Antalya karmasına seçildim. Antalya karması ile Almanya'ya gitik, orada 4 maçta 7 gol attım. Bu dönemim iyi geçti daha sonra Antalyaspor'a transferim gerçekleşecekti ancak lisans sorunları yaşadım. Daha sonra sakatlık sorunum oldu 6 ay kadar top oynamadım. Sakatlığım düzelince Beşiktaş'a transfer oldum. Beşiktaş'ın PAF Takımına gelmiştim ancak o dönemdeki PAF takım hocam, beni A Genç Takımına indirmişti. Çünkü çok forvet vardı ve A takımdan inen forvetler de oluyordu. A gençte sürekli oynama şansı buldum, sezon sonunda 30 maçta 25 gol attım ve A Genç'te Türkiye şampiyonu olduk. A Genç'in son dönemlerine doğru PAF takımda da yer almaya başladım. İlk çıktığım maçta Denizli karşısında 80'de oyuna girmiştim ve golümü attım 1-0 kazandık. O maçtan sonra adım duyulmaya başladı. Sezon bitince PAF takıma çıktım, ilk 5 maçta 6 gol atmıştım.
Tigana'nın yardımcısı Stefane Geal maçlarımızı izlemeye geliyordu. Beni A takıma denemeye aldılar. Çıktığım ilk idmandan sonra Tigana benimle konuştu ve bundan sonra A takımda olacaksın dedi. Bu konuşmadan bir hafta sonra da profesyonel sözleşmeye imza attım. Tigana döneminde 9 maçta kadroya girdim ve 3 maçta forma şansı buldum. Türkiye Kupası finalinde de kadroya girmiştim ve kupayı almıştık. Bu benim için gurur verici bir olaydı."
"ERTUĞRUL HOCA KALMAMI İSTEDİ, YÖNETİM GÖNDERDİ"
-Tigana senin için Türkiye'nin Luca Toni'si diyormuş. Tigana'nın sana özel bir ilgisi var mıydı?
CE: "Bu tabii ki bir futbolcu için çok güzel bir şey. Tigana hocamız belli bir ışık görmüş ki, yardımcılarına benimle ilgilenmeleri için görev vermişti. Üç ay boyunca çift idman yaptım, hafta sonunda kadroya girmediğim takdirde maç eksiğimi gidermem için PAF takıma gönderiliyordum. Bir sonraki sezona beni hazırlıyordu. Kalsaydı, şu an çok çok farklı olurdu. Tigana'nın ardından takımın başına Ertuğrul Hoca geldi. Avusturya kampına katıldım ve oynanan hazırlık maçlarında goller de attım, iyi bir dönem geçirdim. Hocanın ısrar etmesine rağmen bir şekilde Kocaelispor'a gönderildim. Orada da iyi bir sezon geçirdim, şampiyonluk yaşadık ve tekrar geri geldim."
-Ertuğurul Hoca kalmanı isemesine rağmen gitmenin sebebi yönetim miydi?
CE: "Yönetimden baskı olunca takımdan ayrıldım. Daha sonraki kamp döneminde de Beşiktaş'ta başarılı oldum ancak hocanın ısrarına rağmen bu kez kiralık olarak Altay'a gönderildim. Altay'da sık sık oynama şansım da oldu, goller de attım. Şampiyon olamadık, play-off'un son maçında ilginç bir şekilde oynatılmadım.
Beşiktaş yönetimde beni seven yoktu. A takıma da kendi emeklerimle ve Tigana'nın istemesiyle çıktım. Yönetimde beni seven 2-3 kişi olsaydı belki şu anda A takımda oynuyor olabilirdim. Altay'dan döndükten sonra Mustafa Denizli takımın başına geldi. Mustafa Hoca beni tanımadığı için kampa da çağırmadı. Bunun neticesinde takım da bulamadık. Bu sene Beşiktaş'ın A2 takımında kaldım. Bank Asya'da birçok takım nasıl bir oyuncu olduğumu biliyor. Az çok da isim yaptım, ancak şartlardan dolayı A2'deyim. Performans olarak da son derece başarılıyım. İnşallah devre arasında iyi bir takıma gitmeyi düşünüyorum."
"BİRÇOK OYUNCUDAN TECRÜBELİYİM"
-Yönetimin genç bir oyuncuya tavır almasının sebebi nedir?
CE: "Bunun nedenini ben de bilmiyorum. Benim nasıl bir insan olduğumu Beşiktaş'ta herkes bilir, bu nedenle vicdanım rahat. Tek sorun bana şans verilmemesi, Beşiktaş'a çok faydalı olabileceğimi biliyorum. Şu ana kadar şans verilmedi ama inşallah bu şansı yakalarım. Her sene benim için tecrübesiz dediler ama bir çok oyuncudan daha tecrübeli olduğuma inanıyorum. Bank Asya'da oynamak hiç de kolay değil. Şu an kendimi hazır hissediyorum ve az da olsa şans verilmesini bekliyorum. 2010 Mayıs'ta sözleşmem bitiyor, yönetim benimle sözleşme uzatmak istemiyor. Neden böyle bir karar aldıklarını bilmiyorum, oynadığım her yerde faydalı bir oyuncu oldum. Sözleşmemin sona ermesi benim için avantajlı olacaktır. Altay'a gittiğim sezon da kampta ne kadar iyi performans gösterirsem göstereyim, Altay'a gideceğim 2 ay öncesinden belliymiş."
-Mustafa Denizli ile konuşma şansın olmadı mı?
CE: "Mustafa Hoca ile konuşma şansım olmuyor. Mustafa Hoca'nın gençlere fazla önem vermediğini biliyoruz, sizler de biliyorsunuz. Yoksa performansım açısından sıkıntım yok."
"YÖNETİMDE İKİ KİŞİ BENİ SEVSEYDİ..."
-Batuhan, senden genç bir oyuncu ve yönetim tarafından da desteklendiği haberlerini sürekli okuyoruz. Senin durumunla zıtlık göstermiyor mu?
CE: "Yönetimde iki üç tane sevenim olsun derken bunu kastediyordum. Onu yönetimde tutanlar var ama beni tutanlar yok. Ona verilen şans bana verilseydi, şu an A takımda benim yanımda kimi oynatalım diye düşünüyor olacaklardı."
-Başka takımlara gitmeyerek Beşiktaş'ta kalmak için ısrar etme konusunda kendinde bir hata görüyor musun?
CE: "Benim bu konuda çok fazla tercih hakkım oldmadı. Yönetim bir takıma beni kiraladı ya da takımda tuttu. Hedefim Beşiktaş A Takımı'nda oynamaktı, şu an oluşan şartlardan dolayı gitmek istiyorum. Gittiğim takımda iyi bir performans gösterip kendimi ispatlamak istiyorum. Beşiktaş beni gönderdiği için pişman olacaktır. Daha önce bu tarz olaylar yaşandı. İbrahim Kaş'ın sözleşmesi bitti Getafe'ye gitti, daha sonra kiralık olarak geri aldılar."
-Yöneticilerden ya da teknik ekipten A2 Ligi'ni takip edenler var mı?
CE: "Altyapı koordinatörü Gökhan Keskin ve yönetimle arası iyi olan Yemen Ekşioğlu var. Ama A takımdan ya da yönetimden kimse gelmiyor."
-Gökhan Keskin'in, Mustafa Denizli ve ekibiyle sizin durumunuzu konuşabilecek bağlantısı yok mu?
CE: "Bizim duyduğumuz, bizi devre arasında kiralık gönderip, altyapıdan daha genç isimleri A takıma çıkarmak istedikleri. Peki neden biz A takıma çıkarılmıyoruz? Bunu bilmiyoruz."
-Bu söylediklerin gerçekten çok ilginç, anlaşılması zor bir durum...
CE: "İşler zaten çok karışık. Bizim dönemimizde Mehmet Sedef, Kenan Özer, Sezer Keskin gibi bir çok yetenekli arkadaşımız vardı. Örneğin, Sezer'in sözleşmesini uzatmadılar ve sezon sonunda istediği takıma gitti. Sürekli olarak Beşiktaş'ın altyapısına önem verdiği söyleniyor ama öyle bir şey yok. Oyuncularına biraz önem verseydi, Beşiktaş daha iyi yerlerde olabilirdi. Altyapısında çok iyi gençler var ama organizasyon çok kötü. Bizim dönemimizde altyapıya kimse kafa tutamıyordu, Arda Turan'lı Galatasaray altyapısı bile çekiniyordu. Bu oyunculara sahip çıkılmadı, şimdi sağda solda kiralık oynuyor ya da sürünüyorlar. Dışarıdan milyon dolarlar verip oyuncular alınacağına, alt yapıdaki yetenekli gençlere şans verilmeli."
"BURADAKİ ÇOCUKLAR ÇOK TECRÜBESİZ"
-A2 Ligi sana yeterli geliyor mu?
CE: "İki sene Bank Asya'da oynadım, buradaki çocuklar çok çok tecrübesiz. Maç ve idman eksikliğimizi gidermek adına A2 faydalı, başka hiç bir yararı yok. Şu ana kadar 8 maçta 12 gol attım."
-Peki medyadan ya da Beşiktaşlı yazarlardan hiç destek görmedin mi?
CE: "Beşiktaş'ın adını her yerde iyi kullandık, kiralık gittiğimiz takımlarda da o şekilde davrandık. Demek ki tam tersini yapmak gerekiyormuş ki ilgi görelim. Batuhan benim attığım gollerin yarısını atsaydı, haberlerin ardı arkası kesilmezdi."
"YABANCILAR BİZİM KADAR YÜREKLİ OYNAYAMAZ"
-Beşiktaş'ın gol sıkıntısı yaşadığı ortada. Bu sıkıntıyı çözebileceğini düşünüyor musun?
CE: "Yeterli tecrübeye sahibim, A Takımda oynayanlardan eksiğim olduğunu düşünmüyorum, bazı yönlerden artılarım bile olabilir. En kötü sonradan bir maça alıp, görmeleri gerekir. Tek sorunum hiç şans verilmemesi. Beşiktaş'ın altyapısında yetişen bir oyuncuyum, yabancı bir oyuncu gibi dışlanmak açıkçası çok dokunuyor. O takımda bizden daha iyi Beşiktaşlı olmaz, yabancı oyuncular bizim kadar yürekli oynamaz."
-Sana göre saha içinde en büyük artıların nedir?
CE: "Altyapıdaki hocalarımın da dediği gibi gol noktalarında çok etkiliyim, ceza sahası içinde çok rahatım ve gol fırsatı bulduğum zaman değerlendirme oranım çok yüksek."
"SERGEN YALÇIN MÜKEMMEL BİR İNSAN"
-Sergen Yalçın A2 takımın başında. Sergen'in senin hakkındaki düşünceleri neler?
CE: "Sergen Hoca da bu lige fazla olduğumu düşünüyor. Ya başka takımlarda oynamamı ya da A takıma çıkartılmam gerektiğini söylüyor. Gerçekten mükemmel bir insan, Süper Lig'de takım çalıştıramaz diyorlar ama biz çalışıyoruz ve ne kadar bilgili olduğunu görüyoruz. 22 tane hocayla çalıştım ve hepsinden bir şeyler kaptım diyor. Maça çıktığımız zaman tabii ki kendimiz için oynuyoruz ama Sergen Hoca için de ekstra motive oluyoruz."
-Senin örnek aldığın isimler kimler?
CE: "Güçlü fiziğimden dolayı Tigana beni Luca Toni'ye benzetiyordu. Benim örnek aldığım Ibrahimovic var. Pivot santrfor oynuyorum, boyum uzun olmasına rağmen ayaklarına hakim bir oyuncuyum."
-Milli Takıma çağırıldın mı?
CE: "Bir kez Ümit Milli Takıma çağırıldım o kadar."
-Türkiye'de genç oyunculara fazla şans verilmediğine katılıyor musun?
CE: "Bu kulüpten kulübe ya da hocadan hocaya değişen bir şey. Örneğin Ertuğrul Sağlam gençlere önem veren bir hoca. Kulüp olarak da Galatasaray Türkiye'deki en başarılı kulüp. Kiralık verdiği oyuncuları bile sürekli olarak takip ediyorlar. Fenerbahçe de bu konuda eksik. Beşiktaş altyapıya önem verme konusunu 100. yıldan sonra terk etti."
"HAYATIMIN EN ACI OLAYI"
-Yaşadığın acı bir olay da var...
CE: "Evet, Beşiktaş'a gelmeden önce babamı kaybettim. Bu bir aile için en zor anlardan biri, ailenin en büyüğü ben olduğum için ailemin tüm sorumluluğu üzerimdeydi. Buna rağmen Beşiktaş'a gelince çok iyi bir performans sergiledim. Tabii daha büyük bir çıkış gerçekleştiremememin nedeni bu olabilir. İlk geldiğim dönemde 200 milyon maaş alıyordum onun yarısını eve yolluyordum. 100 milyonla 1 ay geçiniyordum ve o benim yol parama ancak yetiyordu. Bir sene boyunca tesislerde kaldım. Bu zor şartlara rağmen hedefim olduğu ve sorumluluğumu bildiğim için birçok şeyi atlattım. Ama onun yokluğu bir çok şeyi etkiledi, sahada yapmak istediğim bazı şeyleri bu nedenle yapamadım. Beşiktaş'ta oynamama nedenlerimden biri de bu olabilir. Şükürler olsunki ailem beni iyi yetiştirdiği için bu dönemi şu an atlattım. İnsanlar bunu bilmedikleri için birçok şeyi yanlış anladılar ve yalan yanlış yorumlar yaptılar.
Bu sene kampa çağırılmama nedenlerimden biri de Altay'da bana atılan iftiradır. Haftanın üç günü sarhoş geziyormuşum, gece kulüplere gidiyormuşum gibi yorumlar yapıldı. Bu iftiranın neden atıldığını bilmiyorum. Beşiktaşlı yönetiminde benim nasıl karakterde oluduğumu bilen insanlar bile bana sormadan bunlara inandılar. Bu beni çok kırdı. Futbol benim mesleğim, kendime ne kadar iyi bakarsam karşılığını o kadar iyi alırım. Kimsenin bir oyuncunun ekmeğiyle oynamaya hakkı yok. Benim büyük sorumluluğum var, bu tarz şeyerle hem kendime ihanet etmiş hem de evde okuttuğum iki kardeşimin geleceğine engel olmuş olurum."
GÖKHAN ÇALIŞIR "EN BÜYÜK ŞANSIMIZ SERGEN YALÇIN"
Şimdi sorularımızı A2 Takım'da forma giyen başarılı stoper Gökhan Çalışır'a yöneltiyoruz.
-Gökhan seni tanıyalım. Futbola nerede ve nasıl başladın?
Gökhan Çalışır: "Amatör takım İstanbul Bayburtspor'da futbola başladım. 2003 yılında amatör karmaya başladım, Türkiye'den 18 futbolcu seçip Almanya'ya karmaya gönderdiler. Daha sonra Beşiktaş kulübüne geldim. Beşiktaş B Genç takımında 2 Türkiye şampiyonluğu ve bir Türkiye ikinciliği yaşadım. PAF takıma çıkarıldım ve burada da iyi maçlar çıkardım. O takımımızda İbrahim Kaş ve Mehmet Sedef de vardı. A Takım'ın başında Rıza Çalımbay vardı, beni A Takıma çıkardı ve idmanlara çıktım. O dönemde benim için geleceğin Gökhan Keskin'i diyorlardı. Gökhan Keskin de o sırada Rıza Hoca'nın yardımcısıydı daha sonra Güngören Belediyespor'un başına gitti. Zeytinburnuspor'da 1 yıl kiralık oynadım, maddi sıkıntılar olmasına rağmen daha fazla oynamak için takımda kaldım. Ertuğrul Sağlam beni sürekli olarak takip etti ve Beşiktaş'ın sezon başı kampına davet edildim. O dönemde sakatlık geçirdim, hatta Sinan Engin, Gökhan Zan'la anlaşmayacaklarını, bana şans verileceğini söylemişti. Ama sakatlığım geçmedi ve ameliyat geçerdim. Sinan Abi ve Ertuğrul Hoca sürekli olarak benimle ilgilendiler. Tam iyileşme dönemimde Ertuğrul Hoca gitti Mustafa Hoca geldi. Bu gelişme beni tam bir belirsizliğe itti. Ne A Takımla antrenmanlara çıkabiliyordum ne de PAF Takımla. Ortada kaldım, tek başıma antrenmanlar yaptım, daha sonra Mustafa Denizli beni A2 takıma gönderdi. Bu sene de sezon başında kendi başımıza antrenman yaptık, yöneticilerden kimse bizi arayıp sormadı. Sezon başında Rizespor'la anlaştım ancak hoca ile bir sorun yaşayınca yeniden A2 takıma geri döndüm."
-A Takıma çıkma konusunda sen de Can kadar umutsuz musun?
GÇ: "Umutsuz değilim ama Mustafa Hoca'nın gençlere bakış açısını biliyoruz, bu nedenle şans gelmeyeceğini düşünüyorum. Burada Mustafa Hoca'yı da suçlamamak gerek çünkü onun kafa yapısı bu."
"İBRAHİM KAŞ VE TORAMAN KADAR OYNARIM"
-A Takım'da başarılı olacağını düşünüyor musun?
GÇ: "Kendime güvenim tam, bir şans verilse İbrahim Kaş ve İbrahim Toraman kadar oynayacağımı biliyorum. En önemli şey şans, bu şans ne zaman verilir bilmiyorum. Yakın bir süre sonra sözleşmem de bitiyor. Tabii ki Beşiktaş'ta kalmak istiyorum, sonuçta bu alt yapıdan çıkan bir oyuncuyum. Eğer kulüp bizi istemezse bir yerlere gidip ekmek paramızı kazanmak için oynamamız gerekiyor."
-Senin en önemli artıların neler?
GÇ: "Sezgilerim çok iyi ve topu oyuna iyi sokuyorum. Hava hakimiyetim de iyi."
-A2 Ligi hedeflerine ulaşmış bir lig mi?
GÇ: "Oynuyoruz ama amacını bilmiyoruz. A2 Ligi ben ve Can'a yetersiz kalıyor ama yaşı küçük kardeşlerimiz için iyi sayılabilir. Birlikte oynadığımız isimler biz PAF takımdayken, yıldız takımda ya da minik takımda olan oyuncular. A2 Ligi'ni en faydalı Galatasaray kullanıyor."
"GALATASARAY A2'Yİ FAYDALI KULLANIYOR"
-Beşiktaş A2 takımı ile Galatasaray A2 takımı arasındaki farklar neler?
GÇ: "Galatasaray A2 Ligi'ni yurtdışındaki rezerv lig tarzında kullanıyor. Alpaslan, Serkan Kurtuluş, Serdar Eylik, Emre Çolak gibi oyuncular A takımda idmana çıkıp, kadroya giremedikleri zaman maç eksiklerini gidermek için A2'ye yollanıyorlar. Kadroda eksik olunca da A Takım kadrosuna alınıyorlar. Benim bir beklentim yok, sadece antrenmana çıkma şansı vermelerini istiyorum. A takıma çıkınca herkes de bizi görmüş olacak. A takımda antrenmana çıkan oyuncular ya Süper Lig takımına ya da Bank Asya takımına gidiyor. Ama Beşiktaş'ta işler böyle değil. Beşiktaş'ın altyapı oyuncuları 2. Lig B veya 3. Lig takımına gidiyor ve kayboluyor."
-Beğendiğin stoperler kimler?
GÇ: "Ferrari ve Servet'i beğeniyorum."
-Sergen Yalçın ile çalışmak nasıl?
GÇ: "Sergen Hoca ile çalışmak bizim en büyük artımız. Bizim için bir nimet, Sergen Hoca'nın Süper Lig'deki hocalardan daha fazla bilgi ve deneyimi var."
Kaynak