- Katılım
- 6 Mar 2007
- Mesajlar
- 5,674
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Vakit Gazetesi’nin misyonuna hizmet etsin diye kendisine köşe verilen ve o köşesini aldığı günden bu yana her fırsatta MHP düşmanlığı yapan Abdurrahim Karakoç isminde bir yazar var… Eskiden MHP’li olan ve Başbuğ Türkeş zamanında ayrılarak sonradan MHP-Ülkücü düşmanlığına geçiş yapan bu zavallı, MHP düşmanlığını gösterebilmek için her şeyi fırsata dönüştürmeye çalışmaktadır.
Bu zavallı adamı geçmişte yazdığımız bir yazı içerisinde Reha Muhtar’a ait olan “Dönekler” başlıklı yazının “Dönekler, döndükleri şeylere karşı çok sinirlidirler... Dönekler döndükleri şeylere herkesin tepkisinden daha fazla tepki duyarlar... Dönekler, döndükleri davadan kendi küçük çıkarları için dönmediklerini anlatmak için, döndükleri şeylere sürekli küfrederler...” bölümleri ile tarif etmiştik… Bu tariflere uygun bir şekilde aynı tekrarları yaparak, MHP düşmanlığını sürdürüyor.
Bu zavallı geçen gün de, 3 dönem MHP’den Bozüyük Belediye Başkanlığı yapan Ahmet Berberoğlu’nun AKP’ye geçişini kaleme aldı.
Bu durumdan bile MHP düşmanlığını tatmin etmeye çalışan ve AKP’yi kutsamaya çalışan bu zavallı aynen şu cümleleri yazdı:
Uzun yıllardır Bozüyük Belediye Başkanlığını yapmaktaydı...
Partisi MHP'den istifa ettiğini öğrendim...
Aslında geç bile kalmıştı...
Ahmet Berberoğlu inançlı-itikadlı halis bir Ülkücü idi...
Kendisiyle dostluğumuz AKP kurulmadan önceye dayanır... Dost canlı,
vefalı bir kişidir...
MHP'den istifa ederek hürriyetine kavuşmasını can-ü gönülden tebrik ediyorum...
Arkasından "hain" veya "AKP'ye satılmış" iftiraları gelecektir...
Allah biliyor ki A. Berberoğlu kimseye satılacak basitlikte bir adam
değildir...”
Bak bak zavallıya “Aslında geç kalmış, hürriyetine kavuşmuş” diyerek kendi gibi dönekliğe geçiş yapanları meşrulaştırmaya çalışıyor.
Dönekleri en iyi kim anlar? kendi gibi dönekler değil mi?
Ahmet Berberoğlu’nun dönekliğine kılavuzluk yapan MHP düşmanı bu zavallı, biliyorsunuz geçmişte de Gerçek Hayat isimli bir dergide “Recep Tayyip Erdoğan’ın üstündeki tazyikleri de tasvip etmem mümkün değil” diyerek safını ve düşünce rengini göstermişti.
Oğlu Türk İslam Karakoç da önce AKP’den Elbistan Belediye Başkan aday adayı, sonra da Kahramanmaraş’tan milletvekili aday adayı olarak ailenin düşünce rengine renk katmıştı. Hala ailece renk kata kata AKP’ye hizmete devam ediyorlar…
Baba köşesinden kalemi ile oğlu da her alanda AKP’den aday adayı olarak ampul parlatıyorlar…
Bir belediye başkanı MHP’den istifa edip AKP’ye geçiyor, bu durumu bile köşesinde MHP’ye düşmanlığını yansıtmak için kullanan bu adama MHP ne yapmış çok merak ediyorum.
Abdurrahim Karakoç’un dediği gibi Bozüyük Belediye Başkanı Ahmet Berberoğlu’nun arkasından "hain" veya "AKP'ye satılmış" demiyoruz. Sadece Allah akıl fikir versin diyoruz.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik MHP içinde başlatılan imza operasyonlarında yer alıp MHP Liderini “MHP’yi iyi yönetmediğine ve Türk milliyetçiliğine tam hizmet edemediğine” dair akıl almaz suçlamalarda bulunacaksın ama MHP’den istifa edip Türk milliyetçiliğine düşmanlığı temel misyon kabul eden AKP’ye katılacaksın… Böyle bir kişiye akıl sağlığı dilenmez de, ne dilenir?
Abdurrahim Karakoç tarafından “inançlı-itikadlı halis bir Ülkücü idi...” şeklinde tarif edilen Ahmet Berberoğlu AKP’ye katılarak sadece “idi” haliyle kalmıştır.
Türklüğe her daim saldıran, İslam dünyasına yapılan saldırılarda taşeronluk yapan AKP’ye katılmak, zaten inançları, itikatları ortadan kaldırmak demektir. ABD’nin Müslüman katliamı yapan projelerinde Eşbaşkanlık yapan, Barzani ve Talabani’nin kadim dostu, PKK’ya ait kavramları siyasetinde kullanmakta bir sakınca görmeyen, katile “Sayın Öcalan” diyecek kadar saygılı(!) ve siyasetini Türk milliyetçiliği düşmanlığı ile şekillendirmiş Recep Tayyip Erdoğan tarafından rozeti takılarak AKP’ye kabul edilen Ahmet Berberoğlu’nun neye inancı kalmıştır sizce?
Abdurrahim Karakoç’un övgülerine mazhar olan Ahmet Berberoğlu’nun durumu olsa olsa “Şıracının şahidi Bozacı” halidir.
Yazımızı Abdurrahim’in Karakoç olduğu yani MHP’li-Ülkücü olduğu dönemlerde yazdığı şiirlerinden birinin dörtlüğü ile noktalayalım da belki şıracı ile bozacı utanır:
“Bu ülkü candadır, sokakta yatmaz
Güneştir.. bir doğdu, bir daha batmaz
Menfaat uğruna kimseyi satmaz
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.”
YILDIRAY ÇİÇEK
Bu zavallı adamı geçmişte yazdığımız bir yazı içerisinde Reha Muhtar’a ait olan “Dönekler” başlıklı yazının “Dönekler, döndükleri şeylere karşı çok sinirlidirler... Dönekler döndükleri şeylere herkesin tepkisinden daha fazla tepki duyarlar... Dönekler, döndükleri davadan kendi küçük çıkarları için dönmediklerini anlatmak için, döndükleri şeylere sürekli küfrederler...” bölümleri ile tarif etmiştik… Bu tariflere uygun bir şekilde aynı tekrarları yaparak, MHP düşmanlığını sürdürüyor.
Bu zavallı geçen gün de, 3 dönem MHP’den Bozüyük Belediye Başkanlığı yapan Ahmet Berberoğlu’nun AKP’ye geçişini kaleme aldı.
Bu durumdan bile MHP düşmanlığını tatmin etmeye çalışan ve AKP’yi kutsamaya çalışan bu zavallı aynen şu cümleleri yazdı:
Uzun yıllardır Bozüyük Belediye Başkanlığını yapmaktaydı...
Partisi MHP'den istifa ettiğini öğrendim...
Aslında geç bile kalmıştı...
Ahmet Berberoğlu inançlı-itikadlı halis bir Ülkücü idi...
Kendisiyle dostluğumuz AKP kurulmadan önceye dayanır... Dost canlı,
vefalı bir kişidir...
MHP'den istifa ederek hürriyetine kavuşmasını can-ü gönülden tebrik ediyorum...
Arkasından "hain" veya "AKP'ye satılmış" iftiraları gelecektir...
Allah biliyor ki A. Berberoğlu kimseye satılacak basitlikte bir adam
değildir...”
Bak bak zavallıya “Aslında geç kalmış, hürriyetine kavuşmuş” diyerek kendi gibi dönekliğe geçiş yapanları meşrulaştırmaya çalışıyor.
Dönekleri en iyi kim anlar? kendi gibi dönekler değil mi?
Ahmet Berberoğlu’nun dönekliğine kılavuzluk yapan MHP düşmanı bu zavallı, biliyorsunuz geçmişte de Gerçek Hayat isimli bir dergide “Recep Tayyip Erdoğan’ın üstündeki tazyikleri de tasvip etmem mümkün değil” diyerek safını ve düşünce rengini göstermişti.
Oğlu Türk İslam Karakoç da önce AKP’den Elbistan Belediye Başkan aday adayı, sonra da Kahramanmaraş’tan milletvekili aday adayı olarak ailenin düşünce rengine renk katmıştı. Hala ailece renk kata kata AKP’ye hizmete devam ediyorlar…
Baba köşesinden kalemi ile oğlu da her alanda AKP’den aday adayı olarak ampul parlatıyorlar…
Bir belediye başkanı MHP’den istifa edip AKP’ye geçiyor, bu durumu bile köşesinde MHP’ye düşmanlığını yansıtmak için kullanan bu adama MHP ne yapmış çok merak ediyorum.
Abdurrahim Karakoç’un dediği gibi Bozüyük Belediye Başkanı Ahmet Berberoğlu’nun arkasından "hain" veya "AKP'ye satılmış" demiyoruz. Sadece Allah akıl fikir versin diyoruz.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik MHP içinde başlatılan imza operasyonlarında yer alıp MHP Liderini “MHP’yi iyi yönetmediğine ve Türk milliyetçiliğine tam hizmet edemediğine” dair akıl almaz suçlamalarda bulunacaksın ama MHP’den istifa edip Türk milliyetçiliğine düşmanlığı temel misyon kabul eden AKP’ye katılacaksın… Böyle bir kişiye akıl sağlığı dilenmez de, ne dilenir?
Abdurrahim Karakoç tarafından “inançlı-itikadlı halis bir Ülkücü idi...” şeklinde tarif edilen Ahmet Berberoğlu AKP’ye katılarak sadece “idi” haliyle kalmıştır.
Türklüğe her daim saldıran, İslam dünyasına yapılan saldırılarda taşeronluk yapan AKP’ye katılmak, zaten inançları, itikatları ortadan kaldırmak demektir. ABD’nin Müslüman katliamı yapan projelerinde Eşbaşkanlık yapan, Barzani ve Talabani’nin kadim dostu, PKK’ya ait kavramları siyasetinde kullanmakta bir sakınca görmeyen, katile “Sayın Öcalan” diyecek kadar saygılı(!) ve siyasetini Türk milliyetçiliği düşmanlığı ile şekillendirmiş Recep Tayyip Erdoğan tarafından rozeti takılarak AKP’ye kabul edilen Ahmet Berberoğlu’nun neye inancı kalmıştır sizce?
Abdurrahim Karakoç’un övgülerine mazhar olan Ahmet Berberoğlu’nun durumu olsa olsa “Şıracının şahidi Bozacı” halidir.
Yazımızı Abdurrahim’in Karakoç olduğu yani MHP’li-Ülkücü olduğu dönemlerde yazdığı şiirlerinden birinin dörtlüğü ile noktalayalım da belki şıracı ile bozacı utanır:
“Bu ülkü candadır, sokakta yatmaz
Güneştir.. bir doğdu, bir daha batmaz
Menfaat uğruna kimseyi satmaz
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.”
YILDIRAY ÇİÇEK