- Katılım
- 7 Kas 2006
- Mesajlar
- 26,181
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 36

1609-1617 yılları arasında Sedefkâr Mehmet Ağa’ya yaptırılan Sultanahmet Camii içindeki mavi çinilerinden dolayı Mavi Cami (Blue Mosque) olarak anılır. Mimarının sedefkâr oluşu nedeniyle çinilerinin yanında nefis sedef kakma işleri de camiye ayrı bir güzellik ve nefaset katmıştır. 260 pencereden giren ışıklar renğarenk çinilerle bütünleşmiş, caminin içi muhteşem bir görünüm kazanmıştır.

Ondört yaşında tahta çıkan I. Ahmed çok dindar bir padişahtı. O nedenle Ayasofyadan hiç de aşağı kalmayacak bir cami yaptırmaya karar verdi. Bir çok araştırmalardan sonra Ayşe Sultanın oturduğu saray uygun görüldü. Parası sultana ödenerek zemin düzeltildi, mimar Mehmed Ağa da caminin yapımı ile vazifelendirildi. Aynı zamanda şair ve sedefkâr olan Mehmed Ağa bütün hünerini ortaya koyduğu bu camiye 1609 yılında başladı, 1617 yılında cami tamamlandı. Cami ile beraber bir kasr, mektep, sebilhane, tek ve çift katlı dükkânlar da yapılmış ve bu meydanda çok kıymetli bir sanat manzumesi teşkil edilmiştir.
Cami üç taraftan geniş bir dış avlu ile çevrilidir. Avluya üçü cephede olmak üzere sekiz kapıdan girilmektedir. Üç kapıdan girilen üç avlunun zemini tamamen mermer döşelidir. İkisi porfir diğerleri pembe granit ve mermer sütunlar üzerinde duran revaklarla çevrilmiştir. Üzerlerini otuz kubbe örtmektedir. Ortasında altı mermer sütunlu zarif bir şadırvan vardır. Cami altı minareli tek eserdir. Bunlardan dördü üçer şerefeli, ikisi ikişer şerefelidir, Toplam 16 şerefe mevcuttur. Mehmed Ağanın hatıratını teşkil eden Risale-i Mimariye-de şerefeler I. Ahmed’in 14. padişah olması nedeniyle 14 olarak verilmiştir. İnciciyan ise Yıldırım Bayezid’in oğulları Emir Süleyman ve Musa Çelebi de padişahlar arasına katıldığından şerefelerin sayısının 16 ya çıktığını belirtmektedir.
Ayasofya ile yarış edercesine yükselen bu cami mekân tesiri ve ölçüleri bakımından onu geçmektedir. Cami 64x72m.lik bir alanı işgal eder. Merkezi kubbe köşeleri pandantifli dört muazzam sivri kemer üzerine oturur. Bunlarda yuvarlak, yivli ve 1,60m. çapında dört filayağına oturtulmuştur. Dört yandan dört yarım kubbe ve köşede kubbecikler, girişin üstünde ve iki yanında mahfeller yer almaktadır. Sol köşedeki hünkâr mahfilinin yanında I. Ahmed’in çilehanesi bulunur.
Işık hesapları ve ışığın caminin içini süsleyen çinilerle ahengi Sultanahmed’e aydınlık, ferah ve yeni bir mimari havası vermiştir. Camiyi diğerlerinden farklı kılan bol ışık 260 pencereden girmektedir. Sonradan tamir görmüş renkli camlar daha fazla ışık geçirdiğinden caminin uhrevi havasının silindiği söylenirse de Celal Esat Arseven mimar Mehmed Ağanın camiye gayet aydınlık bir sofa halini vermeğe çalıştığını ifade eder.
Duvarlar ve payelerin üçte biri üst kornişlere kadar çini ile kaplanmış, 21043 adet çini kullanılmıştır. Çinilerin camide meydana getirdiği mavimtrak akisler dolayısiyle mavi cami adı verilmiş ve böylece tanınmıştır.
Çinilerde beyaz zemin üzerine muhtelif renkteki çiçek üzüm ve rumi şekilleriyle çinicilik sanatında şaheser yaratılmıştır. Cami tunç ve tahta işçiliği bakımından da en yüksek seviyededir. Yazılar Ametli Kasım Gubari’nin, bütün kapıların ve pencere kanatlarının nefis sedef işçiliği ise Sedefkâr Mehmed Ağanındır. 1617 de ölen I. Ahmed caminin yakınına gömülmüş, bundan sonra başlanan türbe oğlu II. Osman zamanında tamamlanmıştır.
Bina dört köşe inşa edilmiş olup önünde kubbeli bir dehliz ve arkada dört köşeli bir çıkıntı vardır. Giriş kısmındaki revak altı direklidir. Ortada bir çapraz tonoz, yanlarda birer küçük kubbe ile örtülüdür. Türbenin abanoz kapıları üzerinde ayetler mevcuttur. Alçı pencerelerin yerine düz beyaz camın konmasından türbe içi pek aydınlıktır. Dar olan pencere araları XVII. asır çinileriyle kaplıdır. Çinilerde beyaz, koyu yeşil...
KAYNAK