BM Komisyonu hazırladığı raporda, İsrail’in Gazze ablukasının uluslararası hukuka uygun olduğunu kabul etmiş…
Türkiye’de ise yetkili yetkisiz herkes ayakta. Bu raporun ‘yok hükmünde’ olduğunu iddia ediyoruz…
Ve de hükümet, İsrail’le ilişkileri en alt düzeye indirmekle kalmıyor, neredeyse bir savaş tehdidi anlamına gelecek şeyler söylüyor…
Gazetelerde uzmanlar papatya falına bakar gibi savaş öngörüsü peşindeler…
Çıkacak, çıkmayacak. Çıkacak, çıkmayacak. Çıkacak, çıkma….!
Oysa Türkiye’nin İsrail ile savaşma olasılığı, Peru ile savaşma olasılığından daha azdır. Çünkü Türkiye ve İsrail’in ortak patronu ABD böyle bir şeye izin vermez…
****
Türkiye’yi yönetmekte olan AKP iktidarı, iç politikasını din eksenine oturtmuş bir partidir. Müslüman halkımızın kutsal duygularının bu politika ile sürekli sömürülmekte olduğunu bilmeyen yoktur. İsrail ile olan ilişkilerin karmaşıklığı içinde de bu din eksenli politikanın zaman zaman öne çıktığını görmek mümkündür.
Çünkü İslam dininin Yahudi karşıtlığı, AKP için her zaman oya dönüştürülebilecek büyük bir siyasi potansiyeldir.
İsrail’e atılan her posta, AKP’nin oylarındaki artış demektir.
****
Bu durumu en iyi ABD bilmektedir.
Obama, Büyük Ortadoğu Projesi için eşbaşkan ‘tayin ettiği’ ve ‘bir dediğini iki etmeyen’ Erdoğan’ın İsrail karşıtlığına –bir ölçüye kadar- hoşgörüyle bakmaktadır…
‘Van minüt’ olayında böyleydi, bugün de böyledir…
Ayrıca Obama’nın - ne kadar Musevi lobisine angaje olursa olsun- şu anda İsrail’i yönetenlerden fazla hoşlanmadığı da söylenmektedir.
ABD yönetimi için Türkiye ile İsrail arasındaki gerginlik, iki çocuklarının didişmesinden başka bir şey değildir.
Böyle bir gerginlik sürecini yönetmek ABD için zor değildir...
Biraz geri çekilerek, BOP’un Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘içini dökmesine’ izin verir. Böylece onun gazını almış olur…
İsrail’i de kapalı kapı ardında uyararak kulağını çeker. Olur biter…
****
Siz bakmayın Sayın Başbakan’ın İsrail’e efelenmesine…
Birleşmiş Milletler Raporu’nun hazırlanmasını isteyen kendisidir…
Uzmanların söylediklerine göre, Yahudi lobisinin böyle bir raporu çıkarmakta hiç zorlanmayacağını Türk dışişlerinin bilmemesi mümkün değilmiş.
Hem çıkacak raporu bileceksin, hem de çıkınca mangalda kül bırakmayacaksın…
****
Ülkemizde, ‘Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ türünden gelişmeler oluyor.
İsrail’le neredeyse savaşın eşiğine geldiğimize halkı inandıran Sayın Başbakan, NATO’nun erken uyarı radarlarının Türkiye’ye kurulmasından büyük gurur duyuyor.
Peki, bu radarlar neden kuruluyor?
İran’ı gözetlemek için. Yani İran’dan İsrail’e olası bir saldırı durumunda atılacak füzeleri saptayıp, ABD’ye–dolayısıyla İsrail’e- bildirmek için.
Yani bu radarları Türkiye’ye kurduran Başbakan, savaşın eşiğine geldiğini söylediği İsrail’in güvenliği için Türkiye’yi sıkıntıya sokuyor… Çünkü İran bu radarlardan rahatsız…
****
Bir diğer konu da Suriye…
ABD yıllardır Suriye’deki Baas rejimini değiştirmek istedi ve bu ülkeyi ‘terörist ülke’ olarak suçladı. Son zamanlarda Suriyelileri yönetime karşı isyan ettirmelerinin nedeni de güya Suriye’ye demokrasi getirmek…
Aslında demokrasi memokrasi ABD’nin umurunda değil. Varsa yoksa İsrail’in çıkarları.
Suriye’deki rejim, İsrail’e düşman olduğu için yıkılmak isteniyor.
Peki, İsrail’le savaşın eşiğine gelen(!) Sayın Başbakan Suriye olayının neresinde?
Tam ortasında. Hem de bir taşeron edasıyla…
İsrail’e mutlu bir gelecek hazırlamaya çalışan ABD’nin ‘harekat planını’ uygulayan bir taşeron…
****
Şimdi siz, ‘Türkiye İsrail’le savaşa girer mi?’ diye soranlara gülmez misiniz?
Türkiye’de ise yetkili yetkisiz herkes ayakta. Bu raporun ‘yok hükmünde’ olduğunu iddia ediyoruz…
Ve de hükümet, İsrail’le ilişkileri en alt düzeye indirmekle kalmıyor, neredeyse bir savaş tehdidi anlamına gelecek şeyler söylüyor…
Gazetelerde uzmanlar papatya falına bakar gibi savaş öngörüsü peşindeler…
Çıkacak, çıkmayacak. Çıkacak, çıkmayacak. Çıkacak, çıkma….!
Oysa Türkiye’nin İsrail ile savaşma olasılığı, Peru ile savaşma olasılığından daha azdır. Çünkü Türkiye ve İsrail’in ortak patronu ABD böyle bir şeye izin vermez…
****
Türkiye’yi yönetmekte olan AKP iktidarı, iç politikasını din eksenine oturtmuş bir partidir. Müslüman halkımızın kutsal duygularının bu politika ile sürekli sömürülmekte olduğunu bilmeyen yoktur. İsrail ile olan ilişkilerin karmaşıklığı içinde de bu din eksenli politikanın zaman zaman öne çıktığını görmek mümkündür.
Çünkü İslam dininin Yahudi karşıtlığı, AKP için her zaman oya dönüştürülebilecek büyük bir siyasi potansiyeldir.
İsrail’e atılan her posta, AKP’nin oylarındaki artış demektir.
****
Bu durumu en iyi ABD bilmektedir.
Obama, Büyük Ortadoğu Projesi için eşbaşkan ‘tayin ettiği’ ve ‘bir dediğini iki etmeyen’ Erdoğan’ın İsrail karşıtlığına –bir ölçüye kadar- hoşgörüyle bakmaktadır…
‘Van minüt’ olayında böyleydi, bugün de böyledir…
Ayrıca Obama’nın - ne kadar Musevi lobisine angaje olursa olsun- şu anda İsrail’i yönetenlerden fazla hoşlanmadığı da söylenmektedir.
ABD yönetimi için Türkiye ile İsrail arasındaki gerginlik, iki çocuklarının didişmesinden başka bir şey değildir.
Böyle bir gerginlik sürecini yönetmek ABD için zor değildir...
Biraz geri çekilerek, BOP’un Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘içini dökmesine’ izin verir. Böylece onun gazını almış olur…
İsrail’i de kapalı kapı ardında uyararak kulağını çeker. Olur biter…
****
Siz bakmayın Sayın Başbakan’ın İsrail’e efelenmesine…
Birleşmiş Milletler Raporu’nun hazırlanmasını isteyen kendisidir…
Uzmanların söylediklerine göre, Yahudi lobisinin böyle bir raporu çıkarmakta hiç zorlanmayacağını Türk dışişlerinin bilmemesi mümkün değilmiş.
Hem çıkacak raporu bileceksin, hem de çıkınca mangalda kül bırakmayacaksın…
****
Ülkemizde, ‘Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ türünden gelişmeler oluyor.
İsrail’le neredeyse savaşın eşiğine geldiğimize halkı inandıran Sayın Başbakan, NATO’nun erken uyarı radarlarının Türkiye’ye kurulmasından büyük gurur duyuyor.
Peki, bu radarlar neden kuruluyor?
İran’ı gözetlemek için. Yani İran’dan İsrail’e olası bir saldırı durumunda atılacak füzeleri saptayıp, ABD’ye–dolayısıyla İsrail’e- bildirmek için.
Yani bu radarları Türkiye’ye kurduran Başbakan, savaşın eşiğine geldiğini söylediği İsrail’in güvenliği için Türkiye’yi sıkıntıya sokuyor… Çünkü İran bu radarlardan rahatsız…
****
Bir diğer konu da Suriye…
ABD yıllardır Suriye’deki Baas rejimini değiştirmek istedi ve bu ülkeyi ‘terörist ülke’ olarak suçladı. Son zamanlarda Suriyelileri yönetime karşı isyan ettirmelerinin nedeni de güya Suriye’ye demokrasi getirmek…
Aslında demokrasi memokrasi ABD’nin umurunda değil. Varsa yoksa İsrail’in çıkarları.
Suriye’deki rejim, İsrail’e düşman olduğu için yıkılmak isteniyor.
Peki, İsrail’le savaşın eşiğine gelen(!) Sayın Başbakan Suriye olayının neresinde?
Tam ortasında. Hem de bir taşeron edasıyla…
İsrail’e mutlu bir gelecek hazırlamaya çalışan ABD’nin ‘harekat planını’ uygulayan bir taşeron…
****
Şimdi siz, ‘Türkiye İsrail’le savaşa girer mi?’ diye soranlara gülmez misiniz?