İsrail olsaydık, ne yapardık?

ylcntrs

New member
Katılım
1 Ocak 2008
Mesajlar
3,988
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
nOmOrE
İsrail olsaydık, ne yapardık?


İsrail'in sergilediği vahşet karşısında insanımızın yüreğinde yanardağ gibi kükreyen öfkeyi duymamak imkânsız. Asırlarca zalime meydan okuyup mazlumu korumuş; yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya geldiğinde İsrail'in atalarına da kucak açmış bir milletin yüreğinden yükselen bu sesi, umarım tüm dünya duyuyordur.

İsrail'in Filistin halkına 50 yıldır reva gördüğü zulmü hiçbir zaman içine sindiremeyen ve bulduğu her fırsatta yüreğinin sesini ortaya koyan bu milletin, işgal ve kuşatma altındaki Gazze'ye, kendi bayrağını taşıyan gemilerle yardıma koşanlara yapılan saldırıyı sineye çekmesi beklenebilir mi?

Hadisenin ilk günü, Başbakan'a vekalet eden Bülent Arınç'ın, TRT'de söylediği "İsrail'e savaş açılmasını beklemeyin" gibi bir ifade kullanması, Ankara'nın bu sesi duyduğunun işareti. Aslında bu şımarıklığa ve bu hukuk tanımazlığa karşı Arınç'ın gönlünden geçenlerin de milletin hissettiklerinden farklı olduğunu düşünmüyorum. Ama böyle duygusal bir tepki, asırların tecrübesine sahip bir devletin, terbiyesiz bir çocuğun oyununa gelmesi olurdu. Kendi sınırları dışında, Türk bayrağı taşıyan bir gemiye saldıran İsrail, bu provokasyonla belki de böyle bir tepkiyi tetiklemek istedi.

Aslında İsrail, bu hareketiyle her türlü mukabeleyi hak etti. Ama Başbakan Erdoğan, Şili'de yaptığı açıklamada, Türkiye'nin İsrail'den farkını ortaya koydu. "Siz ne kadar hukuk dışılığın, terörün arkasındaysanız, biz de ondan daha fazla hukukun, barışın, adaletin ve tabii ki başta vatandaşlarımız olmak üzere bu operasyonun mağduru olan 32 ülkeden barış gönüllülerinin, Gazze'nin, Filistin'in arkasındayız." sözleri, izlenecek siyasetin rotasını belirledi. İsrail'e yaptığının bedeli ödetilecek; ama bütün adımlar akıl, hukuk ve meşruiyet içinde atılacaktı.

Bir an, acaba Türkiye, İsrail olsaydı, böyle bir olay karşısında ne yapardı, diye zihnimden geçirdim. İsrail'in bu tür durumlarda yaptıkları aklıma gelince, irkildim.

Önce gözümün önüne, Amerikalı barış eylemcisi Rachel Corrie geldi. Gemilerle Gazze'ye yardım götürmeye çalışan dilleri, dinleri farklı 32 farklı ülke vatandaşı gibi Rachel de Gazze'deki drama seyirci kalamayan daha 23 yaşında yürekli bir gençti. 16 Mart 2003 günü Gazze Şeridi'nin Refah kentinde Filistinli bir doktorun evinin yıkılmasına engel olmak için kendini İsrail buldozerinin önüne atmıştı. Dünyanın başka yerlerinde böyle bir hareket karşısında, fren basılır; başka çare aranırdı. Ama o buldozer durmamış ve 2 kere üzerinden geçip belkemiğini kırarak Rachel'i öldürmüştü.

Sonra gözümün önüne, Hamas'ın manevi lideri kabul edilen lideri Şeyh Yasin geldi. Düşüncelerini sevmeseniz de o tekerlekli sandalyeye mahkûm ve yaşlı bir insan olduğu için savaş şartlarında bile belli bir korumayı hak ediyordu. Ama İsrail füzeleri, onu bir sabah namazı sonrası, tekerlekli sandalyesiyle camiden evine giderken öldürmekte sakınca görmedi.

Sonra gözümün önüne, Hamas'ın esir aldığı İsrail askeri Gilad Şalit geldi. Gazze'nin bugünkü durumu ve süren savaş ortamında anlaşılabilir bir durum olsa da üzücü bir olaydı. Bugün itibarıyla 1.438 gündür esir olan Gilad'ın annesini düşünün. İsrail, bu olaya tepki olarak Gazze'yi cehenneme çevirdi. BM rakamlarına göre, İsrail 22 günlük saldırıda 437'si çocuk, 110'u kadın 123'ü yaşlı erkek, 14'ü tıp görevlisi, 4'ü gazeteci toplam 1.330 insanı öldürdü. Halbuki İsrail bunu yaparken, Türkiye, Şalit'in serbest bırakılması için temaslarda bulunuyor; Suriye ile İsrail arasında barış için mekik dokuyordu.

Sonra gözümün önünden, Avrupa'dan çaldıkları pasaportlarla başka bir ülkede suikast düzenleyen 11 Mossad ajanı geçti. Bütün hukuk kurallarını hiçe sayan İsrail ajanları, Filistinli bir lideri Dubai'de kaldığı otelde öldürmüş ama tebdili kıyafetlerine rağmen kameralara yakalanmışlardı.

Sonra Türkiye'nin büyükelçisine yapılan alçak koltuk hakaretini ve bu ahmakça davranışın ardından İsrail hükümetinin zillet içinde özür dilemek zorunda kalışını gözümün önünden geçirdim.

Ardından şayet Türkiye, İsrail olsaydı, son saldırıya karşı yapılabileceklerinin sınırsız olduğunu gördüm. Ama şükürler olsun ki Türkiye, İsrail değildi ve asla olmamalıydı.


02 Haziran 2010, Çarşamba​

YAZAR: ABDÜLHAMİT BİLİCİ​
KAYNAK​
 
İsrail kadar dünyaya kafa tutacak bir ülke olsaydık, İsrail' in yaptığı gibi yardım gemilerine saldırmazdık. Ne yapardık biliyor musunuz ? Osmanlı devletinin sınırlarını aşar Viyanayı da osmanlıya katar, güneyde Antartika doğuda Çin batıda meksika, kuzeyde İskandinav ülkelerine kadar sefer yapar, tarlalarını belleyip adaleti sağlardık.

Kimse biz bunları asla yapmazuk demesin. Çünkü inandırıcı olmaz.
 
İsrail kadar dünyaya kafa tutacak bir ülke olsaydık, İsrail' in yaptığı gibi yardım gemilerine saldırmazdık. Ne yapardık biliyor musunuz ? Osmanlı devletinin sınırlarını aşar Viyanayı da osmanlıya katar, güneyde Antartika doğuda Çin batıda meksika, kuzeyde İskandinav ülkelerine kadar sefer yapar, tarlalarını belleyip adaleti sağlardık.

Kimse biz bunları asla yapmazuk demesin. Çünkü inandırıcı olmaz.

:durdurun

yapmayı düşünmedigimiz bi şey degil yani
 
Arapları sevdiğiniz kadar Milletinizi vatanınızı sevseydiniz
aynı gün Şehit olan denizcilerimiz için yorum yapıyor olurdunuz.
Yeri geldimi Türküm demeyi biliyorsunuz ama asla bir Türk gibi hareket etmiyorsunuz.
araplar kurtuluş savaşı zamanında osmanlıyı arkadan vurdu o günleri unutmayın.
 
Ne cahilce yazılmış yorumlar ....
Osmanlı viyanayı kuşattıysa bunun sebebi kendisinden yardım isteyen Macar Kilisesidir ki Avusturya bunlara din hürriyeti tanımıyordu...
İskandinav Ülkeleri filan saçmalamışsınız , bizzat o coğrafyadan İsveçi kurtarmak için Baltacı Mehmet Paşa Prutta Rusları perişan etti , Lehistan yani günümüzün Polonyası , Ruslara karşı daima Osmanlıya sığındı ...
Osmanlıyı işgalci gibi göstermeye çalışanlar ataları Osmanlı yeniçerileri levendleri önünde per perişan olmuş zavallıların tohumlarıdır...
Endonezyadan , Güney Amerikaya (Meksika)
Yemen den İrlandaya kadar Osmanlının yardımları ulaşmıştır bir kuruş karşılık beklemeden...

Türklük zayıfı savunmaktır , öyle ki Filistinliler öldürülürken araplar ölüyor deyip geçen , bize ne diyen bizden değildir , Çin de Uygur Türkleri öldürülürken içi sızlamayan bizden değildir ...
Şehit olanlar Türk olduğu için değil müslüman olduğu için şehit olur ...
 
3000 yıldır dunyaya hukmetmek için devamlı cabalıyoruz bunuda yapıyoruz en sonunda dunyayı top yekun turk yapacaz bu ırk çatışmalarıda ortadan kalkacak :) bakalım ozaman birbirinize (a) cı (b) ci diyecekmisiniz sabredin
 
israilin yerinde olsaydık filistini kendi topraklarımıza katardık filistinlileri dışlamazdık kendi vatandaşımız yapardık aynı kimliği/hakları onlara verirdik onlardan cumhurbaşkanı başbakan bakan bile olurdu ancak pkk benzeri bir kuklayla oyalanmak zorunda kalırdık...
 
israilin yerinde olsaydık filistini kendi topraklarımıza katardık filistinlileri dışlamazdık kendi vatandaşımız yapardık aynı kimliği/hakları onlara verirdik onlardan cumhurbaşkanı başbakan bakan bile olurdu ancak pkk benzeri bir kuklayla oyalanmak zorunda kalırdık...

allah allah trafoo ve böyle bir yorum ????
 
Biz hiçbir zaman israil gibi aşağılık olamayız başlıktaki "olsaydık" kelimesi bile hakaret gibi . Biz soylu tarihimiz boyunca her zaman mert, başı dik imkansızlıkları başaran mucizevi bir ülke olduk .İsrail pek çok açıdan resmi bir devletten çok bir terör devletidir. nükleer silahlar, haksız yayılma ve iskan politikaları, insan haklarını hiçe sayan askeri operasyonlar , hatta soykırım konusunda uzmanlaşmış bir ülkedir . bu çakma demokratik ülke ile bizi bir tutmaları yada aynı kefeye koymaları tamamen yanlıştır .

dusunuyorum da hitler haklıydı sanki boşuna dememiş "zaman Gelicek Öldürdüğüm Her Yahudi İçin Teşekkür Edeceksiniz" diye ...
 
israilin mantıgı hitler mantıgıyla aynı bi halt olmaz bunlardan sonuda hazin olacak
 
Geri
Üst