İslamofobia ile mücadelemiz Batı'da ezber bozuyor

VolkaN

Altın Üye
Katılım
28 Haz 2007
Mesajlar
8,232
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere;ayağım takıl
2001'deki 11 Eylül saldırısının ardından ABD ve Avrupa kıtası başta olmak üzere dünyada İslamofobia (İslam korkusu) yayılmaya çalışıldı. Bazı uluslararası lobiler, İslam dini ile terörü bir arada kullanma gayreti içerisine girdi.



İslam Konferansı Örgütü (İKÖ), son dönemde Müslüman imajını yıpratan bu sistemli faaliyetlere karşı önemli projelere imza atıyor. Çalışmaları hakkında bilgi veren İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, dünya genelinde oluşan İslamofobia'nın izalesi için 'İslamofobia Rasathanesi' projesini hayata geçirdiklerini söyledi. Karikatür krizinin ardından Danimarka kamuoyunda oluşan sağduyulu aydın tepkilerinin İKÖ'nün gayretleri ile ortaya çıktığının altını çizen İhsanoğlu, "İşbirliği içinde olduğumuz CEO'lar ve STK'lara ilk defa İslamofobia raporu sunduk. Çok büyük yankı uyandırdı. Kısa zamanda Avrupa'ya yayıldı. Destekleyenler de, ateş püskürenler de oldu ama ses getirdi." dedi. İhsanoğlu, İKÖ'nün BM'den sonra ulusal arenada ikinci büyük güç olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin birçok sektördeki tecrübesiyle İslam ülkelerine örnek olabileceğini söyleyen Genel Sekreter, ekonomik, ticarî, sanayi ve malî işbirliği açısından birçok imkânın bulunduğunu kaydetti.

Hedeflerinin İslam dini hakkındaki önyargı ve korkuları gidermek olduğunu ifade eden İhsanoğlu, bu alanda yaptıkları çalışmalardan memnun olanlar olduğu gibi rahatsızlık duyanların da bulunduğuna dikkat çekti. Hazırlanan İslamofobia raporuna ilişkin bilgi veren İhsanoğlu, şöyle konuştu: "Rapor etkisini vermeye başladı. Örneğin Danimarka'da çıkan karikatürler ve geçtiğimiz aylarda yayınlanan 'Fitne' filmi ile ilgili girişimlerimizden olumlu sonuçlar alındı. 3,5 yıl içerisinde BM Genel Kurulu ve Cenevre'den çok önemli kararlar çıkardık. Asya, Afrika, Latin Amerika ülkelerinden destek aldık. Dinleri karalama ve nefret konusunda özel bir raportör tayin edildi. Artık bu kişi Birleşmiş Milletler adına rapor yazacak."

Gazetemizi ziyaret eden İhsanoğlu, İKÖ'nün çalışmaları hakkında da bilgi veriyor. İKÖ'nün hedeflerine tam ulaşamasa da geçmişe oranla büyük yol aldıklarını ve 2005'in başındaki manzara ile günümüz arasında çok olumlu değişmelerin yaşandığını kaydediyor. "Bunlar daha başlangıç. Eksiklerimiz var. Kampala'daki dışişleri bakanları toplantısında bunları gidereceğimizi düşünüyorum." diyor. 2001'deki 11 Eylül saldırısından sonra bazı lobilerin etkisiyle olumsuzluklar yaşandığına işaret eden İhsanoğlu, bu olumsuzlukların giderilmesi için ABD yetkililerinin de çaba gösterdiğini söylüyor. İhsanoğlu'na göre geçen haziran ayında Başkan Bush'un Washington'daki İslam merkezindeki camiyi ziyaret etmesi bunun bir göstergesi. Çünkü bir ABD başkanı tam 50 yıl sonra bu ziyareti gerçekleştirmiş oldu. Bu gelişmeye yorumu şu: "Burada ABD bize 'İslam Konferansı ile iyi ilişkiler içinde bulunmak istiyoruz' mesajı gönderiyor."

Bush'un İKÖ nezdinde özel bir temsilci tayin etmek istediği konusunda ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın kendisiyle telefonda görüştüğünü dile getiren İhsanoğlu, Pakistanlı bir Amerikan vatandaşını görevlendirdiklerini aktararak, şöyle devam ediyor: "Atanan bu kişi de Başkan Bush'un Teksas'taki valiliği döneminde orada faydalı işler ortaya koymuş. Zirveden önce yanıma geldi. Bu da şunu gösteriyor. Tüm dünya ve AB, teşkilatımızla çok yakından ilgileniyor."

İslam ülkeleri tarımda avantajlı

İslam ülkelerinin sahip olduğu potansiyelin küçümsenmemesi gerektiğini vurgulayan Ekmeleddin İhsanoğlu, ekonomik, ticari, sanayi ve mali işbirliği açısından çok fazla imkanın bulunduğunu dile getiriyor. İKÖ Genel Sekreteri sözlerine şöyle devam ediyor: "Göreve geldiğimde bir dosya buldum. Sahil ülkeleri Senegal'den başlayarak Gine, Mali, Burkina Faso ve Çad'da önemli pamuk üretimi var. Fakat hükümetler sübvansiyon uygulamıyor. Sonra da pamuklar halkın elinde kalıyor. Bu ürünün yerine de yeni bir ürün ikame edemiyorlar. Ben dedim ki; bu hammaddeyi siz üretiyorsunuz. Bunu mamul madde haline getirirsek 1 dolara satılan malı 10 dolara satabilirsiniz. O zaman daha kazançlı olacaksınız."

Türkiye gibi birkaç ülkenin tekstil konusunda geniş bir tecrübeye sahip olduğuna vurgu yapan İhsanoğlu, yapılan çalışmaları şöyle özetledi: "Bu teknolojiye de, finans imkanına da sahip bir teşkilatız. İslam Bankası ve fonlar gibi. Gerekli çalışmaları başlattık. İlk etapta pamuk liflerini belli standartlara getireceğiz. Bunun yanında meyve sebze üretiminde de benzer desteklerimiz olacak. Afrika'da meyve sebze çürüyor. Buradaki gıdaların çürümesini engellemek için de konserve yapacak yerler açılabilir. Şimdi gıda problemi pirinç ve tahıl gibi sorunlar tüm dünyayı kara kara düşündürüyor. Uzun vadeli bir kriz oluşuyor. İslam dünyasında büyük imkanlar var. Sudan'da tarıma elverişli alanlar var. Bu bölgede su da mevcut, toprakları işleyecek çiftçi de. Ancak kafi miktarda para yok. Para da bu tarafta var. Ama o paraya sahip olanların bütün gıdaları ise ithal. Sen de, ben de istifade edeceğiz."


İKÖ, BM'den sonra ikinci etkin kuruluş
İhsanoğlu, İKÖ'nün ulusal arenada her geçen gün etkinliğinin arttığını söylüyor. Üye ülkelerin örgütte daha etkin rol almak istemelerini de buna örnek gösteriyor. "Biz önümüze 10 yıllık bir süre koyduk. Bunlar arasında en önemli konu anayasanın değiştirilmesiydi. Bu mesele en reformcu kişilerin bile gündeme getiremediği bir tabuydu. Ben gelince 2005'te Mekke zirvesinin kararlarına bağlattım. Ve iki sene içerisinde de bunu tamamladım." diyen İhsanoğlu, ikinci büyük reformun ise mezhep çatışmalarına karşı yapılan çalışmalar olduğunu kaydediyor.

Mükremin Albayrak

kaynak
 
çok doğru bir analiz olmus.. evet nedense islami bir terör olarak görüyorlar.. ama bundaki en büyük etkinlik arap kökenli insanlarda.. çünkü son zamanlarda ABD ve ABD destekçileri müslümanlardan terörist yetiştirip bunları kendi üzerlerine salarak örnek ladin.. dünyada bir islam terörü varmis gibi göstermeye calisiyorlar... ve bunun olmadığını dinimizin bir terör değil iyilik hoş görülük eşitlik dini olduğunu kanıtlamayada kimse caba sarfetmiyor.. bu bağlamda hiç bir somut adım atilmiyor.. dünyanın bir çok ülkesinde müslümansın diye dislaniyorsun saldırılara mağruz kaliyorsun bir nevi terör uygulanıyor müslümanlara ama biz hiç bir şekilde bunun haberini yapmiyoruz takip etmiyoruz.. ve şimdi ABD daha kapsamlı bir iş başlattı dinimizi böldü ve bizleride kullanarak TÜRKİYE yide kullanarak ılımlı islam demeye basladı... bu nedemek bizim üstümüzden dinimizi bölüyorlar demek peki biz niye sesimizi çıkarmıyoruz sözde müslüman olan siyasetçilerimiz neden bunun üstüne gitmiyorlar? neden müslümanlar olarak bizim bölünmemize göz yumuyorlar.. islamin ılımlısı vahşisi ortası olurmu ? sorun şurda nezaman insanlar kendi ülkelerini düşünmeye başladı nezaman korkamamaya başladı nezaman islami düşünmeyi ve dinimizi kollamaya insanlarımızı kollamaya başladı ozaman işte ne islami terör diyebilirler nede başka birşey.. haber için çok tşk ederim
 
islam dinini tam olarak kavrayabilen zihniyetler terörün en fazla bizim dinimizde yasaklandığını ve lanetlendiğini çok iyi bilirler..

ellerine sağlık..
 
Geri
Üst