İslam'da Hoşgörü

zühd

New member
Katılım
7 Nis 2007
Mesajlar
97
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
İstanbul/Ataköy
Misyonerlik Faaliyetlerine Dikkat Edelim

Misyonerlik Faaliyetlerine Dikkat Edelim

Muhterem Müslümanlar!

Yüce dinimiz İslam, başlangıçtan itibaren Hıristiyan, Yahudi ve diğer din mensupları ile iyi ilişkiler kurmayı Müslümanlara tavsiye etmiştir. Müslümanlar da bu tavsiyeye uymuş, asırlar boyunca egemenlikleri altında bulanan bölgelerde yaşayan diğer dinlerin mensuplarına iyi davranmış, onları zorla Müslümanlaştırma gibi bir gayretin içerisinde olmamış ve inanıp inanmama konusunu kendi tercihlerine bırakmışlardır. Bu sayede, uzun süre Müslüman egemenliği altında yaşayan bir çok millet, dini kimliklerinden kopmamışlardır. Çünkü biz, Allah’ın gönderdiği bütün Semâvî Kitaplara ve Peygamberlere inanmakta ve saygı duymaktayız. Hıristiyanlar ise, Kur’an-ı Kerîm’e ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’e inanmamakta ve hatta saygısız sözler sarf etmektedirler.

Aziz Müminler!

Misyonerlik anlayışı ile hareket eden Hıristiyanlar, tarih boyunca gittikleri yörelerde karşılaştıkları insanları Hıristiyanlaştırmayı hedeflemiş, egemenlikleri altında yaşayan farklı din mensuplarını, yerine göre baskı, şiddet ve değişik metotlar uygulayarak kendi inanç ve kültürlerini kabule zorlamışlardır. Günümüzde de misyonerlik faaliyetleri aynı anlayışla sürdürülmekte, özellikle bu faaliyetler, Müslümanların yaşadığı bölgelerde yoğunlaşmaktadır. Misyonerlerin, çeşitli adlar altında dernekler ve kulüpler kurarak, özel okullar, hastaneler, kütüphaneler, yabancı dil öğretim merkezleri, sığınma evleri, pansiyonlar açarak, buralarda Müslümanların inanç ve kültürel değerlerini yozlaştırmak için çaba sarf ettikleri; çeşitli hastalık ve maddi sıkıntıları istismar ederek, fakir ailelere ve kimsesiz çocuklara dinlerini değiştirmek şartıyla maddî yardımlarda bulundukları; bunun yanında insan ve tabiat sevgisini ön plana çıkaran parasız kitaplar, broşürler, dergiler dağıtarak ve çeşitli kültür-sanat faaliyetleri adı altında, dini ve milli değerlerlerimizi hafife alan yayınlar yaptıkları; bunlarla da, özellikle gençlerimizin dini ve milli değerlerimize olan güvenini sarsarak, kendi fikir ve inançlarını yayabilmek için zemin bulmaya çalıştıkları, yazılı ve görsel basında yer alan haber ve yorumlardan anlaşılmaktadır.

Muhterem Müslümanlar!

Yüce dinimize, millî değerlerimize ve kültürümüze sahip çıkalım. Çünkü bunlar, bizi millet yapan yüce değerlerimizdir. Yüzlerce yıl tarih sahnesinde şerefle var olmamızın yegane sebebidir. Yüce dinimiz İslam’ın engin hoşgörüsünü istismar ederek, yüce değerlerimizi yok etmeye çalışan misyonerlik gibi olumsuz faaliyetlere karşı uyanık olalım. Genç nesillerimizi iyi eğitelim, gerekli uyarılarda bulunalım ve Misyonerlik faaliyetleri, Satanizm, Moon tarîkati, Yogo aydınlanma seansları gibi tehlikeli oyunlara ve zararlı akımlara karşı onları bilgilendirelim. Unutmayalım ki Kurân-ı Kerîm’de: “Allah katında hak din İslam’dır”[1]. “Kim İslam’dan başka bir din ararsa, ( bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır”[2] buyurulmaktadır.

Hutbemi Bakara suresi 120. ayetinin mealiyle bitiriyorum: ”Dinlerine uymadıkça Yahudi ve Hıristiyanlar asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan; And olsun ki, Allah’tan başka sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır”[3].



--------------------------------------------------------------------------------
[1] Al-i İmran, 3/19
[2] Al-i İmran, 3/85
[3] Bakara,2/120
 
İslam'da Hoşgörü

Muhterem Müslümanlar!
İslâm dini, insanlara hoşgörülü olmayı, onların kusurlarını araştırmamayı emreder. Bir imtihan yeri olan bu dünyada iyilerle kötüler bir arada yaşamak durumundadır. Çünkü imtihan bunu gerektirir.

Aziz Cemaat!

Bir mü’min, bütün varlıklara ve özellikle insanlara sevgiyle yaklaşmalıdır. Nitekim Yunus Emre, Yaratılmışları severiz, Yaratandan ötürü, diyerek bu gerçeği dile getirmiştir.

Sevgi, kin ve nefretin zıddıdır. Kin ve nefret duygusu taşıyanlar, sevgiden yoksun olan kimselerdir. Bu gibi kimselerden hoşgörü beklenemez.

Hoşgörülü olabilmek için insanlar, birbirlerinin kusurlarını araştırmamalı ve affedici olmalıdırlar. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), bu konuda şöyle buyurmuşlardır: "Herhangi bir kişi, dünyada diğer bir kişinin ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter ."[1]

Öyle ise, bağışlamasını bilmeyen, hoşgörülü olamaz. Yüce Allah, affetmeyi sevmiş ve bizlerin de affedici olmasını istemiştir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: "Onlar, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever."[2]

Resulullah (s.a.v.) da şöyle buyurmuşlardır: "Allah, affeden kulunun şerefini artırır…"[3]

Aziz Mü’minler!

Selamlaşmak da, sevginin ve hoşgörünün yayılmasına vesiledir. Selam, barış ve esenlik dilemek anlamındadır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), mü’minlerden

selamlaşmayı yaymalarını, tanıdığı ve tanımadığı her kişiye selam vermelerini istemiştir. Konumuzla ilgili bir hadis-i şerif, şöyledir: "İslam’ın, hangi ameli daha hayırlıdır?" diye sorana, Peygamberimiz şöyle cevap vermişlerdir: "Yemek yedirmen, tanıdığına ve tanımadığına selam vermendir."[4]

Çeşitli konulardaki tartışmalarda kırıcı olmamak ve tenkitte aşırı gitmemek de hoşgörünün bir gereğidir. Kur’an-ı Kerim’de: “(Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et"[5] buyrulmuştur.

Dinimiz kötülüğe iyilikle mukabelede bulunmayı emretmiştir. Ra’d sûresinde, akıl sahibi mü’minlerin üstün vasıfları sayılırken: “Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır"[6] buyurulmuştur.

Aziz Müslümanlar!

Hoşgörünün olmadığı yerde taassup vardır. Taassubun da hiç kimseye bir faydası yoktur. Daima sıkıntı getirir. Aynı dünya üzerinde birlikte yaşadığımız insanlarla iyi geçinme durumundayız. Çünkü gidebileceğimiz başka bir dünya yoktur. Öyle ise, insan olarak birbirimize karşı anlayışlı olmaya, karşılıklı sevgi ve saygıya muhtacız. Dirlik ve düzen, buna bağlıdır. Sevgi ve saygı olmadan birlik ve beraberlik, birlik ve beraberlik olmadan da, maddi ve manevi kalkınma olamaz.


--------------------------------------------------------------------------------

[1] Müslim, Birr 72; Riyazü’s-Salihîn, ı/281, No: 238.
[2] Âl-i İmran, 3/134
[3] Müslim, Birr, 69; Riyazü’s-Salihîn, I/577 H.No: 558.
[4] Riyazü-s Salihin, II/226, H.No: 848.
[5] Nahl, 16/125.
[6] Râ’d, 13/22.
 
arkadaş istersen bu günlük yeter ne dersin.

bölüm kuralı

1-Öncelikle Bir Üye Aynı Günde 3 konudan fazla açamaz eğer açarsa bölüm modu tarafından diğer açtığı başlık altında toplanır.

konu açmadan önce kuralları okusan sanırım iyi olacak. yine de sağol.
 
Geri
Üst