İnternette sezaryen arayan tutuklanır mı?

kent55

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
31,409
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ѕαмѕυηѕρσя







İnternet özgürlüğümüzün tamamen elimizden alınması yolunda atılan kesin adımların sonuncusu kapımızda. Zaten binlerce internet sitesi, kapısında tam sebebi bile yazılmaksızın kapalı. İnternet servis sağlayıcıları, ellerindeki tüm kişisel bilgilerimizi en küçük talepte bile yayınlamak konusunda çok istekli. Durum böyle iken bunların hiçbiri yetmiyor ve hepimizin evlerimizdeki internet dahil tüm mecralara TC kimlik numaralarımızla girme zorunluluğu gündemde. Birçok kişi, “Yasa dışı bir hareketin yoksa neden korkasın ki bu uygulamadan” diyor olabilir. Ama öyle bir ülkede yaşıyoruz ki neyin ne zaman yasa dışı olacağının garantisi yok.

SUÇ ÖNLEYİCİ KÂHİNLER
Bakın mesela, en taze tartışmamız kürtaj ve sezaryen. Yarın bu sistem getirildiğinde, yani her Türk vatandaşının internette ne haltlar karıştırdığı saniye saniye ve arada kayıp olmaksızın devlet büyüklerinin önüne yığılmaya başladığında kimlerin bir anda olağan şüpheli olacağının garantisi yok. Mesela, internette yurtdışı sezaryen turu arayan bir kadın üç dakika sonra kapısında devlet erkanını bulabilir. Ya da Sağlık Bakanlığı’nın GEBLİZ sistemine hamile olduğunun kaydı düşen bir kadın kürtaj kelimesini ararsa hop polisler kapıda.

Bu iş Steven Spielberg’in “Minority Report” (Azınlık Raporu) filminde anlattığı suç önleyici kâhinler gibi çalışmaya başlayabilir. Hatırlarsınız o filmde üç kâhin, olacak cinayetleri önceden görüyor ve insanlar suçu işlemeden olay yerinde tutuklanıyordu. Ancak sistem insanın özgür iradesini hiçe saydığı için belki de asla katil olmayacak insanlar yıllarca fütüristik cezaevlerinde yatıyordu. Şimdi belli ki bu son gizli sansür yöntemiyle bizim devletimiz de o filmdeki üç kâhini oynamaya başlayacak. Herhangi bir suç işlememiş insanlar internette aradıkları kelimelerin devlete göre sakıncaları yüzünden fişlenip suçu muamelesi görebilecekler ki bu hepimizi şimdiden şüpheli haline getiriyor!

İki trafik cinayeti ve acı gerçekler

İKİ feci trafik cinayeti gündemimizde. Biri Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe’nin hayatını kaybettiği, diğeri de 7 masum insanın hunharca katledildiği iş makinesi cinayeti. İki olay da çok sert dersler çıkarmamız gereken cinsten. Öncelikle iş makinesinin bir otomobil dolusu insanın hayatını sonlandırdığı o akıl almaz cinayetten bahsetmek istiyorum. Fotoğraflar öyle çok şey anlatıyor ki.

GEÇMİŞİ ARAŞTIRILMALI
En basiti, böyle bir yük taşırken o yükü konteyner dorsesine tutturmak gerekiyor ve belli ki bu yapılmamış. Ayrıca bu tarz yüklerde aracın önü ve arkasına muhakkak iki araçlık uyarıcı konvoy yapmak gerekiyor ki belli ki o da yoktu. Ama en önemlisi, tonlarca ağırlıktaki aracı taşıyan kamyon sürücüsünün özel eğitim almış olması gerekliliği ki biliyoruz bu da yoktu. Trafik cinayetiyle ilgili en fena bulgu, görgü tanıklarının kamyon sürücüsünün sürekli fren yaptığı yönündeki ifadesi. Aracın tamamen devrilmiş olmasından da anlıyoruz ki kamyon olması gerekenden daha hızlıydı. Ve sürücü araçta bulunduğunu tahmin ettiğim fren destek sistemleri yerine eski usul fren pompalamayı tercih etmiş gibi görünüyor. Bu olayı araştıran ekipler mutlaka kamyonun servis geçmişini de araştırmalı. Fren patlaması bir kader değildir. Ancak aracın taşıyabileceğinden fazla yük taşıması, aracın limitlerini aşan hızda manevralar yapılmaya kalkılması bu felakete davetiye çıkarabilir. Ayrıca aracın lastik kondisyonu da çok çok önemli. Aracınız istediği kadar freni sağlam bir araç olsun, lastikleriniz yeterli kanal kalınlığına sahip değilse fren mesafesi dramatik ölçülerde uzar. Ve her uzayan santim ölüme davetiye çıkarır. Acı olan bunun önlenebilir bir olay olmasıdır. Ve 7 canın bu kusurlu ölümü asla hak etmemiş olmasıdır. Ülkü Adatepe olayında ise takla atan aracın sürücüsünün yaptığı açıklamalar tam da ülkemizin gerçeklerini yansıtmakta. Sürücü, “Araç çok emniyetliydi, hiçbirimiz kemer takmamıştık” demiş.

TUVALETTE BİLE TAK!
O olayda takla atan Volvo limuzin kesinlikle güvenli bir araçtır. Ama sen pasif emniyet önlemi olan emniyet kemerini takmazsan takla atan aracın içinde bir o yana bir bu yana savrulur ve hatta araçtan uçarak ölüm riskini artırırsın. Nitekim çoklu takla sonrası aracın kasası hâlâ tek parça ve çok çökmemiş gibi görünüyor. Ve araçta kalanlar hayatlarını kurtarmış. Ama kemer takmamak Ülkü Hanım’ın hayatına mal olmuştur. Sayın okur, bu olaylara kaza deyip geçme. Trafiği, araçla seyretmeyi hafife alma. Hiçbir şey bilemiyorsan sadece emniyet kemerini tak. Tuvalete giderken bile:) Not: Dün bizim gazetemiz dahil birçok gazetede 7 kişinin ölümüyle sonlanan iş makinesi olayına kaza denmesine hâlâ inanamıyorum! Onlarca ihmalle gelen felaket kaza değil cinayettir!


Rahşan gülşan






 
Geri
Üst