akifb
New member
Türkiye'de internet ortamında zararlı yayınlara erişimin engellenmesi uygulaması yarın başlıyor. İntihara, uyuşturucuya özendirdiği, çocuk pornosuna yer verdiği, sağlık için tehlikeli madde temini ve fuhşa yardımcı olduğu, müstehcenlik içerdiği ve kumar oynanması için yer, olanak sağladığı düşünülen sitelere erişim engellenecek. Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'da yer alan suçların işlendiği sitelere erişime de engel konulacak. Erişimin engellenmesinde yargı kararları dikkate alınacak, müstehcenliğin tanımı için Danıştay kararları göz önüne alınacak, web sitelerini kişiler değil, robot yazılımlar denetleyecek, yarından itibaren sitelerin kimlik kartlarını web sayfasına yerleştirmeleri zorunlu olacak.
Yurt dışı ve yurt içi kaynaklı 'zararlı' internet yayınlarına erişimin engellenmesi uygulaması yarından itibaren başlıyor. 'Müstehcenlik' kavramının sınırlarını belirlemek üzere, geçmişte Türkiye'de gösterilen kimi filmlerin afişlerinde yer verilen ve literatüre geçen 'Danıştay Kararıyla' ibaresini anımsatacak şekilde Danıştay'ın yaptığı tanımlara başvurulacak.
TBMM'de mayıs ayında kabul edilen 'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun'un ilgili maddeleri yarından itibaren yürürlüğe girecek. Zararlı yayın yapan sitelerin izlenmesini Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde oluşturulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı robot yazılımlar aracılığıyla gerçekleştirecek. 40 milyon site zararlı içerikler açısından taranacak. Engellemeler için uluslar arası kabul gören filtreleme programları kullanılacak. Erişim engelleme aşamasında kurum uzmanlarından da yararlanılacak.
- HANGİ SİTELER ENGELLENECEK? ?
Yasanın yarın yürürlüğe girecek 8'inci maddesine göre yurt dışı ya da yurt içinden yayın yapan ve Türk Ceza Yasası'nda yer alan şu suçları oluşturduğu konusunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili erişimin engellenmesine karar verilecek:
- intihara yönlendirme
- Çocukların cinsel istismarı
- uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma
- Sağlık için tehlikeli madde temini
- Müstehcenlik
- Fuhuş
- Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçları
-25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda Yer Alan Suçlar
- MÜSTEHCENLİK NEREDE BİTİYOR? ?
Erişim denetimini yapacak Telekomünikasyon Kurumu yetkilileri, engellemelere 'katı sansür' anlayışıyla yaklaşılmayacağını belirtirken 'müstehcenlik' sınırlarının nasıl çizileceği tartışılıyor. Bu konuda açıklama yapan Kurum yetkilileri, müstehcenlik sınırları için Danıştay kararlarında yer alan tanımlardan da yararlanılacağını belirttiler.
Telekomünikasyon Kurumu İletişim Başkanlığı'nın yurt içi kaynaklı çocuk pornosu ve müstehcenlik barındıran sitelere erişimi mahkeme kararı beklemeden engelleme yetkisi bulunuyor. Özellikle müstehcenliğin sınırları konusunda uzman görüşleri ve içtihatlar ele alınıp inceleneceği için büyük çaplı bir engelleme hemen başlamayacak. Diğer yurt içi kaynaklı siteler için ise mahkeme ya da savcılık kararları göz önüne alınıp engelleme yapılabilecek.
Yurt dışı sitelere erişimin engellenmesi için ise mahkeme kararı gibi bir koşul bulunmuyor. Elektronik postalar erişim engellenmesi önlemleri kapsamında yer almıyor.
- İHBAR HATTI KURULACAK ?
Telekomünikasyon Kurumu İletişim Başkanlığı erişim engellemesinde vatandaş ihbarını da değerlendirecek. Vatandaşların şikayetine açılan ve şikayet edenin doğru kimlik bilgilerinin isteneceği internet üzerinden başvuruya olanak sağlayacak mekanizma devreye girecek. Bu konuda İletişim Başkanlığı'nın önümüzdeki günlerde devreye girecek web sitesinden bilgi edinilebilecek.
- SİTELERİN DE GAZETELER GİBİ 'KİMLİK KARTLARI' BULUNACAK ?
Yasaya göre yarından itibaren internet sitelerinin web sayfaları üzerinde gazeteler gibi birer güncel 'kimlik kartı' bulunması zorunlu olacak. Koşulu yerine getirmeyen içerik, yer veya erişim sağlayıcısına İletişim Başkanlığı tarafından 2 bin YTL'den 10 bin YTL'ye kadar idari para cezası verilebilecek. (ANKA)
(ORH/ZG)
************
VOLKAN DÜLGER-GAZETEPORT
Son günlerde neredeyse her gün bir web sitesine erişimin engellenmesiyle karşılaşıyorum. Birçok kişi herhangi bir web sitesinde hakkında kişilik haklarına tecavüz oluşturacak bir hakaret, sövme ya da hukuka aykırı bir ifadeyle karşılaştığında haklı olarak bunun engellenmesine çalışıyor ve söz konusu sitelere erişimin engellenmesini sağlıyor. Bunu okuyan pek çok kişinin “eee ne var bunda? Web sitesinde kişiye hakaret edilmişse tabii ki kapatılacak ” diyeceğinden eminim. Ancak bu durum öyle kolaylıkla kestirilip atılacak gibi değil. İşte web sitesinin kapatılması süreci ve sonrasında ortaya çıkan problemler:
Öncelikle, yaygın olarak “web sitesinin kapatılması ” deyiminin hukuktaki karşılığının “erişimin engellenmesi ” olduğunu söylemeliyim. Sanal ortamda yer alan bir web sitesinin kapısına kilit vurulması mümkün değil. Bunun için ya bu siteye yer sağlayan (host) kişiye bu hizmeti sonlandırması için başvurmanız ya da ülke içinde bu siteye erişimin engellenmesinin sağlanması gerekli. Yer sağlayanların genellikle yurt dışında yer alması ve kararları uygulayıp uygulamayacakları belli olmaması ve en önemlisi kolay olması nedeniyle tercih edilen genellikle ikinci yol. Yani web sitesine erişimin engellenmesi.
Web sitesini susturmanın yolunu teknik olarak bulduktan sonra bunun kim tarafından ve nasıl yapılacağı sorunu ortaya çıkıyor. Öyle ya bir “hukuk devletinde ” dileyenin dilediği gibi iletişim özgürlüğünü kısıtlayamaması gerekir! Dolayısıyla bu konuda insanın aklına gelen ilk çözüm, vatandaşın hakkını ve hukukunu korumakla görevli olan Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmak. İşte ilk sorun burada başlıyor, “hakarete uğradım, hakkımda çok çirkin ifadeler bulunan bir web sitesi var, soruşturma yapmanızı ve tedbir olarak bu siteye erişimin engellenmesini istiyorum” dediğinizde, aldığınız yanıt işin yabancısı olanları oldukça şaşırtıyor. Çünkü Cumhuriyet Savcıları haklı olarak, siteye erişimin engellenmesinin bir koruma tedbiri olduğunu ve bunun ancak yasada bir düzenleme olması halinde uygulanabileceğini oysa böyle bir yasal düzenlemenin olmadığını söylüyorlar. Gerçekten de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ve 5651 sayılı (kısaca) İnternet İletişimin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da buna ilişkin bir düzenleme yok. Yani hakarete uğradığınızda savcılığın elinde suç oluşturan ifadelerin tedbir olarak web sitesinden çıkartılmasını talep etmek gibi bir seçenek yok. Oysa suç unsurunu barındıran site içeriği olduğu gibi duruyor ve hakarete maruz kalmaya devam ediyorsunuz.
Bunun üzerine izlenecek ikinci yol ise Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurup tedbir istemek. Bunu yaptığınızda da, web sitesinde hakaret olduğu gibi gözükmesine rağmen hemen bir bilirkişi atanıyor ve kendisinden “içeriğin hakaret oluşturup oluşturmadığının tespiti ve eğer hakaret var ise bunun nasıl engelleneceğinin açıklanması” isteniyor. Bu rapor geldiğinde ve şansınız yaver gittiğinde web sitesine erişim engelleniyor. Tabi tüm bu süreç tamamlanırken hele bir de adliye koridorlarına aşina değilseniz günler geçiyor ve bu günler hakaret devam ettiği için oldukça zor geçiyor!
Ama iş burada da bitmiyor. Birincisi bu kararı alıp icraya koymanız gerekiyor. Ancak bunu da doğru kurumlara göndermeniz gerekiyor. Eğer kararı yanlış kurumlara gönderirseniz, web sitesi olduğu gibi duruyor ve hiçbir çözüm getirmiyor. İkincisi ise verilen karar bir ihtiyati tedbir kararı olduğu için on gün içinde esas davasını açmanız gerekiyor. Peki, bu tür eylemlerin pek çoğunda olduğu gibi eylemi yapan fail ve adresi belli değil ise ne olacak? Adını, sanını ve adresini bilmediğiniz kişiye karşı dava açmanız mümkün değil. İşte iş burada kilitleniyor. Eğer kararı uygulatmayı başarmışsanız, esas dava açılmadığı için ihtiyati tedbir niteliğinde olan karar on günlük süre geçirilmiş olmasına rağmen hukuka aykırı olarak uygulanmaya devam ediyor. Yani bir hukuka aykırılık bir başka hukuka aykırılık ile giderilmeye çalışılıyor. Aslına bu karar Cumhuriyet Savcılığı’nın talebi üzerine Sulh Ceza Yargıcı tarafından verilebilse böyle bir sorun da olmayacak ancak benim ve Cumhuriyet Savcılarının dediği gibi bunun için yasal bir düzenleme gerekli.
Aslında bu madalyonun yalnızca bir yüzü ve birey açısından durumu gösteriyor. Bir de madalyonun diğer yüzünde yer alan ve ufacık bir yazı yüzünden tüm web sitesi süresiz kapanan ticari şirketler ve internet gazeteleri var. Yani işleri ellerinden giden kurumlar ve insanlar. Ayrıca yetkisi olmadığı halde bir hukuk devletinde “web sitesine erişimin engellenmesi kararı ” alan ve uygulatan idari kurumlar!
Peki, bu adaletsizliğin ve çarpıklığın nedeni ne? Bunun ilk nedeni bu konuda yasal bir düzenlemenin olmaması ve kişilerin haklarını korumak için iyi niyetle verilmiş kararların teknik açıdan hatalı olması, çünkü “erişimin engellenmesi kararıyla” tümden bir engelleme getiriliyor. Oysa burada yapılması gereken yalnızca o yazı ya da görüntüyle sınırlı olmak üzere “içeriğe erişimin engellenmesi ” kararının verilmesi. Bunun ikinci nedeni ise yetkisiz kurumların tamamen hukuk dışı kararlar vermesi. İşte bunlar madalyonun kitlesel ve özgürlükçü yanını oluşturuyor. Bu tarafla ilgili açıklamalar ise bir daha ki yazıda yer alacak.
haberx
Yurt dışı ve yurt içi kaynaklı 'zararlı' internet yayınlarına erişimin engellenmesi uygulaması yarından itibaren başlıyor. 'Müstehcenlik' kavramının sınırlarını belirlemek üzere, geçmişte Türkiye'de gösterilen kimi filmlerin afişlerinde yer verilen ve literatüre geçen 'Danıştay Kararıyla' ibaresini anımsatacak şekilde Danıştay'ın yaptığı tanımlara başvurulacak.
TBMM'de mayıs ayında kabul edilen 'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun'un ilgili maddeleri yarından itibaren yürürlüğe girecek. Zararlı yayın yapan sitelerin izlenmesini Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde oluşturulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı robot yazılımlar aracılığıyla gerçekleştirecek. 40 milyon site zararlı içerikler açısından taranacak. Engellemeler için uluslar arası kabul gören filtreleme programları kullanılacak. Erişim engelleme aşamasında kurum uzmanlarından da yararlanılacak.
- HANGİ SİTELER ENGELLENECEK? ?
Yasanın yarın yürürlüğe girecek 8'inci maddesine göre yurt dışı ya da yurt içinden yayın yapan ve Türk Ceza Yasası'nda yer alan şu suçları oluşturduğu konusunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili erişimin engellenmesine karar verilecek:
- intihara yönlendirme
- Çocukların cinsel istismarı
- uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma
- Sağlık için tehlikeli madde temini
- Müstehcenlik
- Fuhuş
- Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçları
-25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda Yer Alan Suçlar
- MÜSTEHCENLİK NEREDE BİTİYOR? ?
Erişim denetimini yapacak Telekomünikasyon Kurumu yetkilileri, engellemelere 'katı sansür' anlayışıyla yaklaşılmayacağını belirtirken 'müstehcenlik' sınırlarının nasıl çizileceği tartışılıyor. Bu konuda açıklama yapan Kurum yetkilileri, müstehcenlik sınırları için Danıştay kararlarında yer alan tanımlardan da yararlanılacağını belirttiler.
Telekomünikasyon Kurumu İletişim Başkanlığı'nın yurt içi kaynaklı çocuk pornosu ve müstehcenlik barındıran sitelere erişimi mahkeme kararı beklemeden engelleme yetkisi bulunuyor. Özellikle müstehcenliğin sınırları konusunda uzman görüşleri ve içtihatlar ele alınıp inceleneceği için büyük çaplı bir engelleme hemen başlamayacak. Diğer yurt içi kaynaklı siteler için ise mahkeme ya da savcılık kararları göz önüne alınıp engelleme yapılabilecek.
Yurt dışı sitelere erişimin engellenmesi için ise mahkeme kararı gibi bir koşul bulunmuyor. Elektronik postalar erişim engellenmesi önlemleri kapsamında yer almıyor.
- İHBAR HATTI KURULACAK ?
Telekomünikasyon Kurumu İletişim Başkanlığı erişim engellemesinde vatandaş ihbarını da değerlendirecek. Vatandaşların şikayetine açılan ve şikayet edenin doğru kimlik bilgilerinin isteneceği internet üzerinden başvuruya olanak sağlayacak mekanizma devreye girecek. Bu konuda İletişim Başkanlığı'nın önümüzdeki günlerde devreye girecek web sitesinden bilgi edinilebilecek.
- SİTELERİN DE GAZETELER GİBİ 'KİMLİK KARTLARI' BULUNACAK ?
Yasaya göre yarından itibaren internet sitelerinin web sayfaları üzerinde gazeteler gibi birer güncel 'kimlik kartı' bulunması zorunlu olacak. Koşulu yerine getirmeyen içerik, yer veya erişim sağlayıcısına İletişim Başkanlığı tarafından 2 bin YTL'den 10 bin YTL'ye kadar idari para cezası verilebilecek. (ANKA)
(ORH/ZG)
************
VOLKAN DÜLGER-GAZETEPORT
Son günlerde neredeyse her gün bir web sitesine erişimin engellenmesiyle karşılaşıyorum. Birçok kişi herhangi bir web sitesinde hakkında kişilik haklarına tecavüz oluşturacak bir hakaret, sövme ya da hukuka aykırı bir ifadeyle karşılaştığında haklı olarak bunun engellenmesine çalışıyor ve söz konusu sitelere erişimin engellenmesini sağlıyor. Bunu okuyan pek çok kişinin “eee ne var bunda? Web sitesinde kişiye hakaret edilmişse tabii ki kapatılacak ” diyeceğinden eminim. Ancak bu durum öyle kolaylıkla kestirilip atılacak gibi değil. İşte web sitesinin kapatılması süreci ve sonrasında ortaya çıkan problemler:
Öncelikle, yaygın olarak “web sitesinin kapatılması ” deyiminin hukuktaki karşılığının “erişimin engellenmesi ” olduğunu söylemeliyim. Sanal ortamda yer alan bir web sitesinin kapısına kilit vurulması mümkün değil. Bunun için ya bu siteye yer sağlayan (host) kişiye bu hizmeti sonlandırması için başvurmanız ya da ülke içinde bu siteye erişimin engellenmesinin sağlanması gerekli. Yer sağlayanların genellikle yurt dışında yer alması ve kararları uygulayıp uygulamayacakları belli olmaması ve en önemlisi kolay olması nedeniyle tercih edilen genellikle ikinci yol. Yani web sitesine erişimin engellenmesi.
Web sitesini susturmanın yolunu teknik olarak bulduktan sonra bunun kim tarafından ve nasıl yapılacağı sorunu ortaya çıkıyor. Öyle ya bir “hukuk devletinde ” dileyenin dilediği gibi iletişim özgürlüğünü kısıtlayamaması gerekir! Dolayısıyla bu konuda insanın aklına gelen ilk çözüm, vatandaşın hakkını ve hukukunu korumakla görevli olan Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmak. İşte ilk sorun burada başlıyor, “hakarete uğradım, hakkımda çok çirkin ifadeler bulunan bir web sitesi var, soruşturma yapmanızı ve tedbir olarak bu siteye erişimin engellenmesini istiyorum” dediğinizde, aldığınız yanıt işin yabancısı olanları oldukça şaşırtıyor. Çünkü Cumhuriyet Savcıları haklı olarak, siteye erişimin engellenmesinin bir koruma tedbiri olduğunu ve bunun ancak yasada bir düzenleme olması halinde uygulanabileceğini oysa böyle bir yasal düzenlemenin olmadığını söylüyorlar. Gerçekten de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ve 5651 sayılı (kısaca) İnternet İletişimin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da buna ilişkin bir düzenleme yok. Yani hakarete uğradığınızda savcılığın elinde suç oluşturan ifadelerin tedbir olarak web sitesinden çıkartılmasını talep etmek gibi bir seçenek yok. Oysa suç unsurunu barındıran site içeriği olduğu gibi duruyor ve hakarete maruz kalmaya devam ediyorsunuz.
Bunun üzerine izlenecek ikinci yol ise Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurup tedbir istemek. Bunu yaptığınızda da, web sitesinde hakaret olduğu gibi gözükmesine rağmen hemen bir bilirkişi atanıyor ve kendisinden “içeriğin hakaret oluşturup oluşturmadığının tespiti ve eğer hakaret var ise bunun nasıl engelleneceğinin açıklanması” isteniyor. Bu rapor geldiğinde ve şansınız yaver gittiğinde web sitesine erişim engelleniyor. Tabi tüm bu süreç tamamlanırken hele bir de adliye koridorlarına aşina değilseniz günler geçiyor ve bu günler hakaret devam ettiği için oldukça zor geçiyor!
Ama iş burada da bitmiyor. Birincisi bu kararı alıp icraya koymanız gerekiyor. Ancak bunu da doğru kurumlara göndermeniz gerekiyor. Eğer kararı yanlış kurumlara gönderirseniz, web sitesi olduğu gibi duruyor ve hiçbir çözüm getirmiyor. İkincisi ise verilen karar bir ihtiyati tedbir kararı olduğu için on gün içinde esas davasını açmanız gerekiyor. Peki, bu tür eylemlerin pek çoğunda olduğu gibi eylemi yapan fail ve adresi belli değil ise ne olacak? Adını, sanını ve adresini bilmediğiniz kişiye karşı dava açmanız mümkün değil. İşte iş burada kilitleniyor. Eğer kararı uygulatmayı başarmışsanız, esas dava açılmadığı için ihtiyati tedbir niteliğinde olan karar on günlük süre geçirilmiş olmasına rağmen hukuka aykırı olarak uygulanmaya devam ediyor. Yani bir hukuka aykırılık bir başka hukuka aykırılık ile giderilmeye çalışılıyor. Aslına bu karar Cumhuriyet Savcılığı’nın talebi üzerine Sulh Ceza Yargıcı tarafından verilebilse böyle bir sorun da olmayacak ancak benim ve Cumhuriyet Savcılarının dediği gibi bunun için yasal bir düzenleme gerekli.
Aslında bu madalyonun yalnızca bir yüzü ve birey açısından durumu gösteriyor. Bir de madalyonun diğer yüzünde yer alan ve ufacık bir yazı yüzünden tüm web sitesi süresiz kapanan ticari şirketler ve internet gazeteleri var. Yani işleri ellerinden giden kurumlar ve insanlar. Ayrıca yetkisi olmadığı halde bir hukuk devletinde “web sitesine erişimin engellenmesi kararı ” alan ve uygulatan idari kurumlar!
Peki, bu adaletsizliğin ve çarpıklığın nedeni ne? Bunun ilk nedeni bu konuda yasal bir düzenlemenin olmaması ve kişilerin haklarını korumak için iyi niyetle verilmiş kararların teknik açıdan hatalı olması, çünkü “erişimin engellenmesi kararıyla” tümden bir engelleme getiriliyor. Oysa burada yapılması gereken yalnızca o yazı ya da görüntüyle sınırlı olmak üzere “içeriğe erişimin engellenmesi ” kararının verilmesi. Bunun ikinci nedeni ise yetkisiz kurumların tamamen hukuk dışı kararlar vermesi. İşte bunlar madalyonun kitlesel ve özgürlükçü yanını oluşturuyor. Bu tarafla ilgili açıklamalar ise bir daha ki yazıda yer alacak.
haberx