İmanın Rükünleri

DeRSaaDeT

Islambol
Altın Üye
Katılım
3 Şub 2006
Mesajlar
6,597
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
118
RAMAZAN+BAYRAMINIZ+MUBAREK+OLSUN.jpg

27 Zilkade 1432 (Hicretten Sonra)

İmanın rükünleri altıdır: Allah'a, meleklerine, ki­taplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve haynyla şer-riyle kadere inanmaktır.

Bu konuda bir çok şer'î deliller vardır:

a) Kur'an'ı Kerim'den Deliller: "Gönderilen pey­gamber Rabbi tarafından gönderilene iman etti, mü­minler de iman ettiler. Onlardan her biri, Allah'a O'-nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. (Biz de onun için Allah'ın peygamberlerinden hiçbirini ayırmayız (hepsine inanırız). Onlar: "İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz mağfiretini niyaz ederiz. Dö­nüş yalnızca sanadır." dediler.". (Bakara: 285)

"Gerçek iyilik; yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik o kimsenin iyiliğidir ki; Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygam­berlere inanır. Allah rızası için yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara dilencilere ve boyunduruk altında bulunan köle ve esirlere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Andlaşma yaptığı zaman söz­lerini yerine getirirler. Sıkıntı, hastalık ve savaş zaman­larında sabreder. İşte doğru olanlar bu vasıfları taşı­yanlardır. Müttakiler ancak onlardır.". (Bakara: 177)

"Ey İman Edenler! Allah'a peygamberine, indirdi­ği kitab'a ve daha önce indirdiği kitab'a iman (da se­bat) ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, pey­gamberlerini ve kıyamet gününü inkar ederse tam ma­nasıyla sapıtmıştm". (Nisa: 136)

b) Sünnetten Deliller: "Ömer b. Hattab (r.a.)'dan şöyle rivayet edildi: "Bir gün Rasülullah (a.s.)'ın yanında otururken aniden yanımıza, elbisesi bembeyaz, saçı simsi­yah bir zat çıka geldi. Üzerinde hiçbir yolculuk eseri bu­lunmuyor; bizden de hiç kimse kendisini tanımıyordu. Doğru peygamberin yanma oturdu; ve dizlerini onun diz­lerine dayadı. Ellerini de uylukları üzerine koydu. Ve: "Ya Muhammed! Bana İslâm'ın ne olduğunu haber ver" dedi. Rasülullah (s.a.v.): İslâm: Allah'dan başka ilah ol­madığına, Muhammed (a.s.v)'in de Allah'ın Rasûlü ol­duğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zeka­tı vermen, Ramazan orucunu tutman ve yol (külfetleri) cihetine gücün yeterse beyti hacc etmendir." buyurdu. O zat:

"Doğru söyledin"dedi. Babam dedi ki: Biz buna hayret ettik. Hem soru soruyor hem de tasdik ediyordu? "Bana imandan haber ver" dedi. Rasûlüllah (a.s.): "Al­lah'a, Allah'ın meleklerine,kitaplarına, peygamberleri­ne ve ahiret gününe inanman, bir de hayrıyla şerriyle kadere inanmandır." buyurdular. O zat yine; "Doğru söyledin." dedi. Bu sefer: "Bana ihsandan haber ver" dedi. Rasûlüllah (a.s.); "Allah'a O'nu görüyormuş gibi ibadet etmendir. Çünkü her nekadar sen onu görmü­yorsan da o seni muhakkak görür," buyurdu. O zat:

"Bana kıyametten haber ver." dedi. Rasûlüllah (a.s.) "Bu konuda, sorulan sorandan daha bilgili değil­dir." buyurdu. "O halde bana bari onun alâmetlerinden haber ver." dedi. Peygamberimiz (s.a.v.): "Cariyenin kendi sahibesini doğurması ve yalın ayak çıplak, yok­sul koyun çobanlarının bina yapmakta birbirleriyle ya­rış ettiklerini görmendir." buyurdular.

Bundan sonra o zat gitti. Ben hayli bir müdalet (bek­ledim) durdum. Nihayet Rasûlüllah (a.s.): "Ya Ömer o so­ru soran zatın kim olduğunu biliyor musun? buyurdu­lar. Allah ve Rasûlü daha iyi bilir." dedim. "Gerçekten o Cibril'dir. Size dininizi öğretmeye gelmiş." buyurdu­lar.

Mezkur Hadis, İslâm'ın şu hadiste belirtilen beş rük­nünü de içine almıştır: "İslâm beş (temel) üzerine kurul­muştur: Allah'dan başka ilah olmadığına ve Muham-med (a.s.)'in onun Rasûlü olduğuna şehadet etmek, na­maz kılmak, zekat vermek, ramazan orucunu tutmak, yol bakımından imkânı olanlar için hacca gitmek.".

İşte bir müminin imanın rükünlerinin hepsine birden inanması gerekir. Bunlardan birini inkar eden kafir olur.

İslâm'ın ve imanın rükünlerini zikrettikten sonra, di­nin emareleri (alâmetleri) konusunda kayda değer bir beyt vardır.

Dinin alâmetleri (dörttür): Samimi niyet, sözünde durmak, yasağı terketmek (yapmamak) ve sağlam inançlı olmak.


Ahmed Muhammed Davud, Akidetü’t, Tevhid, Ravza Yayınları: sayfa 14-17.
 
Geri
Üst