"İLerici ittifak" nasıL yattı?

mr.aLi

Moderatör
Moderatör
Katılım
1 May 2008
Mesajlar
6,784
Reaction score
0
Puanları
0
Britanya’da Liberal Demokratlar koalisyonu İşçi Partisi’yle değil Muhafazakarlarla kurdu, peki neden?

cameron%20ve%20kar%C4%B1s%C4%B1%2010%20downing.hmedium.jpg


Büyük Britanya'nın yeni Başbakanı David Cameron ve eşi Samantha başbakanlık konutu 10 Downing Street'e giriyor

Bizim Türkçe’de hatalı olarak İngiltere dediğimiz Britanya (çünkü İngiltere, Britanya’yı oluşturan 4 ülkeden biri yalnızca) hiç alışık olmadığı şeyler yaşadı. Seçimlerde uygulanan dar bölge sistemi en fazla oyu alan partiyi diğer tüm partilerin aleyhine kayırarak mecliste tek başına çoğunluğa kavuştururdu, ama bu sefer öyle olmadı.

Britanya, enteresandır, Perşembe günleri sandığa gider. Ve Cuma günü kimin Başbakan olduğu bellidir. Partilerin bu son seçimdeki oy dağılımı ise 1974’ten beri ilk defa kilitlenmiş bir meclis çıkardı.

Britanyalılar alışkın değil böyle şeylere dedik. Geçen Cuma’dan beri Liberaller önce Muhafazakarlarla, sonra da İşçi Partisi’yle olası bir koalisyon için pazarlık masasındaydı. Dün akşam ülkenin başbakanının Muhafazakar lider David Cameron, koalisyon ortağının ise Liberal Demokrat Parti olacağı kesinleşti. Ama seçimi takip eden 5 gün boyunca yaşandığı zannedilen “belirsizlik” yüzünden özellikle Muhafazakar Parti yanlısı, öyle “bir kısım” da değil, medyanın büyük kısmı mütemadiyen çığırıp durdu (halbuki ne olacaktı ki, eninde sonunda elbette bir hükümet kurulacaktı. Ayrıca pazarlıklar da çok hızlı ilerledi. Ama gel de bunu elin İngilizine, pardon Britanyalısına anlat).

Popülist bir bulvar gazetesi olan ve başlıca özelliği kadın memesi odaklı görsel malzeme kullanmak olan Daily Star “Soytarılar! Hep kendinizi düşünüyorsunuz. Kurun artık şu hükümeti” gibi bir manşetle çıktı. Hadi o gazete dandik, onu bir kenara bırakalım. Pek çok “Britiş” basın ve yayın kuruluşunun sahibi olan -ki bu kuruluşlar yayınlarıyla ayan beyan Muhafazakar Parti’yi destekliyor- Rupert Murdoch’un The Sun gazetesinin Salı günkü “kaos” başlığı, Muhafazakar yanlısı basının hislerine tercüman olacak cinstendi.

BASIN NEREDEYSE “TEK SES”


Yeri gelmişken, Britianya basınının Muhafazakar Parti’ye meyli öyle böyle değil. Daily Mirror, Guardian ve Independent dışındaki bütün gazeteler Cameron’un partisini destekliyorlar. Britanya sermaye sınıfı, acı reçeteyle kamu harcamalarını kısacak olan (çünkü bütçe açığı bu ülkede belki de en büyük sorun, tabii ki 2008 krizinden beri), zengin dostu Muhafazakar Parti’yi desteklemekle kendi açısından akıllıca olanı yapıyor. Eh, bu destek eldeki medyayla da dile getirilecek ki bir işe yarasın, değil mi?

Cameron’un başbakanlığının kesinleştiği dün akşama kadar, onca koalisyon pazarlığı haberinin ve spekülasyonun içinde en çok duyulan sözcüklerden biri, ilerici (“progressive”) idi. İlerici koalisyon, ilerici ittifak, ilerici güçler… Bununla kastedilen, İşçi ve Liberal Demokrat partilerinin bir koalisyon kurarak iktidarı alması, Muhafazakar Parti’yi dışarıda bırakmasıydı. Aslında bu iki partinin toplam milletvekili sayısı da mecliste çoğunluğa ulaşmıyor. Olası koalisyonları mecburen; merkez solda yer alan İskoç Ulusal Partisi ve Galler Partisi, Kuzey İrlandalı Katoliklerin iki partisinden biri olan Sosyal Demokrat İşçi Partisi, mecliste birer sandalye kazanan Yeşiller Partisi ve Kuzey İrlanda’dan İttifak Partisi’nin hepsinden veya çoğundan destek isteyecekti. İş biraz karışıktı yani.

Aslında yukarıda adı geçen küçük partilerin bir İşçi Partisi-Liberal Demokrat koalisyonuna destek vermesi fevkalade olasıydı. Ama burda da zurnanın zırt dediği yerler vardı. Misal, İskoç Ulusal Partisi (İUP) ile İşçi Partisi’nin ilişkileri fevkalade sürtüşmeli olduğu için, İUP liderinin “İşçi ve Liberal partileri arasındaki ilerici bir ittifaka destek veririz” açıklaması İşçi Partisi cephesinden “Sağol, biz almayalım” diye karşılandı.

UMUT İKİ GÜNDE SÖNDÜ


Ancak Liberal Demokratların her iki büyük partiyle yaptıkları görüşmelerden bir ilerici ittifakın değil, Muhafazakar-Liberal koalisyonunun çıkmasının daha önemli sebepleri var. O tür bir ittifaka karşı olduğunu ifade eden İşçi Partililer, “koalisyon müzakereleri yürütülürken fikrimiz alınmıyor, biz neciyiz burada?” diye isyan eden İşçi Partili milletvekilleri, beri yanda kendileriyle müzakere yürüten İşçi Partili yöneticilerin pek de ciddi görünmediklerinden yakınan Liberal idareciler… Tüm bunlar, Gordon Brown’ın, yıpranmış isminin partisine vereceği zararı ortadan kaldırmak için parti liderliğinden ayrılacağını ilan etmesiyle bir anda ciddiyet kazanan İşçi Partisi-Liberal koalisyonu olasılığını iki günde söndürdü.

İşçi Partisi ve Liberaller yanlarına bütün o küçük partileri alıp iktidara gelseler hakikaten değişik bir şey olacaktı. İktidarı hak ettiğini düşünürken kendini bir anda muhalefette bulacak Muhafazakarların hışımlı ve hırçın muhalefeti ile medyanın sürekli saldırısı bu pamuk ipliğine bağlı koalisyonun sonunu birkaç senede getirirdi muhtemelen. Ama böylesi bir koalisyonun yapacağı ilk işlerden biri seçim kanunu değiştirip, dar bölgenin yerine nispi temsil sistemini getirmek olacağı için, bir sonraki seçimde şimdikinden daha az oy alıp daha çok milletvekili çıkarmaları bile mümkün olabilecekti.

SEÇİM SİSTEMİ PAZARLIKLARI

Seçim sisteminde değişiklik, Liberal Demokratların ısrarla istediği bir şey ve bunda da kendi açılarından haklılar. Britanya’da dar bölge sistemi uygulanıyor ve tek sandalyeli bölgelerde en çok oyu alan aday meclise gitmeye hak kazanıyor. Diğer adaylara verilen oylar çöpe gidiyor. Bu sistem yüzünden Liberal Demokratlar geçen seçimdeki oyunu yüzde 1 arttırdığı halde meclise 5 milletvekili daha az soktu.

Sistemin değiştirilmesi konusu, müzakereler sırasında Liberal Demokratları yanlarına çekmeye çalışan her iki büyük parti tarafından da gündeme getirildi. Muhafazakarlar, “alternatif oy” adlı sistemi referanduma sunmayı vaat etti. Bu sistemde gene dar bölge esas, ama tercih ettiğiniz tek bir adayın karşısına çarpı koymak yerine adayların yanına 1, 2, 3… yazarak bir tercih sıralamasında bulunuyorsunuz. İşçi Partisi ise daha cesur bir teklifte bulundu Liberallere. Alternatif oya hemen geçelim, bunu onaylatmak amacıyla referandum düzenleyelim, zamanla tam nispi temsile de geçeriz dediler.

Hasıl-ı kelam; Britanya’da statüko galip geldi, siyaset oyununun en canlı bölümünde perde indi, şimdi kamu harcamalarında kesintilerle bezeli bir acı reçete uygulanmaya başlayacak. İşçi Partisi belki de en doğrusunu yaptı.



 

Ekli dosyalar

  • cameron%20ve%20kar%C4%B1s%C4%B1%2010%20downing.hmedium.jpg
    cameron%20ve%20kar%C4%B1s%C4%B1%2010%20downing.hmedium.jpg
    13.2 KB · Görüntüleme: 2,395
Geri
Üst