İktisat ve Din Pazarını Birleştirenler...

Vtnsvr

New member
İktisat ve Din Pazarını Birleştirenler...


Yazan: Erol MANİSALI on 03 Mart, 2008 15:29:06



AKP iktidarında iktisat ve din piyasaları arasında yakınlaşmadan da öte, bütünleşmelerin ortaya çıktığını görüyoruz.

- Bir yandan makro (ve ulusal) ekonomi tamamen piyasaya devredilirken diğer yandan, "dinci öğeler" , makro ekonominin ve piyasanın içinde ağırlıklarını arttırmaya başladılar.

- "Yalnız dinsel değil, dinci çevrelerin de katılımı ile" Türkiye ilginç bir yeniden yapılanma sürecine itilmeye başlandı.

Din faktörü, Türkiye'deki "iktisadi piyasanın" , asli ve ağırlıklı bir parçası olmaya başladı. Din faktörünün iktisadi piyasadaki bu katılımının, "hem nitelik hem de nicelik olarak" genişleyip derinleştiğini görüyoruz. Şöyle özetleyelim:

1) Bir taraftan "dinci çevrelerin iktisadi piyasadaki ağırlıkları sayısal olarak artmaya başladı." Dinci şirketlerin (ve sermayenin) sanayi, tarım, hizmetler ve enerji alanlarındaki sayıları hızla genişledi. Kamu sektöründe, bu çevrelerin istihdamı yükseldi, devletin en üst kurumlarına kadar ulaştı.

2) Bu sayısal genişleme ve işgal yanında , "nicelikten ayrı olarak nitelik yönünden de" dinsel öğelerin derinleşmeye başladığını görüyoruz. "Helal gıda "dan, namaz vakti işlerin durmasına kadar her alanda "dinsel derinleşmeler" yapay bir biçimde öne çıkarılıyor.

THY'de seyahat edenler son 4-5 yıldır kadın personelin (hosteslerin) hızla azaltıldığını fark etmişlerdir. Üniversitelerde türban meselesi, " dinsel piyasadaki derinleşmenin bir uzantısıdır" .

- Kamusal alanın "dinsel öğelerle (simgelerle) işgali" üniversitelerden başlatılacak; bir sonraki ayakta, "bitirenlerin mağdur olmamaları gerekçesiyle" , hastanelerden mahkemelere, bakanlıklardan Meclis'e yayılmaya çalışılacaktır.

- Bunu, "dinci ve dinsel piyasalarda yaygınlaşma ve derinleşme" olarak tanımlayabiliriz.

Uçak personelinden okula, hastaneden işyerine kadar "dinsel piyasanın derinleştirilmesi" , sessiz ve sivil darbeden başka bir şey değildir. İçeriğini göz önüne alarak bunu, "dinci darbe" olarak adlandırmak hiç de yanlış olmaz.

İktisat piyasası nasıl değişti?

Paranın, sermayenin, malların, hizmetlerin ve insan gücünün oluşturduğu piyasalarda neler değişti?

- Kamusal olan olmayan her şey piyasaya bırakılmaya başlandı. Almanya'da, Fransa'da, Belçika'da kamunun (devletin) elinden bırakmadığı alanlar, bizde piyasaya devredildi. Örneklerini bu köşede sık sık yazdım. Ve bu piyasa, bankasından iletişimine kadar hızla yabancı tekellerin eline geçmeye başladı.

- Yerli (ulusal) sanayi geriledi, sanayiciler ithalatçı oldu. Dış ticaret açığımızı ve dış borcumuzu arttıran politikalar, "bilinçli bir biçimde uygulamaya kondu" . Uygulamaya koyanlar IMF, AB ve onlarla işbirliği yapan hükümetlerdir.

- İşte, "bütün işlerin serbest piyasaya devredilmesi" , yapılmaması gereken uygulamaların, "serbest piyasa" marifetiyle, rahatça yürütülmesine olanak sağladı.

- Batı Avrupa'da bile yapılmayan , "kamusal nitelikteki iktisadi faaliyetlerin piyasaya devredilmesi" Türkiye'de, " dinci piyasayla iktisadi piyasasının bütünleştirilmesine" olanak sağladı. Türk ekonomisinin sallanıp, silkelenip içinin tersyüz edilerek piyasaya devri, dinci yapılanmaların yolunu açtı.

Serbest piyasa üzerinden, "dinci ve dinsel öğeler" hızla devreye sokuldu. Aynen öğrenci yurtlarında olduğu gibi: Devleti devreden çıkaranlar, "öğrencileri tarikatçı yurtların önüne attılar" . Burada da "kamusal faaliyetleri özel piyasaya devrederek" onların, dincilerin eline geçmesine olanak sağladılar.

Birleşme ne getirdi?

Dinciler, iktisadi ve dini pazarı birleştirerek şu amaçlara ulaştılar:

- Dinci şirketlerin, sanayide, tarımda, hizmetlerde, enerjide, sağlıkta, eğitimde ve medyada paylarını "serbest piyasa sayesinde" arttırdılar.

- "Dinci" genişleme yanında, "dinsel derinliklere" yöneldiler. "Helal gıda" dan, uçaklarda kızların azaltılmasına kadar, "nitelik değişiklikleri" ne giriştiler.

Dinci toplumsal dönüşüme, "yatay genişlikler yanında, dikey derinlikler" kazandırdılar " Türban, dikey derinliğin bir simgesi haline geldi.

Eğitimin "dinci ve dinsel boyutlarıyla işgali" , Türkiye'nin geleceğinin ele geçirilmesi anlamını taşır. Türbanı bir özgürlük gibi görenler aslında "eğitim yoluyla dinci işgale özgürlük tanımış oluyorlar" .

AKP iktidarında iktisadi piyasalarla dini (ve dinci) piyasaların birleştirilmeleri, "serbest piyasa üzerinden dinci yapılanmaya ortam hazırlamak içindir" . Bunun da sonuçlarını almaya başladılar.

Özelleştirme ve piyasalaştırmanın üzerine oturtulan dinci yapılanma, sosyal ve siyasal düzeni otomatiğe bağlanmış bir biçimde değiştirmeye başladı. Şimdi tek engel olarak "yargı sistemini" görüyorlar...

 

HTML

Üst