VolkaN
Altın Üye
- Katılım
- 28 Haz 2007
- Mesajlar
- 8,232
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 38
Deniz Baykal bundan tam 35 yıl önce, 1973 yılında girdiği siyaset sahnesinde CHP Genel Başkanı olarak yer almaya devam ediyor. Yetmiş yaşına gelmiş olmasına rağmen, 10. kez seçildiği CHP Genel Başkanlığı'nı şimdilik kimselere bırakmaya niyetli görünmüyor.
O da daha öncekiler gibi iktidar şehvetinden vazgeçemeyen, ben olmazsam ülke batar mantığını taşıyan bir lider. Tıpkı Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Mesut Yılmaz gibi siyasetten normal yollarla ayrılamayan bir lider. Seçimle gelelim ve hep biz iktidar olalımcı.
Bu 35 yıl içerisinde dünya, dünya kadar lider gördü. Margaret Thatcher, Helmut Kohl, John Major, Tony Blair, Helmut Schmidt, Willy Brandt, Valery Giscar d'Estaing, Jacques Chirac, Papadopulos, Reagan, Carter, baba Bush, Olaf Palme, Vaclav Havel, saymakla bitirmenin mümkün olmadığı onlarca lider vazifelerini gördükten sonra görevi kendisinden sonra gelene devretti. Batı'da bir dönem ülkeyi yönettikten sonra iktidarı bırakıp köşesine çekilen, belki hobilerine dönen liderlerden Türkiye'de görmek mümkün değil. Bir Erdal İnönü'yü dışarıda tutarsak bizim liderlerimiz kaç yaşında olurlarsa olsunlar bu iktidar şehvetinden vazgeçemiyor.
Bütün hayatı siyaset esnaflığıyla geçmiş, siyasetten başka yapacak bir şeyleri olmayan bu insanların siyasetteki bütün başarısızlıklarına rağmen iktidardan vazgeçmek istememelerinin sebebi ne olabilir? Bu sadece Türkiye'de değil, mesela; adı krallık yerine cumhuriyet olan (Mısır'da Hüsnü Mübarek, Suriye'de Hafız Esad, Irak'ta Saddam Hüseyin, Filistin'de Yaser Arafat) ülkelerde de iktidar ele geçirildikten sonra asla vazgeçilmeyen bir şey. Lideri iktidardan ancak ölüm ayırabiliyor. Türkiye, bu ülkelere göre biraz daha demokratik teamüllere sahip bir ülke olduğu için devlet yönetiminde bu kadar uzun süre kalan kimse olmuyor ama, kendi partilerinde iktidarlarını on yıllarca sürdürebiliyorlar.
Deniz Baykal, tıpkı Demirel gibi Soğuk Savaş'tan kalma bir lider. Gerginlik, tedirginlik, çekişme ve gerilimden beslenen bir politikacı. Bu liderlerin düşünce dünyalarının şekillendiği zamanlar dünya iki kutupluydu. Rusya ile Amerika görünüşte de olsa büyük bir rekabet içindeydi. İnsanlar sosyalist ya da kapitalist diye ikiye ayrılırdı ve ülkeyi birinden birinin ele geçireceği düşünülürdü. Yani sürekli kavga, sürekli gerilim, endişe içerisindeydiler. Onun için şimdiki dünyayı anlayamıyorlar. Dünyanın laiklik diye bir sorununun kalmadığını fark edemiyorlar. 19. yüzyıl ile 20 yüzyılın başındaki pozitivist anlayışın yerle bir olduğunu, çağdaş devletlerin din ile barışık yaşadıklarını görmüyorlar.
Hasılı; insanoğlu otuz yıl da sürse, kırk yıl da sürse ömrünü bitirip bu dünyadan göçüyor. Önemli olan bundan sonra geriye ne bıraktığı, nasıl anıldığı, tarihin sayfalarına nasıl geçtiği... Liderler isterlerse ya Turgut Özal gibi yıllarca arkasından ağıt yakılan, dua okunan birisi ya da yaşarken bile beddua okunan bir adam olabilirler. Deniz Baykal, bu toplumun devlet ile barışmasında aracılık yapabilirdi. Kendini devlet olarak gören anlayışla toplumun uzlaşmasını sağlayabilirdi. Ama o, her zoru gördüğünde gerginlikten yana tercihini kullandı. Sizce Deniz Baykal tarihe nasıl geçecek?
kaynak
O da daha öncekiler gibi iktidar şehvetinden vazgeçemeyen, ben olmazsam ülke batar mantığını taşıyan bir lider. Tıpkı Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Mesut Yılmaz gibi siyasetten normal yollarla ayrılamayan bir lider. Seçimle gelelim ve hep biz iktidar olalımcı.
Bu 35 yıl içerisinde dünya, dünya kadar lider gördü. Margaret Thatcher, Helmut Kohl, John Major, Tony Blair, Helmut Schmidt, Willy Brandt, Valery Giscar d'Estaing, Jacques Chirac, Papadopulos, Reagan, Carter, baba Bush, Olaf Palme, Vaclav Havel, saymakla bitirmenin mümkün olmadığı onlarca lider vazifelerini gördükten sonra görevi kendisinden sonra gelene devretti. Batı'da bir dönem ülkeyi yönettikten sonra iktidarı bırakıp köşesine çekilen, belki hobilerine dönen liderlerden Türkiye'de görmek mümkün değil. Bir Erdal İnönü'yü dışarıda tutarsak bizim liderlerimiz kaç yaşında olurlarsa olsunlar bu iktidar şehvetinden vazgeçemiyor.
Bütün hayatı siyaset esnaflığıyla geçmiş, siyasetten başka yapacak bir şeyleri olmayan bu insanların siyasetteki bütün başarısızlıklarına rağmen iktidardan vazgeçmek istememelerinin sebebi ne olabilir? Bu sadece Türkiye'de değil, mesela; adı krallık yerine cumhuriyet olan (Mısır'da Hüsnü Mübarek, Suriye'de Hafız Esad, Irak'ta Saddam Hüseyin, Filistin'de Yaser Arafat) ülkelerde de iktidar ele geçirildikten sonra asla vazgeçilmeyen bir şey. Lideri iktidardan ancak ölüm ayırabiliyor. Türkiye, bu ülkelere göre biraz daha demokratik teamüllere sahip bir ülke olduğu için devlet yönetiminde bu kadar uzun süre kalan kimse olmuyor ama, kendi partilerinde iktidarlarını on yıllarca sürdürebiliyorlar.
Deniz Baykal, tıpkı Demirel gibi Soğuk Savaş'tan kalma bir lider. Gerginlik, tedirginlik, çekişme ve gerilimden beslenen bir politikacı. Bu liderlerin düşünce dünyalarının şekillendiği zamanlar dünya iki kutupluydu. Rusya ile Amerika görünüşte de olsa büyük bir rekabet içindeydi. İnsanlar sosyalist ya da kapitalist diye ikiye ayrılırdı ve ülkeyi birinden birinin ele geçireceği düşünülürdü. Yani sürekli kavga, sürekli gerilim, endişe içerisindeydiler. Onun için şimdiki dünyayı anlayamıyorlar. Dünyanın laiklik diye bir sorununun kalmadığını fark edemiyorlar. 19. yüzyıl ile 20 yüzyılın başındaki pozitivist anlayışın yerle bir olduğunu, çağdaş devletlerin din ile barışık yaşadıklarını görmüyorlar.
Hasılı; insanoğlu otuz yıl da sürse, kırk yıl da sürse ömrünü bitirip bu dünyadan göçüyor. Önemli olan bundan sonra geriye ne bıraktığı, nasıl anıldığı, tarihin sayfalarına nasıl geçtiği... Liderler isterlerse ya Turgut Özal gibi yıllarca arkasından ağıt yakılan, dua okunan birisi ya da yaşarken bile beddua okunan bir adam olabilirler. Deniz Baykal, bu toplumun devlet ile barışmasında aracılık yapabilirdi. Kendini devlet olarak gören anlayışla toplumun uzlaşmasını sağlayabilirdi. Ama o, her zoru gördüğünde gerginlikten yana tercihini kullandı. Sizce Deniz Baykal tarihe nasıl geçecek?
kaynak