İkide Bir'de bölünme fikri tartışıldı

BurakƷ5

Moderatör
Moderatör
Katılım
22 Haz 2008
Mesajlar
5,314
Reaction score
0
Puanları
36
Yaş
34
Konum
Dünyanın neresinde olursan ol, bulunduğun yerde de
531766_detay.jpg

HABERTÜRK TV’de Nihal Bengisu Karaca ve Serdar Turgut, Ertuğrul Özkök’ün “Birlikte yaşamak zorunda mıyız” başlıklı yazısını tartıştı

Serdar Turgut: Ertuğrul Bey bu işi yazı yazarken çok açık oynuyor. Çok açık oynuyor. ‘Ben provokatörüm’ diyor. ‘Ben zihinsel provokasyona gidiyorum’ diyor. Nedir bu? Tartışacaksınız ve de yaptı yapacağını. Çok da iyi oldu. Ayrılma, bölünme, özerklik, federasyon gibi kavramları da fobi olarak görmüyorum. Bunlarında tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Ve bunu Kürtler’in tartışacağı zannedilerek herkes algılıyordu. Ertuğrul bir şey yaptı tersten çakarak, hadi bakalım Türkler açsın bu konuyu diyerek, iyi de oldu ve sonunda da hayırlı bir noktaya geldiğini düşünüyorum bugün itibariyle bu tartışmanın.

Nihal Bengisu Karaca: Hürriyet Gazetesi’nin geçmişinde bölünmüş Türkiye haritası önünde göründüğü ileri sürülerek Ahmet Kaya’ya ‘Vay şerefsiz, vay hain’ manşetlerinin atılması durumu var. Hatta Ertuğrul Özkök itham edildi. Hatta yakın zamanlarda oldu bu. Bununla ilgili insan geçmişiyle tutarlı olmak zorunda değil, farklı düşüncelere evirilebilir ama insanın zihni haritası provokatörlük yapacağım diye bu kadar, bilmiyorum sorumsuz da davranma hürriyeti var mı aydının, bu birinci endişe kaynağım.

İkincisi, yani bunu evet Kürtler tartışabilirdi ama Kürtler’e tartışma zemini sağlayabilseydik. Şimdi bu beyaz Türkler’in tartışabileceği bir mevzu değil ve içinde olduğumuz mevcut koşullarda yasal düzenlemeler de bu haldeyken ne yazık ki Türkler’in tartışacağı bir mevzu oluyor. Oysa bunu evet çok daha önce de belki Kürtler özgürce tartışabilmeliydi. Ama şimdi ne oluyor?

Serdar Turgut: Sizin dediğiniz beyaz Türkler de Kürtler’in bu konuyu sınırsızca tartışmasını istiyorlar.

Nihal Bengisu Karaca: Ama tartışamazlar, böyle bir gerçeklik var. Bunları tartışanlar cezaevinde. Şu ihtimali ben dikkate almak durumundayım. Sorumsuzluk lafını ondan kullandım. Bunun gazı ile konuşacak Türkler’i cezaevi bekliyor. Türk Ceza Kanunundan dolayı, bölünmekten bahsetmek, bunu tartışılabilir görmek, yasal olarak suç gerektiriyor. Hali hazırda bunu tartışmaya yeltendiği için yıllarını cezaevinde çürütmüş insanlar var. Bu durum neyi gösteriyor, biliyor musunuz? Bu durum aslında eşit olunmadığını gösteriyor. Yani birtakım Türkler, Kürtler bunu tartışsın diye Kürtler’in önüne böyle bir paket bırakıyor, o paketi kucakladıkları anda Kürtler’i gerçekten ciddi tehlikeler bekliyor. İkincisi bu Türkler’le Kürtler’in eşit olmadığını gösteriyor. Ertuğrul Özkök bunu söyledi diye başına sıkıntılı bir şey gelecek değil. Ama bunu Altan Tan söylediğinde başına gelecekleri ben bile tahayyül edemiyorum.

Serdar Turgut: Bu da hayırlı bir şey değil midir? Bunu göstermesi bile hayırlıdır, demek ki diğerlerinin de başına bir şey gelmemesi için bir süreç başlatmalıyız. Tamam, bunları konuşalım, daha demokrat Türkiye, daha özgür Türkiye, Kürtler’e de özgürlük, daha demokrat bir Türkiye’de Kürtlerinin yerinin tam olması lazım.

Serdar Turgut: Bir şey söylemek istiyorum. Ertuğrul bir yazar olarak bundan sonra ne yaparsa yapsın geçmişte bir yayın yönetmeni olarak yaptıklarıyla mı değerlendireceğiz. Bundan sonraki hayatında böyle şeyler üzerinde düşünmesin mi?

Nihal Bengisu Karaca: ‘Ben provokatörüm’ iddiasıyla ortaya çıkıyor. Bu tip mevzular ‘Ben provokatörüm’ şeklindeki plastik, sanatsal, şaşalı şeylerle süslenebilir ve içinden kolayca sıyrılabilir görünmüyor bana, bu benim fikrim.

Soralım bakalım Kürtler bizimle yaşamak istiyor mu diye sormak ayrı şey, Türkler Kürtler’le yaşamak istiyor mu diye sormak başka şey, daha yukarıdan, baskın unsurun, bu soruyu sorması, Türkiyelilik diyoruz, Türk üst kimliği diyoruz. Türkiye Türklerindir, bu gazetenin sloganı. Bu sloganla çıkan bir gazetede bu cümlenin kurulması ‘Türkler, Kürtlerle birlikte yaşamak istiyor mu’ cümlesinin çıkması biraz Kürtler’i marjinalize etmeye doğru giden bir niyetin göstergesi. Burada kahin olmak ya da ince satır arası gözlemleri yapmaya gerek yok, pek şık bulmuyorum bunu demokratik üsluba uygun görmüyorum.

kaynak
 
Geri
Üst