icemen
New member
- Katılım
- 7 Şub 2007
- Mesajlar
- 20,136
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
1-ŞEREF GÖRKEY
Bir futbolcu düşünün... Maçta bir gol atıyor ama voleleri meşhur olduğu için seyirci golü beğenmiyor... O da gidip hakeme itiraz ediyor: "Hocam golü saymayın. Top elime çarptı." Kimden mi bahsediyoruz? Elbette ki, Beşiktaş'ın efsane forveti Şeref Görkey'den... Nam-ı diğer Voleci Şeref'ten...
Şeref Görkey, 1913 yılında İstanbul'da doğdu. Annesinin söylediğine göre,
yapraklar dökülürken... Çok küçük yaşta Nişantaşı'nda futbola başladı ama yetiştiği yer Beşiktaş Genç Takımı oldu. Kısa sürede yıldızı parlayan Şeref Görkey, 16 yaşında kapısından adımını attığı Beşiktaş'tan bir daha hiç kopmadı.
Şeref Görkey, ilk resmi maçını İstanbulspor'a karşı oynadı. Hep 10 numara giydi ve futbolu da 10 numara olarak bıraktı. Görkey, o yılları şöyle anlatıyordu: "Çok iyi bir ekiptik. Benden bir sene sonra 1931'de Hakkı (Baba Hakkı) takıma geldi. Hüsnü Sağman, Hayati, Adnan vardı. Önümüze geleni yenerdik. O zamanlar Beşiktaş'ın taraftarı artmaya başladı. İki-üç bin taraftara top oynamaya başladık. Rakipleri bazen çok eziyorduk. Hakkı bazen yanıma gelip, "Yahu Şeref, Fevzi ile İbrahim'e de söyleyelim de çok atmayalım. Üzülüyor çocuklar" derdi. Üç-dört gol atıp bırakırdık.
Görkey, derbilerin de unutulmaz golcüsüydü. Galatasaray'a 30, Fenerbahçe'ye 13 kez gol atarak, Baba Hakkı'nın ardından derbilere damgasını vurmayı başardı
Büyük Efsane, futbol hayatı boyunca attığı toplam 320 golün 99'unu voleyle kaydetti. Hiç penaltıdan golü yoktu. Çünkü duran topların fileye gitmesini gol olarak görmüyordu Şeref Görkey. Meşhur voleleri sorulduğunda da hemen Baba Hakkı'yı anıyordu: "Attığım gollerin çoğunda Hakkı'nın emeği vardır. Baba Hakkı, Şükrü Gülesin gibi topu ayağına lokum misali oturtan arkadaşların varsa, o voleleri sen de atarsın!"
Bir keresinde Fenerbahçe'ye normal bir gol atmış Görkey. Tribünlerden hemen "Sana yakışmadı" şeklinde sitemler yükselmiş. Bunun üzerine Şeref Görkey'le hakem arasında şu diyalog yaşanmış:
Şeref Görkey: Hocam bu golü saymayın.
Hakem: Neden?
Şeref Görkey: Elime çarptı hocam
Hakem: Ben görmedim ve golü verdim. Artık iptal edemem.
Hakemi "kandıramayan" Görkey, devre arasında soluğu Baba Hakkı'nın yanında alıyor: "İkinci devre hep havadan isterim topları."
İstediği oluyor ve kendisine ilk devrede sitem eden taraftarlardan, muhteşem bir voleyle adeta özür diliyor
Beşiktaş futbol tarihinde, 18'i resmi olmak üzere, tam 22 şampiyonlukta imzası olan Görkey, dönemindeki Milli maç azlığından sadece 1 kez A Milli formayı giyebildi. 12 Temmuz 1936 tarihinde Yugoslavya ile oynanan ve 3-3 biten o maçta da, takımın ilk golünü kaydetti. Aralıksız 20 yıl Siyah-Beyaz formamızı giyen Görkey, futbolculuğu bıraktıktan sonra da futboldan kopamadı. Beykoz ve Adalet'in yanı sıra Beşiktaş'ta teknik direktörlük yaptı. 1962 yılında A Milli Takım'da teknik adamlık görevini üstlendi. 1960 yılında da Beşiktaş Divan Kurulu Üyesi olarak, hizmetlerini sürdürdü
Beşiktaşımız'ın BJK İnönü Stadı'nda yapılan 100'üncü Yıl kutlamalarında da efsane forvetimiz Şeref Görkey aramızdaydı. Büyük golcümüz Feyyaz Uçar'ın koluna giren Görkey, sahanın ortasına kadar yürüdü. 100. yıl meşalemizi Görkey ve Uçar birlikte yaktılar. Bu sırada eski açık tribünden 100. yıla doğru gün, saat, dakika ve saniye sayan dev saat sıfırlandı ve yine aynı tribünde 2 kulenin üstüne yerleştirilen meşaleler yandı. Görkey o günü şöyle anlatıyordu: "Bir zamanlar Taksim Stadı vardı. Şimdi Gezi Parkı'nın olduğu yer. Biz maçlarımızı orada yapardık. Kadıköy'deki Papazçayırı gibi. Ben Taksim Stadı'nı dün gibi hatırlıyorum. Zaten o stadda oynayıp da hâlâ yaşayan başka topçu kalmadı. Şeref Stadı'nda da çok maç yaptık. Şimdi orada da Çırağan Oteli var. Ama İnönü'nün yeri ayrı. Biz oraya Dolmabahçe deriz, Mithatpaşa deriz. Şimdi İnönü diyorlar. Ne maçlarımız oldu orada. Futbolu bıraktığım 1950 yılından bu yana hiç ayağım değmemişti İnönü'nün çimlerine. O gün, 100'üncü yıl kutlamaları için Feyyaz'ın kolunda sahaya girince duyduğum heyecanı anlatamam. Herkes bize bakıyor, seyirciler tribünlerde. Tıpkı eski günlerdeki gibi... Bir an yığılacaktım olduğum yere. Çok heyecanlandım. Hiç böyle bir günüm olmadı. ''Allah bana bu günleri gösterdiği için çok bahtiyarım''
Bir futbolcu düşünün... Maçta bir gol atıyor ama voleleri meşhur olduğu için seyirci golü beğenmiyor... O da gidip hakeme itiraz ediyor: "Hocam golü saymayın. Top elime çarptı." Kimden mi bahsediyoruz? Elbette ki, Beşiktaş'ın efsane forveti Şeref Görkey'den... Nam-ı diğer Voleci Şeref'ten...
Şeref Görkey, 1913 yılında İstanbul'da doğdu. Annesinin söylediğine göre,
yapraklar dökülürken... Çok küçük yaşta Nişantaşı'nda futbola başladı ama yetiştiği yer Beşiktaş Genç Takımı oldu. Kısa sürede yıldızı parlayan Şeref Görkey, 16 yaşında kapısından adımını attığı Beşiktaş'tan bir daha hiç kopmadı.
Şeref Görkey, ilk resmi maçını İstanbulspor'a karşı oynadı. Hep 10 numara giydi ve futbolu da 10 numara olarak bıraktı. Görkey, o yılları şöyle anlatıyordu: "Çok iyi bir ekiptik. Benden bir sene sonra 1931'de Hakkı (Baba Hakkı) takıma geldi. Hüsnü Sağman, Hayati, Adnan vardı. Önümüze geleni yenerdik. O zamanlar Beşiktaş'ın taraftarı artmaya başladı. İki-üç bin taraftara top oynamaya başladık. Rakipleri bazen çok eziyorduk. Hakkı bazen yanıma gelip, "Yahu Şeref, Fevzi ile İbrahim'e de söyleyelim de çok atmayalım. Üzülüyor çocuklar" derdi. Üç-dört gol atıp bırakırdık.
Görkey, derbilerin de unutulmaz golcüsüydü. Galatasaray'a 30, Fenerbahçe'ye 13 kez gol atarak, Baba Hakkı'nın ardından derbilere damgasını vurmayı başardı
Büyük Efsane, futbol hayatı boyunca attığı toplam 320 golün 99'unu voleyle kaydetti. Hiç penaltıdan golü yoktu. Çünkü duran topların fileye gitmesini gol olarak görmüyordu Şeref Görkey. Meşhur voleleri sorulduğunda da hemen Baba Hakkı'yı anıyordu: "Attığım gollerin çoğunda Hakkı'nın emeği vardır. Baba Hakkı, Şükrü Gülesin gibi topu ayağına lokum misali oturtan arkadaşların varsa, o voleleri sen de atarsın!"
Bir keresinde Fenerbahçe'ye normal bir gol atmış Görkey. Tribünlerden hemen "Sana yakışmadı" şeklinde sitemler yükselmiş. Bunun üzerine Şeref Görkey'le hakem arasında şu diyalog yaşanmış:
Şeref Görkey: Hocam bu golü saymayın.
Hakem: Neden?
Şeref Görkey: Elime çarptı hocam
Hakem: Ben görmedim ve golü verdim. Artık iptal edemem.
Hakemi "kandıramayan" Görkey, devre arasında soluğu Baba Hakkı'nın yanında alıyor: "İkinci devre hep havadan isterim topları."
İstediği oluyor ve kendisine ilk devrede sitem eden taraftarlardan, muhteşem bir voleyle adeta özür diliyor
Beşiktaş futbol tarihinde, 18'i resmi olmak üzere, tam 22 şampiyonlukta imzası olan Görkey, dönemindeki Milli maç azlığından sadece 1 kez A Milli formayı giyebildi. 12 Temmuz 1936 tarihinde Yugoslavya ile oynanan ve 3-3 biten o maçta da, takımın ilk golünü kaydetti. Aralıksız 20 yıl Siyah-Beyaz formamızı giyen Görkey, futbolculuğu bıraktıktan sonra da futboldan kopamadı. Beykoz ve Adalet'in yanı sıra Beşiktaş'ta teknik direktörlük yaptı. 1962 yılında A Milli Takım'da teknik adamlık görevini üstlendi. 1960 yılında da Beşiktaş Divan Kurulu Üyesi olarak, hizmetlerini sürdürdü
Beşiktaşımız'ın BJK İnönü Stadı'nda yapılan 100'üncü Yıl kutlamalarında da efsane forvetimiz Şeref Görkey aramızdaydı. Büyük golcümüz Feyyaz Uçar'ın koluna giren Görkey, sahanın ortasına kadar yürüdü. 100. yıl meşalemizi Görkey ve Uçar birlikte yaktılar. Bu sırada eski açık tribünden 100. yıla doğru gün, saat, dakika ve saniye sayan dev saat sıfırlandı ve yine aynı tribünde 2 kulenin üstüne yerleştirilen meşaleler yandı. Görkey o günü şöyle anlatıyordu: "Bir zamanlar Taksim Stadı vardı. Şimdi Gezi Parkı'nın olduğu yer. Biz maçlarımızı orada yapardık. Kadıköy'deki Papazçayırı gibi. Ben Taksim Stadı'nı dün gibi hatırlıyorum. Zaten o stadda oynayıp da hâlâ yaşayan başka topçu kalmadı. Şeref Stadı'nda da çok maç yaptık. Şimdi orada da Çırağan Oteli var. Ama İnönü'nün yeri ayrı. Biz oraya Dolmabahçe deriz, Mithatpaşa deriz. Şimdi İnönü diyorlar. Ne maçlarımız oldu orada. Futbolu bıraktığım 1950 yılından bu yana hiç ayağım değmemişti İnönü'nün çimlerine. O gün, 100'üncü yıl kutlamaları için Feyyaz'ın kolunda sahaya girince duyduğum heyecanı anlatamam. Herkes bize bakıyor, seyirciler tribünlerde. Tıpkı eski günlerdeki gibi... Bir an yığılacaktım olduğum yere. Çok heyecanlandım. Hiç böyle bir günüm olmadı. ''Allah bana bu günleri gösterdiği için çok bahtiyarım''
2-HAKKI YETEN (BABA HAKKI)
1 yaşında iken ailesi İstanbul'da Beşiktaş semtine yerleşti. Babası Binbaşı Mahmut Nedim Bey 1914'de Birinci Dünya Savaşı'nda şehit düşünce o da asker olmaya karar verdi.
Bu dönemlerde Halıcıoğlu Askeri Lisesi'nde futbola başladı. 1931 yılında Hakkı Karagümrük'te oynarken Şeref Bey Fenerbahçeli Zeki Rıza Sporel'den daha atik davranarak daha atik davranarak Beşiktaş'a maletti. 17 yıl boyunca Beşiktaş formasını giydi ve bu dönemde takım kaptanlığı yaptı. Beşiktaş'ta futbol oynadığı dönemde 8 İstanbul Lig, 3 İstanbul Şilt Kupası, 1 İzmir Uluslarası Fuar Kupası, 3 Milli Lig Şampiyonluğu, 1 Türkiye Kupası, 2 Başbakanlık Kupası, 4 Özel Turnuva Şampiyonluğu kazandı.
Bu arada futbola devam ederken 1937 yılında Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.
Beşiktaş formasıyla gol kralı da oldu. Futbol oynadığı dönemlerde tüm dünya savaş içinde olduğundan milli maçlar çok ender yapılıyordu. Bu sebeple sadece 3 kez Milli formayı giyebildi ve1 gol attı. İngiliz Arsenal'den teklif aldığı ancak kabul etmediği söylenir. Oynadığı 439 maçta 382 gol kaydederek Beşiktaş'ın en golcü futbolcusu olmuştur. Derbilerde de en çok gol atan futbolculardandır. Hem Fenerbahçe'ye hem Galasaray'a 30 gol atarak çok zor kırılacak bir rekora sahiptir.
BABA HAKKIYLA İLGİLİ BİR ANI: Bozkurt Kulübü, Karagümrükle bir maç almıştı Oyun Halıcıoğlu Sahası'nda yapılacaktı Ve maç günü mezkûr sahaya gidildi Saatinde takımlar karşılıklı dizildiği zaman, Bozkurt takımı devrin kuvvetli kulüplerinin
futbolcularıyla takviye edilmişti; Rakip kaleyi zamanın meşhur kalecilerinden; Harbiyeli Paşa Sırrı koruyordu Maç başlamak üzere bizim Baba Hakkı yok; İdareciler ve taraftarlar telaş içinde Hakkı'nın yolunu gözlüyorlardı!!! Oyuna başlandı. Az sonrada Hakkı, Balat istikametinden gelen bir sandal içinde göründü; Taraftarlar oyunu bırakmış sevinçle ona doğru koşmaya başladı Maça geç kaldığını anlamış olacak ki; "Hakkı Baba" sandalda soyunuyordu!!! O sahile çıktı, idareciler da takım kaptanı Sebahattine geldiğini haber verdi. Fakat Kaptan Hakkı'nın geç kalmasına kızarak oyuna sokmadı;
Maçın ikinci yarısında Hakkı'nın oynaması için İdareciler, Sabahattin'i ikna ettiler. Kaptan da verdiği cezayı kâfi görerek bu bomba futbolcuyu oyuna dahil etti;
Ve o gün yarım devre oynayan Hakkı, Bozkurt takımına hem de Sırrı gibi kaleciye; Tam 6 gol attı.. O gün Hakkı'nın şutlarına dayanamayan Sırrı kaleyi terketmişti...
(dünden bugüne karagümrük gençlik kulübü 26-82; ASAF AYÇIL)
1948 yılında bir maçta taraftarın onu ıslıklamasından sonra "Bu formayı bana taraftar giydirdi. Şimdi onlar isteyince de çıkarırım" diyerek futbolu o maçta bırakmıştır.
Futbol Federasyonu'nda asbaşkanlık görevi de yapan Yeten, 3 kez Beşiktaş Başkanlığı yapmıştır. Yönetimde olmasa da her zaman takım içinde söz sahibi olan Hakkı Yeten sert ve otoriter tutumunun ve hem kendi takımındaki hem de rakip takımdaki futbolculardaki ona karşı duyulan saygı nedeniyle Baba Hakkı unvaniyla anılmıştır.
Otoriter yapısı ve takım üzerindeki ağırlığı üzerine anlatılanlar gerçekten bugünkü profesyonel futbolda zor inanılacak olaylardır. Bu anılara örnek olarak; kırmızı kart gören futbolcunun önce Baba Hakkı'ya dönerek, "Çıkayım mı?" diye sorması ve o "Evet" deyince çıkması veya Harp Okulu ile Ankara'da oynanan ve ilk yarısı 3-0 yenik kapanan maçın devre arasında soyunma odasında "Dönüş biletleriniz yırtarım, yürüyerek İstanbul'a dönersiniz" tehditi sonucu maçın ikinci yarısında Beşiktaş'ın 6 gol atarak maçı 6-3 kazanması verilebilir.
Ne kadar amatör ruha sahip olduğuna ve sportmenliğine örnek olarak anlatılan başka bir olay ise şu şekildedir. Fenerbahçe ile Şeref Stadı'nın çamurlu ortamında oynanan maçta Beşiktaş 2 farklı skorla önde gitmektedir. Maçın ortasında Beşiktaş atakları ardarda devam ederken orta sahada Fenerbahçe kaptanının yanına gelen Hakkı Yeten şöyle der: "Arkadaşlarına söyle biraz maça asılsınlar bu maçın zevki böyle çıkmaz."
HACKHELL KARTAL YUVASI FARKIYLA