AntidepresaN
New member
İhbar ediyorum, Adana'da bir PKK kampı var!
Türk toprağında, Adana'daki İncirlik Üssü'nde, Hava Pilot Binbaşı Ferit Dinçer ve eşi Amerikalı bir çavuş ve ona yardım eden erler tarafından yere yatırılarak kelepçeleniyor.
Evet, orası Türk toprağıdır. Çünkü, ABD ile Türkiye arasında imzalanan "Ortak Savunma İşbirliği Anlaşması"na göre Türkiye topraklarında bulunan "Savunma Üslerinin Mülkiyeti" Türkiye'ye, Türk makamlarına aittir. Yani İncirlik'in statüsü elçilikler statüsü gibi değildir. Hal böyleyken, yani, İncirlik Üssü de bir "Türk Toprağı" iken, bir Türk binbaşı ve eşi Türk toprağında Amerikalı çavuş ve erler tarafından otomobilinden çıkartılıyor, yere yatırılarak elleri arkadan kelepçeleniyor. Yılışılıyor, gülüşülüyor, itilip kakılıyorlar. Özetle, PKK'lı bir terörist bir Türk askerini eline geçirirse ne yapacaksa bir Amerikalı da Türk toprağında bir Türk subayı ve eşine aynısını yapıyor.
Hadiseyi Sabah muhabirine anlatan binbaşı :
"-Ölene kadar unutamayacağım dehşet bir durumdu. Bardan çıkan bazı Amerikalılar, o gece bizi kelepçeleyip yere yatıranlara, 'Devam et! Onlar Türk!' diye İngilizce bağırıyorlardı. Kendimizi çok aşağılanmış hissettik. Olayı en üst düzeye taşıyacağız dediler ama hiçbir şey yapmadılar."
Diyor..
Görülüyor ki, Türkiye'deki ABD üsleri PKK'nın barındığı ve Türkiye'yi bölüp parçalamak için eğitim görülüp stratejilerin üretildiği Kandil Dağı'na dönüşmüştür. ABD askerleri Türkiye'de "misafir" ve "müttefik" gibi değil, "hain" ve "düşman" türü faaliyetler içersindedirler. Türkiye'deki ABD üslerinden kalkan helikopterler PKK'ya teçhizat desteği vermekle kalmıyor, Türk toprağında Türk askerinin başına çuval geçirmeyi bir eğlence, gurbette bir "Amerikan futbolu" gibi, bir deşarj vasıtası olarak görüp hayata geçirebiliyorlar. İşin acı tarafı, Türkiye'yi yöneten siyasi erk ile resmi ve sivil bürokrasinin bütün bu olup bitenleri Türk milletinden gizlemeleri ve Türk'ün toprağında Türk'ü arkadan vuranları, PKK'yı destekleyip Türkiye'nin güneyinde bir "Yahudi Kürdistan" kuranları "dost" ve "müttefik" olarak kanatları altına almaları, bir bakıma Türk'ün aleyhine ortaya koydukları her fiile arka çıkmalarıdır.
Bu, PKK kamplarının Türkiye'de Türkler tarafından görmezden gelinmesi gibi ihanete yakın bir hadisedir. Sakın ola ki "abartıyorsun" demeyiniz. Biz ne dediğimizi çok iyi biliyoruz ve bu yazıları "yazamadıklarımızın" da terazisinde tarttıktan sonra kaleme alıyoruz.
Şimdi isterseniz, İncirlik Üssü'nde Türk Binbaşı ve eşine ABD çavuş ve erleri tarafından kelepçe vurulmasından 12, bugünden 13 yıl geriye gidelim ve aynı İncirlik'te, 1993'ün ilk aylarında buranın nasıl Kandil Dağı, burasının nasıl bir PKK üssü haline geldiğine dair bir örneği, Sayın Yüce Katırcıoğlu'nun 10.12.2004 tarihli "Siyaset Ekseni" gazetesinde kaleme aldığı "Kürt Devleti'ni Yahudi Milleti Kuruyor" başlıklı yazısından aktaralım:
"1993'ün ilk aylarında, İncirlik Üssü'nde ABD Genelkurmay Başkanı/NATO Başkomutanı Orgeneral Jhon Shalikashvili'ye verilen gizli brifingde, Amerikan brifing subayı ne demişti? 'PKK'nın görevi, Kürt devletinin kuruluş süreci boyunca Türkiye'yi angaje tutmaktır'
İşte o kuruluş süreci tamamlandı. Kürt devleti fiilen işlemeye başladı. Şimdi yaşanmakta olan süreç, o Kürt devletine hukuki bir statü kazandırma sürecidir."
Görüldüğü gibi, İncirlik Üssü ve diğer AB üsleri PKK için, daha doğrusu Irak'ın kuzeyinde kurulan "Yahudi Kürdistan" için stratejilerin üretildiği, brifinglerin verildiği ve yol haritalarının belirlendiği merkezlere dönüşmüştür. İsrail de bu sürecin içerisinde ABD'nin, PKK'nın ve tabii Irak'ın kuzeyindeki Kürdistan'ın "stratejik ortağı" hatta "koçbaşı"dır. 2003 yılında İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un Kürt liderlere bir mektup yazarak, "Kuzeyde düşündüğünüz Kürt devleti hayalinizi gerçekleştirmenizde, size İsrail'den başka yardım edebilecek bir devlet yoktur!" dediğini de hatırlatalım.
İncirlik'te kelepçelenen Binbaşı Dinçer acısını, "Olayı en üst makamlara taşıyacağız dediler ama hiçbir şey yapmadılar" sözleri ile dile getiriyor.
Bu ne ki?
2003'te İncirlik'te, ABD Genelkurmay Başkanı'na, "PKK'nın amacı Kürt Devletinin kuruluş sürecinde Türkiye'yi angaje tutmaktır" brifinginin, bu toplantıya sızan Türk istihbaratı tarafından bu bilgilerin, askeri ve siyasi makamlara ulaştırmasına rağmen onlarca yıl yapılanlara, yani, 1993 yılından beri bölgede bir Kürt devletinin kurulması için Türk askerlerinin peşmergeleri eğitmesine, Türk hükümetlerinin Barzani ve Talabani aşiretleri arasındaki kavgaları önleyerek, onlara maddi mânevi her türlü yardımı yapmasına ne demeli?
Hasan DEMİR
Türk toprağında, Adana'daki İncirlik Üssü'nde, Hava Pilot Binbaşı Ferit Dinçer ve eşi Amerikalı bir çavuş ve ona yardım eden erler tarafından yere yatırılarak kelepçeleniyor.
Evet, orası Türk toprağıdır. Çünkü, ABD ile Türkiye arasında imzalanan "Ortak Savunma İşbirliği Anlaşması"na göre Türkiye topraklarında bulunan "Savunma Üslerinin Mülkiyeti" Türkiye'ye, Türk makamlarına aittir. Yani İncirlik'in statüsü elçilikler statüsü gibi değildir. Hal böyleyken, yani, İncirlik Üssü de bir "Türk Toprağı" iken, bir Türk binbaşı ve eşi Türk toprağında Amerikalı çavuş ve erler tarafından otomobilinden çıkartılıyor, yere yatırılarak elleri arkadan kelepçeleniyor. Yılışılıyor, gülüşülüyor, itilip kakılıyorlar. Özetle, PKK'lı bir terörist bir Türk askerini eline geçirirse ne yapacaksa bir Amerikalı da Türk toprağında bir Türk subayı ve eşine aynısını yapıyor.
Hadiseyi Sabah muhabirine anlatan binbaşı :
"-Ölene kadar unutamayacağım dehşet bir durumdu. Bardan çıkan bazı Amerikalılar, o gece bizi kelepçeleyip yere yatıranlara, 'Devam et! Onlar Türk!' diye İngilizce bağırıyorlardı. Kendimizi çok aşağılanmış hissettik. Olayı en üst düzeye taşıyacağız dediler ama hiçbir şey yapmadılar."
Diyor..
Görülüyor ki, Türkiye'deki ABD üsleri PKK'nın barındığı ve Türkiye'yi bölüp parçalamak için eğitim görülüp stratejilerin üretildiği Kandil Dağı'na dönüşmüştür. ABD askerleri Türkiye'de "misafir" ve "müttefik" gibi değil, "hain" ve "düşman" türü faaliyetler içersindedirler. Türkiye'deki ABD üslerinden kalkan helikopterler PKK'ya teçhizat desteği vermekle kalmıyor, Türk toprağında Türk askerinin başına çuval geçirmeyi bir eğlence, gurbette bir "Amerikan futbolu" gibi, bir deşarj vasıtası olarak görüp hayata geçirebiliyorlar. İşin acı tarafı, Türkiye'yi yöneten siyasi erk ile resmi ve sivil bürokrasinin bütün bu olup bitenleri Türk milletinden gizlemeleri ve Türk'ün toprağında Türk'ü arkadan vuranları, PKK'yı destekleyip Türkiye'nin güneyinde bir "Yahudi Kürdistan" kuranları "dost" ve "müttefik" olarak kanatları altına almaları, bir bakıma Türk'ün aleyhine ortaya koydukları her fiile arka çıkmalarıdır.
Bu, PKK kamplarının Türkiye'de Türkler tarafından görmezden gelinmesi gibi ihanete yakın bir hadisedir. Sakın ola ki "abartıyorsun" demeyiniz. Biz ne dediğimizi çok iyi biliyoruz ve bu yazıları "yazamadıklarımızın" da terazisinde tarttıktan sonra kaleme alıyoruz.
Şimdi isterseniz, İncirlik Üssü'nde Türk Binbaşı ve eşine ABD çavuş ve erleri tarafından kelepçe vurulmasından 12, bugünden 13 yıl geriye gidelim ve aynı İncirlik'te, 1993'ün ilk aylarında buranın nasıl Kandil Dağı, burasının nasıl bir PKK üssü haline geldiğine dair bir örneği, Sayın Yüce Katırcıoğlu'nun 10.12.2004 tarihli "Siyaset Ekseni" gazetesinde kaleme aldığı "Kürt Devleti'ni Yahudi Milleti Kuruyor" başlıklı yazısından aktaralım:
"1993'ün ilk aylarında, İncirlik Üssü'nde ABD Genelkurmay Başkanı/NATO Başkomutanı Orgeneral Jhon Shalikashvili'ye verilen gizli brifingde, Amerikan brifing subayı ne demişti? 'PKK'nın görevi, Kürt devletinin kuruluş süreci boyunca Türkiye'yi angaje tutmaktır'
İşte o kuruluş süreci tamamlandı. Kürt devleti fiilen işlemeye başladı. Şimdi yaşanmakta olan süreç, o Kürt devletine hukuki bir statü kazandırma sürecidir."
Görüldüğü gibi, İncirlik Üssü ve diğer AB üsleri PKK için, daha doğrusu Irak'ın kuzeyinde kurulan "Yahudi Kürdistan" için stratejilerin üretildiği, brifinglerin verildiği ve yol haritalarının belirlendiği merkezlere dönüşmüştür. İsrail de bu sürecin içerisinde ABD'nin, PKK'nın ve tabii Irak'ın kuzeyindeki Kürdistan'ın "stratejik ortağı" hatta "koçbaşı"dır. 2003 yılında İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un Kürt liderlere bir mektup yazarak, "Kuzeyde düşündüğünüz Kürt devleti hayalinizi gerçekleştirmenizde, size İsrail'den başka yardım edebilecek bir devlet yoktur!" dediğini de hatırlatalım.
İncirlik'te kelepçelenen Binbaşı Dinçer acısını, "Olayı en üst makamlara taşıyacağız dediler ama hiçbir şey yapmadılar" sözleri ile dile getiriyor.
Bu ne ki?
2003'te İncirlik'te, ABD Genelkurmay Başkanı'na, "PKK'nın amacı Kürt Devletinin kuruluş sürecinde Türkiye'yi angaje tutmaktır" brifinginin, bu toplantıya sızan Türk istihbaratı tarafından bu bilgilerin, askeri ve siyasi makamlara ulaştırmasına rağmen onlarca yıl yapılanlara, yani, 1993 yılından beri bölgede bir Kürt devletinin kurulması için Türk askerlerinin peşmergeleri eğitmesine, Türk hükümetlerinin Barzani ve Talabani aşiretleri arasındaki kavgaları önleyerek, onlara maddi mânevi her türlü yardımı yapmasına ne demeli?
Hasan DEMİR